Quantcast
Channel: Siyah Gri Beyaz
Viewing all 500 articles
Browse latest View live

Hesap Kitap İşleri - Havacılıkta Tedarik Yönetimi (Rus Uçakları Neden Bu Kadar Ucuz?)

$
0
0
Çkalov tesisindeki üretim bandında bir Su-34
Kaynak
Suhoy tarafından Rus Hava Kuvvetleri için üretilen Su-34 taktik bombardıman uçaklarından üçü, 9 Temmuz günü Novosibirsk'teki Çkalov uçak fabrikasında düzenlenen bir törenle teslim edildi. [1] 2020 yılında tamamlanması planlanan teslimatlar, 2012 Mart ayında imzalanan yaklaşık USD3.03 milyar tutarındaki bir sözleşme kapsamında gerçekleştirilmekte. [2] Sözleşme, 92 adet Su-34'ün üretimini içeriyor.

Su-34, Soğuk Savaş'ın sonlarına doğru tasarlanmış bir uçak. Suhoy firmasının başarılı çok görevli taktik savaş uçağı olan Su-27 (NATO kodu "Flanker") tasarımının bir türevi. Yeni geliştirilen havadan havaya ve havadan yere hassas güdümlü silah sistemleri ile donatılmış, uzun menzilli bir saldırı uçağı olan Su-34'ün en dikkat çekici özelliği, iki pilotun yan yana oturduğu kokpiti. Uçağın tasarım amacı, Rus Hava Kuvvetleri hizmetindeki Su-24 (NATO kodu "Fencer") taktik bombardıman uçaklarının yerini almak.

Çift motorlu, yaklaşık 4,000km menzile ve 8,000kg faydalı yük taşıma kapasitesine sahip bir uçak Su-34. Bu uçaktan 92 adet satın almanın Rusya'ya maliyeti, sözleşme bedeli üzerinden (yani işletme/idame ve bakım giderleri hariç) uçak başına yaklaşık USD33 milyon. Karşılaştırma için, Türkiye'nin 30 adet gelişmiş F-16 Block 50 alımı için ABD hükümeti ile imzaladığı Peace Onyx IV programının sözleşme bedeli USD1.8 milyar idi. [3] Yani uçak başına USD60 milyon.

Çift motorlu, büyük gövdeli ve ağır Su-34'ün tanesi USD30 milyon, tek motorlu, daha hafif ve küçük F-16'nın tanesi USD60 milyon. Burada bir terslik yok mu?

Aslında pek yok. Hatta bazı açılardan Su-34'ün F-16'dan daha pahalıya geldiğini dahi iddia etmek mümkün. Peki nasıl?

Bu soruya yanıt aramadan önce bazı temel kavramları irdelemek gerek. Zira bir savunma sisteminin, sıklıkla da savaş uçaklarının maliyeti konusunda çoğunlukla kavramların birbirine karıştırılması ve eksik bilgiden doğan hatalar göze çarpıyor.

Oldukça karmaşık bir sistemler sistemi olan savaş uçaklarının geliştirme, üretim, tedarik ve işletme (operasyon) maliyetleri ayrı ayrı başlıklar altında incelenir. Tedarik yönetimi aslında başlı başına derin bir konudur ve buradaki temel ilkeler sadece savaş uçaklarına özgü de değildir; diğer savunma araç gereç ve teçhizatı için de üç aşağı beş yukarı aynen geçerlidir. [4] [5] [6]

Maliyetler silsilesinin en sonunda, "Fabrika Çıkış Maliyeti" olarak Türkçeleştirdiğim "Flyaway Cost" bulunmakta. Fabrika çıkış maliyeti, tekrar eden (recurring) ve tekrar etmeyen (non-recurring) olmak üzere iki bileşenden oluşur. Tekrar eden maliyet, her bir uçağın, adı üzerinde, fabrikadan çıkması için gereken toplam maliyettir. Bu maliyetin içinde uçakta bulunan motor, aviyonik, sensör vb'nin maliyeti bulunur. Tekrar etmeyen maliyet ise, üretimin başlaması için gerekli ödeme ve harcamaları içerir. Toplam fabrika çıkış maliyeti içindeki payı oldukça düşüktür.

"Silah Sistemi Maliyeti" (Weapon System Cost) ise destek sistemleri, garanti, teknik dokümantasyon, eğitim sistemleri ve eğitim hizmetleri, teknik hizmetler ve danışmanlık, teslimat giderleri gibi kalemleri fabrika çıkış maliyetinin üzerine ekler; sistemin kullanımı için yapılan harcamalar (personel ve yakıt giderleri gibi) hariçtir. "Anahtar teslim fiyat"a benzetilebilir. Bazı kaynaklar silah sistemi maliyetini "Total Flyaway Cost" olarak adlandırır. Silah sistemi maliyetine başlangıç seviyesi (ilk aşama) yedek parçaların maliyetinin eklenmesi ile de "Tedarik Maliyeti" (Procurement Cost) elde edilir.

Tedarik edilen sistemin geliştirilmesi ve tasarlanması için yapılan tüm harcamaların toplamı "Geliştirme Maliyeti"ni (Development Cost) oluşturur. Bunlar arasında tüm araştırma - geliştirme (ArGe) ile ilgili tüm yatırım ve çalışma giderleri, laboratuar vb teknik altyapı yatırımı, ArGe proje yönetimi giderleri, test ve deneyler vb bulunur. Prototip ve test sistemlerinin maliyeti de geliştirme maliyetine dahildir.

Çeşitli maliyet kalemlerinin ömür döngüsü
maliyeti içindeki oranları
Kaynak
Tedarik maliyeti ile geliştirme maliyetinin toplamı ise "Program Maliyeti"ni (Program Acquisition Cost) verir. Özet olarak bir sistemin geliştirilmesi, tedariği ve bulundurulması için harcanan tüm paranın toplamıdır. Kimi zaman tedarik maliyetinin bir parçası olarak da verilen "Altyapı Maliyeti" de program maliyetinin bir bileşenidir. Altyapı maliyeti, sistemi işletilmesi, saklanması, eğitimi vb tüm operasyonları destekleyici bina, tesis ve cihaz için yapılan harcamaları kapsar. Program maliyeti içinde işletme - idame giderleri, yatırım giderleri ile birlikte en yüksek paya sahiptir. Söz gelimi sabit kanatlı bir uçak programı için ArGe giderleri program maliyetinin 20%'si kadar iken işletme - idame ve yatırım giderleri yaklaşık 40%'ar kadardır. [7]

F-35 projesinde, 2,457 adet F-35A, F-35B ve F-35C için ABD hükümetinin hesapladığı toplam program maliyeti, 2012 Mart ayı itibariyle USD395.7 milyardır. [8]

Sistemin kullanımı süresince yapılan tüm harcamalar, yani her türlü işletme ve idame (Operations - Support) giderlerinin (yakıt, yağ, yedek parça, harekât ve bakım giderleri, personel giderleri, kullanılan silah maliyeti vb) ve hizmetten alınma (Disposal) maliyetinin (envanterden düşme süreci, söküm ve hurda işlemleri vb) program maliyetine eklenmesi ile sistemin "Ömür Devri Maliyeti" (Life Cycle Cost) elde edilir. Sistemin tedariğine ilişkin planlama, harekât konsepti belirleme (CONOPS; Concept of Operations) çalışmaları, program yönetimi, bütçeleme vb giderler ile dolaylı maliyetlerin bunun üzerine eklenmesi ile de "Toplam Mülkiyet Maliyeti" (Total Ownership Cost) bulunur.

F-35 Projesi maliyetler tablosu
Tüm bu maliyet çeşitlerinin, bu silsilenin anlattığı bir şey var aslında: Bir savunma sisteminin tasarlanması kendi başına, münferit ele alınabilecek bir şey değildir. Bir ekonomik - sınai sistemin parçası ve uzantısı olmak durumundadır. Sadece bir prototipi ve hatta seri üretim bandı çıktılarını oluşturmak hiç bir anlam ifade etmez. Bu sürecin, bir vizyona ait, bir doktrinin parçası olması gerekir.

Su-34'ün birim fiyatının neden bu kadar düşük olduğu sorusuna yanıt ararken çok daha karmaşık bir konunun içinde bulduk kendimizi. Bir denge oyunu bu; iç içe geçmiş maliyet kalemleri arasında kurulması gereken bir denge söz konusu. Bu dengeyi sağlamanın birden fazla yolu var. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği bu dengeyi, Marksist ekonomi teori ve uygulamaları doğrultusunda oluşturmuştu.

Ömür devri maliyeti içindeki en önemli ve en ağır kalem olan işletme - idame süreçleri, Sovyet askeri mekanizması tarafından, Batı'dan daha farklı şekilde kurgulanmıştı. Bu kurgu, SSCB'nin kendine özgü endüstriyel, demografik ve askeri koşulları ile ideolojik yapı üzerine inşa edilmişti. Söz konusu bu işletme - idame yapısının ana bileşenleri şu şekilde sıralanabilir: [9] [10]

Bakım personeli tarafından motor kontrolünden
geçirilen bir Çekoslovak MiG-21F-13'ü.
1. Önleyici Bakım: Savunma sistemlerinin bakım aralıkları oldukça düşüktü; Batı (NATO ve ABD) üretimi muadillerine göre kapsamlı bakım arası ortalama süreleri (Mean Time Between Overhaul; MTBO) daha kısaydı. Üretim kalitesi ve elektro-mekanik aksamın fazlalığı yanında bu durumun bir başka nedeni, harbe hazırlık seviyesini devamlı surette yüksek tutma isteği idi. Ayrıca çok büyük bir bölümü zorunlu askerlik hizmeti ifa eden personeli bakım, onarım ve yenileme işlemleri ile "meşgûl" tutmak da gerekmekteydi. Bu hususlar doğrultusunda, başta motor ve hidrolik sistemler olmak üzere her türlü savunma sisteminin çok sayıda fazla periyodik önleyici bakım ve muayene işlemi bulunmaktaydı.

2. Tamir Etme Yerine Değiştirme:  Genel olarak Sovyet ekonomik - endüstriyel sistemi, tamir, onarım ve bakım işlemlerinin büyük tesis ve fabrikalarda yapılmasını öngörmekteydi. Ayrıca daha da önemlisi, ön hatlarda görev alan başta savaş uçağı olmak üzere araç gerecin ana ve alt sistemlerinin bakım onarım işlemleri için gereken uzmanlık ve tecrübe seviyesi, söz konusu parçaların değiştirilmesi için gerekenden çok daha fazladır. Bu durum ise, zorunlu askerlik sistemine göre yapılandırılmış bir ordu için önemli bir risk unsuru idi. Dolayısıyla, ön hatlardaki sistemlerin çalışır durumda tutulabilmeleri için daha kısa sürede ve daha kolay bir şekilde yapılabilecek değiştirme işlemi tercih edilmişti. Öte yandan değiştirme işlemi, tamirata göre çok daha kısa sürmesi nedeniyle harbe hazırlık seviyesini yüksek tutulmasına katkıda bulunmaktaydı.

3. Yeniden Üretme: Sovyet sisteminde bakım - onarım sürecinin parçası olarak başta uçak olmak üzere sistemlerin bakım onarım süreçleri içinde, gövde (airfrme) ve motor dahil neredeyse tüm ana ve alt parçaların baştan üretilmesi de yer almaktaydı.

4. Uzmanlaşma: İşletme - idame süreci içinde her bir bakım konusu için ayrı bir uzman ekip ve personel bulundurulmaktaydı. Bu personelin yetiştirilmesi için de her bir konu üzerine özelleşmiş eğitim kurumları (teknik okul, fakülte vb) kurulmuştu. Buna ilaveten bakım, onarım ve yenileme süreçleri son derece ayrıntılı bir şekilde belgelendirilmişti; tüm işlem ve usüller neredeyse saat hassasiyetinde yönerge, talimname ve kılavuzlarla yönetilmekteydi.

5. Katı ve Muhafazakar Süreç Planlama: MTBO süreleri çok kısa olması dolayısıyla, parça ve aksam değişim zamanları ve kuralları oldukça kesin bir şekilde belirlenmekteydi. Bir sistemin ana ve alt aksamları bakım zamanından önce genellikle muayene için sökülmezdi; hangi parçanın ne zaman muayene edileceği, ne zaman bakıma ve/veya değiştirmeye gönderileceği kurallara bağlanmıştı ve bu kurallara kesin bir şekilde riayet esastı. Sistem üreticileri, ürettikleri parça, araç ve cihazın bakım süreçlerinden sorumlu idi. Vaat edilen MTBO süresinin altında performans gösteren sistemler için çok katı cezalar verilmekteydi.

Bakım aralıklarının kısa olmasının bir nedeni de, beklenmeyen arızalara nedeniyle operasyondan (uçuştan) çekilmelerin önüne geçmekti (ancak pratikte bu fazla pek mümkün olmamıştır). Öte yandan seri üretimine yeni başlanmış uçaklarda gövde ve motorların MTBO'ları özellikle çok düşük tutulmaktaydı, bu süreler seri üretim devam ettikçe kademeli olarak artırılırdı.

Burada önemle vurgulamak gerekir ki MTBO'nun düşük ya da yüksek olması, motorun kalitesi ile ilgili doğrudan bir fikir veremez. Eğer motor, üreticinin verdiği / hesapladığı MTBO değerlerine yüksek bir hassasiyetle uygun bir şekilde çalışıyorsa güvenilirdir. Açmak gerekirse, eğer bir turbofan motor için 200 saat gibi düşük bir MTBO verilmişse ve bu motor tam da her 200 saatte bir overhole ihtiyaç duyuyorsa güvenilirliği son derece yüksektir anlamına gelir. Öte yandan söz gelimi 2,000 saat MTBO'su verilen bir turbofan, 1,800 - 2,300 saat aralıklarında overhol ihtiyacı duyuyorsa güvenilirliği düşüktür, operasyonel anlamda ilk motora göre daha yüksek risk taşımaktadır. (Eğer benzer performans parametrelerine sahip iseler, şahsi tercihim ilk motordan yana olur)

Hava aracı özelinde dikkat çeken bir husus, uçaklar için gövde (aviyonik, sensör ve silah dahil) ve motorların, ideoloji ve ekonomik vizyon doğrultusunda iki ayrı birim olarak ele alınmasıydı. Bu iki birimin bakım - onarım takvimleri ve planlamaları ayrı ve çoğunlukla da birbirleriyle uyumsuz idi. Bu durum çoğu zaman gereğinden sık ve uzun süre uçuştan çekilme ile sonuçlanmaktaydı. Uçak motorlarının toplam hizmet ömrü, uçağın hizmet ömrünün 25% - 50% kadar olacak şekilde hesaplanmaktaydı; dolayısıyla bir uçak hizmet ömrü boyunca en fazla 2 ya da 3 kez kapsamlı bakım - onarımdan (overhol) geçerken, motor bu işleme en az 5 kez girerdi. Sonuçta da bir askeri uçak, hizmet ömrü boyunca motor başına en az 5 yedek motora ihtiyaç duyardı (Sivil uçaklar için de benzer durum söz konusudur).

Uçaklar için hizmet ömrü ve bakım periyotlarını incelerken göz önünden kaçırılmaması gereken bir nokta, özellikle yüksek performanslı savaş uçakları için sadece uçuş saatinin değil, iniş - kalkış sıklığı ve her bir sortide motorun hangi rejimlerde kullanıldığının da önem taşıdığıdır. Sovyet ordusu barış zamanı eğitim görevlerinde yeni uçakları kullanmaktan genellikle kaçınırdı.

Sonuç olarak Sovyet askeri - endüstriyel mekanizmasının ürettiği bir savaş uçağının,

Yüksek performanslı olsa da sık bakım - onarım gerektiren,
Bakım - onarım için tamire gönderilmektense yerine yenisinin konulduğu,
Ana ve alt sistemlerinin bakım - onarımdan ziyade yenisi ile değiştirildiği,
Her bir ana ve alt sistemi için çok sayıda yedek parçanın üretilmesi dolayısıyla birim maliyet ve fiyatlarının son derece düşük olduğu,
Ön hat / uçuş hattı bakım, onarım ve muayene işlemlerinin katı, dakik ve kesin kurallara bağlı olduğu,
Söz konusu işlemlerinin nispeten eğitimsiz / tecrübesiz personel tarafından yapılabildiği

söylenebilir.

Bu üretim ve işletme - idame sistemi, Sovyet ekonomik - endüstriyel yapısı ve Soğuk Savaş koşulları göz önüne alındığında makûl ve sürdürülebilirdi. Yedek parça ve aksam bazında üretim ihtiyaçları belki çok yüksekti ama bu yüksek rakamları oluşturması gereken, sübvanse edilmesi gereken çok geniş bir sanayi altyapısı vardı.

Bu nedenle T-72'ler, MiG-21'ler, BMP'ler peynir ekmek gibi satmışlardır. İlkalım fiyatları düşük, bakım - onarımları kolay ve ucuz, kullanımları ve bakımları yüksek uzmanlık gerektirmeyen platformlar olarak Sovyet peyki ya da üçüncü dünya ülkelerinin tercihi olmuşlardır.

Ancak Soğuk Savaş sona erdi. Söz konusu sistem, devletler, hatta paktlar arası topyekûn bir savaşa göre şekillendirilmişti. Ancak artık dünya eski dünya değil; savunma sistemleri devletlerarası savaşlarda değil, çokuluslu tatbikat ve harekâtlarda kullanılıyor. Caydırıcılık için bir ülkeyi işgâl etmektense özel kuvvet / istihbarat operasyonları ya da geniş kapsamlı bir tatbikat daha etkili olabiliyor. Dolayısıyla savunma sistemlerinin işletme - idame giderleri, barış döneminde daha dikkat çekici, daha can acıtıcı olabiliyor - hele ki savunma bütçelerinin ciddi oranlarda daraldığı bu dönemde.

Buraya kadar teorik ağırlıklı geldik, biraz örnekler üzerinden devam ederek açalım:

MiG-29 (NATO kodu "Fulcrum") savaş uçağının motoru olan Klimov RD-33 turbofan motorunun toplam hizmet ömrü ilk üretim modellerde 750 saat civarı iken son modellerde üretici bu değerin 4,000 saate çıkartıldığını iddia etmekte. MTBO ise örneğin Hint Hava Kuvvetleri'nde 200 saat civarında. [11] Su-27 ve türevi uçakların motoru olan AL-31 için MTBO değeri 300 - 500 saat iken toplam hizmet ömrü de 900 - 1,500 saat arasında değişmekte. Öte yandan örneğin F-16 savaş uçağının motoru olan General Electric F110 turbofan için MTBO 2,000 saat; toplam hizmet ömrü de 8,000 saat. Aradaki fark, üretim teknolojisi ve işletme - idame stratejisindeki farklılıktan kaynaklanmakta. Eski Sovyet sisteminde uçak, beraberinde olabildiğince fazla yedek motorla cepheye sürülmekte, motoru (ve tabi ki diğer ana sistemleri) çok daha sık olarak değiştirilmekte, hatta çoğu durumda uçağın kendisi geri alınıp yerine yenisi konmakta. Batı (NATO) sisteminde ise insan veor makina parkı kaynakları Sovyetler kadar geniş olmadığı için tek bir uçağı mümkün olan en uzun süre cephede tutmak esas: Bu nedenle uçağın motor dahil tüm sistemleri çok daha uzun süre kapsamlı bakım - onarım gerektirmeden çalışabilecek şekilde tasarlanıyor. Bu ister, doğal olarak geliştirme ve üretim maliyetlerinin çok daha yüksek olması sonucunu doğuruyor. İlaveten bakım - onarım prosedürleri çok daha uzman, yetişmiş personelin bulundurulmasını gerektiriyor: Kısıtlı insan kaynağı ve profesyonel askerlik sisteminin bir yan etkisi.

Eskişehir 1. HİBM'deki bakım hattında bir F-4E
Türkiye Peace Onyx IV projesi ile 30 adet F-16 Block 50+ siparişi verdi. Bu siparişin bir parçası da toplam 42 adet F110-GE-129 motoru idi; 12 adet yedek motor eder (2.5 uçak için bir yedek motor). Yedek motor sayısının görece bu kadar fazla olmasının nedeni, F-4E 2020'lerin ömürlerinin sonlarına gelmesi, çok daha fazla yükün F-16 filosunun sırtına binecek olması ve özellikle Block 50+'ların üstlenmesi beklenen uzun menzilli darbe / bombardıman görevleri nedeniyle artacak uçuş saatlerinin getireceği yüke bağlanabilir. Unutulmamalıdır ki Türkiye bu 30 F-16 ve 42 F110 motoru, 1987'den bu yana benzer tipte uçak ve motor kullanan bir kuvvete ve bakım - onarım sistemine dahil etti. Türk Hava Kuvvetleri bakım personeli ve mühendisleri bu uçak ve motor tipine aşina, neredeyse her parçası için tecrübeli.

Peki Türkiye F-16 yerine söz gelimi MiG-29 almış olsaydı manzara nasıl olurdu? Kuvvetle muhtemel sözleşme bedeli USD1.8 milyardan çok daha düşük gerçekleşirdi. Türkiye ile yakın tarihlerde bir sipariş veren Myanmar, 20 MiG-29 için USD550 milyon ödedi. Aynı içerikte ama 30 MiG-29 için sözleşme bedelinin USD750 - 850 milyon bandında gerçekleşeceği iddia edilebilir; neredeyse yarı yarıya bir fark söz konusu.

Ancak Türkiye eğer 30 MiG-29 almış olsaydı ve bu uçakların kullandığı Klimov RD-33 motorları en mükemmel koşullarda kullansaydı (750saat MTBO, 1,500saat toplam hizmet ömrü), çok ciddi bir RD-33 stoğu yapmak zorunda kalırdı. Zira NATO standartlarına göre yıllık ortalama 200 - 250 saat uçuş yapacak olan Türk MiG-29'larının ortalama üç senede bir motor değişimine gitmesi gerekecekti. Bu da ortalama 25 senelik toplam hizmet ömrü içinde bir Türk MiG-29'unun yine ortalama 8 yedek motora ihtiyaç duyacağı anlamına gelir, kaba bir hesapla. Yılda 250 saat üzerinden 25 yılda toplam 6,250 uçuş saati; bir motor için 4 motor yedek gerektirir, ki 3 yılda bir de overhol için uçak uçuştan çekilmek durumunda kalınacak.

30 uçaklık filo için 25 senede 240 adet yedek motor eder. Hizmet ömrünün sonlarına doğru azalacak uçuş saatlerinden dolayı 200 civarında bir stoğun yeterli olacağı söylenebilir. Birim maliyeti açık kaynaklarda USD2,6 milyon olarak geçmekte [13], dolayısıyla bu, 30 uçağa 200 yedek motor için USD500 - 550 milyon dolaylarında bir yedek motor ilkalım maliyeti anlamına gelir (Hatırlatmak isterim ki bu bütçe, 750saat MTBO gibi RD-33'ler için neredeyse hayal bir performans üzerinden hesaplandı. 300saat MTBO ile 900saat toplam hizmet ömrü daha gerçekçi olurdu. Burada Türk bakım personelinin mahareti faktörünü de hesaba katarak 750 saati kullandım). Bu sayı, lisans altında üretimi makûl kılabilir. Bu durumda ayrıca altyapı, tesis, üretim bandı ve eğitim maliyetlerinin de eklenmesi gereklidir.

Bu sayıyı makul sınırlara çekmek için iki çözüm yolu var: 1. Senelik uçuş saat miktarını düşürmek, 2. motorun performans değerleri ile oynamak (downgrade). Motor performansını düşürmek görev performansını düşürmek anlamına gelebilir ve geniş bir coğrafyada çok çeşitli tehditlerle karşı karşıya olan bir ülke için alınması zor bir risktir. Uçuş saatini düşürmek de benzer bir etki doğuracaktır. Bu durumda birim uçak başına uçuş saatini düşürmek, yani daha fazla sayıda uçak tedarik etmek gerekir.

Başka bir deyişle 30 adet F-16 Block 50+'nin doldurabileceği kabiliyet boşluğu için söz gelimi 50 - 60 adet MiG-29 almak gerekir.

Ancak, tekraren, Soğuk Savaş sona erdi, Soğuk Savaş paradigmaları da öyle. Kaynaklar, bütçeler kısıtlı; topyekûn savaşlar daha az olası. Bir uçağı uçar durumda tutmak için harcanacak para daha az. Sovyet sistemi uymuyor bu yeni yap-boza, Batı sisteminin sürdürülebilirliği ayrı bir soru işareti.

Bu durum uzun zamandır Rusya'da ciddi bir sorun. Rus havacılık sanayii yeniden doğuş sancıları çekiyor, dönüşüm ve modernizasyon programları yürütüyor. Bu konuda Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ciddi baskısı söz konusu: Havacılık sektörünün yetkilileri sık sık siparişlerin zamanında yetiştirilmesi, üretim kalitesi, toplam hizmet ömrü desteği, maliyetler ve süreç yönetimi hususlarında uyarılıyor. Havacılık sektörü üretim tekniklerinin modernizasyonu için ciddi kaynak ayırmış durumda. CAD / CAM, ürün yaşam döngüsü yönetimi (PLM; bu kapsamda Alman Siemens ile işbirliği gerçekleştirildi) [12], kompozit malzeme işleme ve üretim teknolojilerine ciddi oranda yatırım yapıldı. Ayrıca SSCB'nin dağılmasından sonra ülkeden ayrılan nitelikli işgücünün doğurduğu açığı kapatmak için eğitim ve istihdam hamleleri yapılmakta. Öte yandan teknoloji transferi, ortak geliştirme ve lisans altında üretim gibi konularda Batı ile hızla artan bir işbirliği grafiği bulunuyor; bilhassa hazır ticari ürün (COTS; Commercial Off the Shelf) olarak tedarik edilebilecek alt sistemler için. Sürecin hızlı ve verimli işlediği söylenemez, ancak PAK-FA, MS-21, Mi-38 gibi projelere bakılacak olursa orta - uzun vadede Rusya'nın eski Sovyet sistemi ile Batı sistemi arasında bir sentez oluşturabilmesi mümkün görünüyor.


Sonuç

Bir sistemin fiyat etiketi, o sistemin maliyeti hakkında yorum yapmak için sağlıklı bir veri değildir. O fiyat etiketinin arkasındaki altyapı, geliştirme, üretim ve tedarik maliyetleri, hangi lojistik ve doktrinel çerçeveye oturduğu gibi soruların yanıtlanması gerekir.

Savunma sistemlerine dair ihtiyaç planlaması, tedarik ve ArGe yönetimi ile işletme - idame süreçleri, karmaşık hesap ve analizleri gerektirir. Bugünün teknolojik imkânları dahilinde 25 - 30 sene sonrasına dair öngörüleri yapabilmek, kristal küreye bakmadan geleceği görmek gerekir. Tüm bunların da oturmuş bir strateji, ekonomik - endüstriyel altyapı ve doktrinler tarafından beslenmesi şarttır.

Bir uçağı hangardan çıkarmak tek başına büyük bir başarı değildir. Asıl başarı, o uçağı maliyet  - etkin şekilde kullanabilmek, bakım - onarım - yenileme operasyonlarını pürüzsüz gerçekleştirdikten sonra dört başı mamur şekilde emekliye ayırabilmiş olmaktır.

Bunu başarmak için de özgün bir süreç geliştirmek şarttır. Bu, bilhassas havacılık sanayiini sıfırdan (tekrar) kuran ülkemiz için hayati derecede önemlidir. Eski Sovyet sistemi günümüz koşullarına uygun olmamakla birlikte bazı önemli dersler sunmaktadır. Batı sistemi hızla artan maliyetleri ile sürdürülebilir görünmemektedir. Kıtaların buluştuğu yer olmakla övünen ülkemizin bu konuda da kendine özgü bir felsefe geliştirmesi yerinde görünmektedir.

Bir fiyat etiketinden nerelere geldik....




[6]: DoD 5000.4-M Cost Analysis Guidance and Procedures, ABD Savunma Bakanlığı:  http://www.dtic.mil/whs/directives/corres/pdf/500004m.pdf
[7]: "Introduction to Cost Analysis Terms and Concepts", Defence Acquisition University ders notları: https://learn.dau.mil/CourseWare/10_7/scopage_dir/mod1/au1.html
[8]: "How the F-35 Nearly Doubled In Price (And Why You Didn’t Know)", Time, 09.07.2012: http://nation.time.com/2012/07/09/f-35-nearly-doubles-in-cost-but-you-dont-know-thanks-to-its-rubber-baseline/
[9]: The Economics of Soviet Military Aircraft Maintenance, CIA Stratejik Araştırma Dairesi Raporu, Mart 1979: http://www.foia.cia.gov/sites/default/files/document_conversions/89801/DOC_0000969801.pdf
[10]: "Soviet Defense Spending: A History of CIA Estimates, 1950-1990", Noel E. Firth, James H. Noren, Texas A-M University Press, 1998
[11]: http://www.airliners.net/aviation-forums/military/read.main/16344/
[12]: http://www.deagel.com/Fighter-Aircraft-Engines/RD-33_a000909001.aspx
[13]:http://www.plm.automation.siemens.com/CaseStudyWeb/dispatch/viewResource.html?resourceId=31004




7. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı

$
0
0
Makina Mühendisleri Odası (MMO) Eskişehir Şubesi'nin düzenlediği ve benim de Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu (UHUM MEDAK) üyesi olarak düzenleme kurulunda yer aldığım 7. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı (UHUMK), 3 - 4 Mayıs tarihlerinde Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'nde gerçekleştirilecek.

Kurultayın ana bildiri konuları şu şekilde belirlendi:

1. Uçak, havacılık ve uzay mühendisliğinde eğitim / istihdam planlaması ve yeni açılan bölümler

2. Havacılık sektöründe yeni / ileri teknoloji yatırımları

3. Özgün hava aracı çalışmaları

4. Havacılık sektöründe yan sanayi (KOBİ) olgusu ve yeterlilik - gereklilik incelemeleri

5. Havacılıkta üniversite - sanayi işbirliğinin geliştirilmesi

6. Hava araçlarının bakım, onarım ve yenileştirilmesinde kabiliyet ve iş payı değerlendirmeleri

7. Havacılıkta sertifikasyon ve uçuş emniyeti

8. Uçak, havacılık ve uzay mühendisliğinde iş yaşamı değerlendirmeleri

Afrika Bildiğiniz Gibi: Mali İç Savaşı ve Serval Harekâtı

$
0
0
Fransız Silahlı Kuvvetleri 11 Ocak günü Batı Afrika ülkelerinden Mali'deki aşırı İslamcı militan gruplara karşı bir hava ve özel kuvvet harekâtı başlattı. Harekât, aslında uzun süredir "geliyorum" diyen bir sürecin sonucu: Mali'deki etnik ve dini terörün Sahra-altı Afrika'da bir kara delik oluşturması tehlikesine karşı bir süredir Afrika Birliği ve Birleşmiş Milletler nezdinde yoğun bir girişim mevcuttu. Ancak Afrika Birliği'nin müdahalede geç kalması ve ülkedeki militan grupların ani ve etkili saldırıları, Fransa'nın liderliğinde acil bir saldırı sonucunu doğurdu.

Ölçeği çok geniş olmayabilir ancak Mali, Avrupa'nın kuvvet aktarım kabiliyeti, Afrika'daki aşırı İslamcı hareketlerin varlığı ve kıtada yakın - orta vadede gerçekleşmesi muhtemel güç mücadelelerinin seyri açısından ipuçları ile dolu gibi görünüyor.


Arka Plan

Cezayir, Nijer, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Gine, Senegal ve Moritanya'ya komşu olan Mali'nin denize kıyısı bulunmuyor. 14.5 milyonluk ülkenin başkenti Bamako. Ülke nüfusunun 90% kadarı Müslüman; etnik dağılım ise 50% Mande, 17% Fula, 12% Voltaik, 6% Songhai, 10% Tuareg ve Moor şeklinde. Eski bir Fransız sömürgesi olan ülke bağımsızlığını 1960 yılında kazanmış.

Ülkede halen aktif olan üç silahlı örgüt bulunuyor: MNLA, Ensarüddin ve Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi.


MNLA: MNLA (Mouvement National pour la Libération de l'Azawad; Azavad'ın Kurtuluşu Ulusal Hareketi) örgütü, Tuareg nüfusa sahip Azavad bölgesinin bağımsız bir devlet olarak Mali'den ayrılması amacı ile Ekim 2011'de kurulmuş silahlı bir örgüt. Örgütün militan kaynaklarının önemli bir kısmını Libya'dan geçmiş gruplar teşkil ediyor. Her ne kadar bölücü bir örgüt niteliğinde olsa da MNLA, Mali'de faaliyet gösteren diğer iki örgüte nazaran daha organize bir yapıya sahip. Hiyerarşik bir kuruluşa ve siyasi kanada sahip örgütün http://www.mnlamov.net/ adresinde resmî bir sitesi de bulunuyor.

Ensarüddin:
Mali'nin kuzeyindeki Azavad bölgesinde faaliyet gösteren, etnik Tuareg'lerden müteşekkil ve iddialara göre El Kaide ile sıkı bağları olan bir örgüt. Yine iddialara göre 2011 Libya İç Savaşı'ndan sonra ülkeden çıkan çok sayıda militan, silah ve mühimatla birlikte örgüt büyük oranda güçlendi. Ana amacını Azavad bölgesinde Şeriat kanunları ile yönetilen bağımsız bir ülke kurmak olarak ilan eden Ensarüddin, Mali'deki iç savaşın başlarında MNLA ile işbirliği kurarak kuzeydeki konumunu sağlamlaştırdı. Ancak Haziran 2012'de MNLA'nın işbirliğini bozması sonrasında iki örgüt birbiri ile de çatışmaya başladı. Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi'nin desteğini alan Ensarüddin, MNLA'ya karşı önemli üstünlük ele geçirdi.

Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi:İslâmî Magrib El Kaide örgütünün bir nevi "şubesi" olarak Ekim 2011'de kurulan Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi (Movement for Oneness and Jihad in West Africa; MOJWA) örgütünün militan tabanının ağırlığını Cezayir'den kaçan Selefiler teşkil ediyor. Örgütün lideri, Moritanya kökenli Hamza Uld Muhammed Heyru. Örgüt, Ensarüddin ile yakın işbirliği içinde. Bu işbirliği, Goa'nın ele geçirilmesinde kilit rol oynadı. Eylül ayında da Douentza'nın büyük kesimini ele geçirdi.

Hareketin ilginç bir özelliği, ilgi alanının sadece Mali değil, tüm Batı Afrika'yı kapsaması. Mali dışında Cezayir'de de güçlü bir varlığı bulunuyor. Dolayısıyla Cezayir'in Mali krizine ilgisi sadece sınır komşusu olmasından dolayı değil.



Ensarüddin militanları, Afrika'daki çatışmaların vazgeçilmez
aktörü Toyota kamyonetlerin üstünde poz veriyor
Olayların Seyri

Hükümetin, ülkenin kuzeyindeki isyancılarla mücadelede yetersiz kaldığını savunan ordu, Devlet Başkanı Amadou Toumani Touré'e karşı 2012 başlarında ayaklandı. Ayaklanma kısa sürede bir darbeye dönüştü ve Mart sonunda Touré düşürüldü. Nisan ayında Senegal'e sürgüne giden eski devlet başkanının yerine bu göreve geçici olarak Dioncounda Traoré geçti.

12.10.2012 günü Birleşmiş Millerler Güvenlik Konseyi oybirliği ile, Genel Sekreter Ban Ki Moon'a 45 gün içinde Afrika Birliği ve ECOWAS (Economic Community of West African States; Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu) ile işbirliği içinde bir eylem planını hayata geçirmesi çağrısında bulundu. Kararda ayrıca Batı Afrika ülkelerinin 3,000 askerden oluşan bir müdahale hazırlaması da istendi.

Bu çağrıdan kısa süre sonra Fransa, Mali hükümet güçlerine ve ülkeye müdahaleye hazırlanan komşu ülkelere destek amacıyla ülkeye iki adet IAI Harfang (Heron) İnsansız Hava Aracı (İHA) gönderme kararı aldı. [1]

Bu arada da, Mali'deki duruma müdahale için ABD ve Fransa, ülkenin kuzeydoğu komşusu Cezayir nezdindeki girişimlerini artırdılar. [2] Öte yandan Fransız uzmanlar ile Mali ordu yetkilileri, Başkent Bamako'da bir araya gelerek ülkenin askeri ihtiyaçlarını konuştular. [3]

Mali'ye uluslararası müdahale olasılığının artması anlamına gelen bu gelişmelere Ensarüddin ile Batı Afrika Tevhid ve Cihad Hareketi gruplarından sert yanıt geldi. El Kaide ile bağlantılı bu gruplar, Mali'ye düzenlenecek uluslararası bir müdahaleye sert karşılık vereceklerini, bu kapsamda Başkent Bamako'ya saldıracaklarını açıkladılar. [4]
Ancak ECOWAS, BM Güvenlik Kurulu'ndan geçen karar ve başta Fransa olmak üzere Avrupalı ülkelerin baskısına rağmen bir müdahale gücü kurma iradesi gösteremedi. ECOWAS'ın bu ataleti, Avrupa ülkelerinin Mali'deki duruma ilişkin kaygılarını artırdı. Ara çözüm olarak Mali'ye eğitmen, danışman ve lojistik destek gönderilmesi gündeme geldi. [5] Fransa'nın liderliğindeki bu girişime en aktif destek veren ülkelerden biri de, derhal bir müdahale grubu kurma hazırlıklarına başlayan İspanya oldu. [6] Uluslararası baskının somutlaşmaya başlaması karşısında Kasım ayında İslamcı gruplar, komşu Burkina Faso'nun arabuluculuğunda müzakere girişiminde bulundular. Burkina Faso'ya giden Ensarüddin heyeti, bu ülkenin Devlet Başkanı Blaise Compaore ile görüştüler. [7] Hatta bu grup daha da ileri giderek Şeriat kanunlarını Mali'nin tamamında değil, sadece Kidal kentine uygulamak istediğini açıkladı. [8] Olası müdahaleyi önlemek veya en iyi olasılıkla geciktirmek için Ensarüddin'den gelen bu hamlelere, MNLA da, Fransız yetkililerle müzakerelere başlayarak katıldı. [9] Dahası, MNLA ve Ensarüddin temsilcileri, 20.12.2012 günü Cezayir kentinde gizli bir toplantıda buluşarak, kontrolleri altındaki bölgelerde "dış müdahalelere" neden olabilecek girişimlerden uzak durmayı kapsayan bir anlaşmaya vardılar.

Ne var ki bu cılız girişimler herhangi bir somut sonuç doğurmadı ve BM Güvenlik Konseyi 21.12.2012 günü Mali'ye yönelik, AFISMA adlı çokuluslu bir Afrika Barış Gücü müdahalesini kapsayan bir planı, oybirliği ile onayladı. [10]

Bu karardan kısa süre sonra Fransa'dan Nijer'e, kiralık Antonov An-124 nakliye uçakları ile malzeme sevkiyatı başladı. Ayrıca ABD Deniz Kuvvetleri İspanya'daki Rota Donanma Üssü'nde bulunan Lockheed Martin P-3C Orion deniz karakol ve gözetleme uçaklarını, İtalya ve Libya üzerinden Mali'ye yönlendirdi. Ensarüddin ile Tevhid ve Cihad Hareketi de boş durmadı; ülkenin kuzeyinde terkedilmiş inşaat araçları ve dozerlerle tüneller, sığınaklar, mağaralar ve mevziler kurdu; mühimmat ve malzeme depolamaya başladı. [11]

Tüm bunlar olurken İslamcı gruplar bir yandan da saldırılarını artırdılar, 11 Ocak günü stratejik öneme sahip Kona kentini ele geçirdiler. Bu da fitili ateşleyen gelişme oldu.


Serval Harekâtı (Opération Serval)

Önce Burkina Faso'da üslenmiş olan Fransız Kara Kuvvetleri'ne ait iki adet SA342 Gazelle silahlı helikopteri, Kona ve Douentza'daki İslamcı gruplara saldırı düzenledi. [12] Fransız hava desteğini alan Mali hükümet güçleri, İslamcı grupları Kona'dan püskürtmeyi başardı. [13] Bu arada Fransa, ülkeye asker sevkiyatına da başladı: Serval (Afrika'ya özgü yabani bir kedigil) adı verilen harekât kapsamında 1'nci Yabancı Süvari Alayı'na bağlı bir Zırhlı Süvari Müfrezesi, 2'nci ve 21'nci Deniz Piyade Alayı'na bağlı birer bölük ile Kara Kuvvetleri Özel Kuvvet birlikleri ülkeye gönderildi. Bu yazının yazıldığı 14 Ocak tarihi itibariyle Mali'de yaklaşık 500 - 550 Fransız askeri bulunuyor.

Harekâtın başlaması ile birlikte Fransa ilk kaybını da 11 Ocak gecesi verdi: Mopti kasabasındaki hedeflere saldıran bir SA342 Gazelle helikopteri, yerden açılan ateş sonucu ağır hasar aldı, pilotu da hayatını kaybetti. İkinci pilot vurulan helikopteri üsse uçurmayı ve indirmeyi başardı ancak helikopter kâl edildi. [14]

Mirage 2000D uçakları Mali yolunda

14 Ocak itibari ile Serval Harekâtı'na katılan hava unsurları ise şunlar: [15] [16]

6 adet Dassault Mirage 2000D av - bombardıman uçağı (Çad, N'djamena'da konuşlu)
4 adet Rafale (1/7 Provence Filosu)   
2 adet Dassault Mirage F1CR taktik keşif uçağı (1/33 Belfort Keşif Filosu; Çad, N'djamena'da konuşlu)
1 adet Breguet Atlantique 2 (Senegal, Dakar'da konuşlu)
3 adet Boeing C-135FR tanker uçak (Çad, N'djamena'da konuşlu)
2 adet Eurocopter SA342 Gazelle (Burkina Faso, Ouagadougou'da konuşlu)
? adet Eurocopter Puma (Burkina Faso, Ouagadougou'da konuşlu)
2 adet IAI Harfang İHA

Diğer müttefik hava unsurları:
İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri: C-17 stratejik nakliye uçağı [17]

Kanada Hava Kuvvetleri: C-17 stratejik nakliye uçağı [18]


ABD Deniz Kuvvetleri: P-3C deniz karakol uçağı ve KC-135R tanker uçak desteği (harekât başlamadan önce Fransa tarafından, mevcut C-135FR ve KC-135FR filosunun yetersizliği nedeniyle ABD'den talep edilmişti)


Mali'de görev yapan SA342 Gazelle helikopterleri
Harekâtın ikinci gününde bir açıklama yapan Fransız Genelkurmay Başkanı Oramiral Édouard Guillaud 12 Ocak günü yaptığı bir açıklamada, harekâtı Mali'nin kuzey kesimlerine yayma gibi bir niyetlerinin olmadığını belirtti. Guillaud, Fransa'daki üslerinden kalkan Rafale uçakları ile İslamcılar'ın yarım düzine silahlı kamyonetinin imha edildiğini; Afrika çokuluslu gücü ne kadar çabuk müdahale ederse Mali'ye yapacakları askeri yardıma o kadar az ihtiyaç olacağını ifade etti. [19] Öte yandan 13 Ocak Pazar günü Cezayir, Fransız Hava Kuvvetleri'ne Mali'ye yönelik harekâtı sırasında kendi hava sahasını kullanma izni verdi. [20]

Ancak hava saldırıları, İslamcıların elinde bulunan kuzeydeki Gao kenti üzerine yoğunlaşrak devam etti. [21] Ne var ki gerek arazi koşulları, gerekse Fransız Silahlı Kuvvetleri'nin C4ISR, yakın hava desteği ve havadan ulaştırma konularındaki zafiyeti nedeniyle etkin müttefik desteği olmadan sonuç alıcı bir başarının sağlanması zor görünüyor. [22]

   
Gözlem ve Değerlendirmeler

Mali'deki örgütlerden Ensarüddin belli bir taktik kazanım elde ettikten sonra durma sözü verip, daha sonra bu sözü Kona saldırısı ile bozdu. Örgüt daha sonraki adım olarak Mopti'yi hedefledi. Mopti, Sevare Hava Üssü'nün bulunduğu, stratejik olarak önemli bir kent. Her iki kentte de hükümet güçlerinin ağır yenilgi almasının ana nedeni, Ensarüddin ve Tevhid Hareketi örgütlerinin eşgüdümlü ve planlı saldırıları. Ancak bu durum aynı zamanda Fransa'nın düzenlediği ilk hava saldırıları ile de ağır kayıplar vermelerine neden oldu: Konna ve Mopti civarında kümelenen militanlar ve araçları, Fransız güdümlü bombaları için kolay hedef oldu.

Personel sayısı, teknik donanımı ve taktik kabiliyeti oldukça sınırlı olan Mali ordusu, her üç örgüt ile mücadelede oldukça yetersiz kalmış durumda. Bu durum, Fransız hava desteği ve Avrupa'dan gelmesi beklenen silah, mühimmat ve askeri eğitmen / danışman (=özel kuvvet) takviyesi ile değişebilir. Birkaç hafta sürecek etkili bir hava harekâtı, hükümet güçlerinin ülkenin kuzeyinde otoriteyi tekrar tesis etmelerini sağlayabilir.

Her üç örgütten en arafta kalmış olanı görünümündeki MNLA, harekât başlamadan önce hükümet ile pazarlık masasına oturmaya hevesli görünüyordu. Harekât sırasındaki tutum ve duruşuna göre, İslamcı militanların muhtemel imhasından sonra ülkenin kuzeyi için görece avantajlı bir konuma geçebilir, müzakere masasına nispeten rahat bir şekilde oturabilir. Ancak eğer Mali hükümeti Fransa'nın desteğini abartılı bir biçimde değerlendirip fırsattan istifade etmeye kalkar ve her üç örgütü de ezme yoluna giderse bu, söz konusu örgütleri birbirine çok daha sıkı şekilde bağlayıp güçlü bir direniş kurmaları sonucunu doğurabilir.

Harekât, Fransa'nın denizaşırı kuvvet aktarımı konusundaki sınırlarını gözler önüne sermiş durumda:

i. Ülkenin bölgedeki tek yakın hava destek unsuru, Burkina Faso'daki iki adet köhne Gazelle helikopteri idi. Bunlardan biri yer ateşi ile ilk gün kırıma uğradı, bir pilot öldü.

ii. Nakliye ihtiyacı için kiralık Antonov An-124 ile Kanada ve İngiliz C-17'leri kullanıldı. Airbus Military A400M uçaklarının gecikmesinin Fransız Hava Kuvvetleri ve genel olarak Fransız politikası üzerindeki olumsuz etkisi somut şekilde hissedildi. Aynı şekilde Fransa, mevcut tanker uçak filosunun yetersizliği nedeni ile ABD'den tanker uçak desteği talep etti.

iii. ABD'den C4ISR desteği istenmek zorunda kalındı. Fransa'nın elindeki görece eski Mirage F1CR ile anakaradan çok uzakta görev yapmak zorunda olan Harfang'lar yeterli gerçek zamanlı 3 boyutlu durumsal farkındalık sağlayamadı (çok daha vahimi için bkz: Türkiye)

Afrika Birliği'nin, kıtadaki siyasi ve askeri krizlere müdahale konusunda inisiyatif geliştirme kabiliyetinden yoksun olduğu, bu konuda hala Avrupa'nın "iteklemesi"ne ihtiyaç duyulduğu görüldü. Avrupa'nın ise bu konuda çok güçlü bir iradeye sahip olmadığı vakıadır.

El Kaide ve/veya ilişkili örgütlerin bağımsız ya da otonom bir yönetim bölgesi kurma amacıyla giriştikleri mücadele ayrıca incelenmeye değerdir. Bu kapsamda denize sınırı olmayan Mali önemli bir çatışma alanıdır.

Savaş, politikanın başka araçlarla icrasıdır. Bir bölgeye yönelik politika ve strateji geliştirirken sadece kültürel ya da ekonomik boyutlar göz önüne alınırsa elde edilecek sonuçların uzun vadeli olması mümkün olmayabilir. Uygulamaya geçmese bile, askeri ve istihbari erimin de söz konusu bölgeyi kapsayabilecek nitelikte olması gerekmektedir. Tüm zaafiyetlerine karşın Fransa, başkentinden 4,000km'den fazla bir mesafede hava ve özel kuvvet harekatı icra etmektedir.

Peki Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara'dan azami kaç km mesafede bağımsız müşterek harekât icra etme imkân ve kabiliyetine sahiptir?


Not: Kanada'dan yapılan C-17 talebi bilgisini ilettiği için değerli dostum Cem Devrim Yaylalı'ya teşekkürler.


Kaynaklar

[1]: "France to Send Drones to Mali As Jihadists Flock to North, Report": AllAfrica, 23.10.2012, http://allafrica.com/stories/201210230914.html?viewall=1
[2]: "Clinton to meet with Bouteflika on Mali force": Middle East Online, 26.10.2012, http://www.middle-east-online.com/english/?id=55119
[3]: "Military Experts Meet On Mali": AllAfrica, 29.10.2012, http://allafrica.com/stories/201210300359.html?viewall=1
[4]: "Islamist rebels vow assault on Malian capital if international forces attack": The Guardian, 29.10.2012, http://www.guardian.co.uk/world/2012/oct/29/mali-africa
[5]: "EU considers sending 200 troops to train Mali army": Reuters, 30.10.2012, http://news.yahoo.com/eu-considers-sending-200-troops-train-mali-army-174021595.html
[6]: "España formará a militares malíes para combatir a Al-Qaida en Sahel": Larioja.com, 30.10.2012, http://www.larioja.com/v/20121030/espana/espana-formara-militares-malies-20121030.html
[7]: "Mali Islamists in Burkina Faso for mediation talks": Associated Press, 03.11.2012, http://news.yahoo.com/mali-islamists-burkina-faso-mediation-talks-115627151.html
[8]: "Ansar Dine seek to dodge war: Sharia in Kidal, not across entire Mali": Middle East Online, 14.11.2012, http://www.middle-east-online.com/english/?id=55496
[9]: "Mali Tuareg rebels meet French officials": Middle East Online, 22.11.2012,  http://www.middle-east-online.com/english/?id=55686   
[10]: "UN approves Mali military intervention": El Cezire, 21.12.2012, http://www.aljazeera.com/news/africa/2012/12/2012122018188125127.html
[11]: "Al-Qaida carves out own country in Mali": Associated Press, 31.12.2012, http://news.yahoo.com/ap-impact-al-qaida-carves-own-country-mali-091304997.html
[12]: "Les hélicoptères français attaquent les islamistes à Konna et Douentza": Koaci, 11.01.2013, http://koaci.com/articles-79584
[13]: "Malian army beats back Islamist rebels with French help": Reuters, 11.01.2013, http://www.reuters.com/article/2013/01/11/us-mali-rebels-idUSBRE90912Q20130111
[14]: "'Intense fighting' as French forces attack Mali Islamists": Reuters, 11.01.2013, http://worldnews.nbcnews.com/_news/2013/01/12/16478255-intense-fighting-as-french-forces-attack-mali-islamists?lite
[15]: http://en.wikipedia.org/wiki/Opération_Serval
[16]: http://lemamouth.blogspot.fr/
[17]: "RAF C17 cargo plane to help French operation": BBC, 13.01.2013, http://www.bbc.co.uk/news/uk-21004040
[18]: "Fowler warns of ‘absolute chaos’ if Mali violence escalates": [18]CTVNews, 14.01.2013, http://www.ctvnews.ca/canada/fowler-warns-of-absolute-chaos-if-mali-violence-escalates-1.1113448#ixzz2HzWk3JyH
[19]: "French army says no current plan to target northern Mali": Reuters, 12.01.2013, http://www.reuters.com/article/2013/01/12/mali-rebels-france-idUSP6E7N600Z20130112
[20]:"Algeria grants airspace to French jets for raids in Mali": El Arabiya, 13.01.2013, http://english.alarabiya.net/articles/2013/01/13/260292.html
[21]: "French early strike shakes up Mali intervention plan": Reuters, 14.01.2013, http://www.euronews.com/newswires/1786612-analysis-french-early-strike-shakes-up-mali-intervention-plan/
[22]: "France’s Mali Force May Struggle to Widen Success": BusinessWeek, 14.01.2013, http://www.businessweek.com/news/2013-01-13/france-s-mali-force-may-struggle-to-widen-success

Caydırıcılık Üzerine

$
0
0
Kaynak: StephanKinsella.com
Caydırıcılık: Bir saldırganlığı önlemek ve engellemek için önlem alma işi (Türk Dil Kurumu sözlüğü)

Caydırıcılığın özünde "engellemek" bulunmakta. Engelleme için ise, bir dizi önlem ve hazırlık ile altyapısı sağlanan, psikolojik yönü oldukça kuvvetli bir "duruş" gerekmekte. Dolayısıyla caydırıcılık aslında bir bakıma, hasmın mevcut veriler ve değerlendirmeler ışığında kendi kendine vardığı bir sonuç anlamı kazanıyor. Yani hasmınıza "saldırırsam başıma ne gelir?" sorusunu sordurma (ve bunu sürdürülebilir kılma) yetisidir caydırıcılık.

Caydırıcılık sadece durağan değildir. Değişen ve gelişen koşullar karşısında hızlı konum değiştirebilme ve tutum geliştirebilme kabiliyetinden de beslenir. [1]

İki "kıssa" ile irdelemeye çalışalım caydırıcılığın değişik boyutlarını:

NATO'nun 1970'lerin sonlarında uygulamaya koyduğu "Üçlü Doktrin" (Triad doctrine), Varşova Paktı ile olası bir savaş durumunda sırayla konvansiyonel, taktik (savaşalanı) nükleer ve stratejik nükleer saldırının kullanılmasını öngörüyordu.

Bu konsepte göre, Avrupa'daki, özellikle Federal Almanya'da yoğunlaşan Müttefik konvansiyonel güçlerinin öncelikli görevi, Varşova Paktı ülkelerinden yönelecek bir saldırıyı erkenden tespit etmek ve yavaşlatmaktı. Konvansiyonel güçlerin bu görevde başarısız olmaları durumunda sırayla taktik nükleer silahların kullanılma tehdidi ve akabinde kullanımı gelecekti. Taktik nükleer silahların karşılıklı kullanılacağı bu aşamanın çok uzun sürmeden yerini, stratejik nükleer silahların (karadaki silolar ve denizaltılardan fırlatılan uzun menzilli balistik füzelerin taşıdığı çoklu başlıklar) kullanıldığı topyekûn bir nükleer savaşa bırakabileceği değerlendiriliyordu.

Ne var ki, NATO ve Varşova Paktı ordularının konvansiyonel güçleri karşılaştırıldığında, Üçlü Doktrin'in bazı açmazları da göze çarpmaktaydı. Şöyle ki:

Varşova Paktı'nın saldırısı ile başlayacak ve ağırlıklı olarak Avrupa'da cereyan edecek savaşta, NATO güçlerinin düşman ordularını durdurmak bir yana, yavaşlatabilmesi bile düşük bir olasılığa sahipti. Zira Varşova Paktı ordularının, başta zırhlı ve topçu gücü olmak üzere neredeyse tüm kalemlerde sayısal olarak muazzam bir üstünlüğü bulunmaktaydı. Hedef tespit / teşhis sistemleri ya da elektronik harp kabiliyetleri ile bu açık bir nebze kapatılabilse de, sonuçta NATO'nun insan kaynakları sınırsız değildi. Ön cephe hatlarındaki orduların arkasında, hasım orduların momentumunu yavaşlatmaya yetecek kadar ihtiyat gücü ne insan, ne makina açısından bulunmamaktaydı.

Dolayısıyla Avrupa düzlüklerinde başlayacak olan bir konvansiyonel savaşın, eğer kısa sürede sona erdirilmezse (başka bir deyişle kısa sürede siyasi bir çözüm bulunmazsa) taktik nükleer savaşa dönüşmesi neredeyse kaçınılmazdı. Zira NATO konvansiyonel güçlerinin Varşova Paktı ordularının momentumunu yavaşlatmaya çalışırken erimesi, taktik nükleer silahların erkenden devreye girmesi sonucunu doğuracaktı. Öte yandan stratejik nükleer çatışma başlasın ya da başlamasın, savaştan sonra Avrupa'daki konumları koruyacak ya da tekrar geri alacak yeterli NATO konvansiyonel gücü kalmamış olacaktı. Dolayısıyla taktik nükleer silahların kullanılmaya başlaması için konvansiyonel güçlerin tam olarak erimesi ya da çaresiz kalması beklenmeyebilecekti.

Bir kere nükleer başlıklar kullanılmaya başlandıktan sonra stratejik nükleer çatışmanın başlaması an meselesi olacaktı. Böyle bir "alışveriş"ten hiçbir tarafın da zaferle çıkması beklenmezdi. [2]

Mesele de burada ilginç bir hal almakta:

Avrupa ülkeleri, özellikle İngiltere, 70'li ve 80'li yıllarda, konvansiyonel güçlerinin KBRN ortamında harekât imkân ve kabiliyetlerini geliştirme yönünde kayda değer adım atmadılar. Avrupa'daki birliklerin KBRN ortamında harekâta uygun teçhizatı ya yoktu ya da son derece yetersizdi. Bu yöndeki eğitimler de yeterli olmaktan son derece uzaktı. Özellikle İngiltere tarafından kasten ve bilinçli bir şekilde uygulanan bu zafiyet, muhtemel savaştaki taktik nükleer çatışma aşamasının daha da kısa sürmesine neden olacaktı: Zira Avrupa'daki NATO güçleri Sovyet taktik nükleer başlıkları karşısında hızla eriyecek, ittifakı ve dolayısıyla Avrupa'yı korumak için ABD'nin stratejik nükleer silahları daha erken devreye alması gerekecekti.

Başka bir deyişle, Varşova Paktı ordularının NATO güçlerini ezip geçmesinin, paradoksal olarak başta Sovyetler Birliği olmak üzere kendilerine yönelecek stratejik nükleer bir saldırıyı öne çekme gibi bir riski bulunmaktaydı. Bu riski doğuran etkenlerden en önemlisi, Avrupa ordularının (özellikle İngilitere'nin) nükleer savaşa karşı hazırlık seviyesinin donanım ve eğitim bakımından kastî olarak zayıf tutulmasıydı. Bahse konu bu zafiyetin ve neden olabileceği risklerin şüphesiz SSCB de farkındaydı. Ve bu, İngiltere'nin algılamasına göre gerçek caydırıcılık anlamına gelmekteydi. [3]

* * *

1966'dan itibaren, İsrail ile Suriye ve Mısır arasındaki gerginliğin iyice arttığı bir ortamda SSCB, her iki Arap müttefikine de, İsrail'in kendilerine karşı bir saldırıya hazırlandığı istihbaratını iletir. Sovyet Dışişleri Bakanlığı Mısır Bürosu şefi Evgeni Pirlin daha sonra bunun, bir savaş çıkarmak için kasten yapıldığını açıklayacaktır. SSCB'nin amacı, sonucu ne olursa olsun bir savaş çıkartmaktır. Böylelikle Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdülnasır'a, ne pahasına olursa olsun arkasında olunduğu mesajı verilebilecek, böylelikle ikili ilişkiler önemli bir sadakat sınavından geçmiş olacaktır. SSCB, Suriye ve Mısır'ı bu şekilde yanlış bilgilerle beslenirken cüretkâr da davranmaktadır: Sayısal olarak İsrail'den üstün durumda olan Arap orduları, Sovyet sistemleri ve eğitimi ile de desteklenmiş, kağır üzerinde yüksek harbe hazırlık seviyesine sahip olarak görünmektedir. Olası bir savaşta Arap ordularının İsrail'e karşı üstün gelmesi beklenmektedir.

SSCB'den gelen istihbarat uyarınca Arap ülkeleri İsrail ile sınırlarına askeri yığınak yaparlar. İsrail ise, tam tersine Araplar'ın ilk saldırıyı yapacağını değerlendirerek ilk hamleyi kendisi vurmaya karar verir. Tam o darbeden hemen önce SSCB bu sefer Mısır'a ilginç bir mesaj gönderir: "Savaş çıkarsa karışmayız ancak ABD İsrail'in yanında savaşa girerse yardımınıza geliriz" der.

Nitekim, savaş 1967 Haziran'ında patlak verir ve İsrail, taraflı tarafsız herkesin öngörüsünün de ötesinde bir performansla Arap ülkelerinin hava kuvvetlerini siler, yokeder. Mısır, Suriye ve Ürdün'ün hava kuvvetleri savaşın ilk saatlerinde neredeyse tamamen ve havalanma imkanı bile bulamadan imha edilirler; hava korumasından mahrum Arap orduları İsrail mekanize birlikleri ve uçakları tarafından kolayca  püskürtülür. Kudüs, Sina Yarımadası İsrail'in eline geçer: Mısır ve Suriye utanç verici bir hezimet yaşamıştır.

İsrail'in bu askeri zaferi başta Nasır olmak üzere Arap cephesinde muazzam bir travmaya neden olur. Nasır, yine SSCB'nin pompaladığı propagandayla "İsrail tek başına böylesine bir askeri zafer kazanamaz, kesinlikle ABD'nin fiili desteğini almıştır" değerlendirmesini yapar. İsrail uçaklarının bölgedeki ABD uçak gemilerini kullandığı, bizzat ABD uçaklarının bombardımana katıldığı konuşulur. İsrail uçaklarının hava üslerindeki ikmal süreleri öylesine rekor seviyededir ki, bu değerlendirmeyi anlamak mümkündür.

Sonuç olarak SSCB'nin etkisi altına tamamen giren Nasır, aslında İsrail değil, ABD'ye karşı savaştığı sonucuna varır ve karşı hamle olarak ülkesini SSCB'ye daha da açar, deniz üssü verir. Böylelikle SSCB, aç ayılar gibi (pun intended) beklediği ödülüne kavuşur: Akdeniz'de daimi donanma varlığı! NATO için büyük bir hezimettir bu. Ayrıca ABD, belli başlı tüm Arap güçleri ile bağını da kaybetmiştir. Zira SSCB, Arap dünyasında "İsrail'in arkasında ABD var" imajını çok sağlam bir şekilde oturtmuştur, eh bu konuda işi zaten de zor değildi.

Balistik füzelerin menzil ve güdüm hassasiyetlerinin çok yüksek olmadığı 1960'lı ve 1970'li yıllarda büyük önem taşıyan Akdeniz, böylelikle ABD 6. Filosu için güvenli bir harekât ortamı olmaktan çıkar. Olası bir savaşta Sovyet topraklarının içlerine nükleer füze fırlatmak için ideal konumdaki Akdeniz'de artık müttefik savaş gemileri ve denizaltılarının çevresinde Kızıl bayraklı savaş gemileri, bölgedeki ülkelerden lojistik destek alarak devriye atabilmektedir. Suüstü gemileri Karadeniz Filosu'ndan, denizaltıları Kuzey Filosu'ndan sevkedilen Sovyet Akdeniz Filosu (SOVMEDRON; Soviet Mediterranean Squadron), NATO'nun karşısında yeni bir tehdit unsuru olarak ortaya çıkar. Bu NATO için büyük bir hezimettir. [4]


Değerlendirme

Caydırıcılık, sadece kof kas gücü ile sağlanabilecek bir olgu değildir. Caydırıcılığı sağlamak için elde bulunan imkân ve kabiliyetler çok iyi tanınmalı, bunun üstüne hasmın imkân ve kabiliyetleri büyük bir titizlikle değerlendirilmelidir. Bu kapsamda elde edilmek istenen caydırıcılığa ittifak ve işbirliklerinin etkisi de son derece dikkatli ele alınmalıdır.

Caydırıcılık bir neden - sonuç ilişkisi gibi değil, birbiri ile ilişkili çok sayıda etkenin bileşimi olarak ele alınmalıdır. Dolayısıyla caydırıcılık aslında bir denge problemidir. Dengenin sağlanabilmesi için tüm unsurların eşit ağırlıkta ve/veya azami ağırlıkta yerleştirilmesi gerekmeyebilir. Başka bir deyişle, belli konularda bulunan bir zafiyet, esasında başka bir boyuttan çok daha etkili bir caydırıcılık unsuru sağlayabilir.

Muharebede hasmı ezmek ya da rezil edercesine yenmek, kontrol edilemeyen ya da öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla koşullar elverdiği müddetçe hasma belli bir "hava boşluğu" bırakmak, onu mümkün mertebe rasyonel sınırlar içinde tutmaya çalışmak, uzun vadede avantaj sağlayabilir. Gerçekleştirilen hamlenin sadece sonucu değil, gerçekleştirilme şekli de hasmın tutum, değerlendirme ve davranışlarını etkileyebilir. Tamamen köşeye sıkıştırılan, çaresiz bırakılan ya da orantısız bir şekilde ezilen hasmın davranışları ya da kararlarını kestirmek güç olacaktır; zira böyle bir durumda hasım rasyonel kararlar almayabilir.

Esas maharet olayları planlandığı gibi yönlendirmek değil, olayların sonuçları ne olursa olsun bunlardan azami fayda sağlayabilmektir. Zira hiçbir harekât planlandığı gibi gerçekleşmez.


Kaynaklar

[1]: Konu ile ilgili bkz: en.wikipedia.org/wiki/Deterrence_theory
[2]: Ayrıca bkz: Mutually Assured Destruction: en.wikipedia.org/wiki/Mutual_assured_destruction
[3]: The Third World War, General Sir John Hackett et al, Sphere Books, Londra, 1988, s/50 - 53
[4]: The Fifty Year War, Norman Friedman, Naval Institute Press, Maryland, 2007, S/328 - 329

Dört Deniz Bülteni - Ocak 2013

$
0
0


Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]





Azerbaycan

News.az haber sitesinde 24 Ocak tarihinde yayınlanan bir habere göre Azerbaycan ROKETSAN'a USD244 milyon tutarında TR-300 Kasırga topçu roket sistemi siparişi verdi.

Arianespace'den 15 Ocak günü yapılan basın duyurusuna göre, Azerbaycan'ın ilk iletişim uydusu olan ve Orbital Sciences şirketi tarafından STAR-2 temel alınarak tasarlanan Azerspace/Africasat-1a uydusu, Ariane 5 roketine yerleştirilmeden önce son kontrollerden geçirildi.[1]

Anadolu Ajansı'nın 24 Ocak tarihli haberine göre, İsmailli bölgesinde, Vali Nizami Elekberov'a ait olduğu iddia edilen "Çırak" otelin iki personelinin 23 Ocak'ta, gece saatlerinde bir kazaya karıştığı, kaza sonrasında çıkan tartışmada otel görevlilerinin kazaya karışan yerel şahıslardan birini darp ve hakaret etmesi üzerine İsmailliler olaya tepki gösterdi. Vali'nin istifasını talep eden protestocular, "Dağılın" uyarılarına rağmen dağılmayınca, güvenlik güçleri plastik mermi ve göz yaşartıcıyla müdahale etti. Gece yaşanan olaylarla ilgili Azerbaycan Başsavcılığı ve İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan ortak açıklamada, olayların başlamasına neden olan ve kaza yaptıktan sonra İsmailli bölgesine hakaret ettikleri iddia edilen 2 kişinin gözaltına alındığı, daha sonra çıkan olaylarda 3'ü polis 4 kişinin yaralandığı belirtildi.


Ermenistan

Ermenistan 24 Ocak günü, Dubai merkezli Rasia FZE şirketi ile 18 ay süreli ve USD3 milyar bedelli Güney Ermenistan Demiryolu projesini imzaladı. Proje ile inşa edilecek demiryolu, Megri Koridoru üzerinden Basra Körfezi'ni Karadeniz'e bağlayacak. Hattın inşası için Rasia FZE, Çinli China Communications Construction şirketi ile altyüklenicilik anlaşması imzaladı.            Bir Rus kamu iktisadi teşekkülü olan Rasia, özellikle altın madenciliği ve ticareti alanında faaliyet gösteren, Cayman Adaları'nda şubesi bulunan ve Dubai üzerinden de İran'la altın ticareti yapan paravan bir şirket. Söz konusu demiryolu projesi, İran - Rusya - Ermenistan eksenini sağlamlaştırması açısından önem arz etmekte.[2][3][4]


Bulgaristan

Novinite'nin 3 Ocak tarihli haberine göre Bulgaristan, Portekiz'den "üçüncü el" F-16 Block 15 savaş uçağı satın almaya hazırlanıyor. Hava Kuvvetleri hizmetindeki MiG-29 (NATO kodu "Fulcrum") savaş uçaklarının hizmet ömrü dolmak üzere olan ülke, Portekiz'in ABD'den ikinci el olarak alıp kullandığı ve hizmet dışına çıkarmaya hazırlandığı F-16'lardan 9 adedini almak için görüşmeler yürütüyor.[5]

Bulgaristan 'da, üyelerinin çoğunluğunu Türk kökenlilerinin oluşturduğu muhalefet Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) lideri Ahmet Doğan'a karşı silahlı saldırı girişiminde bulunuldu. Kürsüde konuşma yaptığı sırada Doğan'a silah doğrultan saldırganın tabancası tutukluk yaptı.Çoğunluğunu Türklerin oluşturduğu HÖH partisinin 8'inci olağan kurultayında parti lideri Ahmet Doğan'a karşı silahlı bir kişi saldırıya teşebbüs etti. Gözaltına alınan 25 yaşındaki Oktay Hasanov Yenimehmedov adlı saldırganın uyuşturucu ve hırsızlık suçlarından sabıkasının bulunduğu öğrenildi.[6]


Gürcistan

Afganistan'daki ISAF Gürcü görev gücü bünyesinde görev yaparken 18 Aralık günü kaybolan Çavuş Giorgi Kikadze'nin cesedi 30 Aralık günü Helmand eyaletindeki Musa Kala yakınlarında Afgan polisi tarafından bulundu.[7]


Irak

Milliyet gazetesinin 3 Ocak tarihli haberine göre, Irak’ta yayınlanan El Nakil gazetesi, hükümet kaynaklarına dayanarak, Türkiye’nin idama mahkum edildikten sonra ülkeden ayrılan eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’ye yıllık 4 milyon dolar ödenek ayırdığını öne sürdü. Gazeteye göre aynı hükümet kaynakları, Suudi Arabistan ve Katar’ın da El Anbar ve Nineve bölgelerinde mezhep çatışması çıkarmak için dev bütçeler ayırdıklarını savundu.

DHA'nın 8 Ocak tarihli haberine göre Başbakan Nuri El Maliki’nin lideri olduğu Hukuk Devleti Koalisyonu’nun önde gelen isimlerinden Abdül el Halim el Rahimi, Türkiye’nin Musul topraklarında gözü olduğunu öne sürdü. İran’ın Mehr Haber Ajansı’na konuşan El Rahimi, El Anbar vilayetinde yapılan hükümeti protesto gösterilerinin arkasında Türkiye, Katar, Suudi Arabistan üçlüsünün olduğunu iddia ederek, “El Anbar’da protesto gösterilerinde El Kaide bağlantılı El Nusra Cephesi, Özgür Suriye Ordusu ve Saddam ile Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın fotoğraf ve bayrakları taşındı. Erdoğan’ın amacı Iraklı bazı siyasilerin yardımıyla Musul’u Türkiye’ye bağlamaktır” dedi. Öte yandan Radikal gazetesinin 9 Ocak tarihli haberine göre de, Hukuk Devleti listesinin önemli isimlerinden olan Sami El-askeri, "Türkiye tarafından gördüğümüz bazı siyasi yaklaşımlarda Türkiye'nin açık açık Irak'ı bölmeyi veya en azından Kürt bölgesini Irak'tan koparmayı hedeflediğini seziyoruz. Türkiye'nin, Kürt bölgesi başkanı Mesut Barzani ile yaptığı siyasi ve ekonomik anlaşmalar örnektir" dedi.   

12 Ocak günü Maliki'nin lideri olduğu Dava Partisi'nin organize ettiği bir mitingde, Irak'ın içişlerine yapılan müdahaleler protesto edildi, "terörle ve Baas'la" mücadele konusunda Maliki'nin izlediği politikaya destek mesajları verildi. Irak'ın güneyinden 10 aşiret temsilcisinin katıldığı gösteriye Irak'taki Hristiyanların temsilcileri de destek verdi.


İran

CNN Türk'ün 1 Ocak tarihli haberine göre İran Deniz Kuvvetleri Hürmüz Boğazı ve Kuzey Hint Okyanusu bölgesinde devam eden Velayet 91 donanma tatbikatı kapsamında gemiden ateşlenen Nur ve karadan ateşlenen Kadir gemisavar füzelerinin deneme atışlarını gerçekleştirdi. Tatbikatın ilk aşamasında da Nasr ve Raad adlı füzelerin denemesi gerçekleştirilmişti.[8]Öte yandan Jane's Defence Weekly'nin 3 Ocak tarihli haber - değerlendirmesine göre, söz konusu tatbikatta, önceden açıklanmış olmasına rağmen Devrim Muhafızları yer almadı ve tatbikatta daha ziyade konvansiyonel deniz muharebe taktik ve usülleri denendi. Önceki tatbikatların aksine Velayet 91'de Basra Körfezi'ndeki trafiği kapatmaya yönelik asimetrik taktik ve sistemler ile mayın dökme usüllerine ilişkin bir faaliyet olmadı.

İran yapımı Kadir sınıfı mini denizaltının içine ait, Velayat 90 tatbikatı sırasında İran basını tarafından çekilmiş görüntüler yayınlandı.[9]

AFP'nin 29 Aralık tarihli haberine göre İran, ülkenin güneybatısındaki Ahvaz Havalimanı'nı, bölgede geniş petrol yatakları keşfedilmesinin ardından taşıma kararı aldı.

CNN Türk'ün 4 Ocak tarihli haberine göre Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de bulunan İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Başkanı ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili, gazetecilere yaptığı açıklamada, hükümetin Ocak ayı içinde BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi (ABD, Çin, Fransa, Rusya ve İngiltere) ve Almanya ile görüşme yapmayı ilke olarak kabul ettiğini söyledi.

CNN Türk'ün 2 Ocak tarihli haberine göre İran Meclisi Milli Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu üyesi Muhammed İsmaili, Ankara'nın bölgede süper güç olmayı hedeflediğini ancak bunun "gerçekleşmeyecek bir rüya" olduğunu ileri sürdü. İran parlamentosunun haber ajansı ICANA'ya konuşan İsmaili, “Başbakan Erdoğan'ın Batı ve dünya emperyalizminin çıkarlarını temin etmek ve Türkiye'yi Ortadoğu'da süper güç haline getirmek için çaba sarf ettiğini ancak bu konuda başarılı olmadığını" iddia etti. İsmaili, “Türkler, Suriye'deki isyancı gurupları destekleyerek ve onlara para sağlayarak bu ülkeyi kaosu sürükleyip çökertmek istedi fakat başaramadı. Erdoğan'ın Suriye projesi, Suriye ordusu ve halkının direnişi neticesinde yenilgiye uğradı" dedi.

Press TV'nin 21 Ocak tarihli haberine göre İran Deniz Kuvvetleri'nin "24'ncü Filosu", 20 Ocak günü Hint Okyanusu'nun kuzey bölgesindeki deniz trafiğinin güvenliğini sağlama göreviyle Bandar Abbas'tan denize açıldı.

CNN Türk'ün 2 Ocak tarihli haberine göre İran, ABD'ye ait iki adet RQ-11 Raven tipi insansız hava aracını ele geçirdi. Habere göre, Press TV, Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Tuğamiral Emir Rastegar'ın, "Hava Savunma Sistemlerimiz, insansız iki düşman uçağını daha ele geçirdi" dediğini duyurdu. Tuğamiral Rastegari, "RQ 11" tipi insansız uçakların birinin Ağustos 2011'de, diğerinin ise Ekim 2012'de ele geçirildiğini bildirdi.

İran, Tufan adı verilen ve Bell AH-1J Sea Cobra türevi olan bir saldırı helikopteri prototipini kamuoyuna tanıttı. AH-1J'den en belirgin farklaro, burun kısmındaki küre şekilli elektrooptik algılayıcı ve değiştirilmiş kokpit kanopisi olan helikopterin yeni üretim ya da eldeki bir AH-1J'nin tadil edilmiş hali olduğuna dair bir emare bulunmuyor.

Center for Strategic and International Studies (CSIS; Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi) kurumu, İran ile ABD ve Basra Körfezi'ne kıyısı bulunan ülkeler arasındaki güç dengesi ve rekabete ilişkin, "The Gulf and the Arabian Peninsula" (Körfez ve Arap Yarımadası) başlıklı bir rapor yayınladı.[10]


İsrail

22 Ocak günü yapılan genel seçimlerde Likud Partisi, 120 koltuklu Knesset'te 31 koltuk kazanarak birinci oldu. Binyamin Netanyahu'nun eski Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman'ın Evimiz İsrail Partisi ile ortak liste ile girdiği seçimlere katılım oranı 66.6% oldu.[11]

DefenseNews'da 26 Ocak tarihinde Barbara Opall imzası ile yayınlanan bir makalede, İsrail seçimlerinde ılımlı Netanyahu hükümetinin iktidara gelmesinin, İsrail'in İran'a karşı sert duruşunu değiştirmeyeceği yorumu yapıldı.[12]

Suriye ordusu 30 Ocak günü erken saatlerde, İsrail’in Şam yakınlarındaki bir askeri araştırma merkezini bombaladığını iddia etti. İddiaya göre İsrail jetleri şafak vakti hava sahasını ihlal ederek operasyonu gerçekleştirdi. Öte yandan Lübnanlı yetkililer 30 Ocak günü boyunca İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait 12 savaş uçağının Lübnan’ın güneyinde sortiler yaparak hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. Açıklamadan kısa bir süre sonra İsrail jetlerinin Suriye-Lübnan sınırının Suriye tarafında bir hedefi vurduğu yönünde iddialar ortaya atıldı. Söz konusu hedefin Suriye'den gelen bir konvoy olduğu belirtiliyor. Lübnan ordusundan yapılan yazılı açıklamada sortilerin sonuncusunun yerel saatle sabaha karşı 02.00’de gerçekleştirildiği belirtildi. Dört savaş uçağının ülkenin güneyindeki Nakura kasabasının üzerinden uçtuğu ve Lübnan hava sahasından ayrıldığı belirtildi. 29 Ocak günü de sekiz başka savaş uçağı tarafından benzer uçuşlar gerçekleştirildiği ifade edildi.

DefenseNews sitesinin 14 Ocak tarihli haberine göre İsrail askeri istihbarat servisi Şin Bet'in eski başkanı Yuval Diskin, Yediot Ahronot gazetesinde 4 Ocak günü yayınlanan mülakatında Benyamin Netanyahu ve Ehud Barak'ı sert bir dille eleştirerek ikilinin herhangi bir kriz yönetim becerisi olmadığını, emirlerinde çalışırken olayların akışına hakim olamadıklarını ve İran'a karşı herhangi bir politika geliştirme kabiliyetinden yoksun olduklarını söyledi.[13]

DefenseNews'in 14 Ocak tarihli haberine göre, İsrail'in, Akdeniz'deki Münhasır Ekonomik Bölge (EEZ; Economic Exclusion Zone) haklarını korumak için Güney Kore'den tedarik etmeyi planladığı korvetlere ilişkin tedarik programının bütçesi USD400 milyon civarında.[14]

CNN Türk'ün 4 Ocak tarihli haberine göre, Çinli şirketlerin tepe yöneticilerinden oluşan bir heyet, Gazze çatışmalarına rağmen Aralık ayında İsrail'i ziyaret ederek teknoloji şirketleriyle yatırım görüşmeleri yaptı.[15]

İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16D, 2 Ocak günü yerel saatle 1400 sıralarında Ramat David Hava Üssü'ne inişi sırasında kırım geçirdi. Pilot ve seyrüsefer subayı fırlatma koltuğu ile atlayarak kurtuldu. Ynetnews'in haberine göre, iniş sırasında can güvenliklerini tehdit eden bir arıza tespit eden mürettebat, tekerlekler piste değer değmez uçaktan atladı. Hava Kuvvetleri, olaydan sonra tüm F-16'ların uçuşunu geçici olarak durdurdu.

FlightGlobal'in 4 Ocak tarihli haberine göre, İsrail ordusu Topçu Kolordusu'na bağlı Sky Rider bölüğü, Elbit üretimi Skylark II mini İHA sistemini hizmete almaya hazırlanıyor.

Iron Dome (Demir Kubbe) hava savunma sisteminin geliştirilmiş türevi, 21 Ocak günü bir deneme gerçekleştirdi. Denemede, İran yapımı Fecir tipi roketlerden daha ağır bir hedef roket imha edildi.

Elbit, 31 Aralık günü İsrail Savunma Bakanlığı ile toplam USD315 milyon tutarında beş ayrı sözleşme imzaladı. Sözleşmelerin içeriği ve mali boyutları şöyle: 6 yıl süreli USD75 milyon tutarında savaşalanı yönetim sistemi, helikopter aviyonik sistemleri, Hava Kuvvetleri için simülasyon sistemleri sözleşmesi; 3 yıl süreli ve USD90 milyon tutarında Hermes 900 İHA sistemi ve 8 yıllık teknik destek paketi sözleşmesi; 4 yıl süreli ve USD90 milyon tutarında F-15 ve F-16 uçakları için elektronik harp sistemi sözleşmesi; 3 yıl süreli ve USD25 milyon tutarında uzun menzilli elektrooptik hedef tespit / teşhis / takip sistemi sözleşmesi; 6 yıl süreli ve USD35 milyon tutarında CARDOM havan sistemi.

Alenia Aermacchi firması 2 Ocak günü, Elbit ile, İsrail Hava Kuvvetleri için üretilecek M-346I jet eğitim uçakları için USD140 milyon tutarında bir entegre lojistik destek sözleşmesi imzaladığını duyurdu.[16]Öte yandan DefenseUpdate sitesinde Tamir Eshel imzası ile yayınlanan bir makaleye göre söz konusu uçakların 20 yılda ortalama birim maliyetleri USD60 milyon civarında gerçekleşebilir.[17]

İsrail Savunma Bakanlığı 2 Ocak günü, Mısır sınırındaki Kerem Şalom sınır kontrol noktasından başlayıp Eilat'ta kadar uzanan 230km uzunluğundaki sınır fiziki engel sisteminin tamamlandığını duyurdu.[18]

Elbit, C-MUSIC (Commercial Multi-Spectral Infrared Countermeasure; Ticari Geniş Spektrum Kızılaltı Karşi Tedbir) karşı tedbir sistemini, İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir Boeing 707 uçağında test etti. Sistem, ticari yolcu ve nakliye uçaklarının omuzdan fırlatılan uçaksavar füzelerine (MANPADS) karşı korunmasından kullanılıyor.        

FlightGlobal sitesinin 25 Ocak tarihli haberine göre İsrail, yedek parça kaynağı olarak kullanmak üzere ABD'den ikinci el Sikorsky CH-53 nakliye helikopterleri satın aldı. İsrail helikopterlerle birlikte ayrıca çok sayıda yedek motor, kuyruk konisi, rotor pali ve sair aksam da sipariş verdi.


Kıbrıs

Kıbrıs Postası'nın 4 Ocak tarihli haberine göre, Güney Kıbrıs'taki AKEL partisinin Şubat ayında yapılacak başkanlık seçimlerindeki adayı Stavros Malas, Rum Milli Muhafız Ordusu’nun (RMMO) Korno’daki kışlasını ziyaret etti ve burada birtakım askeri mesajlar verdi. Rum Fileleftheros gazeteisnin haberine göre, RMMO’nun, Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin “barışçıl” mücadelelerindeki ana kalkanı oluşturmakta olduğunu dile getiren Malas, güçlü bir RMMO’nun, Kıbrıs sorununun çözümü ve doğalgazdan istifade edilmesi konusunda en iyisini başarmaları için; siyasi diplomasiye en iyi desteği teşkil ettiğini savundu. Halihazırda, komşu ülkelerden biriyle, “oldukça gizli” bir askeri anlaşma imzalandığını dile getiren ancak hangi ülke olduğu konusunda bilgi vermeyen Malas, gerektiği takdirde bunu desteklemeyi ve genişletmeyi istediklerini sözlerine ekledi. Malas’ın adını vermediği ülkenin İsrail olduğu tahminleri yürütülüyor.

Jane's Intelligence Weekly'nin 2 Ocak tarihli haberine göre Rum Polisi, Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Hristofyas'ın Kellaki'deki yazlık konutunun 500m yakınında 1.2kg TNT tipi patlayıcı buldu.  

İHA'nın 26 Ocak tarihli haberine göre Kıbrıs Rum “Milli Muhafız Ordusu”nun (RMMO) insansız (casus) uçak, korvet başta olmak üzere silah sistemleri satın alacağına dair basına yansıyan haberler üzerine, Rum Savunma Bakanlığı 25 Ocak günü yaptığı açıklamalarda, silahlanma projelerinin olduğunu ancak bunların halen düşünce aşamasında bulunduğunu açıkladı. Bakanlık açıklamasında; RMMO’nun ihtiyaçlarına göre silahlanma programları yapıldığını ancak bunların kullanılabilir ödeneklere ve dönemin belirlediği önceliklere göre gerçekleştirildiğini belirtti. Alınacak silah sistemlerinin menşeine dair haberlere de atıfta bulunulan açıklamada; yapılan silahlanma programlarında, silah sistemlerinin alınacağı ülkelerle ilgili ifadelerin de yer aldığı ancak bu projelerin henüz başlangıç aşamasında bulunduğu,halen ihale prosedürlerinin harekete geçirilmediği, dolayısıyla ne alınacak sistemlerin tipi ne de bunların alınacağı ülkelerin belli olduğu kaydedildi. Ayrıca Fransa menşeli süper modern korvetler alınacağı şeklindeki haberlere işaret edilerek “Bakanlığın planları arasında açık deniz gemileri alımı da var ancak şu ana kadar türleri belirlenmedi, ihaleye çıkılmadı. Dolayısıyla Fransa menşeli gemilerle ilgili yazılanlar gerçeği yansıtmamaktadır” ifadesi kullanıldı.

Kıbrıs Postası'nın 24 Ocak tarihli haberine göre, arama kurtarma faaliyetleri ve orman yangınlarında kullanmak üzere İtalya’dan satın alarak Rum Milli Muhafız Ordusu’nun (RMMO) kullanımına verdiği Agusta Westland tipi helikopterin taşıdığı su deposu, kancalardan kurtularak denize düştü. RMMO komutanlığın basından gizlemeye çalıştığı bu olay sonrasında helikopterin, üretici firma, sorunun saptanması ve tamiri için Baf’taki “Andreas Papandreu Hava Üssü”ne nakledilmesine onay vermediği için uzun süre Larnaka Havaalanı’nda bekletildi.

Öte yandan Rum Fileleftheros gazetesi, Rum yönetiminin İtalya’dan 3’ü RMMO, 2’si Rum polisi için toplam 5 adet Agusta Westland tipi helikopter satın almasının ardından RMMO’nun elindeki, yaşlı ve bakım maliyetleri yüksek Bell tipi iki helikopteri satmaya karar verdiğini, satışın bir ay içerisinde gerçekleşmesinin beklendiğini bildirdi. Gazetenin haberine göre Rum Savunma ve Adalet Bakanlıkları arama, kurtarma ve orman yangınlarıyla mücadele konusunda karşılıklı işbirliği memorandumu imzaladı. Rum Bakanlar Kurulu, özellikle Bell’lerin satılmasından sonra, arama ve kurtarma maksatlarıyla başka helikopter satın almamak için, bir yıl önce satın alınan 5 adet Agusta Westland’ın ortaklaşa kullanılmasına karar verdi. İşbirliği memorandumunun yaz sezonundan önce yürürlüğe girmesi bekleniyor.




Mısır

Mısır güvenlik güçleri 4 Ocak günü, Libya sınırından kaçak olarak ülkeye sokulmaya çalışılan ABD yapımı uçaksavar ve tanksavar füzeleri ele geçirdiler. Füzelerin Gazze Şeridi'ne sevkedilmekte olduğu değerlendiriliyor.[19]

Air Forces Daily sitesinin haberine göre Mısır, Hava Kuvvetleri için peace Vector VII projesi ile sipariş ettiği 20 Lockheed Martin F-16C/D Block 52+ taktik savaş uçaından ilkini 22 Ocak günü, Fort Worth'deki Donanma Hava Üssü'nde düzenlenen törenle teslim aldı.


Romanya

Air Forces Daily'nin 25 Ocak tarihli haberine göre Romen Hava Kuvvetleri, envanterindeki Alenia C-27J taktik nakliye uçakları için Caylym Technologies üretimi Guardian adlı bir yangın söndürme kitinin denemelerini gerçekleştirdi. C-27J'lere kolayca sökülüp takılabilen ve özellikle orman yangınları ile mücadelede kullanılan sistem, her biri 1,000lt su ya da yangın söndürücü kimyasal taşıyabilen depoları içeriyor. Bir C-27J ile bir sortide 1,500lt'den fazla sıvı atılabiliyor.
           

Rusya Federasyonu

Stratejik Füze Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sergey Karakayev yaptığı bir açıklamada, yeni nesil kıtalararası balistik füzeler için konvansiyonel (nükleer olmayan) hassas güdümlü harp başlıklarının geliştirileceğini söyledi. Karakayev, Yars ve Topol M balistik füzelerinin yerini alacak yeni nesil katı yakıtlı füzenin 100t ağırlığa sahip olacağını ve her türlü füze savunma sistemini delebilecek kabiliyette olacağını söyledi.              Öte yandan Jane's Missiles and Rockets'ın 3 Ocak tarihli haberine göre Rus Stratejik Füze Kuvvetleri envanterindeki Avangard ve Yars kıtalararaası balistik füzeleri için 2014 yılından itibaren yeni nesil taşıyıcı - fırlatıcı araçlar (Transporter Erector Launcher; TEL) hizmete girecek. Kamaz tarafından geliştirilen Platforma ailesine mensup bu araçlar, halen kullanılmakta olan Belaruslu MAZ araçlarının yerini alacak.        

Rus Deniz Kuvvetleri unsurları 22 - 29 Ocak tarihleri arasında Doğu Akdeniz'de büyük bir tatbikat icra ettiler. Tatbikat, SSCB'nin yıkılmasından bu yana Rusya'nın gerçekleştirdiği en büyük ve geniş kapsamlı donanma faaliyeti idi. [20][21]   

Federal Askeri Sınai İşbirliği Komisyonu'nun 21 Ocak günü yayınladığı istatistiklere göre Rusya 2012 yılında USD15.16 milyar tutarında silah ihracatı gerçekleştirdi. Bu, planlanan hedefin 11.8% kadar üzerinde bir rakam.

RIA Novosti'nin 21 Ocak tarihli haberine göre Savunma Bakanlığı'ndaki görev değişiklikleri, İtalyan IVECO firması ile imzalanmış olan LMV M65 Lynx taktik tekerlekli zırhlı araç üretim anlaşmasını etkilemiş değil. Üretimlerin halen devam ettiği anlaşma, 358 adet aracı kapsıyor.

Rusya, ülkedeki vatandaşlarının bir kısmını tahliye etmek için Suriye'ye Karadeniz Filosu'na ait Novoçerkask çıkarma gemisini gönderdi.[22]

Army Technology sitesinin 2 Ocak tarihli haberine göre Devlet Başkanı Putin, yeni geliştirilen Voronej DM sınıfı füze savunma erken ihbar radar sistemini Krasnodar bölgesindeki Armavir'de kısa süre içinde hizmete sokacağını duyurdu. Putin'in açıklamasına göre radar sistemi, ülkenin güney kesimindeki hava trafiğini izleyecek. Voronej DM radarının, kısa süre önce Azerbaycan'la kira sözleşmesi yenilenmesi konusundaki anlaşmazlık nedeniyle hizmetten çekilen Gebele radarının yerini alması planlanıyor.[23][24]Öte yandan RIA Novosti'nin 8 Ocak tarihli haberine göre Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Aleksey Zolotuhin, bu yıl içinde aralarında Gamma S, Nebo U, Podlyot K ile modernize edilmiş Desna ve Kasta radarlarının bulunduğu 20 yeni sistemin hizmete gireceğini açıkladı.[25][26]

Proje 955 Borey sınıfı balistik füze taşıyan nükleer tahrikli denizaltı K535 Yuri Dolgoruki hizmete girdi.[27] Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 12 Ocak tarihli haberine göre ise yıl sonuna kadar bu sınıftan iki yeni denizaltının, Aleksandır Suvarov ve Mihail Kutuzov'un inşasına başlanacak. Halen sınıfın ikinci denizaltısı Aleksandr Nevskiy ile Vladimir Monomah ve Vladimir Kinyaz'ın inşasına devam ediliyor.[28]

Defense Technology News sitesinin Rus Savunma Bakanlığı'na dayandırdığı 3 Ocak tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri, 2016 yılında 50 yeni savaş gemisi hizmete almış olacak.[29]Öte yandan CRI English sitesinin 5 Ocak tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri'nden bir sözcü, Hazar Filotillası'nın bu yıl içinde güdümlü füzelerle donatılmış yeni hücumbotlar ve karakol gemilerini hizmete alacağını duyurdu. Sözcünün açıklamasına göre filotillanın deniz piyade birliği, bahar aylarında iki adet küçük boy füze botu ve üç adet amfibi çıkarma gemisi teslim alacak. Ayrıca yıl sonuna doğru da iki gemi daha hizmete girecek.[30] Bu arada RIA Novosti'nin 6 Ocak tarihli haberine göre ise 2016 yılına kadar 80 adet yardımcı sınıf gemi hizmete girmiş olacak.[31]

RIA Novosti'nin 24 Ocak tarihli haberine göre Askeri Sınai İşbirliği Komisyonu Başkan Yardımcısı İvan Harçenko, Fransa ile ik iadet Mistral sınfı helikopter çıkarma gemisi alım anlaşmasının imzalanmasının, Rus devletine ve gemi inşa sanayiine büyük zarar verdiğini söyledi. Harçenko, "absürd" olarak nitelendirdiği bu anlaşmanın, sabık Savunma Bakanı Anatoli Serdyukov'un eseri olduğunu ve artık bu projenin tamamlanması gerektiğini, aksi takdirde vereceği zararın daha da büyüyebileceğini ekledi.

RIA Novosti'nin 18 Ocak tarihli haberine göre Başbakan Yardımcısı Dimitri Rogozin, Karadeniz'deki askeri ve sivil gemi varlığını idame ettirebilmek için bölgede bir gemi inşa ve tamir tersanesi kurulacağını açıkladı.

NavalToday sitesinin 24 Ocak tarihli haberine göre Proje 20380 Stereguşçi sınıfı Boykiy korveti, seyir ve kabul testlerinin ikinci aşaması için Severnaya Tersanesi'nden Kronştad'a doğru denize açıldı. Gemiye, seyri esnasında buzkıranlar da eşlik etmekte.

RIA Novosti'nin 4 Ocak tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri Kuzey Filosu 2013 yılında bir dizi uluslararası tatbikata katılacak. Söz konusu müşterek tatbikatlar Barents Denizi, Kuzey Denizi ve Atlas Okyanusu'nun kuzey kesimlerinde gerçekleştirilecek.[32]

Deniz Piyadeleri Aralık sonunda, Vladivostok'ta gerçek mühimmatla bir atış eğitimi icra etti.[33]

RIA Novosti'nin 17 Ocak tarihli haberine göre, Suhoy tarafından geliştirilen yeni nesil taktik savaş uçağı prototipi PAK FA T-50, 7,000km mesafelik uzun menzil uçuş denemesini başarıyla gerçekleştirdi.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 18 Ocak tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri 2012 yılı sonunda H-38 adlı yeni nesil hassas güdümlü havadan karaya füze sistemini hizmete aldı. Füze, Suhoy Su-34 ve MiG-29SMT savaş uçaklarında kullanılacak.

United Aircraft Corporation (UAV) 14 Ocak günü, kendisine bağlı olan Suhoy şirketinin Amur Komsomol'u Uçak Üretim Birliği (KNAAPO) ile, 1 Ocak 2013'ten itibaren geçerli olmak üzere birleştiğini duyurdu. UAC bünyesinde Suhoy'a ilaveten Irkut ve Tupolev firmaları da bulunuyor. Birleşmeden önce Suhoy, Suhoy Tasarım Bürosu'nun 50%, KNAAPO'nun 74.5%, Suhoy Sivil Havacılık'ın 87.93%, Beriyev'in 38%, Aerocomposit'in 26% ve Irkut'un 11.89% hissesini bulunduruyordu.  

Çinli Global Times haber sitesinin RIA Novosti'ye dayandırdığı 31 Aralık tarihli haberine göre, Rusya, Çin'e Sovyet döneminden kalan borçlarına mahsuben USD355 milyon değerinde toplam 20 adet Kamov Ka-27 / 28 donanma helikopteri teslim edecek. Teslimata ilişkin anlaşma, USD408 milyonluk borç paketinin silinmesi sırasında USD1.72 milyonluk dilime ilişkin pürüzün giderilmesinin ardından yürürlüğe girdi.

DefenseNews sitesinin Hint Savunma Bakanlığı yetkililerine dayandırdığı 3 Ocak tarihli haberine göre, Aralık ayında Vladimir Putin'in Yeni Delhi'ye ziyareti sırasındaki görüşmelerde, bu ülkeye BMP-3 zırhlı muharebe aracının satışı gündeme gelmedi.[34]

Rus ordusunda 17. yüzyılın sonundan beri askerlerin kullandığı ve Portyanki adı verilen ayak sargılarının kullanımı kaldırıldı. Savunma Bakanlığı askerler için çorap ihalesi açmaya hazırlanıyor.

Telephonics firması Kazan ile imzaladığı anlaşma uyarınca, Hint Hava Kuvvetleri için üretilen Mi-17V-5 genel maksat helikopterleri için 85 adet RDR-1600 meteoroloji radarı teslim edecek.


Suriye

AFP'nin 2 Ocak tarihli haberine göre Birleşmiş Milletler, Mart 2011'den bu yana Suriye'deki iç savaş sonucu 60,000'den fazla insanın hayatını kaybettiğini açıkladı.[35]

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Tommy Vietor, 16 Ocak günü yaptığı bir açıklamada, Suriye hükümet güçlerinin isyancılara karşı kimyasal silahlar kullandıklarına dair uluslararası basında çıkan haberlerin, kendilerinde bulunan istihbaratla çeliştiğini söyledi. Sözcü, Suriye rejiminin bu tür silahları kullanması halinde meşruiyetini kaybedeceğini kaydetti.
DefenseNews'in 18 Ocak tarihli haberine göre Suriye'de hükümet güçleri ve isyancılar arasındaki savaş siber boyutta da büyük bir şiddetle devam ediyor. "Suriye Elektronik Ordusu" adlı rejime bağlı bir grup, siber ortamda isyancılar tespit edip faaliyetlerini engellemeye, önlemeye ve konumlarını tespit etmeye çalışıyor. Karşı tarafta ise Özgür Suriye Ordusu'na bağlı bilgisayar korsanları, Suriye hükümet organlarının iletişim ve internet altyapılarına sızmaya çalışarak bilgi kaçırmaya, faaliyetlerini kesmeye çalışıyor. Habere göre kısa zaman önce Suriye Elektronik Ordusu, isyancılara, Skype iletişimini şifreli hale getiren bir program görünümünde bir virüs gönderdi. Aslında "Dark Comet" adlı bir virüs olan bu program çalıştırıldığında kullanan isyancıların IP ve konum bilgilerini merkeze gönderiyor.[36]

Yeni Şafak gazetesi 5 Ocak günü, Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait bir MiG-23 tipi savaş uçağının (NATO kodu "Flogger") Adana İncirlik Hava Üssü'ne indiğini iddia etti. Habere göre iki Türk F-4E'si tarafından refakat edilen pilot Türkiye'den sığınma talep etti. Türk Dışişleri Bakanlığı haberi yalanladı.

İsyancılar 12 Ocak günü, ülkenin kuzeybatısındaki stratejik önemi haiz Taftanaz Hava Üssü'nü ele geçirdi.[37]

ACIG.org sitesindeki bir araştırmaya göre Suriye hükümet güçlerinin 09.05.2012 - 20.01.2013 tarihleri arasındaki araç kayıpları şu şekilde gerçekleşti: 180 BMP zırhlı muharebe aracı imha edildi, 78 adedi isyancılar tarafından ele geçirildi; 189 ana muharebe tankı imha edildi, 112 adedi ele geçirildi; 6 ZSU-23-4 kundağı motorlu uçaksavar sistemi imha edildi, 15 adedi ele geçirildi; 2 2S1 Tunguska kundağı motorlu uçaksavar sistemi imha edildi. Toplam araç kaybı: 582.


Ukrayna

Jane's Decence Industry'nin 31 Aralık tarihli haberine göre, yeni Savunma Bakanı Pavlo Lebedev'in açıklamasına göre Ukrayna Silahlı Kuvvetleri'nde 2013 içinde zorunlu askerlik hizmeti tamamen kaldırılacak. Ülkenin USD1.87 milyarlık 2013 savunma bütçesinin 63% kadarlık kısmı personel masrafları ve maaşlara ayrılmış durumda.


Yunanistan

Vatan gazetesinin 7 Ocak tarihli haberine göre Yunanistan Başbakanı Antonis Samaras’ın onayıyla başlatılan girişim kapsamında hükümet, Yunan kıta sahanlığının dış sınırlarını deklare etmek için Birleşmiş Milletler’e başvurmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda Yunan Deniz Kuvvetleri Hidrografi Dairesi’nin hazırladığı deklarasyon aynı zamanda Atina’nın gelecekte doğalgaz ve petrol aramayı planladığı ‘Münhasır Ekonomik Bölge’ için de zemin oluşturacak.[38][39]

New York Times'da 8 Ocak tarihinde Judy Dempsey imzası ile yayınlanan makalede, Yunanistan ekonomisinin son iki yılda yaklaşık 25% oranında küçüldüğü ancak savunma bütçesinin bu ekonomik daralmadan nispeten az etkilendiği kaydedildi.[40]

SETimes.com sitesinin 3 Ocak tarihli haberine göre Katar, Yunanistan'ın özelleştirilecek olan Hellenic Defense Systems ve ELBO şirketleri ile ilgileniyor. Habere göre, Savunma Bakanı Panos Panagiotopoulos Katar'ın Veliaht Prensi Şeyh Tamim bin Hamad el Thani ile Doha'da gerçekleşen görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, "Katar, Yunan savunma sektörüyle ilgili bir dizi özelleştirmeyle ilgileniyor." dedi. Panagiotopoulos, Katarlı yetkililerin, Samaras'ın Ocak ayı sonlarına doğru gerçekleşmesi beklenen ziyaretine kadar, "Belirli teklifler ve ülkemizdeki yatırım planları için şartların olgunlaşacağına" inandığını belirtti.[41]

Hürriyet gazetesinde Yorgo Kırbaki imzası ile 13 Ocak günü yayınlanan bir habere göre, 2002 - 2005 yılları arasında Deniz Kuvvetleri Komutanı olan emekli Amiral Andonis Andonyadis, Yunanistan’da nesilden nesile geçen “Türk tehdidini” hiç hissetmediğini, Türkiye’nin bölgesel süper güç olduğunu söyledi. “Onalert” haber sitesinin webtv’sine konuşan Andonyadis, “Bana Türkiye’den tehdit edildiğimiz okutuldu. Bu tehdide hiçbir zaman inanmadım, hiçbir zaman hissetmedim. Deniz Kuvvetleri Komutanı iken de görmedim. Bugün de böyle bir tehdit yok... Yıllardır güya Türkiye bize saldıracakmış gibi silahlı kuvvetlerimizi tank ve gemilerle doldurduk. Türklerin gözünün Meis ya da Midilli adası veya Meriç bölgesinde olduğu doğru değil. Ancak, yine de Yunan kamuoyunda bugün bile Türkiye’nin bizim için tehlike oluşturduğu görüşü hakim” diye konuştu.[42]

Hürriyet gazetesinde Yorgo Kırbaki imzası ile 15 Ocak tarihinde yayınlanan habere göre Yunan Genelkurmay Başkanlığı’nın yayınladığı resmi verilere göre 2012 yılında Ege’de sadece bir adet it dalaşı (o da Ocak ayında) yaşandı. Ege’de 2009 yılında 3078 olan askeri uçuşların 2012’de 1405’e düştüğü de belirtildi. Yunanistan’ın geçmişte Türkiye’yi sık sık şikayet ettiği adalar üzerindeki alçak uçuşların sayısında da büyük düşüş kaydedildi. Alçak irtifa uçuşları 51’den 3’e düştü. Yunan savaş uçakları, yakıt tasarrufu ve yedek parça eksikliği nedeniyle artık üslerinden eskisi kadar sık havalanmıyorlar.[43]

Jane's Defence Weekly'nin 3 Ocak tarihli haberine göre Yunan Hükümet Dış İlişkiler ve Savunma Konseyi (Κυβερνητικό Συμβούλιο Εξωτερικών και Άμυνας; KYSEA), Hava Kuvvetleri hizmetindeki Lockheed Martin F-16C/D Block 52+ savaş uçaklarında kullanılan Pratt Whitney F100-PW-229 motorları için USD240.7 milyon tutarında yedek parça alımını onayladı. 5 yıllık bir süreyi kapsayacak tedarik, KYSEA'nın gündemindeki tek savunma tedarik programı idi. Ekonomik buhran nedeniyle Yunanistan tüm savunma alım programlarını dondurmuş ya da iptal etmiş durumda.

The Aviationist sitesindeki 7 Ocak tarihli habere göre Polonya ve Yunan Hava Kuvvetleri, 3 - 14 Aralık tarihleri arasında Araxos Hava Üssü'nde müştrek bir hava tatbikatı icra ettiler. Tatbikata Polonya Hava Kuvvetleri'nden 31 ve 32'nci Filo'lara bağlı 4 F-16C Block 52+ ile 2 F-16D Block 52+ ile Yunan Hava Kuvvetleri 355'nci Filo'dan F-16C/D Block 52+ uçakları katıldı. Tatbikatta her iki ülkenin F-16'ları ayrıca düşman rolündeki Mirage 2000EG, A-7E ve F-4E AUP uçakları ile eğitim yaptı.


[1]Bkz: "Azerspace/Africasat-1a is prepared for Arianespace’s first Ariane 5 launch in 2013": http://www.arianespace.com/news-mission-update/2013/1002.asp
[4] Bkz: "Armenia announces launch of Southern Armenia Railway and High Speed Road Projects": http://arka.am/en/news/economy/armenia_announces_launch_of_southern_armenia_railway_and_high_speed_road_projects/
[5]Bkz: "Bulgarian Govt to Buy Third-Hand Fighter Jets from Portugal - Report": http://www.novinite.com/view_news.php?id=146529
[6]Suikast girişiminin video kaydı için bkz: http://www.youtube.com/watch?v=T7YzSNAZtgY&feature=player_embedded
[7]"Body of missing Georgian soldier found in southern Afghanistan": http://www.longwarjournal.org/threat-matrix/archives/2012/12/body_of_missing_isaf_soldier_f.php
[8] Bkz: "Iranian Navy Test-Fires Advanced Naval Cruise Missile": http://english.farsnews.com/newstext.php?nn=9107132135
[11]Seçimlerle ilgili bir değerlendirme için bkz: "İsrail Genel Seçimleri Sonucu: Netanyahu ile Devamda Çekince (!)": http://www.turksam.org/tr/a2824.html
[12] Bkz: "Israel’s Electoral Shift Unlikely To Boost Peace In Near Term": http://www.defensenews.com/article/20130126/DEFREG04/301260020 
[13] Bkz: "Former Israeli Security Chief Slams Netanyahu, Barak": http://www.defensenews.com/article/20130114/DEFREG04/301140011
[14] Bkz: "Israel Eyes S. Korean OPVs for EEZ-Defense": http://www.defensenews.com/article/20130114/DEFREG04/301140008
[17]Bkz: "Israel’s New Jet Trainer Could Cost More Than $60 Million per plane, over 20 Years": http://defense-update.com/20130103_iaf_m346_life_cycle_cost.html
[18] Bkz: "Israel Fortifies Its Southern Desert Borders": http://www.defensenews.com/article/20130109/DEFREG04/301090014
[19]Ayrıntılar için bkz: "Egypt seizes US-made antiaircraft and antitank missiles headed for Gaza": http://www.longwarjournal.org/threat-matrix/archives/2013/01/egypt_seizes_us-made_anti-airc.php
[21] Bkz: "Putin Preps Russian Navy for Biggest Exercise Since the Soviet Union": http://www.wired.com/dangerroom/2013/01/russia-exercise/
[22]Rus Deniz Kuvvetleri'nin Akdeniz'deki varlığına ilişkin ayrıntılar için bkz: http://turkishnavy.net/2013/01/01/the-russian-warships-in-eastern-mediterranean/
[23]Bkz: "Russia to put new Voronezh-DM radar on combat duty in early 2013": http://www.army-technology.com/news/newsrussia-put-new-voronezh-dm-radar-combat-duty-early-2013
[24] Bkz: "Russia to Start Construction of Three Radar Stations": http://en.ria.ru/military_news/20130106/178608430.html
[26] Rus hava ve füze savunma radar ağının güncel durumu için bkz: "Status of the Russian early-warning radar network": http://russianforces.org/blog/2013/01/status_of_the_russian_early-warning.shtml
[27] Bkz: "Russia Sails New Nuclear Submarine While U.S. Continues Fleet Delays": http://blog.heritage.org/2013/01/09/russia-sails-new-nuclear-submarine-while-u-s-continues-fleet-delays/
[28]Bkz: "Russia to build 2 nuclear Borei submarines": http://english.ruvr.ru/2013_01_12/Russia-to-build-2-nuclear-Borei-submarines/
[29]Ayrıntılar için bkz: "Russian Navy To Get Over 50 New Warships By 2016": http://defense-technologynews.blogspot.com/2013/01/dtn-news-russia-defense-news-russian.html
[30]Bkz: "Russia's Caspian Flotilla to Get New Assault Ships": http://english.cri.cn/6966/2013/01/05/2724s742209.htm
[32]Bkz: "Russia’s Northern Fleet Looks Ahead to International Drills": http://en.ria.ru/military_news/20130104/178576971/Russias_Northern_Fleet_Looks_Ahead_to.html
[34]Bkz: "India-Russian Talks Don’t Include BMP-3": http://www.defensenews.com/article/20130103/DEFREG03/301030011
[35]Bkz: "Syria conflict kills 60,000, says UN, as clashes rage": http://www.asdnews.com/news-46918/Syria_conflict_kills_60,000,_says_UN,_as_clashes_rage.htm
[36] Bkz: "In Syria, the Cyberwar Intensifies": http://www.defensenews.com/article/20130118/C4ISR01/301180018
[37]İsyancılar tarafından çekilen video kaydı için bkz: http://www.youtube.com/v/dRkVSVRbUgc
[38]Ayrıntılar için bkz: "Samaras çıldırmış olmalı!": http://haber.gazetevatan.com/Haber/504597/1/Gundem
[40]Makalenin tam metni için bkz: "Military in Greece Is Spared Cuts": http://www.nytimes.com/2013/01/08/world/europe/08iht-letter08.html?_r=4&
[42]Bkz: "Türk tehdidi diye bir şey yok": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22351364.asp
[43] Bkz: "Ege’de it dalaşı bitti": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22362790.asp




İran'ın "Volksjäger" Tasarımı Hakkında

$
0
0
İran'da, 1979 İslam Devrimi'nin yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 2 Şubat Cumartesi günü, Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad ve üst düzey askeri yetkililerin katıldığı bir törenle, "Kahir 313" adı verilen bir savaş uçağı kamuoyuna tanıtıldı.[1] [2]

Bilim kurgu filmlerinden çıkmışa benzeyen bir dış görünüşe sahip olan Kahir 313'ün tanıtılacağı, törenden bir hafta önce Savunma Bakanı Tuğgeneral Ahmed Vahidi tarafından duyurulmuştu.

İran resmî haber ajansları tarafından ABD yapımı F/A-18'e benzer kabiliyette olduğu iddia edilen Kahir 313'ün, İran Hava Savunma Endüstrisi Kurumu tarafından geliştirildiği açıklandı.

Uçağın teknik özellikleri hakkında bilgi veren Vahidi, Kahir 313'ün, "gelişmiş bir profile ve son derece düşük radar kesit alanına sahip, çok alçak irtifada uçabilen" bir uçak olduğunu ayrıca kısa pistlerden iniş kalkış gerçekleştirebildiğini söyledi. Vahid iayrıca uçağın yapımında gelişmiş malzemelerin kullanıldığını ve "son nesil güdümlü gelişmiş mühimmatların" kullanılabildiğini de ifade etti.

İran basını ayrıca uçağın 1,000 saat uçuş testi gerçekleştirdiğini iddia etti ve gerçek prototipe ait olduğunu iddia ettiği bir video kaydı yayınladı. Videoda şekil olarak Kahir 313'e ait gibi görünen bir uçak uçarken görülüyor ancak yayınlanan görüntünün uzaktan kumandalı ölçekli bir modele ait olma olasılığı da mevcut.

Tören sırasında çekilmiş ve İran basını tarafından alışılmışın dışında bir şekilde, oldukça ayrıntılı servis edilen fotograflar, uluslararası havacılık camiasında yoğun ilgi ve tartışmalara neden oldu. Bu, doğal bir sonuçtu, zira Kahir 313 oldukça sıradışı bir görünüme sahip. Ayrıca uçağın bazı özellikleri, en basit ifade ile oldukça "garip". [3] [4]

Ancak biraz daha yakından bakınca, modern bir "Volksjäger"e[5] benzeyen Kahir 313, İran'ın Batı'ya, Basra Körfezi ülkelerine ve kendi halkına karşı yürütmekte olduğu propaganda savaşına dair ilginç ipuçları içeriyor.


Gözlemler


1. Törende sergilenen ve adı Kahir 313 (Qaher 313) olarak duyurulan uçak siyah renge boyalı ve gövdesinde "F-313" kodu görülüyor.

2. Uçak tek motorlu, tek koltuklu, çift kuyruk dikmeli, ön kanatçıklı (canard) ve anhedral uzantılı kanatlara sahip bir yapıda.[6] Dış görünüş olarak Heinkel He-162 Volksjäger, Boeing Bird of Prey ve McDonnell Douglas X-36 karışımı bir görünüme sahip. [7] [8]

3. Uçağın kanat ve gövdesinde, radar kesit izini azaltmaya yönelik açılı tasarım tercih edilmiş. Kanatçık (canard) ve kanatların hücum açıları yaklaşık aynı değerde gibi görünüyor.

4. Uçağın iki adet olan hava alıkları, gövdenin her iki üst yanında, kanat kök uzantısının (LERX; Leading Edge Root Extension) üst - gerisinde konumlandırılmış.

5. Uçağın üç adet olan iniş takımlarının her biri tek tekerlekli. İran basınının servis ettiği videolarda görülen bir canlandırmaya göre ön dikme geriye, ana dikmeler ise öne doğru, katlanmadan doğruca gövde içine alınıyor. Ana dikmeler gövde için alınırken tekerlekler 90 derece dönüyor. İniş takımlarının, uçağın cüssesine göre narinliği dikkat çekici.


Kahir 313'ün rüzgar tüneli maketi
6. Uçağın oldukça sıradışı bir şekle sahip burun kısmı, herhangi bir radar sisteminin sığamayacağı kadar küçük.

7. Uçağın üzerinde herhangi bir alıcı, algılayıcı sistem, anten, vb elektronik ya da elektrooptik sistem görünmüyor.

8. Uçağın üzerinde herhangi bir bakım / onarım erişim kapakçığı, LRU (Line Replacement Unit), montaj yeri, civata, somun vb görünmüyor.

9. Gövdenin büyük kısmında dalgalanmalar ve pürüzler görülüyor.

10. Uçağın motorunun, egzoz kısmındaki kapağın boyutları göz önüne alındığında General Electric üretimi ve F-5 serisi uçaklarda kullanılan J85 olması kuvvetle muhtemel.

11. Uçağın kokpiti oldukça sıradışı bir tasarıma sahip. Kokpitin boyut olarak küçük olduğu görülüyor. Nitekim törende uçağa binen bir pilotun kokpite sığmakta zorluk çektiği, dizlerinin kanopinin küvetinden yukarı taştığı görülüyor.


Kahir 313 kokpit konsolundaki göstergeler ve markaları
Resmin büyük hali için üzerine tıklayınız
12. Kokpit konsolunda yer alan gösterge ve ekranlar, askeri bir uçak için alışılmadık bir yerleşime sahip. Ayrıca paneldeki sistemlerin neredeyse tamamının sivil havacılık için üretilmiş, sivil piyasalardan temin edilebilecek aksam olduğu dikkat çekiyor.

13. Uçuş kumanda levyesinin ABD yapımı eski F-4 ve F-5 tipi, bacak arası levye olduğu görülüyor.

14. Kokpitte paneli, pilotun konumuna göre oldukça aşağıda kalıyor. Askeri standartta herhangi bir çok işlevli gösterge (MFD), başüstü gösterge (HUD) vb bulunmuyor.

15. Uçağın gövdesinin büyük oranda cam elyaf (fiberglass) malzemeden mamûl olduğu görülüyor. İşçilik ve uygulamanın oldukça kusurlu ve kaba olduğu dikkat çekiyor. Özellikle kokpit bölgesinin fotograflarında üretim hataları, sıyrılma ve deformasyonlar dikkat çekiyor.

16. Uçağın kokpit kanopisi, pleksiglas malzemeden mamûle benziyor. Kanopinin, görüntüyü son derece deforme eden, görüşü bozan ve en iyi ihtimalle yarı - saydam bir yapısının olduğu dikkat çekiyor. Ancak kanopi ve kokpit, şekil itibari ile pilotun görüş açısı göz önünde bulundurularak tasarlanmış izlenimi uyandırıyor. Özellikle kokpit gösterge panelinin pilotun öne bakışının bir hayli altında kalan yapısı, uçağın burnunun açısı bu izlenimi kuvvetlendiriyor.

17. Uçak üzerinde herhangi bir silah ya da faydalı yük taşıma istasyonu (paylon) ya da makinalı tüfek namlusu görünmüyor.


Değerlendirmeler

Yayınlanan fotograf ve videolar ile servis edilen haberler ışığında, şu değerlendirmeleri yapmak mümkün:

1. Sergilenen uçağın, uçabilen bir prototipten ziyade ölçekli bir maket olması kuvvetle muhtemeldir. Gövde üzerindeki son derece büyük üretim hataları, kusurlar, kanopinin kapalı durumda kokpiti tam örtemiyor olması ve herhangi bir kilit mekanizmasının da olmaması bu kanıyı desteklemektedir.

2. Uçağın aerodinamik olarak en dikkat çekici özelliklerinden olan gövde üstünde yerleştirilmiş hava alıkları, taktik bir savaş uçağı için son derece sakıncalı bir tasarım seçimi gibi duruyor. Zira bu tip hava alıklarında, uçak manevra yaptığı anda gövde ve/veya kanat uzantıları, alığa giden hava akışını engeller. Söz gelimi uçak burnunu yukarı kaldırdığı anda alıklara giden hava akışı önemli ölçüde kesilecektir. Bu da jet motorunun hava ile düzgün bir şekild beslenmesini engelleyeceğinden en iyi ihtimalle takat kaybına neden olacaktır. Bu tür hava alıkları, ayrıca kısa kalkış ve iniş gibi manevralara da uygun değildir. Daha ziyade uzun ve yumuşak tırmanma açılı kalkış ile düz seyir uçuşlarına uygundurlar (Karşılaştırınız: Global Hawk insansız hava aracı sistemi). Dolayısıyla hava savaşına girecek, "it dalaşı" yapabilecek bir uçak için kesinlikle uygun değildirler.

3. Uçağın herhangi bir sensör taşımaması, burun kısmının herhangi bir radarın yerleşimine izin vermeyecek ölçüde küçük olması dikkat çekicidir. Tasarımın bu anlamda modern bir muharebe yeteneğinin olmadığını iddia etmek mümkündür.

4. Uçağın kanatlarındaki anhedral uzantıların boyutu dikkat çekicidir. Bu, muhtemelen uçağın eksenel dengesini sağlamak için alınmış bir önlem olsa gerektir. Hava alığı geometrisi ve yerleşimi ile birleştirildiğinde bu seçim, uçağın düz ve stabil bir rotada uçmak üzere tasarlandığı izlenimini uyandırmaktadır.

5. Uçağın kokpitindeki yerleşim ve tasarım seçimleri son derece ilginçtir. Kokpit gösterge paneli oldukça alçaktır. Panelde yapılan seçimler kadar yapılmayan seçimler de bazı ipuçları vermektedir. Şöyle ki: Uçamadığı her halinden belli olan bir uçağın tanıtımı için bu kadar özen gösteren, o uçağı boyamak, "toplamak" ve sergilemek için bu kadar zahmete giren İran, neden kokpite, elinde oldukça bol miktarda bulunan ve F-4 ile F-5 jetlerinden çıkma çok fonksiyonlu göstergeler, alet takımları, düğmeler vb takmamıştır? Neden kokpit gösterge panelini, modern bir savaş uçağına benzetmeye uğraşmamıştır da, uluslararası piyasalardan kolaylıkla temin edilebilecek, sivil havacılığa yönelik ürünleri takmayı tercih etmiştir? F-4 ya da F-5'ten sökülmüş olduğu belli kumanda levyesinin hemen önüne aynı uçaklardan göstergeler, HUD'lar vb takmak neden "akıl edilmemiştir"?

5a. İran bu kokpit ile, ambargoyu delebildiği mesajını vermek istemiştir.

5b. Uçağın muhtemel görevleri için modern savaş uçağı aviyoniklerine zaten ihtiyaç yoktur.

6. Uçağın bir adet olan motoru, hele ki J85 ise, yeterli takat sağlamaktan uzak görünmektedir.

7. İran'dan son yıllarda çok sık ve yoğun şekilde yerli savunma sanayiinin ürünlerine ilişkin abartılı ve propaganda ile bezeli haberler yayınlanmaktadır. Bu haberlere konu olan sistemler çoğunlukla Şah döneminde İran'a satılmış olan araç gerecin ya tadil edilmiş ya da yeniden adlandırılmış halleri olmaktadır. Kahir 313 bu açıdan öncüllerinden ayrılan bir konuma sahiptir. Zira Hava Kuvvetleri özelinde, "yerli yapım yeni uçak" olarak tanıtılan uçakların büyük çoğunluğunun F-5 tadilatı olduğu (Azarheş gibi) bilinmektedir.[9] Ancak burada da "yapılmayan tercihler" dikkat çekmektedir: İran bu tür haberlerde hep F-4 ya da F-5 uçaklarını kullanırken, hava kuvvetleri hizmetindeki F-14A, MiG-29, Su-24 ya da Mirage F1 gibi uçakları hiç kullanmamakta, bu uçaklarla ilgili tadilat, modernizasyon, güncelleştirme ya da "yerlileştirme" gibi çalışmaları hiç duyurmaktadır. Tüm "yerlileştirme" çalışmalarında, faydalı hizmet ömrü çoktan dolmuş F-4 ve F-5 uçaklarının kullanıldığı dikkat çekmektedir. Benzer bir durum Bell 214 ve AH-1 helikopterleri için de geçerlidir. Bu tercihin sebebinin üzerinde durulması gerekir: Acaba İran, hava savunması ve karşı saldırı kabiliyetinin çekirdeğini oluşturan, modern bir hava gücüne en yakın unsurları olan F-14A, Su-24, Mirage F1 gibi uçaklara, tam da bu nedenle mi dokunmamaktadır? Eğer bu sorunun yanıtı "evet" ise, F-5'lerin mümkün olan tek şekilde, propaganda aracı olarak kullanılmalarının da nedeni ortaya çıkmış olur, zira başka bir şekilde hizmet vermeleri mümkün değildir.

8. Kahir 313'ün, bölgedeki önceden belirlenmiş sabit hedefleri (bölgedeki askeri tesisler, enerji tesisleri, petrol boru hatları, sondaj platformları vb gibi) ya da Basra Körfezi'ndeki askeri ve/veya sivil gemi trafiğini, alçak irtifa ve nispeten düz bir rotada yüksek sesaltı hızda uçarak ve düşman sensörlerinden azami şekilde sakınarak vurmak ve/veya bu hedeflere karşı "kamikaze" görevlerinde kullanılmak için tasarlanmış, üretimi ve kullanımı kolay bir uçak olarak tasarlandığı iddia edilebilir. Bu senaryo doğru ise, pilotun hedefini aramak ya da bulmak için herhangi bir sensöre ihtiyacı olmayacaktır, zira ya hedefi önceden belirlenmiş sabit ve büyük bir unsurdur ya da Basra Körfezi gibi son derece kalabalık deniz trafiğine sahip, hedef açısından zengin bir ortamdır. Dolayısıyla pilotun tek sahip olması gereken şey, çevresine iyi görüş sağlayabilecek bir kokpit ile asgari standartlarda seyrüsefer / GPS sistemidir. Her ikisi de uçakta mevcut görünmektedir.

Tüm bu veriler ışığında Kahir 313'ün modern bir Volksjäger olduğunu iddia etmek mümkündür. İran, eğer üretime geçerse, Kahir 313 ile intihardan farksız bu tip görevlere çıkmaya gönüllü pilot bulma sıkıntısı yaşamayacaktır.


Notlar:

[1]: "Ahmadinejad unveils Iran’s new low-flyer fighter jet Qaher 313": http://www.mehrnews.com/en/newsdetail.aspx?NewsID=1806182[2]: "Iran president unveils Qaher-313 indigenous fighter jet": http://www.presstv.ir/detail/2013/02/02/286841/iran-unveils-new-indigenous-fighter-jet/

[3]: "Here’s why Iran’s new stealth fighter jet can’t fly": http://theaviationist.com/2013/02/04/iran-plane-cannot-fly/?fb_source=pubv1#.UQ_BVWeQj5P

[4]: "Iran unveils new indigenous stealth fighter “Qaher 313″. And here’s a detailed analysis": http://theaviationist.com/2013/02/02/iran-new-stealth-fighter/#.UQ-p_2eQj5M

[5]: Volksjäger: Almanca "Halk Avcısı" ya da "Halkın Avcı Uçağı". İkinci Dünya Savaşı'nın sön dönemlerinde, Almanya anavatanının savunması için, üretimi son derece ucuz, pilotajı kolay jet tepkili av önleme uçak projesine verilen isim. Amaç, asgari pilotaj eğitimi ile yetiştirilen halk ordusunu ve Hitler Gençliği'ni bu uçaklara bindirip, Müttefik bombardıman uçaklarını avlamaktı. Bu proje kapsamında, Heinkel firması, tek motorlu He-162 Salamander uçağını üretti. Ayrıntılı bilgi için bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/Heinkel_He_162

[6]: Anhedral: Uçak kanadının aşağı yöne yaptığı açı. Tersi "dihedral"dir. Örneğin F-4 Phantom II uçağının kuyrukları anhedral, kanat uçları dihedraldir. Ayrıca bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/Dihedral_%28aircraft%29#Anhedral

[7]: Boeing Bird of Prey: http://en.wikipedia.org/wiki/Boeing_Bird_of_Prey

[8]: McDonnell Douglas X-36: http://en.wikipedia.org/wiki/X-36

[9]: Azarheş için bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/HESA_Azarakhsh

İsviçre'nin Gripen Seçimi: Maliyet - Etkinlik Nedir?

$
0
0


İsviçre, hava kuvvetleri hizmetindeki Northrop F-5E/F Tiger savaş uçaklarını yeni nesil modern bir savaş uçağı ile değiştirmek için Partial Tiger Replacement (Tiger Kısmî İkamesi) adlı bir tedarik programı yürütüyor. Proje kapsamında  Teklife Çağrı Dosyası 07.01.2008 tarihinde yayınlandı. Saab JAS-39C/D Gripen, Eurofighter EF-2000 Typhoon ve Dassault Rafale ile teklif verdi. [1]

Her ne kadar tedarik edilecek uçak sayısı 20 - 30 arası gibi çok yüksek olmayan bir miktarla sınırlı olsa da, ihale özellikle Eurofighter ve Dassault arasında büyük çekişmeye sahne oldu. Zira her iki firma da dünya çapında çok iddialı projelerde rakiplerdi ve İsviçre ihalesindeki teknik değerlendirme ve karşılaştırma sonuçları, bu uçakları söz konusu büyük ihalelerde avantajlı konuma geçirebilirdi.

İhale süreci devam ederken, İsviçre Hava Kuvvetleri'nin teknik değerlendirme raporunun basına sızması ve raporun içeriği büyük gürültü kopardı. Zira rapor, teknik olarak Dassault Rafale'yi ilk sıraya koyarken pek çok kriterde Eurofighter Typhoon'un beklentilerin son derece altında bir kabiliyete sahip olduğu dikkat çekiyordu. Üçüncü aday olan Gripen ise en düşük maliyetli çözüm olarak öne çıkıyordu.[2]

Tüm bu gürültüden sonra 30.11.2011 tarihinde Gripen'ın seçildiği duyuruldu. 100% oranında offset içeren teklif ile İsviçre Saab'dan 22 adet Gripen E alacak. Gripen NG modeli üzerine şekillendirilmiş bu uçaktan aynı zamanda İsveç Hava Kuvvetleri de kısa süre önce tedarik kararı almıştı.

İşte bu projenin ayrıntıları için Air Forces Monthly dergisinden Georg Mader, emekliye ayrılmadan hemen önce İsviçre Hava Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Markus Gygax ile bir röportaj gerçekleştirdi. Sorulara oldukça açıksözlü ve ayrıntılı yanıtlar veren Gygax'ın beyanlarının satır aralarında modern hava kuvvetlerinin önündeki teknik ve ekonomik soru ve sorunlara dair ipuçları da bulmak mümkün.

Air Forces Monthly dergisinin Ocak 2013 sayısında yayınlanan röportajın Gripen tedarik projesi ile ilgili kısmını Türkçe'ye çevirerek aşağıda sundum. Ayrıca kendi değerlendirmelerimi de sonuna ekledim.


AFM:
Neredeyse 5 yıldır İsviçre Hava Kuvvetleri’nin komutanısınız. Görev süreniz içinde F/A-18 modernizasyonu ve çeşitli tedarik programları ve en son olarak da “Super Gripen” seçimini gerçekleştirdiniz. Küçük bir hava kuvvetleri için “çift başlı mızrak” yapısının gerekli olduğuna inanıyor musunuz?
Markus Gygax (sağda), İsveç Hava Kuvvetleri'ne
ait bir Gripen kokpitinde (Fotograf: FXM.se)

Gygax:
(Gülerek) Sorunuzun asıl niyetini biliyorum – özellikle F/A-18 Hornet’in uzun vadedeki geleceği ile ilgili. İnanın, Tiger İkâmesi tartışmaları sırasında da bu konu sıkça gündeme geldi. Hayattaki her şey gibi her çözümün kendine göre artı ve eksileri vardır. Tek tip çözümü, işletme giderleri, teşkilat ve ikmâl açısından avantajlara sahiptir ancak tüm filoyu etkileyebilecek teknik bir sorun ortaya çıktığında tüm filonuz yerde kalır. İki farklı tip çözümü daha pahalı olabilir ancak bir tip uçuştan çekildiğinde hava sahanızı korumak elinizde yedek unsurunuz bulunacaktır. İlaveten her iki tipi de, söz gelimi 15 yılda bir aynı anda değiştirmediğiniz için her zaman en son teknolojiyi seçme şansınız olacaktır.

AFM:
Gripen E’nin seçimindeki esas neden de, bu en son teknolojiyi yakalama çabası mıydı? İhalede ayrıca Dassault Rafale ve Eurofighter Typhoon da vardır ve üreticileri ürünlerinin teknoloji harikası olduğunu, bazı konularda Gripen E’den daha ileri olduuklarını iddia ediyorlardı.

Gygax:
Bizim için evet, sanırım. ABD’nin en son nesil F-22 ya da F-35 tasarımları haricinde ufukta çığır açan, devrimsel bir tasarım görünmüyor. Bu iki (uçak) stealth avantajına sahipler ancak öte yandan, düşük görünürlüğü elde etmek için aerodinamikten verdikleri feragatlar var. Silahlarını gövde içinde taşımak zorundalar. Bazı senaryolarda F-35 harici yakıt tankları ve dış istasyonlarda silah taşımak zorunda kalacak. Dolayısıyla stealth uçaklarda öyle ya da böyle verilen ödünler söz konusu. Dünya geneline baktığımda, Gripen, Rafale, Eurofighter gibi kapsamlı tasarımlar ve en son nesil Rus yapımı Flanker gibi uçaklar, makûl maliyetlere sahip teknoloji harikası platformlardır. Ve önümüzdeki birkaç on yıl boyunca da böyle kalacaklar. Dolayısıyla, benim için uçak değil, taşıdığı sensör ve silahlar önemlidir. İşlemci gücü, durumsal farkındalık, insan-makina arayüzü – tüm bunlar uçak tipinden bağımsızdır.

AFM:
Tüm bu nitelik ve kabiliyetler, tek koltuklu Gripen E modelinde mevcut mudur? Bu uçak değerlendirme raporunuzda sonuncuydu.

Gygax:
Kesinlikle. JAS-39 en düşük kabiliyetli olarak değerlendirilirken, bu her üç jet arasında etkinlik kriterlerine göre idi – tek motor olarak çift motorlu uçaklara karşı idi. Bunu en başından beri biliyorduk. Ancak Gripen NG tanıtım uçağındaki AESA radarı gibi sensör sistemleri ile rakiplerinin önüne, düşük maliyetini koruyarak geçti. Aynı durum öngörülen elektronik harp ve özsavunma sistemleri için de geçerli. Dolayısıyla barış zamanı hava sahasının denetimi, gerginlik dönemlerinde korunması ve çatışma dönemlerindeki vuruş görevlerinin tamamını karşılamaktadır. 


AFM: Bu, İsviçre Hava Kuvvetleri’nde suların durulduğu anlamına mı geliyor? Basına sızan raporlara göre kuvvet içinde, en az kabiliyetli adayın seçilmesi iddiası ile oldukça hararetli tartışmalar yaşandı. Ayrıca siyasilere, Rafale’nin tavsiye edildiği raporlarda imzanız var.

Gygax:
Evet ve o imzalarımın hala arkasında duruyorum! Rafale en kapsamlı çözüm olurdu. Ancak esas soru, seçim bizim gelecekteki ihtiyaçlarımıza uyacak mı ve yeni teknolojileri kapsıyor mu? Ve Gripen E bunlara sahiptir. Ayrıca tedarik edilebilecek jetlerin sayısı da aynı derecede önemlidir. Nitelik de nicelik kadar öneme sahiptir, özellikle küçük bir ülke için. Küçük bir hava sahası için, ikaz süresi büyük önem taşımaktadır ve bazen hava sahası içinde devamlı uçuyor durumda olmanız gerekir. Dolayısıyla, göreve müsait uçakların sayısı kritiktir. Diğer ülkelerin hava kuvvetleri komutanları ile yaptığım konuşmalara dayanarak söyleyebilirim ki, uluslararası standartlarda bu oran, 40 – 50% civarındadır. Bu veriyi teyit edebilecek şekilde Hornet ile 15 yıllık tecrübemiz bulunuyor. Bu yüzden de bir komutan için filonun harbe hazırlığı önemli bir kriterdir. 22 Gripen E ve 35 F/A-18 ile, emekliliğimde rahatça seyredebileceğim bir şemsiye kuvvetine sahip olacağız.

AFM:
Huzurlu Avrupa’nın ortasındaki küçük İsviçre için 55 savaş jeti ile aşırı silahlanmış olacağı iddiasını nasıl yanıtlıyorsunuz? Örneğin komşu Avusturya’nın sadece 15 Eurofighter’ı bulunuyor.

Gygax:
Avusturya’da olanların askeri bir arka planı bulunmuyor ve tamamen siyasi nedenlerle vuku buldu. Orta Avrupa’da hava muharebesini de içeren bir savaşın sadece matematiksel bir risk olduğu doğrudur. İsviçre için bu, Almanlar’a ve Amerikalılar’a karşı önleme uçuşlarına çıktığımızdan bu yana 70 yıldır gerçekleşmedi. Ancak savaş jetlerimizin görevleri günlük rutindir – yılda 300 – 400 kez kimlik belirtmeyen ya da teşhis edilemeyen radar temaslarına karşı havalanmaktadırlar. Halihazırda gece ve kötü hava koşullarında önleme ve devriye görevlerine çıkmakta, sadece Hornetler’in kullanılabilmesinden dolayı zafiyetimiz mevcuttur. Sadece 33 jetin kullanılmasından dolayı yeterli uçaktan mahrum kalma olasılığı vardır, özellikle gerginlik dönemlerinde. Bu bir “aşırı silahlanma” meselesi değil, devamlılık ve sürdürülebilirlik meselesidir.

AFM:
İsveç – İsviçre girişimi bir şemsiye anlaşmasını kapsıyor. İsviçre Hava Kuvvetleri’nin tanında RUAG, Saab, FXM ve diğer kurum ve kuruluşlar yer alıyor. Birlikte nasıl çalışacaklar? Şimdiye kadarki performanslarından memnun musunuz?

Gygax:
Evet memnunum. 1960’lardaki sıkıntıları müteakiben, önemli dersler edindik. 110 adet Northrop F-5E/F Tiger’ın hizmete alınmasıyla –ki 54 adedi halen faaldir- ve F/A-18’in tedariği ile büyük aşamalar kaydettik. RUAG tarafından Hornet için parça montajı ile birlikte İsviçre ekonomisi için önemli offset payları aldık, süreç güzel işledi.

AFM:
Ancak bu sefer RUAG Gripen E’nin üretiminde yer almayacak…

Gygax:
Bu doğru; uçaklar İsveç’te üretilecekler, çünkü sipariş miktarı İsviçre’de üretimi makûl kılmayacak kadar küçük. Ancak ulusal sanayi şirketlerimiz tabi ki destek ve ikmal süreçlerinde yer alacaklar. Hizmet içi destek sözleşmeleri ile RUAG ve diğer kuruluşlar görev alacaklar.

AFM:
Anlaşma kapsamında bir de geçici çözüm yer alıyor. Ayrıntı verebilir misiniz?

Gygax:
Elbette. Proje en başından beri F-5 ikame projesi olarak ele alındı. Federal konsey şimdi F-5’leri 2021’den önce değiştirmek istiyor. İsveçle varılan anlaşma uyarınca, halen İsveç Hava Kuvvetleri’nde bulunan 11 adet Gripen C/D kiralanacak. Bu kiralamanın maliyeti yıllık CHF44 milyon (yaklaşık USD48.42 milyon) olacak, 54 F-5’in bize yıllık işletme maliyeti CHF48 milyondur (yaklaşık USD52.82 milyon). Kiralanan Gripen’larla İsviçreli pilotlar Gripen E’ye tekamül eğitimlerini alacak, böylelikle geçiş sürecinde yaşanabilecek gecikmeleri azaltacaklar. İsveçliler de benzer bir şey yapacak; Gripen D’de eğitim alarak Gripen F yatırımı yapmayacaklar.

AFM:
Gripen E ile birlikte keşif ve yer taarruz gibi “kaybedilmiş” kabiliyetleri tekrar edineceğiniz doğru mu?

Gygax:
Bu doğru. Mirage IIIRS (keşif) ve  Hunter (yer taarruz) uçaklarının emekliye ayrılması ile yitirilen bu kabiliyetler  tekrar kazanılacak. 22 Gripen’ın tartışmasız ana görevi hava savunma iken, 4 tanesini Rafael Reccelite sistemi ile donatmayı ve sekiz tanesini de henüz belirlemediğimiz bir tipte güdümlü silah ile donatarak hava yer görevlerine uygun hale getirmeyi planlıyoruz.

AFM:
İsviçre Gripen E’leri Meteor görüş menzili ötesi (BVR; Beyond Visual Range) füzelerini taşoyacak mı?

Gygax:
Evet taşıyacaklar. Meteor halihazırda sipariş paketine dahil. Bu bizim için çok önemli – tekraren, yeni nesil teknolojiler. Eğer uçağın gövdesi güç bakımından en üst seviyede değilse rakipleri ile başa çıkmak için sensörleri ve silahları en üst seviyede olmalı. Meteor, tırmanma oranı ya da ivmelenme açısından ne zafiyet varsa hepsini telafi edecek. Hornet’teki AIM-120’nin en mantıklı halefidir.

AFM:
İsviçreli siyasiler ve kamuoyu, Meteor gibi üst seviye bir silah sistemi talebinizi nasıl karşılıyor?

Gygax:
(Gülerek) Ah, gayet pragmatik diyebilirim. F/A-18 ve diğer askeri konular ile ilgili halkoylamalarında gördüğümüz üzere, çoğunluk ordunun varolma nedeninin ulusal savunma olduğunu ve bunun da sadece hava üstünlüğü ile mümkün olduğunu anlıyor ve destekliyor. Ayrıca barış zamanında BVR kabiliyetine sahip olmak zorunda olmadığınızı da biliyorlar. Hava devriyesi için çoğu durumda makinalı top yeterlidir, ancak dünya çağındaki diğer pek çok ülkenin platformları BVR silahları ile donatılınca konuştuğum çoğu politikacı benzer kabiliyetlere İsviçre’nin de sahip olması gerektiği konusunda hemfikir oldular. Sanırım nüfusumuzun çoğu da buna katılacaktır, zira Avusturya da dahil hiç kimse önümüzdeki 20 yılda ne olacağını bilemez. Kuzey Afrika’ya bakarsanız iki yıl sonrasını bile görememekteyiz. Her ciddi insan hazır olmanın akıllıca olduğunu söyleyecektir ve biz İsviçreliler’in çoğunlukla aşırı ciddi olduğumuz  söylenir.

AFM:
Ya Federal Konsey askeriyenin ilk başta istediği gibi, Rafale ya da Typhoon yönünde karar alırsa?

Gygax:
O zaman kamuoyu bizi çarmıha gerer sanırım. Biz daima hesaplanan ömür devri maliyetlerine dikkat ettik. 22 Gripen E’nin yıllık işletme maliyeti yaklaşık CHF100 milyon (yaklaşık USD110 milyon) olacak. Ancak kesinlikle haklısınız, en düşük maliyetli platform seçildiği için basında çok yaygın tartışmalar beklemiyordum. Yanılmışım. Ancak 2014 yılındaki halkoylaması, eğitim ve tanıtım ile kazanılabilir, siyaset ve parti işleri ile değil. Eğer tarafsız İsviçre Ordusu istiyorsak, iyi donatılmasını sağlamalıyız. Bu gerçekler, askerler ve siyasiler tarafından halka doğru anlatılmalıdır.

AFM:
“Zorunlu olmayan ama geleneksel” halkoylamasında halka ne sorulacak? Özellikle tip ve sayı konusunda?

Gygax:
Savunma Bakanı (Ueli Maurer), 10 yıl boyunca yıllık CHF300 milyon bütçeli bir Gripen Kaynak Fonu eklemeyi istiyor. Ordu için tüm harcamaların toplamı yıllık CHF4.7 milyar olacak. Meclis önümüzeki yıl, bunu halkın onayına sunma kararı verecek. Tip için değil ama svunma bütçesindeki bir fon için onay olacak. Eğer reddedilirse Girpen E tedarik edilemez. Ama eğer kabul edilirse, pakette ne olacağına dair bir tartışma olmayacak.

* * *

Değerlendirme

Gygax'ın sözlerinin de teyit ettiği üzere, İsviçre'nin tercihinde "maliyet - etkinlik" ana kriter olarak rol oynamış görünüyor. Bu tercihi yaparken sadece kabiliyet göz önüne alınmamış, kabiliyetin hangi maliyetlerle sunulduğuna dikkat edilmiş. Gygax, kişisel olarak, münferit kriterlerde en kabiliyetli uçağın Rafale olduğunu ve bu fikrinin de değişmediğini söylüyor. Ancak hem yeni nesil teknolojilere uygunluk hem de bu kabiliyetleri sunma maliyetinin düşüklüğü açısından en iyi adayın Gripen olduğunu ekliyor.

Ancak Gygax'ın beyanatında en dikkat çekici kısım, kendisi için en makbul savaş uçağını tanımladığı bölüm. Zira Gygax uçağın kendisinden ziyade taşıdığı sensör ve silah sistemlerinin önemli olduğunu; elektronik donanımın kapasitesi, insan - makina arayüzü ve algılayıcıların fark yarattığını kaydediyor. Bu, platformdan ziyade sensöre ve ağ kabiliyetine odaklanan modern yaklaşımı yansıtan bir duruş. Bu anlayışın bir uzantısı olarak uçak sadece bir taşıyıcı platform niteliği taşımakta. Dolayısıyla platformdan esas beklenen, söz konusu "taşıma" görevini düşük maliyetli ve uzun süreli yapabilmesi. Bir başka deyişle işletme - idame maliyetinin düşük olması ve yeni teknolojileri ve yeni sistemleri kabul edebilecek esneklikte bir hacim, genişleme imkânı sağlayabilmesi.

Ayrıca F-22 ve F-35 ile Avrupa ve Rus uçaklarını karşılaştırırken, stealthi yani radara yakalanmama özelliğine bir eleştiri getirdiği de söylenebilir. Ana amacın azami stealth'den ziyade makûl seviye stealth ama azami maliyet - etkinlik olduğu ve şahsen de savunduğum bir anlayışın yansıması olarak kabul ettim Gygax'ın sözlerini.

Bir gün bunun gibi açıksözlü, samimi ve doyurucu mülâkatları Türkiye'de de okuyabilmeyi umuyorum.



Notlar

[1]: Projenin tarihçesi ve ayrıntıları için bkz: "Switzerland Replacing Old F-5 Fighters with New Gripen": http://www.defenseindustrydaily.com/switzerland-replacing-its-f-5s-04624/

[2]: Rapora erişim için: https://docs.google.com/file/d/0BzKGiAa7CiQla052a1V4OVdNS1U/edit?usp=sharing

Bir Kitle İmha Silahı Olarak Cehalet

$
0
0
Eser: Eric Drooker (www.drooker.com)
Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli stratejistlerden Erol Mütercimler, "Geleceği Yönetmek" adlı kitabının [1] "Stratejik Hamleler, Stratejik Sorunlar ile Etki Odaklı Harekât" bölümünün "Bilgi Yönetimi Nedir? Ne Değildir?" başlıklı kısmında, Şebnem Arıkboğa'nın "entelektüel sermaye" tarifini alıntılayarak bilgi yönetimi ve katma değeri üzerinde duruyor. Mütercimler'in atıfta bulunduğu Arıkboğa'nın tarifi şöyle:

"Entelektüel sermaye üç bölümden oluşmaktadır. Bunlar, insan sermayesi, yapısal sermaye ve müşteri sermayesidir. Burada önemli olan bu üçünün ayrı ayrı toplanması değil, bunların karşılıklı etkileşimi ve birlikte oluşturdukları sinerjik etkidir. Eğer bu üç sermaye türü birbirini tamamlamıyorsa ve birlikte etkin olarak çalışamıyorlarsa entelektüel sermayeden söz etmek mümkün değildir." [2]

Ticari bir yönü de olan bu tanım aslında tam olarak ulusal güvenlik ve kamuoyunun bilgilendirilmesi konularına da uyarlanabilecek bir kapsamda. Çünkü ulusal güvenlik konusunda kamuoyunun doğru ve net biçimde bilgilendirilmesi, politika yapıcıların ve strateji kurucuların sırtlarını dayananacakları bir duvarın örülmesi için şarttır. Başka bir deyişle, kendisine dürüst ve net davranılmış bir kamuoyu, strateji geliştirme ve uygulama sırasında askeri ve sivil mekanizmalara yardımcı olacaktır.

Burada, devlet mekanizması (ordu ve sivil bürokrasi ile hükümet), basın - yayın organları ile bilim çevresi arasında etkin ve sağlıklı bir iletişimin önemi öne plana çıkıyor. Bu yapı, kamuoyunu doğru bilgilendirme görevi de göreceği gibi, strateji geliştirilmesi için sağlıklı bir altılığı da inşa edecektir. Örneğin kriz durumlarında krizi, en az zararla atlatmak ve azami fayda sağlayacak şekilde yönebilmek, böyle bir yapının sağlıklı işleyebilmesi ile mümkün olacaktır.

Konuyu, yakın dönemde gündemi işgâl etmiş iki olay, iki ibret üzerinden açmakta fayda var.


RF-4E Olayı

22.06.2012 günü Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir RF-4ETM Işık tipi taktik keşif uçağı, Doğu Akdeniz üzerinde, Hatay açıklarında kayboldu. Uçağın kaybolduğu bölgenin Suriye'ye çok yakın olması ve bu ülkenin de şiddetli bir iç savaş ateşi ile yanmakta olması nedeniyle olay bir anda ulusal gündemin üst sırasına yerleşti, heyecana neden oldu. [3]

Uçakla iletişimin kesilmesinden sonra, benzer, olaylarda pek sık karşılaşılmayan bir şekilde uzun süre resmî kanallardan herhangi bir açıklama yapılmadı. Bu suskunluk hali daha da büyük bir heyecan yarattı. Bu heyecan ve karmaşa durumu, Suriye'nin resmî makamları tarafından uçağı kendilerinin düşürdüğü açıklamasının yapılması ile birlikte tavan yaptı. Türkiye büyük bir krizin içinde buluverdi kendini.

Kısa süre sonra, olayın karanlıkta kalan bazı yönleri açığa çıkmaya başladı. Uçağın vurulduğu ve düştüğü yerlerin Suriye hava sahası sınırları içinde mi yoksa uluslararası hava sahasında mı olduğu, uçağın ne tip bir silahla vurulduğu ya da uçağın gerçekten vurulmayıp teknik arıza gibi başka bir nedenle mi düştüğü gibi sorular kamuoyunu meşgûl etmeye başladı. Bu sorulara verilecek yanıtlar önemliydi, zira bu yanıtlar iki ülke arasındaki krizi bambaşka bir boyuta, hatta belki sıcak bir çatışmaya itebilecek nitelikteydi.

Zira söz gelimi uçak Suriye'nin iddiasının aksine Suriye hava sahası içinde değil, Türkiye'nin iddia ettiği gibi Doğu Akdeniz'in uluslararası hava sahasında vurulmuş ise, bu halde Türkiye'nin mukabele hakkı doğabilirdi. Ancak eğer Suriye'nin iddiası doğru ise, yani RF-4ETM Suriye hava sahasını ihlal edip burada vurulduysa, Türkiye'nin özür dilemesi gündeme gelebilirdi ve ardından o uçağın orada işinin ne olduğu sorulabilirdi.

Resim, RF-4E krizi sürecinde Türk kamuoyunun ve basının
durumunu trajikomik bir şekilde özetliyor
(Kaynak: Flickr.com)
Tüm bu hengâme içinde, Türk makamlarının söylem ve tavırlarında net bir hazırlıksız yakalanma hali göze çarpmaktaydı. Herhangi bir "B planı" ya da acil eylem hazırlığının olmadığına işaret eden bu ilk şok atlatıldıktan sonra, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, televizyon ekranlarına, şema ve haritalarla desteklenmiş bir şekilde çıktı. Ancak söz gelimi Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın "uçağın füze ya da füze benzeri bir aygıt tarafından düşürülmüş olabileceğini" söylemesi, en hafif tabiri ile trajikomikti. [4] Öyle görünüyordu ki Arınç, konu ve kriz hakkında en iyimser tahminle o kadar az bilgi sahibi idi ki (ya da kendisine o kadar az bilgi akıyordu ki) aşırı temkinli bir şekilde, yanlış bilgi vermiş olmamak ya da muğlak konuşup renk vermemek adına "füze benzeri aygıt" gibi komik bir terim uydurmak zorunda hissetmişti kendini.

Devlet mekanizmasındaki bu şok hali daha sonra açıklanacak olan resmî raporlarla tutarsızlık ve çelişkilere bezeli bir hale de gelecekti ancak bu kriz anında çok ilginç başka bir şey de yaşandı.

Türk basını, konuyu nasıl takip edeceğini bilemedi.

Konu ile ilgili televizyon kanallarına "uzman" sıfatı ile çıkan şahısların neredeyse hiçbiri, konunun gerektirdiği asgari teknik bilgilere sahip değildi; dahası olayı Türkiye - Suriye savaşı ya da öç alma harekâtına indirgemeye heveskâr yorumlar yapmaktaydılar. Genelkurmay Başkanlığı tarafından yayınlanan uçağın enkaz parçalarının fotograflarını yorumlayan ve çoğunun isminin başında ya akademik ünvan ya "emekli" sıfatı taşıyan "uzmanlar"ın getirdiği yorumlar gülünçten de öte çileden çıkarıcı idi. RF-4ETM'nin kuyruk dikmesinin tepesinde yer alan radar ikaz alıcısını kokpit parçası diye yorumlayan, bu uçakların herhangi bir özsavunma sistemlerinin olmadığını iddia eden yorumcuların teknik bilgi donanımsızlıkları, konuya vakıf olan azınlığı çileden çıkartmaktan ve kendilerini komik duruma düşürmekten başka bir işe yaramadı. [5]

Bu durumu, fara tutulmuş tavşan haline benzetmek mümkündür.

RF-4E krizi, yakın tarihteki en incelemeye değer ve karmaşık olaylardan birisidir. Bunun nedeni, olaydaki çok ince ve teknik ayrıntıların son derece majör etkiler doğurabilecek olmasıdır. Uçağın vurulduğu ve düştüğü konum, Suriye hava savunmasının elindeki silahların tipi ve teknik özellikleri, RF-4ETM uçağının teknik özellikleri ve kabiliyetleri, bölgedeki Türkiye ve diğer unsurların elektronik istihbarat kabiliyetleri gibi çok sayıda teknik husus, krizin seyrini doğrudan etkileyebilecek nitelikteydi. Söz gelimi uçağın radar güdümlü bir füze ile vurulmuş olması, Türkiye'nin tezini doğrulasa da, uçaktaki radar ikaz alıcısının ve bölgedeki tüm diğer göz ve kulakların bu gibi bir radar sinyalini tespit etmiş olması ihtimalini de doğurur. Ancak eğer böyle bir tespit var idiyse, uçağın bırakın enkazının bulunması, temasın neden kesildiğinin bile uzun süre anlaşılamaması gizemlidir. Öte yandan eğer uçak kızılaltı bir füze ile vurulduysa bu, bu tip füzelerin teknik özelliklerinden dolayı olayın Suriye hava sahası içinde gerçekleşmiş olduğunu gösterir.

RF-4E krizinde bu gibi onlarca farklı senaryo üretmek mümkündür. Ancak ne yazık ki, Türk basını bu süreçte, bu gibi teknik ayrıntıları net bir şekilde ortaya koyabilecek kaynaklara sahip olmadığını farketmiştir. Bu yoksunluk hali, devlet mekanizmasının atalet ve şaşkınlığı ile de birleşince, kamuoyunun sağlıklı bilgilendiril(e)memesi sonucunu doğurmuştur. Nitekim uçağın şehit pilotlardan birinin ailesi, Hava Kuvvetleri Komutanı ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı hakkında suç duyurusunda bulunmuş; buna karşılık MİT de soruşturma başlatan Malatya Cumhuriyet Savcılığı ile Avukat Katar hakkında "planlı bir psikolojik harekatın parçası olmak ve savaş kışkırtıcılığı yapmak” suçlaması ile suç duyurunda bulunmuştur. Kriz sonunda devlet, kendi vatandaşına, hem de üniformasını taşıyan bir subayının ailesine düşer duruma gelmiştir. Son derece üzücü, hatta kahredicidir.


Füze Kalkanı

Kamuoyunun gündemini RF-4E krizinden daha uzun süre işgal eden bir başka önemli konu ise füze kalkanı projesi idi. Kısaca ABD'nin, uzun menzilli balistik füzelere karşı savunma maksadı ile hava, kara, deniz ve uzay konuşlu sensörler ile gemi ve kara konuşlu füzesavar füzelerinden oluşan, iç içe geçmiş katmanlardan müteşekkil tümleşik bir savunma sistemi olan "Füze Kalkanı" sistemi kapsamında, Malatya Kürecik'te bulunan üsse bir adet AN/TPY-2 radar sistemi kurulması gündeme geldi. Bu konu, neredeyse ışık hızında "Büyük Ortadoğu Projesi", "İsrail'in güvenliği", "Türk hava sahasının kontrolünün devredilmesi" gibi, çoğunlukla komplo teorilerine bezeli bir şekilde tartışılmaya başladı. Teknik herhangi bir bilgi ya da değerlendirmeye erişimi olmayan ya da yanlış yönlendirilen "kamuoyu yapıcıları", konuyu o kadar rezil bir şekilde tartışmaya başladı ki, sistemin, Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit ya da katkısı sağlıklı bir şekilde tartışılamaz oldu. [6]

Ana Muhalefet partisi liderinin bile akıl almaz bir şekilde "İsrail'in güvenliği için" kurulduğunu iddia ettiği [7] AN/TPY-2 radarının teknik özelliklerini, füze kalkanı projesinin bileşenlerini, özellik ve kabiliyetlerini kamuoyunda net ve anlaşılır bir şekilde izah edecek tek bir yetkili ya da yetkin isim dahi yoktu. Kamuoyu, bu sistemin ne olup ne olmadığı hakkında resmî ya da gayrıresmî makam ya da isimler tarafından sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmedi. Sonuç olarak da, Suriye krizi sonrasında güney sınırlarımıza yerleştirilen Patriot hava savunma bataryalarının tetikleri önce bizim elimizde [8] oldu sonra başkasında. [9] [10] Ve bu absürd duruma karşı doğal olarak herhangi bir tepki de gelişemedi.

Örneğin AN/TPY-2 radarının, Türk hava sahasının kontrolü için de kullanılacağını iddia edenler, basın üzerinden bu fikirlerini geniş kitlelere, herhangi bir engelle karşılaşmaksızın yayabildiler. Ama ve fakat, bu saçmalığa karşı hiçbir ana akım basın organında, söz konusu radarların sabit anten dizinleri olduğu, yani sadece sabit bir bölgeyi izleyebildikleri, 360 derece kapsama alanına sahip olmadıkları gibi bilgiler yer almadı ya da cılız kaldıkları için dikkate alınmadılar. Veyahut bu radarlara ve çok daha gelişmişlerine İsrail'in de sahip olması, coğrafi konumları ve balistik füzelerin uçuş prensipleri nedeniyle İsrail'in güvenliğine teorik ve pratik hiç bir katkılarının olamayacağını, basit bir harita ve kısa bir Google araştırması ile dahi desteklenmiş şekilde hiç bir "uzman" anlatmadı - bırakın resmî makamların bu konuda kamuoyunu bilgilendirmeyi becerebilmiş olmasını.


Değerlendirme

Her iki olayda da göze çarpan bazı ortak noktalar bulunmakta. Bunları şu şekilde sıralamak mümkün:

1. Resmî makamların konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirme kabiliyetinde ciddi zafiyetler söz konusudur. Bilgilendirme en iyi durumda son derece geç ve yetersiz yapılmaktadır. Bu zafiyet öyle noktalara gelebilmektedir ki, bazı durumlarda çeşitli resmî söylem ve raporlar arasında tutarsızlık ve çelişkiler dahi gerçekleşebilmektedir.

2. Basın, olayların sadece sansasyonel boyutuna odaklanmakta, "manşeti satmaya" çalışmakta ve bu hırs sırasında olayların gerçek boyutlarını ya abartmakta ya göz ardı etmekte ya da çarpıtmaktadır. Bu da, konu ile ilgili kamuoyunu en iyimser ihtimalle yanlış bilgilendirme sonucunu doğurmaktadır.

3. Türkiye'de, ulusal güvenlik, strateji ve savunma konularında fikir üreten, değerlendirmeler ve tartışmalar yapan bir kamuoyu mevcut değildir. Bu alanlardaki konular sağlıklı ve çok boyutlu - çok eksenli biçimde tartışılamamaktadır. Bu noksanlık da, çoğu durumda ezberlerin tekrarına neden olmaktadır. Kamuoyu yapıcılarının büyük çoğunluğu bu nedenle hala Soğuk Savaş paradigmalarını aşabilmiş değildir.

Bu üç tespit ışığında şunu iddia etmek mümkündür:

Ulusal strateji ve savunma alanları Türkiye'de askeri bürokrasinin himayesinde ele alınan ve tartışılan konular olagelmiştir. Bu durumun kökenini Osmanlı dönemine kadar takip etmek mümkün olmakla birlikte, Soğuk Savaş dönemi ve Sovyet tehdidi ışığında neden bu şekilde şekillendiğini anlayabilmek mümkündür. Soğuk Savaş'ın, ulusal savunma ve güvenlik polikalarının askeri tehdit odağında şekillendirilmesini gerektirmesi bir vakıadır, ne var ki Türkiye'de sivil bürokrasi bu konularda tüm inisiyatifi, sorumluluk ve görevi askeri bürokrasiye devretmiş, hatta terketmiştir. Bu ise, ulusal savunma, güvenlik ve strateji konularında sivil bir kamuoyunun şekillenememesi sonucunu doğurmuştur.

Bu, özellikle Soğuk Savaş sonrası hızla kabuk ve şekil değiştiren dünyada çok ciddi bir sıkıntıdır. Bu sıkıntı sırasıyla 11 Eylül, 2003 Irak Savaşı, Arap Baharı, Suriye İç Savaşı, İsrail'le kriz gibi konularda kendini, artarak göstermektedir. Çok boyut ve çok eksenli bir savunma ve güvenlik kamuoyunun noksanlığı, hem toplumu hem karar alıcıları hem de devlet mekanizmasını, tabiri caizse "cephanesiz" bırakmıştır. Bu da, ezbere çözümlere devlet ve milleti mecbur kılmaktadır: Devlet ve toplum, başkasının "paket çözümleri"ne karşı daha istekli hale gelmiştir, kendisi fikir, bilgi ve strateji üretemez haldedir çünkü. Türkiye'de ulusal güvenlik, savunma ve strateji konularında çok boyutlu - çok eksenli bir kamuoyu noksanlığından doğan bir topyekûn cehalet durumu söz konusudur.

Türk Dil Kurumu cehaleti, "bilgisizlik" olarak tanımlıyor yalın bir şekilde. Ancak cehalet, bilgisizlikten daha da fazlasıdır. EkşiSözlük'teki bir yazarın ifade ettiği şekliyle, öğrenmeme çabasıdır ve bu hali ile özür değil, kabahattir [11]. Yani cehalet, bilgisizlik değil; bilgisizliğin farkında olmama veya daha da kötüsü, bilgisizliğini gidermek için çaba göstermeme halidir. Kitlesel olması durumunda, imha edici bir özelliği vardır, algıları akamete uğratması nedeniyle.

Türkiye, kitle imha silahlarının en yıkıcısının yakıcı tehdidi altındadır.



Kaynaklar


[1]: Mütercimler, Erol, "Yüksek Stratejiden Etki Odaklı Harekâta: Geleceği Yönetmek", Alfa Yayınları, İstanbul, 2006
[2]: Arıkboğa, Şebnem, Entelektüel Sermaye, s.50, Derin Yayınları, İstanbul, 2003
[3]: Bu olayla ilgili gözlem ve değerlendirmelerim için bkz: http://www.siyahgribeyaz.com/2012/07/rf-4e-olay-sorunu-bilesenlerine-ayrmak.html ve http://www.siyahgribeyaz.com/2012/06/dogu-akdenizde-yeni-kriz-suriye-turk.html
[4]: "Füze benzeri bir başka aygıt olabilir": Hürriyet, 11.07.2012, http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20957208.asp (erişim tarihi: 17.02.2013)
[5]: Bu durumun nadir bir istisnası için bkz: "Interview with Sitki Egeli on Syrian-Turkish incident", Arms Control and Security for Middle East, 08.07.2012, http://www.middleeast-armscontrol.com/2012/07/08/interview-with-sitki-egeli/ (erişim tarihi: 17.02.2013)
[6]: Füze kalkanı konusunu en yetkin, net ve kaliteli şekilde ele alan kaynak için bkz: "Füze Tehdidi ve NATO Füze Kalkanı", Sıtkı Egeli, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2013
[7]: "Kürecik'i kapat İsrail'e bilgi gitmesin": NTVMSNBC, 20.11.2012, http://www.ntvmsnbc.com/id/25399367/ (erişim tarihi: 17.02.2013)
[8]: Hüseyin Çelik, AKP Genel Başkan Yardımcısı: "Patriotların tetiği bizde olacak": Posta gazetesi, 22.11.2012, http://www.posta.com.tr/siyaset/HaberDetay/Celik--Patriotlarin-tetigi-bizde-olacak.htm?ArticleID=149364 (erişim tarihi: 17.02.2013)
[9]: Francis Ricciardone, ABD Türkiye Büyükelçisi (tarihe dikkat ediniz): "Patriotların Tetiği NATO'nun elinde": BirleşikBasın, 29.11.2012, http://www.birlesikbasin.com/patriotlarin-tetigi-natonun-elinde-15975h.htm (erişim tarihi: 17.02.2013)
[10]: İsmet Yılmaz, Milli Savunma Bakanı: "Patriotların Tetiği NATO'da olacak": Cihan Haber Ajansı, 07.02.2013, http://www.haberindunyasi.com/haber/104875/milli-savunma-bakani-patriotlarin-tetigi-natoda-olacak.html (erişim tarihi: 17.02.2013)
[11]: http://beta.eksisozluk.com/entry/30167598

Dört Deniz Bülteni - Şubat 2013

$
0
0


Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]


Azerbaycan

Jane's Defence Weekly'nin 19 Şubat tarihli haberine göre Sırbistan, Abu Dabi'de düzenlenen IDEX 2013 savunma fuarı sırasında Azerbaycan ile, bu ülkede bir otomatik bombaatar fabrikası kurmak üzere anlaşma imzaladı. Anlaşma, Sırp tasarımı 40mm ve 46mm tamburalı bombaatarları kapsıyor. Haberde yer alan analize göre anlaşma kapsamındaki 40mm bombaatar, halen üretimde olan SG-07 modeli olabilir.

Azerbaijan Business Center sitesinin 7 Şubat tarihli haberine göre Hırvat Savunma Bakanı Ante Kotromanović'in Azeri mevkidaşı Yaver Cemalov'u ziyareti sırasında iki ülke arasındaki savunma işbirliğinin geliştirilmesi konusunda somut adımlar atıldı.

11 Şubat günü Bakü yakınlarında Mil Mi-17-1V (NATO kodu “Hip-H”) tipi bir sıhhi nakliye helikopteri yerel saatle 1030 sularında Hazar Denizi'ne düştü. Kazada 3 mürettebat hayatını kaybetti.

CNN Türk'ün 26 Şubat tarihli haberine göre Rusya'nın Bakü Büyükelçisi Vladimir Dorohin'e, Rus resmi haber ajansı RIA Novosti'de çıkan Yukarı Karabağ'la ilgili bir haber nedeniyle Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı tarafından bir itiraz notasının iletildi. Habere göre, Azerbaycan Dışişleri Bakan Yardımcısı Mahmut Memmedguliyev tarafından kabul edilen Büyükelçi Dorohin'e, RIA Novosti haber ajansında yayınlanan "Yukarı Karabağ 25 yıl boyunca tanınmamaya alıştı" başlıklı haberle ilgili Azerbaycan makamlarının duyduğu rahatsızlık bildirildi.


Bulgaristan

Bulgaristan'da elektrik fiyatlarına yapılan zamlar sonrasındaki prosteto gösterileri ve tepkilerin artmasından sonra hükümet, 20 Şubat günü istifa etti.

Bulgar Savunma Bakanlığı'ndan 6 Şubat günü yapılan açıklamaya göre 2013 savunma bütçesi USD750 milyon olarak şekillendi. Bakanlık ayrıca 2020 yılına kadar toplam USD1.38 milyarlık tedarik yapılacağını bildirdi. Açıklanan verilere göre 2013 bütçesinin 73% kadarı personel giderlerine, 20% kadarı ise işletme - idame giderlerine ayrılırken, tedarik için ayrılan pay yaklaşık 5%.

Jane's Defence Industry'nin 13 Şubat tarihli haberine göre Bulgaristan'ın ihalesiz olarak ikinci el F-16 alım kararı, Avrupa Birliği ile Bulgar hükümetinin ilişkilerini zedeleme riski taşıyor.


Ermenistan

18 Şubat günü yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini halen bu görevde olan Serj Sarkisyan, oyların 58.64%ünü alarak kazandı. Ancak rakibi, Miras Partisi lideri Rafi Honavisyan seçimlere hile karıştığını iddia ederek sonuçları protesto etti.


Gürcistan

Gürcistan'da Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili ile Başbakan Bidzina Ivanişvili arasındaki güç mücadelesi Şubat ayında daha da kızıştı. Meclis Sözcüsü David Usupaşvili 20 Şubat günü, iktidardaki Gürcistan Rüyası Koalisyonu ile Saakaşvili'nin önderi olduğu Birleşik Ulusal Hareket'in, Devlet Başkanı'nın yetkilerini kısıtlayan anayasal düzenleme konusunda bir uzlaşmaya varmayı başaramadıklarını açıkladı.

Öte yandan Maliye Bakanlığı'na bağlı müfettişler hazırladıkları bir raporda, Tiflis Belediye Başkanı Gigi Ugulava'yı yolsuzluk ve kara para aklama ile suçladılar. Bu suçlama, Ugulava'nın, Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin en önemli müttefiki olması nedeniyle önem taşıyor. Ugulava'nın suçlanmasına ilk tepki ise, Saakaşvili'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Giga Bokeria'dan geldi: Bokeria iddiaları gülünç olarak nitelendirdi.


Irak

Irak El Kaide'sinden 2006 yılında kopan Sahva grubuna bağlı 7 militan, 22 Şubat günü Selahaddin eyaletine bağlı Halayvat köyü yakınlarında, asker üniforması giymiş militanlar tarafından öldürüldü.

El Kaide'nin Irak koluna bağlı bir grup, Kerkük'teki bir polis merkezine 3 Şubat günü intihar saldırısı düzenledi. Merkezin girişinin yakınında parketmiş bir arabanın içindeki patlayıcıların infilakı ile başlayan saldırıda, yıkılan ana girişten içeri giren ve polis üniforması giymiş militan grup, içerideki polislere otomatik tüfekler ve el bombaları ile saldırdı.[1]

Irak Deniz Kuvvetleri, ABD Deniz Kuvvetleri'ne verdiği sipariş ettiği 12 adet Swiftships Shipbuilders 35m'lik karakol botundan PB-310 borda numaralı 10'uncu ve PB-311 borda numaralı 11'ncisini 17 Şubat günü Umm Kasır'da düzenlenen törenle teslim aldı.

Irak'ın Musul'a bağlı Telafer kentinde 16 Şubat günü meydana gelen intihar saldırısında Genel İstihbarat Okulu Başkanı General Ali Avni ve iki koruması öldü.

ABD'li L-3 firması, Irak Hava Kuvvetleri için iki adet tam görev simülatörü üretmek için ABD Hava Kuvvetleri ile bir sözleşme imzaladı.


İran

AFP'nin 21 Şubat tarihli haberine göre Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran'ın Natanz'daki nükleer tesise yeni nesil bir santrifüj kurduğunu iddia etti.[2]

İran'da, 1979 İslam Devrimi'nin yıldönümü kutlamaları çerçevesinde 2 Şubat Cumartesi günü, Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad ve üst düzey askeri yetkililerin katıldığı bir törenle, "Kahir 313" adı verilen bir savaş uçağı kamuoyuna tanıtıldı.[3]

Jane's Defence Weekly'nin 28 Şubat tarihli haberine göre İran Devrim Muhafızları, Büyük Peygamber 8 tatbikatı sırasında 20mmx102 mermi atan "helikoptersavar" keskin nişancı tüfeklerini ilk kez denediler. İran basını tarafından 1,400m etkili menzile sahip olduğu belirtilen tüfek, nişancının omzundan ateşleniyor.[4]

International Business Times sitesinin 10 Şuat tarihli haberine göre İran Savunma Bakan Yardımcısı Tuğgeneral Mehdi Farahi, yeni geliştirilen Fakur isimli bir havadan havaya füzenin Grumman F-14 Tomcat uçağından ateşlenerek denendiğini açıkladı. Farahi ayrıca Kadir ve Nasr isimli havadan fırlatılan seyir füzelerinin de denemelerinin yakında gerçekleştirileceğini söyledi.

İran, Aralık 2011'de ele geçirdiği Amerikan RQ-170 Sentinel insansız hava aracının sensörünün kaydettiği video görüntülerini yayınladı. Videoda aracın Kandahar'daki hava üssünde taksilemesi, kalkışı ve uçuş sırasında kaydettiği bazı görüntüler bulunuyor.[5] [6]

The Telegraph'ın 2 Şubat tarihli haberine göre ABD (eski) Savunma Bakanı Leon Panetta, İran'ın Ortadoğu'daki militan gruplara uçaksavar füzeleri sağladığını iddia etti.[7]

İran devlet televizyonu IRTV, Boeing Insitu yapımı ScanEagle'a benzeyen bir İHA sistemi için kurulmuş bir üretim bandının görüntülerini yayınladı. Videoda görülen İHA'lardan bazıları dış görünüş olarak ScanEagle'a benzerken bazılarının kuyruk yapılarının ters V şeklinde olduğu görülüyor.[8]


İsrail

NTVMSNBC'nin Amerikan New York Times gazetesine dayandırdığı 31 Ocak tarihli haberine göre İsrail, savaş uçaklarının, Suriye'de uçaksavar silahları taşıyan bir araç konvoyunu vurmadan önce Washington'a konu ile ilgili bilgi verdi. haberin aktardığına göre New York Times gazetesine ismi gizli kalma şartıyla konuşan ABD'li yetkili, Lübnan hava sahasını ihlal eden İsrail jetlerinin, Suriye'de uçaksavar silahları taşıyan bir araç konvoyunu vurduğunu söyledi. Öte yandan saldırıya Rusya ve İran sert tepki gösterdi. [9] [10]

ASDReports sitesinde 14 Şubat günü yayınlanan rapora göre İsrail, Ortadoğu'daki en büyük üçüncü savunma pazarı konumunda. Rapora göre 2012 yılında İsrail savunma pazarının hacmi USD13.10 milyar olarak gerçekleşirken savunma harcamaları Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'nın 4.1% kadarı oldu. Ancak rapor, bu oranın 2017'ye kadar 3.9%'a kadar düşmesini öngörüyor. Raporun bir başka önemli bulgusu ise, 2007 - 2011 arası dönemde Türkiye'nin, İsrail'in en önemli savunma müşterisi olması. Bu dönemde İsrail, savunma ihracatının 23% kadrını Türkiye'ye gerçekleştirmiş.

İsrail Savunma Bakanlığı, 25 Şubat günü Arrow 3 füzesavar sisteminin deneme atışının gerçekleştirildiğini duyurdu. [11]  Öte yandan FlightGlobal sitesinin 6 Şubat tarihli haberine göre İsrail Hava Kuvvetleri Suriye'deki krizin ağırlaşması üzerine Iron Dome (Demir Kubbe) ve PATRIOT hava ve füze savunma sistemlerinden birer bataryayı ülkenin kuzeyine konuşlandırdı.

The Aviationist sitesinin 8 Şubat tarihli haberine göre İsrail ve İtalyan Hava Kuvvetleri Ocak ayında gizli bir tatbikat gerçekleştirdiler. İki hafta süren tatbikata dair ayrıntılar, tamamlanmasından sonra basına sızdı. Tatbikata İtalyan Hava Kuvvetleri'nden AMX ve Tornado; İsrail Hava Kuvvetleri'nden ise 140'ncı Filo'dan F-16'lar ve 133'ncü Filo'dan F-15'ler katıldı.[12]

ASDNews sitesinin 11 Şubat tarihli haberine göre Almanya'daki Ramstein'da konuşlu 86'ncı Hava Nakliye Filosu'na bağlı 435'nci Acil Durum Müdahale Grubu, İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı 103'ncü Filo ile 27 Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında müşterek tatbikat icra etti.

FlightGlobal sitesinin'nin 21 Şubat tarihli haberine göre Elta şirketi, Türkiye'nin Barış Kartalı projesi kapsamında sorumluluğu dahilinde bulunan ancak iki ülke ilişkilerinin bozulması üzerine askıya aldığı teslimatları tamamladı. Firma, Boeing 737ES Barış Kartalı havadan erken ihbar ve kontrol uçakları için üretmiş olduğu elektronik istihbarat sistemlerinden iki adedini teslim etmiş, kalan iki sistemin teslimatını Mavi Marmara olayı sonrasında askıya almıştı.[13]

Hint Kara Kuvvetleri Israel Aerospace Industries (IAI) ile, Heron tipi insansız hava araçlarından iki sistem (8 uçak) alımı için USD218 milyon tutarında bir sözleşme imzaladı. Halen 16 adet Heron'a sahip olan Hindistan'a teslimatların 2014 Ocak ayında tamamlanması planlanıyor. Sözleşme ayrıca bir sistem (4 uçak) için de opsiyon içeriyor. Öte yandan Elbit, Hindistan'ın Bangalore kentinde düzenlenen AeroIndia 2013 havacılık fuarında, deniz karakol ve gözetleme görevleri için özel olarak donatılmış Hermes 900 İHA sistemini tanıttı. Hint Deniz Kuvvetleri isterlerine göre geliştirilmiş olan uçak, 350kg faydalı yük taşıyabiliyor. Görev sistemleri arasında SAR, otomatik tanımlama sistemi (AIS), elektrooptik algılayıcı, elektronik istihbarat sistemi ile SATCON uydu muhabere sistemi bulunuyor.

Brezilyalı Avibras şirketi 5 Şubat günü yaptığı açıklamada, Elbir şirketi ve EMBRAER ile birlikte, İHA üretmek üzere bir ortak girişim şirketi kurulacağını açıkladı.

Boeing ve Elbit firmaları arasında imzalanan bir işbirliği anlaşması uyarınca Elbit üretimi MUSIC DIRCM (yönlendirilebilen kızılaltı karşı-tedbir) sistemleri, Boeing üretimi askeri uçak ve helikopterlerle birlikte seçenek olarak sunulacak. Öte yandan Air Forces Daily'nin 13 Şubat tarihli haberine göre sistemin denemelerinde kullanılan İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı 120'nci Filo'ya ait Boeing 707-3L6C tanker uçağı (çağrı kodu 272), 6 Şubat günü İngiltere'nin Suffolk kentindeki Mildenhall hava üssü'ne indi.

Ayrıca Elbit 7 Şubat günü Hindistan'da, topçu sistemleri konusunda Bharat Forge Limited; deniz gözetleme ve keşif sistemleri konusunda ise Bharat Electronics Limited şirketleri ile birer işbirliği anlaşması imzaladı.

Defense-Update sitesinin 5 Şubat tarihli haberine göre Rafael firması, Hindistan ile keşif ve gözetleme maksatlı balon satışı konusunda sözleşme görüşmeleri yürütüyor. Hindistan halihazırda Rafael üretimi bir balonu, doğu sınırının gözetlenmesi amacıyla kullanıyor.[14]

FlightGlobal sitesinin 30 Ocak tarihli haberine göre IAI firması, Rus yapımı helikopterler için geliştirdiği Thrust isimli gömülü simülasyon ve eğitim sisteminin denemelerine başladı. Sistemin bir trevi halihazırda İsrail Hava Kuvvetleri'nin AH-64D Apache helikopterlerinin kanat üstü istasyonlarında kullanılmakta. [15]


Kıbrıs

TRT Türk'ün 11 Şubat tarihli haberinde bildirdiğine göre, Güney Kıbrıs Rum kesiminde yayınlanan Alithia gazetesi, İsrail'in, Güney Kıbrıs’ın parselleyerek Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) ilan ettiği deniz bölgesindeki 12’nci parselin ihtiva ettiği doğalgaz yatağında yaptığı keşif sondajında sadece bir milyar ayak küp doğalgaz bulunduğunu tespit etti. Gazete 12’nci parselin tam da sözde Rum MEB’i ile İsrail MEB’inin kesişme noktası olduğunu ve altındaki hidrokarbon yatağının hangi noktasında sondaj yapılırsa yapılsın, yüzde 50-50 müşterek istifade çerçevesi bulunduğunu hatırlattı.

Hürriyet gazetesinin 13 Şubat tarihli haberine göre Türkiye, Kıbrıs çevresindeki petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri için Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) açtığı ihalelere katılan uluslararası enerji şirketlerine protesto mektubu yolladı. Dünya petrol devlerinden bazıları Rum yönetimiyle anlaşma yapmaktan vazgeçti.[16]

Rum Mahi gazetesi, Rum Savunma Bakanlığı ve RMMO komutanlığının RMMO birliklerine sağlanan akaryakıtı asgari düzeye indirdiğini, bu nedenle bütün muharip kara imkanlarının yerlerinden kımıldayamadığını yazdı. Gazete askeri kaynaklara dayandırdığı haberinde RMMO'da sadece gündelik ihtiyaçların karşılanmasına yetecek araçların hareket edebildiğini ifade etti. Yine aynı gazete devamla, bunların da subayların ulaşımını veya askerleri mevzilere, hastanelere taşıyan araçlar olduğunu yazdı.


Lübnan

CNN Türk'ün 20 Şubat tarihli haberine göre Lübnan resmi haber ajansı (NNA), İsrail'e ait bir keşif uçağı ve 4 savaş uçağının günün farklı saatlerinde Lübnan hava sahasını ihlal ettiğini duyurdu.


Mısır

Mısır'da Hüsnü Mübarek'in iktidardan devrilmesinin ikinci yıldönümünde Tahrir Meydanı ve Kahire başta olmak üzere çoğu şehrin sokakları, kanlı çatışmalara ve protesto gösterilerine sahne oldu. Protestoların odağında Devlet Başkanı Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler hareketi tarafından desteklenen hükümeti bulunuyor.

Devlet Başkanı Muhammed Mursi 21 Şubat günü, genel seçimlerin Nisan ve Haziran ayları arasında, 4 kademede gerçekleştirileceğini açıkladı. Muhalefetin lideri konumundaki Ulusal Kurtuluş Cephesi ise, 26 Şubat günü, genel seçimleri boykot edeceğini açıkladı.

Air Forces Daily sitesinin 4 Şubat tarihli haberine göre Peace Vector VII projesi kapsamında üretilen ilk dört Lockheed Martin F-16 Block 52 savaş uçağı (10-1003, 10-1018, 10-1019, 10-1020), 3 Şubat tarihinde Kahire'de düzenlenen bir törenle Mısır Hava Kuvvetleri'ne teslim edildi.

Anadolu Ajansı'nın 31 Ocak tarihli haberine göre Devlet Başkanı Mursi, "Baltacı" olarak adlandırılan grupların, protesto eylemlerini görüntülemek üzere Port Said Hapishanesi üzerinde uçan askeri bir uçağı düşürmeye çalıştığını söyledi.[17]


Romanya

Jane's Defence Industry'nin 27 Şubat tarihli haberine göre Başbakan Viktor Ponta 25 Şubat günü yaptığı açıklamada ülkesinin Lockheed Martin F-16 savaş uçağı alımını bir kaç ay içinde tamamlamayacağını bildirdi. Habere göre önceden Portekiz ile anlaşılan miktarın 12 adet F-16A/B olmasına rağmen Romen HvK 15 adet uçak için hükümetten talepte bulundu. Ancak alımın ihalesiz gerçekleştiriliyor olmasının Romanya ile AB'yi karşı karşıya getirmesi riski bulunuyor. Öte yandan Romania-Insider sitesinin 31 Ocak tairhli haberine göre Romanya sadece Portekiz ile değil, Yunanistan ile de F-16 alımı için görüşmeler yürütüyor.

Pakistan ve Romanya, 14 Şubat günü bir savunma işbirliği anlaşması imzaladı.


Rusya Federasyonu

Jane's Defence Weekly'nin 27 Şubat tarihli haberine göre, Genelkurmay Başkanı Valeri Gerasimov tarafından çeşitli birliklere yapılan baskın denetlemeler sonucunda, ordunun genel durumu ve harbe hazırlığı konularında ciddi zafiyetler tespit edildi. Son 20 yılda ilk kez yapılan bu denetlemelerin ilki 18 - 20 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirildi. Merkez ve Güney Askeri Bölgeleri'ndeki hava indirme, hava nakliye ve mekanize tugaylara yapılan sürpriz denetlemelerde, yerli sanayi tarafından üretilen cihaz ve araçların isterleri karşılamadığı, hizmete müsait nakliye uçağı oranının 66% civarında olduğu, zırhlı araçların çoğunun harbe müsait olmadığı belirlendi.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 11 Şubat tarihli haberine göre Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovskiy, ülkesinin, geçtiğimiz ekim ayında Ankara Esenboğa Havalimanı’na indirilen Suriye uçağında silah ve mühimmatın bulunmadığı gerçeğini Türkiye’nin resmen kabul etmesinde artık ısrarcı olmadığını açıkladı. Rusya’nın Interfaks haber ajansına verdiği demeçte İvanovskiy, “Uçak konusunun artık kapandığını söylemeliyim. Bunu, hem Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in aralık ayındaki başarılı Türkiye ziyareti, hem de ziyareti takiben Rusya-Türkiye işbirliğinin gelişmesi için atılan adımlar gösterdi.” dedi.

DefenseNews sitesinin 19 Şubat tarihli haberine göre Rusya, Suriye'deki vatandaşlarını tahliye etmek için Acil Durum Bakanlığı'na ait bir İlyuşin Il-62 ve bir İlyuşin Il-76 nakliye uçağını 19 Şubat günü Lazkiye'ye gönderdi. Uçaklar Suriye'ye uçuşlarında insani yardım malzemesi taşıdı.[18]

Rus Rosoboroneksport silah ihracat şirketinin genel müdürü Anatoli İsaykin 13 Şubat günü, şirketinin Suriye ile daha önceden imzalanmış silah satış sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye devam ederek, hava savunma sistemleri ve bakım araçları teslim ettiklerini açıkladı. İsaykin, Yakovlev Yak-130 jet eğitim uçaklarının henüz teslim edilmediğini, sevkiyatlar içinde yeni nesil MiG-29M (NATO kodu "Fulcrum") savaş uçakları ve Iskander (NATO kodu SS-26 "Stone") taktik balistik füzelerinin yer almadığını söyledi. Öte yandan NavalToday sitesinin 13 Şubat tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri'nden bir yetkili, Baltık Filosu'na ait Kaliningrad ve Aleksandır Şabalin çıkarma gemilerinin Suriye'ye silah sistemi ve teknik malzeme sevkettiğini açıkladı. Yetkili, gemilerin kargolarının Ocak ayı ortasında Novorossisk'te yüklendiğini ve Karadeniz Filosu unsurları eşliğinde Suriye'nin Tartus limanına yüklerini boşalttıktan sonra 9 Şubat'ta Novorossisk'e geri döndüklerini bildirdi.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 14 Şubat tarihli haberine göre Rus Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Aleksandır Lukaşeviç, ülkesinin Güney Kore'nin gerçekleştirdiği Hyunmoo seyir füzesi denemelerinden rahatsız olduğunu açıkladı.

Rus Deniz Kuvvetleri'nin Doğu Akdeniz'de düzenlediği geniş kapsamlı tatbikat, Ocak ayı sonunda sona erdi.[19] Tatbikattan sonra üslerine dönüş yoluna çıkan Proje 1171 sınıfı Alligator ve Proje 775 Azov çıkarma gemileri 4 Şubat günü, Ivan Bubnov ikmâl gemisi ise 5 Şubat İstanbul Boğazı'ndan geçiş yaptı. [20]

Project 861M sınıfı istihbarat gemisi Kildin, 8 Şubat günü İstanbul Boğazı'ndan geçerek Karadeniz'e intikal etti.[21]

Jane's Defence Weekly'nin 18 Şubat tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri'ne ait deniz karakol uçakları Kutup Bölgesin'de düzenli devriye uçuşlarına başladı. Habere göre Savunma Bakanlığı sözcüsü Vadim Serga, Kuzey Filsou'na ait İlyuşin Il-38 (NATO kodu "May") ve Tupolev Tu-142 (NATO kodu "Bear") tipi deniz karakol ve denizaltı savunma harbi uçaklarının Kuzey Denizi ve Kutup Bölgesi'nde düzenli uçuşlara başladığını açıkladı.[22] Öte yandan Jane's Defence Weekly'nin 7 Şubat tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri, Kutup Bölgesi'ndeki deniz kuvvetleri unsurlarına hava koruması ve av - önleme desteği vermek üzere MiG-31BM (NATO kodu "Foxhound B") uçaklarının Novaya Zemliya'daki Rogaçevo üssüne konuşlandırılması planından vazgeçti. İzvestiya gazetesinin 4 Şubat tarihli haberine göre ise, MiG-31BM uçakları ve taşıdıkları Zaslon radarları, tüm modernizasyon ve iyileştirme çalışmalarına rağmen Kutup bölgesindeki aşırı soğuklardan olumsuz etkilendi.

RAPSInews.com sitesinin 6 Şubat tarihli haberine göre, Yüksek Mahkeme, Baltık Devlet Teknik Üniversitesi'nde görevli iki profesörü, Bulava balistik füzesi ile ilgili gizli teknik bilgileri Çin'e satma suçundan sırayla 12.5 yıl ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı.[23]

RIA Novosti'nin 4 Şubat tarihli haberine göre, Baltık Filosu sözcüsü Yüzbaşı Vladimir Maveyev, Proje 20380 Stereguşçi sınıfının üçüncü gemisi Boykiy korvetinin Mart ayında kabul denemelerine başlayacağını açıkladı.[24]

RIA Novosti'nin 25 Ocak tarihli haberine göre Zelenodolsk Tersanesi, Hazar Filotillası'nda görev yapacak Proje 21630 Buyan sınıfı korvetlerin beşincisi olan Serpuhov’un inşasına başladı. Buyan sınıfı korvetler 8 adet 3M53 Kaliber (NATO kodu SS-N-27) gemisavar füze ve Igla 1M alçak irtifa uçaksavar füzeleri, 100mm baş top ile iki adet 30mm uçaksavar topları ile donatılmış. Öte yandan RIA Novosti'nin 6 Şubat tarihli haberine göre Hazar Filotillası kıyı füze birlikleri, "Bal" isimli kıyı savunma füze sisteminin deneme atışlarını gerçekleştirdi. H-35 gemisavar füzesini kullanan sistem, Hazar Filotillası'nda 2011 yılı sonunda hizmete girdi.

UPI.com'un 18 Şubat tarihli haberine göre Rus Savunma Bakanlığı ülkenin batısında S-300 (NATO kodu SA-10 "Grumble") hava savunma sistemi denemeleri gerçekleştirmeyi planlıyor.

Zvezdoçka Gemi Tamir Merkezi, modernizasyonunu tamamladığı Hint Deniz Kuvvetleri'ne ait Proje 877EKM (NATO kodu "Kilo") sınıfı Sindhurakshak denizaltısını 26 Ocak günü düzenlenen bir törenle teslim etti.

Uyuşturucu ile mücadeleden sorumlu Federal İlaç Kontrol Hizmetleri 11 Şubat günü, bünyesindekialtı general ve bir albayın Devlet Başkanlığı emri ile görevden alındığını duyurdu. Birim bu uygulamanın rutin olduğunu ve görevden alınan personelin büyük kısmının emeklilik yaşının gelmiş olduğunu vurgularken Rus basını bu kararda söz konusu birim ve personel hakkında çıkan yolsuzluk ve disiplinsizlik iddialarının etkili olmuş olabileceğini ileri sürdü.

Savunma Bakanı Dimitri Rogozin hükümetin, özel sektör şirketlerinin savunma sanayiinde faaliyet gösterebilmesi için gerekli kanun taslağı hazırlıklarını yürüttüğünü açıkladı.

Hürriyet gazetesinin 31 Ocak tarihli haberine göre Başbakan Yardımcısı Dimitri Ragozin, Fransa'nın Rusya'ya sattığı ve inşası devam eden Mistral sınıfı çıakrma gemilerinin 7 derecenin altında çalışmadığını iddia etti. Ragozin, gemilerin neden 7 derecenin altında çalışmadığı konusunda ise ayrıntılı bilgi vermedi. Ancak öte yandan Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Viktor Çirkov, proje kapsamındaki ilk geminin kızağa konma töreni için St. Nazaire'deki tersanede düzenlenen törene katıldı. Vladivostok ismi verilen geminin 2014 yılında hizmete girmesi planlanıyor.[25] [26]

FlightGlobal sitesinin 13 Şubat tarihli haberine göre Savunma Bakanı Sergey Şoygu'nun Tataristan'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında çekilen fotograflarda, Tranzas şirketi tarafından 2011 yılında imzalanan bir sözleşme kapsamında geliştirilen Altius adlı operatif İHA, ilk kez görüntülendi. Tataristan hükümetinin web sayfasından derhal kaldırılan fotograflar, Vedomosti adlı haber sitesi tarafından dünyaya servis edildi.[27]

FlightGlobal sitesinin 31 Ocak tarihli haberine göre, Rus Ural Sivil Havacılık İşleri (UZGA) şirketi, lisans altında montajını gerçekleştirdiği İsrail IAI tasarımı Searcher II tipi İHA'nın uçuş testlerine başladı.[28] Öte yandan IsraelDefense sitesinin 8 Şubat tarihli haberine göre İsrailli İHA üreticisi BlueBird firması, Thunder B isimli yeni bir İHA'yı tanıttı. 24kg ağırlığındaki uçak 20 saat havada kalabiliyor ve Controp üretimi üçlü bir sensör (video kamera, soğutmalı kızılaltı kamera ve lazer işaretleyici) taşıyor. [29]

FlightGlobal sitesinin 11 Şubat tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri, Antonov An-70 nakliye uçağının alımına karşı çıkan bir rapor hazırlıyor. Habere göre kuvvetin bu kararının başlıca nedenleri arasında, uçağın kanat kısmının 1980'li yılların tasarımı olması, programda önemli gecikmeler ve bütçe aşımlarının yaşanması ve prototipin isterleri karşılayamaması bulunuyor.[30]

FlightGlobal sitesinin 19 Şubat tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri, bombardıman uçağı mürettebatının eğitimi için, geçen sene başkanlık emri ile uçuştan çekilen Tupolev Tu-134UBL ve Tu-134Ş'leri tekrar kullanmak istiyor. Bu kapsamda kuvvet, 50 uçağın uçuşa geri verilmesi için Savunma Bakanı Sergey Şoygu'ya müracatta bulundu. Haberde ayrıca Tu-134'lerin uçuştan men edilmelerinden sonra geçici çözüm olarak kullanılan Antonov An-24 ve An-26'lardan yeterli verim alınamadığı da kaydedildi.[31]

Aviastar şirketi 7 Şubat gün yaptığı açıklama ile modernize edilen Entonov An-124-100 stratejik nakliye uçağı üzerindeki çalışmaların tamamlanmak üzere olduğunu, deneme uçuşlarına yakında başlanacağını bildirdi.

Jane's Defence Weekly'nin 19 Şubat tarihli haberine göre Norveç ve Rusya, savunma, güvenlik ve istihbarat alanlarında karşılıklı bilgi paylaşımını öngören bir işbirliği anlaşmasının imzalanması konusunda mutabakata vardı. Anlaşma, "GİZLİ" gizlilik derecesine kadar olan bilgilerin paylaşılabilmesinin çerçevesini ve kapsamını belirleyecek.

ASDNews sitesinin 7 Şubat tarihli haberine göre Japon Dışişleri Bakanlığı, Rus Hava Kuvvetleri'ne ait iki Suhoy Su-27 tipi savaş uçağının 7 Şubat günü Rişiri adası üzerinde bir dakikadan uzun süre uçarak Japon hava sahasını ihlal ettiğini açıkladı. İddia Rusya tarafından yalanlandı.[32]

Brezilya Savunma Bakanlığı 3 Şubat günü, Pantsir S1 (NATO kodu SA-22 "Greyhound") ve Igla alçak irtifa - kısa menzil hava savunma sistemi tedariği için Rusya ile sözleşme görüşmelerinin yürütülmekte olduğunu açıkladı.

RIA Novosti'nin 13 Şubat tarihli haberine göre Rosoboroneksport şirketi yöneticisi Anatoli İsaykin, yabancı ülkelerin Proje 1650 Amur sınıfı dizel elektrik denizaltıya büyük ilgi gösterdiğini söyledi. İsaykin, söz konusu denizaltının halen 9 ülkenin gündeminde olduğunu ekledi. Öte yandan NavalToday sitesinin 18 Şubat tarihli haberine göre RUBIN Tasarım Ofisi'nin Genel Müdürü Andrey Baranov, Rusya ve İtalya'nın, S-1000 dizel elektrik denizaltısı ortak geliştirme projesini tekrar gündeme aldığını açıkladı. RUBIN ve İtalyan Fincantieri ortaklığında geliştirilmesi öngörülen denizaltının 56.2m uzunluğa, 5.5m çapa, 1,100t deplasmana ve 250m azami dalış umkuna sahip olması öngörülüyor.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 18 Şubat tarihli haberine göre Abu Dabi'de düzenlenen IDEX 2013 fuarında, Rosoboroneksport’u temsil edecek heyetin başkanı Nikolay Dimidük, Türkiye’nin, Antey-2500 uzun menzilli uçaksavar sisteminin potansiyel alıcıları listesinde yer almaya devam ettiğini söyledi.

Jane's Defence Weekly'nin 1 Şubat tarihli haberine göre Rusya ve Endonezya Ocak ayı sonunda savunma sanayiinde işbirliği anlaşması imzaladı. Jakarta'da imzalanan anlaşma uyarınca Rusya Endonezya'da, bu ülkenin hizmetinde bulunan Rus yapımı silah ve araç gereç için bir bakım ve onarım merkezi kuracak. İki ülke ayrıca United Aircraft Corporation ile PT Dirgantara havacılık firmalarının bir ortak girişim şirketi kurması planını da değerlendirmekte.

The Aviationist sitesinin 16 Şubat tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri'ne ait iki adet Tupolev Tu-95 (NATO kodu "Bear H") bombardıman uçağı, 12 Şubat günü ABD'nin Büyük Okyanus'taki Guam Adası'nda bulunan üssünün çok yakınından uçuş yaptı. Uçaklara, iki Amerikan F-15C Eagle av uçağı refakat etti.[33] [34]

Jane's Intelligence Weekly'nin 14 Şubat tarihli haberine göre Rosoboroneksport silah ihracat şirketinin genel müdürü Anatoli İsaykin, şirketin şu andaki toplam sipariş bedelinin USD37 milyar olduğunu; Çin, Hindistan, Irak, İran ve Suriye ile, eski Sovyet devletleri dahil olmak üzere çok sayıda ülke ile savunma işbirliğinin gelişme kaydettiğini söyledi.

Jane's Defence Industry'nin 22 Şubat tarihli haberine göre, Bangladeş, BTR-80 tekerlekli zırhlı personel taşıyıcı araçlar için Rusya'nın desteği ile bir bakım  - onarım tesisi kuruyor. Arms TASS haber ajansına konuşan Rosoboronexport firması yetkilisi Nikolay Dimidyuk'un verdiği bilgilere göre Aralık 2012'de imzalanan bir anlaşma uyarınca kurulan tesisin inşası 18 ayda tamamlanacak ve Rusya tarafından Bangladeş'e satılan 600 adet BTR-80 aracı için bakım onarım hizmeti verecek. Rusya ayrıca aynı ayda bangladeş ile 120 adet 9K115-2 metis M tanksavar füze satışı için bir sözleşme de imzaladı.


Suriye

NTVMSNBC'nin 18 Şubat tarihli haberine göre, Humus ve El Kuseyr'de bazı köylerin denetimini elinde tutan Hizbullah'la çatışan Suriyeli muhalifler, Lübnan'daki Hizbullah'ın Esad'a yardım etmek için Suriye'ye 1000 militan gönderdiğini ileri sürdü. Hizbullah'ın El Kuseyr bölgesinde 3 köyün kontrolünü ele geçirmek için saldırı başlattığını belirten Özgür Suriye Ordusu sözcüsü Louay El Mokdad, çatışma altındaki köylerde bulunan sivillerden, bölgeyi terk etmelerini istedi.

İsyancılar 12 Şubat günü Cerrah Hava Üssü'nü ele geçirdiler. Yayınlanan videolarda, üs alanı dahilinde çok sayıda gayri faal MiG-17 (NATO kodu "Fresco") ve L-39 jetleri ile Mi-17 (NATO kodu "Hip") helikoterlerinin bulunduğu görülüyor.[35]

Hürriyet gazetesinin 19 Şubat tarihli haberine göre Halep kentine düşen bir Scud füzesinin onlarca kişinin ölümüne neden olduğu öne sürüldü. Haberin aktardığına göre Reuters'a konuşan muhalifler, Cebel Bedru bölgesindeki bir yerleşim bölgesine düşen füzenin üç binayı yıktığını söyledi.

CNN Türk'ün 20 Şubat tarihli haberine göre Suriye devlet televizyonu, Suriye ordusunun, Lübnan sınırındaki Deyr el-Aşair bölgesinde, İsrail'e ait insansız hava aracını düşürdüğünü iddia etti. [36]

Kendisini Kataib ül Kasas olarak tanıtan ve Deyrül Zor bölgesinde faaliyet gösteren bir silahlı isyancı grup, 11 Şubat günü yayınladıkları videoda, Çin yapımı FN-6 omuzdan ateşlenen uçaksavar füzesi kullanırken görüldü. Suriye'deki silahlı isyancı grupların silah ve teçhizatları ekseriyetle Suriye ordu depolarından yağmalanan ya da birliklerden ele geçirilen tiplerden oluşmakta. Bu bakımdan FN-6'nın Suriye'de görülmesi ilgi çekici, zira bu silah sistemi Suriye Silahlı Kuvvetleri envanterinde bulunmuyor. FN-6'nın bilinen kullanıcıları arasında Kamboçya, Malezya, Pakistan, Peru ve Sudan bulunuyor.

Vatan gazetesinin 21 Şubat'ta aktardığı Los Angeles Times haberine göre Suriyeli isyancılara yurt dışından sağlanan silahların azaldığı savunulurken Türkiye’den silah sevkiyatının önemli ölçüde gerilediği de öne sürülüyor. Ayrıca Amerikan gazetesi, 2012 yılında Körfez ülkelerinden gelen daha çok hafif silahların çoğunun Türkiye üzerinden devamlı biçimde sevk edildiğini, bunların Suriye’nin kuzeyindeki isyancılara hükümet tanklarını tahrip etme, saldırı helikopterleri ve savaş uçaklarını düşürme ile Halep ve İdlid illerindeki önemli alanları ele geçirmeye olanağını sağladığını yazdı.

ASDNews sitesinin 2 Şubat tarihli haberine göre Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü, hava kuvvetlerine ait jetlerin Halep'in güneyindeki Şeyh Said bölgesindeki muhalif unsurları bombaladığını iddia etti. Öte yandan örgüt, rejime bağlı güvenlik güçlerinin 20 Şubat günü roket, tank ve hava destekli düzenlediği operasyonlarda Halep'te 39, başkent Şam'ın banliyölerinde 34, Hama'da 6, Humus ve Rakka kentinde 5'er, Dera'da 4, İdlib'de 3 ve Haseke'de 1 olmak üzere toplam 97 kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi.

TRT Türk'ün 20 Şubat tarihli haberine göre, Suriye Genel Devrim Konseyi Deyru'z Zor medya sorumlusu Vesim el-Arabi rejimin Fırat suyunu kirletmesinden dolayı 2 bin 500'den fazla kişinin tifo hastalığına yakalandığını söyledi. Kentte tifonun yanı sıra dizanteri hastalığı ile çok sayıda kişide de böbrek taşı oluştuğunu anlatan Arabi, kentte yeteri ilaç ve tıbbi malzeme olmadığından dolayı hastaların yurtdışına çıktığını, çıkamayanların ise ilkel yöntemlerle tedavi olmaya çalıştığını ifade etti.

Air Forces Daily'nin 15 Şubat tarihli haberine göre muhalifler 14 Şubat günü rejime bağlı MiG-21 (NATO kodu "Fishbed") ve Su-22 (NATO kodu "Fitter") tipi birer savaş uçağını düşürdüklerini iddia ettiler. Habere göre MiG-21 Hama, Su-22 ise İdlib'de, uçaksavar makinalı tüfekleri ile vurularak düşürüldü. Bu olaydan 5 gün sonra da bir başka Su-22, Hammuriye kenti yakınlarında düşürüldü.

Institute for the Study of War, Suriye ordusunun güncel durumuna ilişkin bir rapor yayınladı.[37]


Ukrayna

Jane's Defence Weekly'nin 25 Şubat tarihli haberine göre Antonov, Rus Aviakor şirketi ile An-140 nakliye uçağının fikrî mülkiyet haklarının Rusya'ya devri konusunda bir anlaşmaya varmak üzere. Halihazırda söz konusu uçağın ortak üretimi için bir anlaşma bulunmakta ve ayrıca İran tarafından da IrAn-140 adı ile üretilmekte. Benzer bir anlaşmanın An-124 Ruslan stratejik nakliye uçağı için de imzalanması söz konusu.

Jane's Defence Industry'nin 22 Şubat tarihli haberine göre kamu teşekkülü olan savunma ihracat şirketi Ukrspetseksport, 19 Şubat günü açıkladığı 2012 verileri kapsamında, satışlarında 26% oranında bir artış bildirdi. Açıklanan verilere göre şirketin 2012 satış gelirleri USD432.2 milyon olarak gerçekleşti.

Air Forces Daily'nin 6 Şubat tarihli haberine göre Antonov Havayolları'na ait Antonov An-225-100 (çağrı kodu UR-82060), Fransa tarafından Mali'de sürdürülen Serval harekâtına lojistik destek sağalamk üzere kiralandı. 355t yük taşıma kapasitesine sahip uçak, ilk parti yükünü 31 Ocak günü Bamako havalimanına indirdi.

RIA Novosti'nin 18 Şubat tarihli haberine göre Ukrayna, Al Khalid ana muharebe tanklarında kullanılmak üzere Pakistan'a USD50 milyon değerinde 110 adet tank motoru satacak.


Yunanistan

NTVMSNBC'nin 4 Şubat tarihli haberine göre Yunanistan hükümeti, Türkiye’nin ve bölgedeki diğer komşu ülkelerin tepkisini dikkate alarak, kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge konusundaki planlarını askıya aldı.

Jane's Defence Weekly'nin 21 Şubat tarihli haberine göre Yunanistan Fransa'ya, iki adet FREMM sınıfı firkateyn ile deniz karakol uçağı kiralamak için resmî bir talepte bulundu. Ayrıntıları açıklanmayan talep kapsamında Fransız Deniz Kuvvetleri için inşa edilen üçüncü ve yedinci FREMM sınıfı firkateynlerin transferinin söz konusu olduğu iddiaları mevcut. Haberin aktardığına göre 2016'dan önce gerçekleşmesi mümkün olmayan bu transferin bir alternatifi ise, La Fayette sınıfı firkateynlerin kiralanması olabilir. Yunanistan'ın talepte bulunduğu deniz karakol uçağının se Dassault Atlantique olması kuvvetle muhtemel. Öte yandan haberde aktarıldığına göre Yunan Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Kosmas Hristidis'in ABD ziyareti sırasında, Amerikan Deniz Kuvvetleri'nin hizmet dışına ayıracağı Ticonderoga sınıfı kruvazörlerden iki ya da üç adedinin transferi olasılığı gündeme geldi. Haber, Samaras'ın Fransa'ya ilettiği talepten Yunan Deniz Kuvvetleri'nin haberi olmadığını, kiralama konusunun, Fransız Savunma Bakanı Jean Yves Le Drian'ın 28 Şubat günü Atina'ya gerçekleştireceği resmî ziyaret sırasında netleşmesinin beklendiğini yazdı.

Fox2 havacılık sitesinin iddiasına göre Yunanistan, hava kuvvetleri envanterindeki F-16 savaş uçaklarından 12 adedinin satışı için Romanya ile görüşmeler yürütüyor.

Reuters'in 7 Şubat tarihli haberine göre OTE Telekom şirketi, bünyesindeki uydu işletme şirketi olan HellasSAT'ı, Suudi Arabistanlı ArabSat firmasına EUR208 milyona sattı.

Ptisi & Diastima sitesinin 17 Şubat tarihli haberine göre Yunan Deniz Kuvvetleri 16 Şubat günü Girit'in doğusunda gerçek harp başlıkları taşıyan füzelerle bir tatbikat icra etti. Tatbikatta Laskos II (Combattante III tipi) sınıfı Ypoploiarchos Degiannis hücumbotundan Penguin Mk2 Mod3, Sikorsky S-70B-6 AegeanHawk helikopterlerinden AGM-114 Hellfire ve kıyı konuşlu bataryalardan MM38 Exocet gemisavar füzeleri ateşlendi.[38]

Yunan Deniz Kuvvetleri, Kortenaer tipi F463 Bouboulina firkateynini 18 Şubat günü düzenlenen resmî bir törenle emekliye ayırdı. Hollanda  Deniz Kuvvetleri'nde F826 Pieter Florisz adı ile 01.10.1983 tarihinde hizmete giren gemi 2001 yılında emekliye ayrılarak, 14.12.2001 tarihinde Yunan Deniz Kuvvetleri'nde hizmete girmişti.[39]

Yunan Kara Kuvvetleri denetleme heyeti, Kıbrıs'taki Yunan Kontenjan Alayı'nı (ELDYK) denetledi.[40]





[1] Ayrıntılar için bkz: "Al Qaeda in Iraq launches suicide assault in Kirkuk": http://www.longwarjournal.org/archives/2013/02/al_qaeda_in_iraq_lau.php
[2] Bkz: "Iran installing new nuclear equipment: IAEA": http://www.asdnews.com/news-47785/Iran_installing_new_nuclear_equipment:_IAEA.htm
[3]Ayrıntılar için bkz: "İran'ın "Volksjäger" Tasarımı Hakkında": http://www.siyahgribeyaz.com/2013/02/irann-volksjager-tasarm-hakknda.html
[4]Ayrıntılar için bkz: "Iran’s New Arash 20mm Shoulder Fired Anti-Material Rifle (With Barrett BORS Clone)": http://www.thefirearmblog.com/blog/2013/03/07/irans-new-arash-20mm-shoulder-fired-anti-material-rifle-with-barrett-bors-clone
[8] Bkz: "Iran releases images of drone production line": http://www.presstv.ir/detail/2013/02/08/287909/iran-shows-uav-production-line-images/
[9]Ayrıntılar için bkz: "İsrail sessiz Rusya ve İran tepkili": http://www.aa.com.tr/tr/rss/128315--israil-yorum-yapmadi
[10]Ayrıca bkz: "Israel Air Force Targets SA-17 SAM sent to Hezbollah": http://defense-update.com/20130131_israel-air-force-targets-sa-17-sam-sent-to-hezbollah.html
[11]Bkz: “Israel’s Arrow-3 Completes Successful Exoatmospheric Flight Test”: http://defense-update.com/20130225_israels-arrow-3-completes-first-successful-exoatmospheric-flight-test.html
[12] Bkz: "Wargames in the Negev: Italian combat planes train with the Israeli Air Force. Again": http://theaviationist.com/2013/02/08/wargames-negev/#.UTkzc1e971U
[14] Ayrıntılar için bkz: "Negotiations between India and Israel Underway to Proceed with Aerostats Program": http://defense-update.com/20130205_negotiations-between-india-and-israel-underway-to-proceed-with-aerostats-program.html
[15]Ayrıca bkz: "EHUD, THRUST Mature Into Multi-Level Training Systems": http://defense-update.com/20130208_ehud-thrust-mature-into-multi-level-training-systems.html
[16]Ayrıntılar için bkz: "Devlere geri adım attıran ‘mektup’": http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/22584087.asp
[17]Bkz: "Port Said'de uçak düşürmeye çalıştılar": http://www.aa.com.tr/tr/rss/128361--port-saidde-ucak-dusurmeye-calistilar
[18] Bkz: "Russia Sends Warships to Mediterranean, Planes to Syria for Evacuation":  www.defensenews.com/article/20130219/DEFREG04/302190013
[19]Ayrıntılar ve tatbikata katılan gemilerin isimleri için bkz: "The Russian Naval Exercise In Mediterranean Has Ended": http://turkishnavy.net/2013/02/03/the-russian-naval-exercise-in-mediterranean-has-ended/
[20] Bkz: "Russian Warships Azov And Saratov Passed Through The Bosphorus": http://turkishnavy.net/2013/02/04/russian-warships-azov-and-saratov-passed-through-the-bosphorus/
[21] Aralık 2012'den itibaren Rus Deniz Kuvvetleri unsurlarının Boğaz'dan geçiş kayıtları için bkz: "Russian Warship Movements Through Turkish Straits": http://turkishnavy.net/2013/02/21/russian-warship-movements-through-turkish-straits/ 
[23] Bkz: "Russian scientists get 12 years for selling missile secrets to China": http://rapsinews.com/judicial_news/20130206/266316586.html
Ayrıntılar için bkz: "BlueBird Develops New UAV": http://www.israeldefense.com/?CategoryID=472&ArticleID=1939
[33] Bkz: "Bomber incident: two Nuclear-armed Russian Tu-95s reportedly skirt U.S. military base at Guam": http://theaviationist.com/2013/02/16/bomber-incident/#.UTn1v1e971U
[34] "UPDATE: Two Russian aircraft circled Guam on Feb. 12": http://www.guampdn.com/article/20130216/NEWS01/130216006
[36]Ayrıca bkz: "Syrian SAM (surface to air missile) reportedly downed Israeli drone": http://theaviationist.com/2013/02/20/syrian-sam-iaf-drone/#.UTpZKle971U



Milli Savunma için Milli Sınıflandırma Sistemi

$
0
0
ABD'nin kullandığı füze sınıflandırma şablonu.
Tasnifi, takibi ve sınıflandırması kolay.
Kaynak: Aerospaceweb.org
"İlk Yerli Yapım Tanksavarımız UMTAŞ'a Tam Not"

Geride bıraktığımız hafta içinde basında yer alan bir haberin yaygın şekilde kullanılan başlığı bu. ROKETSAN tarafından geliştirilen ve helikopter ve insansız hava araçlarından fırlatılan uzun menzilli tanksavar füzeden, UMTAS'tan bahsediliyor. Galat-ı meşhura dönüşmek üzere olan ismi ile "UMTAŞ" denmiş. "Uzun Menzilli Tanksavar Anonim Şirketi" mi yoksa İstanbul'da yerleşik "Uluslararası Makine Ticaret A.Ş. - UMTAŞ" mı kastediliyor? Başlığın ve haberin içeriğinden ilkinin kastedildiği belli. Gazetecinin savunma teknolojilerine dair bilgisizliği açıklayıcı olabilir ama aslında çok ciddi bir ihtiyacın da göstergesi bu -sıkça yapılan- hata.

Kaldı ki UMTAS'ın bir başka adı da var, muhtemelen ihracat pazarına yönelik: LRAT (Long Range Anti Tank). Kardeşi, orta menzilli füze olan OMTAS'ın da adı MRAT (Medium Range Anti Tank).

"Cobra başarıyla test edildi"

Bir başka gazetede yer alabilecek bu hayali başlık neyi anlatıyor olabilir? OTOKAR üretimi taktik tekerlekli personel taşıyıcı Cobra aracının test edildiğini mi? Yoksa Bell üretimi AH-1 Cobra helikopteri test uçuşuna mı çıkmış? Veyahut 1960'lı yıllarda kullanılan Alman yapımı Cobra tanksavar füzesi depolardan çıkarıldı da çalışıyor mu diye mi denendi acaba?


"Gözcü insansız uçağı deneme uçuşunu başarıyla tamamladı"

Bu haberi okuyan, sıradan herhangi bir okurun kafasında canlanacak olan şey, Gözcü isminde insansız, pilotsuz bir uçak olduğu ve deneme uçuşuna çıktığıdır. Bu haberi okuyan, savunma ve havacılık konularına ilgili herhangi bir vatandaşın kafası epey karışacaktır. Bu haberi okuyan söz gelimi savunma bakanlığındaki bir tasniflendirme / sınıflandırma memuru ise muhtemelen dudaklarını ısırıp yumruklarını sıkacaktır. Zira,

Gözcü, TAI'nin Turna adlı hedef uçaktan yola çıkarak geliştirdiği ve prototip aşamasında kalan İHA'nın adıdır.
Gözcü, Baykar Makina tarafından üretilen, elden atılan mini İHA'nın adıdır.
Gözcü, IAI üretimi Heron İHA'ya Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın verdiği resmî addır (Çok büyük bir ihtimalle envantere girdiğinde Anka İHA'nın resmî adı da Gözcü 2 olacak)

Örnekleri devam ettirelim. Durum gittikçe vahimleşiyor.

"T-155 topu hedefi tam isabetle vurdu"

Hangi T-155? T-155 Fırtına kundağı motorlu obüs mü? Yoksa T-155 Panter çekili obüs mü? Peki TAI - AgustaWestland üretimi T129 ATAK helikopteri ile aynı ürün ailesine mi mensuplar? Her üç sistemin de kodu "T" ile başlıyor zira. T-122 Sakarya'nın bir üst modeli olabilir, ancak o da çok namlulu topçu roketi sistemi. Hoş, ATAK'ın kodunda "-" (tire) işareti bulunmuyor, diğerlerinin aksine; bu fark ayırt edici olabilir.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın 1998 albümüne göre o yıl envanterde TF-16 Savaşan Şahin savaş uçakları, TCN-235 nakliye uçakları ve TSF-260D eğitim uçakları bulunuyor. Ancak komutanlığın web sitesindeki envanter bilgilerinde bu uçaklar yer almıyor. Muhtemelen kısa bir süre hizmet vermiş, sonra da emekliye ayrılmış olmalılar?

"Bordo bereliler, Engerek'leri ile birlikte Engerek'lerine binerek hedef bölgeye intikal ettiler"

Hayali bir romana ait bu anlamsız gibi görünen cümlede kastedilen şey, özel kuvvetler personelinin ASELSAN üretimi Engerek lazer mesafe ölçer cihazları ile birlikte, OTOKAR üretimi Engerek 4x4 hafif taktik tekerlekli araca bindikleridir. Romanı okuyanların kafasının daha da karışmaması adına hikayede hiçbir Gözcü tipi İHA sisteminin olmadığını ve hiçbir T-155'den ateş desteği de istemeyeceklerini umarım.

Ortada ciddi bir sorun olduğu açık. Geliştirilen ve envantere alınan savunma sistemlerinin isimlendirilmesi ve sınıflandırılmasında bir sıkıntı var. Sıkıntı, bu konuda belli bir yöntem ve sistemin uygulanmıyor oluşundan kaynaklanıyor.

2000'li yılların başından itibaren silahlı kuvvetler envanterindeki yerli sistemlerin sayı ve oranı arttı. Bu döneme kadar satın alım, ortak geliştirme, lisans altında üretim ya da hibe gibi yollarla tedarik yapılıyor; dolayısıyla esas üreticinin sınıflandırma, isimlendirme, kullanım usül ve teknikleri aynen devralınıyordu. Ancak ulusal savunma sanayiinin gelişimi ile birlikte tasarımından üretimine, kullanımından bakım / idamesine kadar her sürecin yerli imkânlarla yönetildiği sistemler artmaya başladı: Anka İHA, Hürkuş, Altay, MilGem, her ne kadar yabancı kaynaklı kaynaklı olsa da kend ihtiyaçlarımıza göre geliştirdiğimiz T129... Örnekler çoğaltılabilir.

Peki dünyada durum nedir? Çeşitli örneklerle inceleyelim:


SSCB / Rusya Federasyonu

Sovyetler Birliği döneminde Kızıl Ordu envanterindeki tüm silah ve araç / gerecin sınıflandırılmasından, Savunma Bakanlığı Füze ve Topçu Başmüdürlüğü (
Главное ракетно-артиллерийское управление, GRAU) sorumlu idi. Bu birim, SSCB'nin yıkılmasından sonra Rusya Federasyonu Savunma Bakanlığı'na bağlı olarak mevcudiyetini devam ettirdi. [1]

GRAU'nun sınıflandırma sisteminde, her bir sisteme harf ve rakamlardan oluşan bir kod verilmekte. "GRAU dizini" denen bu sistemde, kodun ilk karakteri olan sayı, cihazın ait olduğu genel kategoriyi, ikinci karakter olan harf alt kümeyi (sistem türü), takip eden sayı ise modeli tanıtıyor. [2]

Kategori dizinleri şöyle:

1: Telsiz ve elektronik cihazlar
2: Topçu sistemleri
3: Kara ve deniz kuvvetleri füzeleri
4: Patlayıcı, zırh, fırlatıcı vb ekipman
5: Hava savunma sistemleri
6: Ateşli silahlar, uçaksavarlar
7: Ateşli silah mühimmatı
8: Kara kuvvetleri roket ve füzeleri
9: İHA, roket lançerleri vb
10: Ordonat
11: Roket ve füze ekipman ve alt sistemleri
14: Roket motorları, yer sistemleri
15: Stratejik füzeler ve ilgili ekipmanlar
17: Roket ve füze ekipman ve alt sistemleri

Bol miltarda istisnası bulunan bu dizinin bazı örnekleri şunlar:

2K22: Tunguska alçak irtifa hava savunma sistemi
2S1: Gvozdika kundağı motorlu obüs
3K55: SS-N-22 "Sunburn" gemisavar füzesi
6V1: Dragunov ("Kanas") keskin nişancı tüfeği

10R30: Karat 2 telsiz sistemi


SSCB, kara kuvvetlerindeki tekerlekli, yarı-paletli ve tam paletli taktik araçlar için ise, araç tipinin kısaltması ve model numarasından oluşan bir sınıflandırma sistemi kullandı. Başlıcaları şöyle:

T: танк (Tank): T-34, T-62, T-72 vb
BTR:
бронетранспортёр (Zırhlı [Personel] Taşıyıcı): BTR-60, BTR-80 vb
BMP: Боевая Машина Пехоты (Piyade Muharebe Aracı): BMP-1, BMP-2, BMP-3 vb
BMD: Боевая Машина Десанта (Hava İndirme Muharebe Aracı): BMD-1, BMD-2 vb
BRDM: Боевая Разведывательная Дозорная Машина (Muharebe Keşif Devriye Aracı): BRDM-1, BRDM-2 vb.

Pek çok üretici ve tasarım bürosu, tasarımlarına "İzdeliye" (изделие; ürün, mamûl) numarası vermekteydi. Söz gelimi MiG-21 (NATO kodu "Fishbed") savaş uçağının ilk seri üretim modeli olan MiG-21F'ye Mikoyan Gureviç tasarım bürosu tarafından verilen İzdeliye numarası 72 idi.

Sovyet Hava kuvvetlerinde uçak sınıflandırmasında genel kaide, üretici firma ya da tasarım bürosunun iki ya da üç harfli kısaltması ve model numarası verilmesi şeklindeydi. Model numaralarında da, istisnaları bulunmakla birlikte, düzenlemeler olabiliyordu. Söz gelimi MiG üretimi savaş uçaklarının model numaraları tek idi (MiG-15, -17, -19, -21, -23 vb). [3]


ABD

ABD'de askeri hava araçlarının sınıflandırılmasında "Mission - Design System" (Görev - Tasarım Sistemi) adlı bir yöntem uygulanmakta. Buna göre hava aracının görevi, model numarası ve türe
vi, harf ve isim bileşimi ile belirtiliyor. Hemen hemen tüm hava araçlarının kendine ait bir ismi bulunuyor. Taktik savaş uçaklarına çoğunlukla yırtıcı kuş ismi veriliyor. [4]

MDS sisteminde, uçak kodunun ilk bileşeni olan harf, uçağın görevini tanımlıyor. Bunlar şu şekilde:

A: Attack (Saldırı, taarruz)
B: Bomber (Bombardıman)
C: Cargo (Nakliye)
E: Electronic Mission (Elektronik)
F: Fighter (Savaş uçağı)
K: Tanker (Yakıt ikmâl uçağı)
M: Multimission (Birden fazla göreve sahip)
O: Observation (Gözetleme)
P: Patrol (Deniz karakol)
Q: Drone (Uzaktan kumandalı uçak, insansız hava aracı)
R: Reconnaissance (Keşif)
S: Anti Submarine Warfare (Denizaltı harp)
T: Trainer (Eğitim)
U: Utility (Genel maksat)
X: Experimental (Deneysel, prototip)

Bu ilk harfin ardından, modele özgü bir model numarası veriliyor. Model numarasından sonra ise, türevi / versiyonu / tadilatı belirten bir har fekleniyor.

Ayrıca temel bir modelden türetilen farklı bir versiyon söz konusu ise, bu yeni görevi belirten harf, sol tarafa ekleniyor. Örneklerle açıklamak gerekirse:

F-4 Phantom II (Taktik savaş uçağı)
F-4B, F-4D, F-4E (F-4 tasarımının yeni versiyonları)
RF-4E: F-4E uçağının keşif versiyonu

C-135 Stratolifter (Boeing 707 yolcu uçağının askeri türevi)
KC-135 Stratotanker (C-135 uçağının tanker türevi)
KC-135R Stratotanker (KC-135 tanker uçağının modernize edilmiş türevi)
KC-135FR (KC-135 Stratotanker'in Fransız Hava Kuvvetleri modeli)

F/A-18 Hornet (Taktik savaş ve saldırı uçağı)
F/A-18E Super Hornet (F/A-18'in yeni nesil türevi)
EA-18G Growler (F/A18F'nin elektronik harp modeli)

ABD'de Her türlü ekipman, elektronik sistem, alt sistem ve sair cihaz için ise, MIL-STD-196 askeri standartları ile tarif edilen [5], "Joint Electronics Type Designation System" (JETDS; Müşterek Elektronik Cihaz Tip Sınıflandırma Sistemi) adı verilen bir sınıflandırma yöntemi kullanılıyor. Bu yöntemde de cihazın görevi, takılı olduğu platform ve türevi, harf ve sayılardan oluşan bir kod ile gösteriliyor. [6] Söz gelimi AN/APG-68 kodu, pilotlu uçağa monteli ("A"), radar ("P") sistemlerinden 68 model numaralı atış kontrol radarını ("G") belirtiyor.

Tanktan piyade tüfeğine kara sistemlerinde ise "Model" numarası kullanılmakta: M16 piyade tüfeği, M60 ana muharebe tankı, M113 zırhlı personel taşıyıcı, M109 kundağı motorlu obüs gibi. Teamül, "M" harfinden sonra ve model numarasından önce "-" (tire) işaretinin kullanılmaması şeklinde (M-60 değil, M60 gibi). [7]

Deniz kuvvetlerinde ise gemi tip ve görevine göre belirlenen harfli kodlar ile birlikte, sınıfın ilk gemisinin borda numarası kullanılıyor. Örneğin "FFG-7", DDG-51 gibi. Her bir sınıfa mensup gemilerin isimleri için -yine istisnaları bulunmakla birlikte- belli sistemler uygulanıyor. Söz gelimi uçak gemilerine başkanlar (George Washington, Abraham Lincoln, George Bush vb) ya da önemli askeri şahsiyetlerin (Nimitz, John Stennis vb); nükleer denizaltılara eyaletler, firkateyn ve destroyerlere deniz kuvvetleri, sahil güvenlik ya da deniz piyadeleri kahramanları, gazilerin isimleri veriliyor. [8]

Füze, roket ve insansız hava araçların da, uçaklarınkine benzer bir sınıflandırma sistemi söz konusu. Çoğunlukla üç harf ve sayı ile oluşturulan kodlarda sırası ile fırlatma platformu, görev ve sistem tipi belirtiliyor. [9] Örnekler:

AIM-9: Uçaktan fırlatılan ("A"), önleme ("I"), güdümlü füze ("M): Sidewinder kısa menzilli havadan havaya füzesi
MIM-104: Karadan fırlatılan ("M"), önleme ("I"), güdümlü füze ("M"): PATRIOT hava savunma füzesi
AGM-65:
Uçaktan fırlatılan ("A"), kara hedeflerine taarruz ("G"), güdümlü füze ("M"): Maverick güdümlü füzesi
BGM-71: Tadilat gerektirmeden havadan ya da karadan fırlatılabilen ("B"), kara hedeflerine taarruz ("G"), güdümlü füze ("M"): TOW tanksavar füzesi
FIM-92: Şahıs / birey tarafından ateşlenen ("F"), önleme ("I"), güdümlü füze ("M"): Stinger omuzdan ateşlenen uçaksavar füzesi



Almanya (2. Dünya Savaşı)


Nazi Almanyası döneminde kara kuvvetlerinde hizmete giren tüm araçlara bir "Sonderkraftfahrzeug" (Sd.Kfz.; "Özel Maksatlı Araç) numarası veriliyordu. 99'a kadar olan numaralar traktörler, otomobiller, motorsikletler, kamyonlar ve diğer zırhsız araçlara; 100 - 199 arası numaralar tanklara; 200 - 299 arası numaralar keşif ve muharebe araçlarına; 300'den sonraki numaralar ise nakliye araçları ile mayın tarama araçlarına veriliyordu. Örneğin meşhur Tiger tankının Sd.Kfz. numarası 181, Panther tankınınki 265, Hummel kundağı motorlu obüsünki ise 165 idi. [10]



İngiltere


İngiliz Kara Kuvvetleri'ndeki tüm araçlar, bir "FV" (Fighting Vehicle; Muharebe Aracı) numarası ve bir lakap ile sınıflandırılıyor. Örneğin Challenger 2 ana muharebe tankının kodu FV4034, Scorpion hafif tankının kodu FV101, Chieftain ana muharebe tankının kodu ise FV4201. Sistemin yapısı uyarınca, Chieftain tankı üzerinden geliştirilen araçların FV kodları da "42" ile başlıyor; mesela Chieftain köprücü tankının kodu FV4205. [11]

Kraliyet Donanması'ndaki muharip gemilerin sınıflandırılmasında ise "Tip" sayıları kullanılmakta. Her bir gemi sınıfı, görevine göre bir tip numarası ile kodlandırılıyor. 11 - 40 arası tip numaraları denizaltı savunma harbi ile görevli refakat muhripleri, muhripler ve firkateynlere; 41 - 60 arası tip numaraları hava savunma murip ve firkateynlerine, 61 - 80 arası numaralar radar tevcih görevli firkateynlere ve 81 - 99 arası numaralar genel maksat firkateynlerine tahsis edilmiş durumda. Ör.: Tip 45 hava savunma destroyeri, Tip 23 firkateyni, Tip 42 Sheffield sınıfı destroyer gibi. 2. Dünya Savaşı döneminde uygulanmaya başlanan bu sistem, günümüzde savaş gemilerinin görevleri arasındaki keskin sınırların belirsizleşmesi nedeniyle esnemiş durumda kuşkusuz. [12]

Kraliyet Hava Kuvvetleri'nde ise, her bir uçağa bir isim, görevini belirten harf kodu ve versiyonu belirten bir "Mark" numarası veriliyor. [13] Örneğin:

Tornado GR.4: Tornado uçağının yer taarruz ("Ground") ve keşif ("Reconnaissance") görevli 4'ncü versiyonu
Phantom FGR.2: Phantom uçağının av ("Fighter"), yer taarruz
("Ground") ve keşif ("Reconnaissance") görevli 2'nci versiyonu


İsveç


İsveç Kara Kuvvetleri'ndeki hizmete giren tanklara birer "STRV" (Stridsvagn; Savaş Arabası) numarası veriliyor. Örneğin Strv-74, Strv-103, Strv-122 (Leopard 2A5) gibi. Hava kuvvetlerinde ise uçağın görevine göre belli bir harf kodu veriliyor:

A: Attack (Saldırı)    
B: Bomb (Bombardıman)    
Fpl: Flygplan (Çok maksatlı hafif uçak)
Hkp: Helikopter (Helikopter)
J: Jakt (Av uçağı)
S: Spaning (Keşif uçağı)
SF: Spaning foto (Foto-keşif uçağı)
SH: Spaning havsövervakning (Deniz karakol / keşif)
Sk: Skol (Eğitim)
T: Torped (Torpido bombardıman uçağı
Tp: Transport (nakliye uçağı)

Ör.: JAS-39 (Gripen), SF-37 (Saab 37 Viggen'in taktik foto keşif modeli), Tp-79 (C-47 Dakota'nın İsveç HvK'ndeki kodu), Sk-60 (Saab 105'in İsveç HvK'ndeki kodu).


Brezilya

Brezilya Hava Kuvvetleri'nde, uçaklara, görevlerinin İngilizce karşılığının ilk harfi ve bir numara veriliyor. Uçak yabancı üretim bile olsa, aynı İsveç'teki gibi milli kodlandırma kullanılıyor. Örneğin Bell UH-1 genel maksat helikopterinin kodu HS-1, İtalya ile ortak geliştirilen AMX taarruz uçağının kodu A-1, A-4 Skyhawk savaş uçağının Deniz Kuvvetleri'ndeki resmî kodu AF-1. [14]


İsrail

İsrail Hava Kuvvetleri, envanterine giren tüm uçak ve helikopterlere ayrı bir isim veriyor. Bu isimler, uçağın versiyonuna göre de değişiyor. Örneğin F-16 uçağının F-16A ve B (çift kişilik) versiyonunlarının ismi Netz (Şahin), F-16C ve D (çift kişilik) versiyonlarının ismi Barak (Şimşek), F-16I versiyonunun ise ismi Sufa (Fırtına). [15]



Sonuç ve Değerlendirme


Araç, gereç ve teçhizatın sınıflandırılmasında ulusal bir sistemin varlığı teknik, idari ve psikolojik / moral açılarından fevkalade önemlidir. Ulusal bir sınıflandırma ve isimlendirme sisteminin başlıca artıları şu şekilde sıralanabilir:

1. Tedarik, bakım, onarım ve tasniflemede ulusal bir yapı, müşterek bir standart yerleştirilmiş olur.

2. Yedek parça durumu, stok, harbe hazırlık gibi bilgilerin takibi, işlenmesi ve tasnifinde düzen sağlanır.

3. Envanter takibi ve arşivlemesinde düzen sağlanır.

4. Yabancı üretim bile olsa milli bir sınıf / kod verilerek, söz konusu sistemin ulusal savunma mekanizmasının bir parçası olması, hem idari hem de psikolojik olarak sağlanır

5. Yerleşik, ulusal ve ortak bir sınıflandırma sistemi, endüstriyel olgunluğun da bir yan ürünüdür. Geçici, günübirlik ürün, hizmet ve çözümlerden ziyade, kalıcı, uzun vadeli ve olgunlaşmış bir sınai kabiliyete işaret eder.

Türkiye'de bu konuda henüz yerleşik bir bilinç ya da uygulama mevcut değildir, dahası bu konuda can acıtıcı bir yaratıcılık eksikliği söz konusudur. Yakın zamana kadar envanterin tamamına yakını ithal sistemler, gayri milli sınıflandırma / tasniflendirme / eğitim / bakım usülleri ile dolmuş iken, yaklaşık son 10 yıllık süreçte milli sistem ve çözümler artmaya başlamıştır. Ulusal savunma sanayiinin bu hızlı gelişimi, tümleşik ve organize bir lojistik destek / idame altyapısını henüz doğurmamıştır. Bu noksanlık, kendisini isimlendirme / sınıflandırma konusunda da göstermektedir. Eğer ulusal savunma sanayiinin sürdürülebilirlik hedefi gerçekleştirilmek isteniyorsa, entegre lojistik destek, ürün yaşam döngüsü yönetimi ve performansa dayalı lojistik alanlarındaki atılımların bir uzantısı olarak, vakit geçirilmeden ulusal bir sınıflandırma / isimlendirme sistemi geliştirilmelidir.




Ayrıca Bkz:

http://www.designation-systems.net/
http://www.hazegray.org/faq/designat.htm



Kaynaklar


[1]:
http://www.aviation.ru/GRAU/

[2]: Tam liste için bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/GRAU
[3]: http://en.wikipedia.org/wiki/Soviet_Union_military_aircraft_designation_systems
[4]: Ayrıntıları için bkz: http://www.designation-systems.net/usmilav/aircraft.html
[5]: http://ed-thelen.org/MIL-STD-196E.pdf
[6]: Ayrıca bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/Joint_Electronics_Type_Designation_System
[7]: Tam listesi için bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of_U.S._military_vehicles_by_model_number
[8] http://en.wikipedia.org/wiki/United_States_ship_naming_conventions
[9]: Ayrıntılar için bkz: http://www.designation-systems.net/usmilav/missiles.html
[10]: Bkz:
http://www.siyahgribeyaz.com/2010/12/sonderkraftfahrtzeug-sdkfz-listesi.html
[11]: Tam liste için bkz:
http://arcaneafvs.com/fvlist.html
[12]: Bkz:
http://en.wikipedia.org/wiki/Type_system_of_the_Royal_Navy
[13]: Bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/British_military_aircraft_designation_systems
[14]: Liste için bkz: http://www.hazegray.org/faq/designat.htm#t11
[15]: Liste için bkz: http://www.hazegray.org/faq/designat.htm#t10

Dört Deniz Bülteni - Mart 2013

$
0
0


Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]



Arnavutluk

Türk Deniz Kuvvetleri’ne ait S356 Anafartalar denizaltısı, Noble Manta 2013 tatbikatının ardından 4 günlük bir ziyaret için Arnavutluk’un Durres limanına demirledi. [1]


Ermenistan

Ermeni haber ajansı ArmenPress'in haberine göre Rus ve Türk dışişleri bakan yardımcıları Grigori Karasin ve Feridun Sinirlioğlu, Dağlık Karabağ sorununu görüşmek üzere 7 Mart günü Moskova'da bir araya geldiler.[2]


İran

İran Deniz Kuvvetleri'ne ait Sabalan firkateyni ve Kharg ikmâl gemisi, Çin'in Zhangjiagang limanına 4 Mart günü resmî bir ziyaret gerçekleştirdiler. Ziyaret, İran Deniz Kuvvetleri'nin Malakka Boğazı'ndan ilk geçişi olması ve Çin'e yapılan ilk temas olması nedeniyle önem taşıyor. Öte yandan Avustralya Savunma Bakanlığı, hava kuvvetlerine ait bir AP-3C deniz karakol uçağının 10 Mart günü Sri Lanka açıklarında bir İran firkateyni ile "karşılaştığını" duyurdu. Bakanlık karşılaşmanın dostane ve profesyonelce olduğunu belirtirken konu ile ilgili açıklama yapan İran Deniz Kuvvetleri İkinci Komutanı Amiral Siyavaş Cerrah, İran firkateyninin Avustralya uçağının, gemiden aldığı ikaz ile rotasını derhal değiştirdiğini iddia etti. Ayrıca Presstv.ir sitesinin 15 Mart tarihli haberine göre İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Habibullah Seyyari, İran savaş gemilerinin yakında Atlas Okyanusu'na açılacağını açıkladı.[3]

WND.com sitesinin 24 Mart tarihli haberine göre İran, Kuds isimli bir nükleer tesisin varlığını kabul etti. [4]

ABD Savunma Bakanlığı, İran Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-4 Phantom II savaş uçağı, Basra Körfezi'nde uçmakta olan ABD Hava Kuvvetleri'ne ait bir MQ-1 Predator insansız hava aracına 16 mil yaklaştığını, Predator'a refakat eden iki ABD jetinin telsizle ikazı üzerine İran uçağının geri çekildiğini açıkladı. [5]Öte yandan Devrim Muhafızları, Jask kenti yakınlarında kıyıya vurmuş bir İHA enkazı çıkardı. Modeli ve menşei açıklanmayan enkazın basına yansıyan fotograflarından, İran yapımı ve daha önce Suriye'ye satılmış olan Pahpad'a benzediği yorumları yapıldı.[6]

Trend.az sitesinin haberine göre İran 14 Mart günü, Naziat 10 ve Fecr 5 isimli füzelerin denemelerini gerçekleştirdi. Habere göre Naziat 10 130km menzile sahip bir karadan karaya füze.

Trend.az sitesinin 12 Mart tarihli haberine göre, İran Savunma Bakanı Ahmed Vahidi, İran Deniz Kuvvetleri için inşa edilen yeni Camaran 2 "destroyerinin", Hazar Filotillası'nda yakında hizmete gireceğini açıkladı.

Jane's Defence Weekly'nin 13 Mart tarihli haberine göre Hava Savunma Komutanı Tuğgeneral Farzad İsmaili, hava savunma birimlerinin 10 Şubat günü Güneybatı Pakistan'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne doğru uçan bir Amerikan U-2 istihbarat uçağını takip ettiğini açıkladı.

PressTV.ir haber sitesinin 6 Mart tarihli haberine göre SSN-688i Improved Los Angeles sınıfı SSN-761 Springfield nükleer denizaltısının da intikali ile birlikte ABD'nin Basra Körfezi'ndeki denizaltı sayısı beşe yükseldi.

Devrim Muhafızları, 20mmx102 mermi atan ve helikopterlere karşı kullanılan Araş adlı bir keskin nişancı tüfeği tanıttı.[7]


Irak

Jane's Defence Weekly'nin 6 Mart tarihli haberine göre Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, Rusya ile geçen sene imzalanan savunma anlaşmasının, bazı sorunlara rağmen yürürlükte olduğunu ve ilk teslimatların en geç yaz başında başlayacağını açıkladı.

El Kaide'nin Irak kolunun 14 Mart günü Irak Adalet ve İçişleri bakanlıklarına düzenlediği eşgüdümlü intihar saldırılarında 22 kişi öldü.[8] 19 Mart günü ise Bağdat'ın Bağdad El-Cedide, Meştel, Zafaraniye, Kazimiye semtleri ve Babil iline bağlı İskenderiye ilçesinde park halindeki bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırılarda 56 kişi öldü, 200'den fazla kişi yaralandı. [9]

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), "2. Körfez Savaşı’nın 10. Yılında Irak" başlıklı bir rapor yayınladı. [10]


İsrail

İsrail, 2010 yılındaki Mavi Marmara baskını ile ilgili olarak 22 Mart günü Türkiye'den resmen özür diledi.[11][12]

ABD, İsrail'e her yıl yaptığı askeri yardımın kapsam ve boyutunu genişletme kararı aldı. ABD Başkanı Barack Obama'nın İsrail ziyareti sırasında gündeme gelen yardım paketi kapsamında ABD, İsrail'e yaptığı yıllık USD2.1 milyarlık hibeyi kademeli olarak yıllık USD4 milyara çıkaracak. [13]

İsrail'de 14 Mart'ta Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğinde yeni hükümet kuruldu. Kurulan koalisyon hükümetinin ortakları, Netanyahu'nun lideri olduğu Likud Beiteinau ittifakı ile Yesh Atid, Habayit Hayehudi ve Hatnuah partileri.

CNN Türk'ün 24 Mart tarihli haberine göre İsrail ordusu, Suriye sınırındaki Golan bölgesinde devriye gezen İsrail askeri araçlarına son 24 saatte iki kez ateş açılması üzerine, Suriye topraklarındaki bir askeri mevziye topçu ateşi açtı. Hürriyet gazetesinin 25 Mart tarihli haberine göre ise İsrail’in Suriye’ye ateş açmak için kullandığı silah, yakın zamanda kamuoyuna gösterilen Tamuz güdümlü topçu füzesi.[14]

FlightGlobal sitesinde 14 Mart günü yayınlanan habere göre İsrail, sene sonunda Blue Flag adlı geniş kapsamlı ve çokuluslu bir hava muharebe tatbikatı düzenlemeye hazırlanıyor. Tatbikatta, İsrail Hava Kuvvetleri'ne bağlı Mavi Ejderha Filosu düşman rolünü oynayacak.

IsraelDefense.com sitesinin 6 Mart tarihli haberine göre, Hatzerim Hava Üssü'nde konuşlu Boeing F-15I Ra'am taktik savaş uçaklarının aviyonik modernizasyonu tamamlanmak üzere.[15]

Haaretz gazetesinde, Kasım 2012'deki "Savunma Sütunu Harekâtı" (Operation Pillar of Defence) sırasında Iron Dome (Demir Kubbe) hava savunma sisteminin İsrail'e fırlatılan roketleri önlemede resmî verilerin iddia ettiği gibi 80%'den fazla bir başarıya sahip olmadığı; sistemin başarısının abartıldığı iddialarına yer veren bir makale yayınlandı. İsrail Savunma Bakanlığı söz konusu makaleye sert tepki göstererek sistemin performansından memnun olunduğunu ve daha fazla tedarik edileceğini açıkladı.

Jane's Missiles & Rockets'in 28 Mart tarihli haberine göre İsrail, Raytheon PATRIOT hava savunma sistemine ait AN/MPQ-53 radarının tadil edilmiş türevi olan Radar 120'yi hizmete aldı.

The Firearm Blog sitesinde, İsrail Özel Kuvvetleri'nin, MARS ve Meprolight M21 nişangâh donanımı ile donatılmış MTAR-12 Micro Tavor tüfekler ve yaralı tahliyesinde kullanılan IPV ve FlatEvac sistemlerini kullanırken çekilmiş fotografları yayınlandı.[16]

İsrail Hava Kuvvetleri 160'ncı Filo'ya ait bir Bell AH-1 Cobra saldırı helikopteri, 12 Mart günü Şfela yakınlarında düştü. Helikopterin iki pilotu hayatlarını kaybetti.[17]

Air Forces Daily'nin 14 Mart tarihli haberine göre Brezilya, hava kuvvetleri envanterindeki KC-137 tanker uçakları değiştirmek için yürüttüğü KC-X2 projesinde IAI - Boeing ortaklığında teklif edilen Boeing 767MMTT platformunu seçti. Proje kapsamında IAI firması, iki adet Boeing 767-300ER yolcu uçağını tanker uçak haline getirecek. [18]

Elbit, İtalyan ortağı Elettronica ile 2011 yılında imzalanan USD15 milyonluk sözleşme kapsamında, İtalyan Hava Kuvvetleri'ne ait Alenia C-27J nakliye uçağı ve Agusta Westland AW101 genel maksat helikopterlerine takılmak üzere C-MUSIC özsavunma sistemleri teslim edecek. Öte yandan firma tarafından 17 Mart günü yapılan basın açıklamasında, adı açıklanmayan bir Asya ülkesi ile USD115 milyon tutarında bir sözleşme ile imzaladığı duyuruldu. İki yıl süreli sözleşme "kara elektronik harp sistemleri"ni kapsıyor. [19]

Jane's Defence Industry'nin 21 Mart tarihli haberine göre Rafael firması, 2012 yılında 33% oranında gelir artışı kaydetti. Buna karşın firmanın net kârında 11% oranında düşüş yaşandı.


Kıbrıs

Ağır bir ekonomik krizle boğuşan ve bankacılık sistemi iflasın eşiğine gelen Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde, tüm bankalar yaklaşık 10 gün kapatıldı. Avrupa Birliği'nin yardım planını onaylama karşılığında dayattığı ağır şartlar, Devlet Başkanı Anastasiadis tarafından kabul edilmek zorunda kalındı. Rum bankalarında büyük miktarda mevduatı bulunan Rus yatırımcılar ağır zarara uğradı. Bu arada Rus Hükümeti GKRY'ye, hava ve deniz üssü karşılığında ekonomik yardım önerdi. [20]

CNN Türk'ün 8 Mart tarihli haberine göre Mısır'ın Kıbrıs Rum Yönetimi ile Doğu Akdeniz'i paylaştığı anlaşmayı iptal etmesi üzerine Rum Dışişleri Bakanı Yannis Kasulidis, "İki ülke arasında yapılan uluslararası anlaşmalar iptal edilemez" açıklamasını yaptı. Kasulidis, Mısır hükümetinin ve büyükelçisinin konuyla ilgili kendilerine bilgi vermediğini söyledi.

Doğu Akdeniz'deki enerji soğuk savaşı, Güney Kıbrıs'taki ekonomik kriz ve Suriye İç Savaşı'nın Tartus'taki üssün durumu, Rusya'nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile savunma ve güvenlik ilişkilerine Batı'nın dikkatini yoğunlaştırmasına neden oldu.[21]

Kıbrıs Postası'nın 24 Mart tarihli haberine göre Güney Kıbrıs’taki ekonomik krizden dolayı, Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO), 26-29 Mart tarihlerinde yapılması planlanan tatbikatlarını iptal etti.


Lübnan

Lübnan Başbakanı Necip Mikati, 22 Mart günü, ülkede yaşanan yeni seçim kanunu konusunda hükümet ortaklarıyla anlaşmazlığa düştüğünü belirterek, hükümetin istifa ettiğini açıkladı.[22]

Jane's Defence Weekly'nin 19 Mart tarihli haberine göre Lübnan, Suriye sınırına müstahkem mevzi ve gözetleme kuleleri kurmaya başladı. Kulelerin sınırın Akkar bölgesindeki ilk dördü El Ebudiye, Menjez, Çadra ve Mqayble'de inşa edildi.

Rus Deniz Kuvvetleri Baltık Filosu'na bağlı Kaliningrad, Aleksandır Şabalin ve Yaruslav Mudri gemileri, Beyrut limanını ziyaret etti.[23]


Mısır

Yüksek İdare Mahkemesi 6 Mart günü, 22 Nisan'da yapılması öngörülen meclis seçimlerini durdurdu.

CNN Türk'ün 8 Mart tarihli haberine göre, Mısır Şura Konseyi,  Rum yönetimi ile Doğu Akdeniz'i paylaşan anlaşmanın feshedilmesini öngören bir tasarıyı kabul etti. Mısır haber ajansı MENA'ya dayandırılan habere göre söz konusu tasarı Kıbrıs Rum Yönetimi'nin 13 parsele ayırarak kriz çıkardığı bölge sınırlarını iptal etmekle kalmıyor, yeni yapılacak muhtemel bir sınır belirleme anlaşmasına Türkiye'nin de dahil edilmesini öngörüyor.

Jane's Defence Industry'nin 21 Mart tarihli haberine göre Mısır Hindistan'la siber güvenlik ve bilişim alanlarında işbirliği kurmak üzere faaliyet yürütüyor.

Mısır Deniz Kuvvetleri'ne ait A230 Şalateyn ikmâl gemisi, 29 Mart günü İstanbul'u ziyaret etti.[24]


Romanya

Romen Hava Kuvvetleri'ne ait IAR330L Puma tipi genel maksat helikopteri 8 Mart günü yerel saatle 1615 sularında Filibe yakınlarında düştü. Helikopterdeki 5 mürettebattan ikisi hayatını kaybetti.


Rusya Federasyonu

Rus Deniz Kuvvetleri Mart ayı sonunda, Devlet Başkanı Putin'in emri ile Karadeniz'de önceden duyurulmamış son derece geniş kapsamlı bir tatbikat icra etti. Tatbikata Karadeniz Filosu'na bağlı toplam 42 aktif savaş ve destek gemisinden 30'u katıldı. [25][26][27][28]

RIA Novosti'nin 5 Mart tarihli haberine göre Kremlin sözcüsü Sergey İvanov, silahlı kuvvetler mevcudunun 1 milyon olması gerektiğini söyledi.[29]

RIA Novosti'nin 1 Mart tarihli haberine göre 2013'ün ilk iki ayında Rusya'nın savunma ihracatı USD2.5 milyar olarak gerçekleşti. Federal Askeri ve Teknik İşbirliği Hizmetleri Dairesi Başkanı Aleksandır Fomin'in açıklamasına göre Rusya 2012 yılında toplam USD15 milyarlık savunma ihracatı gerçekleştirdi. Öte yandan Askeri Sınai Komisyon Başkan Yardımcısı Oleg Boçkaryev, 18 Mart günü Eho Moskvi radyosuna yaptığı açıklamada, savunma sanayiindeki yeniden yapılanmas faaliyetleri kapsamında, verimliliği artırmak için firmas sayısının birleşmeler yolu ile önemli ölçüde azaltılacağını bildirdi. Bu arada Jane's Defence Industry'nin 15 Mart tarihli haberine göre, Savunma Bakanlığı ile Federal Askeri Teknik İşbirliği Dairesi yetkilileri, 14 Mart günü yaptıkları bir toplantıda, Rus üretimi savunma sistemlerinin ihracatında aşırı düşük ya da gerçekçi olmayan fiyatlandırmaların önüne geçebilmek için bir dizi önlem planı geliştirdiler.

Space.com sitesinin 8 Mart tarihli haberine göre Çin'in 2007 yılında yaptığı uydusavar füze denemesi ile imha edilen Fengyun 1C uydusunun bir parçası, 22 Ocak günü yörüngedeki BLITS adlı bir Rus uydusuna çarparak hasar verdi.[30]

FlightGlobal sitesinin Rus basınına dayandırdığı 11 Mart tarihli haberine göre, Tuploev firması, PAK-DA yeni nesil bombardıman uçağı projesinde, sesaltı uçan kanat formunda bir uçak tasarlıyor.[31]

Russian Helicopters firmasının 21 Mart günü yaptığı açıklamaya göre yeni geliştirilen Mi-38 nakliye / genel maksat helikopterinin bir dizi tırmanma ve irtifa rekoru kırdığı, uluslarlarası havacılık federasyonu (FIA) tarafından onaylandı. Kırılan rekorlar arasında faydalı yüksüz tırmanma (8,620m), tırmanma sürati (6 dakikada 3,000m) 2,000kg faydalı yük ile 7,020m irtifaya tırmanma bulunuyor.

Çin basını, Çin'in Rusya ile geniş kapsamlı bir savunma anlaşması yaptığını iddia etti. People's Daliy sitesinin haberine göre anlaşma kapsamında 24 adet Suhoy Su-35 av-bombardıman uçağı, dört yeni nesil dizel elektrik denizaltı, S-400 hava ve füze savunma sistemi, yeni nesil 117S jet motorları, İlyuşin Il-476 ağır nakliye ve Il-78 tanker uçakları bulunuyor. [32] Ancak söz konusu haberler Rusya tarafından yalanlandı. [33]

RIA Novosti'nin 15 Mart tarihli haberine göre Rusya uçak gemisi pilotlarının eğitimi için kendi topraklarında bir eğitim üssü inşa ediyor. Federal Özel İnşaat İşleri Dairesi Başkanı Grigori Naginski, Karadeniz kıyısındaki Yeisk kenti yakınlarında inşa edilmekte olan tesisin yakında hizmete gireceğini söyledi.[34]

Rus uçak motor üreticisi Ufa Engine, Hindistan'a, Suhoy Su-30MKI savaş uçakları için sipariş verilen 920 adet AL-31FP jet motorunun ilk 10 adedini mart ayında teslim etti. Teslimatların 2022 yılında tamamlanması öngörülüyor.[35]

RIA Novosti'nin 27 Mart tarihli haberine göre Bangladeş Rusya ile 24 adet Yakovlev Yak-130 jet eğitim ve muharebe uçağı alımı için görüşmeler yürütüyor. [36]

RIA Novosti'nin haberine göre, Il-76'dan (NATO kodu "Candid") geliştirilen İlyuşin Il-476 (Il-76MD-90A) ağır nakliye uçağının prototipinin Moskova yakınlarındaki Jukovski Uçuş Test Merkezi'nde 13 Mart günü yerel saatle 1200'da başlaması gereken deneme uçuşları, elverişsiz hava koşulları nedeniyle ertelendi. İptal edilen uçuş, 22 deneme uçuşunun ilki idi.[37]Öte yandan RIA Novosti'nin 19 Mart tarihli haberine göre ilk üç uçak 2014 yılında hizmete girecek.

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 29 Mart tarihli haberine göre Rusya Acil Durumlar Bakanlığı 19 Mart’ta Yakutistan’da, yangın tehlikesi olan alanları kontrol etmek, arama çalışmaları ve terörle mücadele operasyonları için tasarlan ZALA 421-16 ЕМ insansız uçağın ilk denemenin gerçekleştiğini açıkladı. Açıklamada, ZALA 421-16 ЕМ aracının yaklaşık 6 kg ağırlığında olduğu, iki saat kadar havada kalabildiği ve saatte 110 km hıza ulaşabildiği kaydedildi. Bakanlık, testleri sene sonuna kadar tamamlamayı planlıyor.

IndRus.in sitesinin ITAR-TASS ajansına dayandırdığı 11 Mart tarihli haberine göre, Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Rus Deniz Kuvvetleri'nin 2020 sonuna kadar 24 adet denizaltı ve 54 adet gemi hizmete alacağını açıkladı.

Jane's Navy International'ın 11 Mart tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri, Proje 945 (NATO kodu Sierra I) sınıfı nükleer denizaltılarından iki adedini kapsamlı bakım ve onarıma tabi tutacak. Modernizasyona, K239 Karp ve K276 Kostroma botları girecek.[38] Ayrıca Naval Today sitesinin RIA Novosti'ye dayandırdığı 20 Mart tarihli habere göre de Proje 971 (NATO kodu Akula) sınıfı nükleer denizaltılar da modernizasyona tabi tutulacak. Öte yandan RIA Novosti'nin 18 Mart tarihli haberine göre Rubin tasarım bürosu, 5'nci nesil nükleer ve dizel elektrik denizaltıların tasarımına başladı. Tasarım ve geliştirme çalışmalarının 2020'ye kadar tamamlanması planlanıyor. Söz konusu denizaltılar, 4'ncü nesil olarak sınıflandırılan Proje 955 Borey ve Proje 677 Lada sınıflarını destekleyecek ve 50 yıl hizmet ömrüne sahip olacak.

PanArmenian.net sitesinin 18 Mart tarihli haberine göre Rusya, Proje 1135.6M Amiral Grigoroviç sınıfı firkateynlerin üçüne Kalibır (NATO kodu SS-N-27 "Sizzler") gemisavar füzesi yerleştirecek.

Defense-Update.com sitesinin 4 Mart tarihli haberine göre Rusya Akdeniz'de daimi bir donanma görev gücü kurmayı planlıyor. Karadeniz Filosu komutası altında olacak görev gücünün, diğer filolardan kaydırılacak 10 adet muharip ve yardımcı sınıf gemiden oluşması öngörülüyor.[39][40]

RIA Novosti'nin 19 Mart tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri, 70'den fazla uçak ve 1,000'den fazla asker ile ülkenin kuzeybatısındaki Karelya ve Leningrad yakınlarında geniş ölçekli Ladoga 2013 kod adlı bir tatbikata hazırlanıyor. Ay sonunda başlayacak tatbikata MiG-31 (NATO kodu "Foxhound") ve Su-27 (NATO kodu "Flanker") av-bombardıman, MiG-25RB (NATO kodu "Foxbat") ve Su-24MR (NATO kodu "Fencer") taktik keşif, Mi-8 (NATO kodu "Hip") genel maksat ve Mi-24 (NATO kodu "Hind") saldırı helikopterleri katılacak.

Air Forces Daily'nin 17 Mart tarihli haberine göre Sınır Muhafızlarına ait Mi-8MNP genel maksat helikopteri, Çeçenistan'daki Hankale Üssü'ne inişi sırasında, yerel saatle 1700 sularında düştü. Dört mürettebattan üçü hayatını kaybetti, biri ağır yaralandı.

Proje 90600 sınıfı RB-398 römorkörü denize indirildi. 25.4m uzunluğa ve iki adet Caterpillar C32 dizel makinaya sahip römorkör yıl sonunda Karadeniz Filosu'nda hizmete girecek.[41]

Jane's Defence Weekly'nin 7 Mart tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın talebi üzerine Savunma Bakanlığı, United Shipbuilding Corporation firması ile yaptığı görüşme sonrasında Proje 20385 korvet projesini iptal etti. Proje 20380 Stereguşçi korvetinin bir türevi olan Proje 20385 gemilerinden ilk etapta üç adet üretilmesi planlanıyordu. Bu gemilerden sadece ilki olan Gremyaşçi inşa edilecek. İptalin başlıca gerekçesi olarak, gemi başına USD450 - 586 milyonluk maliyet gösteriliyor.

PanArmenian.net sitesinin 4 Mart tarihli haberine göre Pasifik Filosu'na bağlı Udaloy sınıfı Marşal Şapoşnikov destroyeri, Aden Körfezi'ndeki deniz korsanlığı ile mücadele görevini tamamlayarak Vladivostok'taki üssüne dönüş yoluna çıktı.

FlightGlobal sitesinin 7 Mart tarihli haberine göre ABD'nin Las Vegas kentinde düzenlenen HeliExpo helikopter teknolojileri fuarında konuşan Kamov firması baş mühendisi Sergey Miheev, Çin'in yeni WZ-10 saldırı helikopterinin firması tarafından, Proje 941 projesi adı altında tasarlandığını ve tasarımın Çin'e teslim edildiğini açıkladı.[42]

Jane's Defence Industry'nin 1 Mart tarihli haberine göre Thales Alenia Space firması, Rus ISS Reşetnev firması ile iki yıllık bir işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma ile, uydu alt sistemlerinin ortak geliştirilmesi için Krasnoyarsk'ta bir ortak girişim şirketi kurulacak.

Jane's Defence Industry'nin 6 Mart tarihli haberine göre Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu 4 - 6 Mart tarihleri arasında Myanmar ve Vietnam'a resmî bir gezi düzenledi. Şoygu'nun ziyaretlerinin gündeminde, her iki ülke ile yürütülen ve planlanan savunma işbirlikleri yer aldı; bu kapsamda Myanmar'a yapılmış olan MiG-29SMT (NATO kodu "Fulcrum"), Mi-35 (NATO kodu "Hind"), 1L11M radar ve hava savunma sistemi satışları görüşüldü.[43]


Suriye

CNN Türk'ün 20 Mart tarihli haberine göre NATO Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanı Oramiral James Stavridis, NATO'nun Suriye'de olası bir askeri mevcudiyete dair ihtimal planlamaları yaptığını söyledi. [44]       

Özgür Suriye Ordusu kurmay başkanı Salim İdris, Avrupa Birliği ülkelerine, örgütüne silah yardımı yapmaları çağrısında bulundu. İdris, ÖSO'nun halen herhangi bir ülkeden silah yardımı alamadığını söyledi. Öte yandan Jane's Intelligence Weekly'nin 6 Mart tarihli haberine göre ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Ortadoğu turu kapsamında 5 mart günü ziyaret ettiği Katar'da, Körfez ülkelerinin Suriye'deki isyancılara yaptığı silah sevkiyatından övgüyle bahsederek, "silahların doğru adreslere gitmekte olduğunu" söyledi. Kerry'nin sözleri, Suriye İç Savaşı ile ilgili ABD politikasının değiştiğini ve daha müdahil bir konuma girdiği şeklinde yorumlanmakta.

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), 18 Mart günü Hassan Hitto'yu geçici başbakan olarak atadı. Hitto uzun yılladır ABD'de yaşamaktaydı.            Öte yandan SMDK Başkanı Muaz Hatip bu görevinden 25 Mart günü istifa etti. [45]

Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü'nün (International Institute of Strategic Studies; IISS) yayınladığı The Military Balance 2013 raporuna göre Suriye Silahlı Kuvvetlerinin yaklaşık dörtte bir kadarı Devlet Başkanı Beşar Esad'a sadakatini sürdürüyor. Rapora göre Suriye ordusunun 2012 sonbaharından bu yana etkin gücü yarı yarıya azalmış durumda. [46][47]

CNN Türk'ün 28 Mart tarihli haberine göre BBC'ye röportaj veren Suriye'deki BM Gözlemci Misyonu'nun (UNSMIS) başkanı Tümgeneral Robert Mood, "Uçuşa yasak bölge konusunu düşünmenin zamanının geldiğine inanıyorum. Ancak daha ilerisini düşünmeden uçuşa yasak bölgeyi değerlendirmek yararsızdır" dedi. Mood ayrıca, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz el-Hatib'in, Türkiye'deki PATRIOT bataryalarının Suriye'nin kuzeyini de koruyabilecek şekilde genişletilmesi talebini de desteklediğini belirtti. Öte yandan Muaz Hatip'in bu talebi, ABD hükümeti tarafından net bir dille reddedildi. [48]    

CNN Türk'ün 28 Mart tarihli haberine göre Suriye'de devam eden olaylar nedeniyle mağdur duruma düşen Çerkesler, Türkiye'ye getiriliyor. İlk etapta 66'sı çocuk yaklaşık 200 Çerkes Gaziantep'e ulaştı.

Suriye hükümeti ve Rus Dışişleri Bakanlığı, isyancıların 19 Mart günü Halep'teki rejim güçlerine saldırırken kimyasal silah kullandığını iddia etti. Suriye resmî haber ajansı SANA, saldırıda 25 kişinin öldüğünü, 100'den fazla kişinin ise yaralandığını bildirdi.

Şam'daki El İman camiine 21 Mart günü düzenlenen bombalı intihar saldırısında 49 kişi öldü, 77 kişi yaralandı. Ölenler arasında önemli bir dini isim olan Şeyh Muhammed Sayid Ramazan El Buti de bulunuyor.

Suriyeli isyancılar, sınırın Irak tarafında 4 Mart günü Suriye ve Irak birliklerinden oluşan bir konvoya pusu kurdular. Bu, Suriye'deki iç savaşta Irak merkezî hükümetinin Esad yönetimine desteği ve iç savaşın Irak'a sıçrama olasılığını gündeme getirdi.[49]Öte yandan Hürriyet gazetesinin Los Angeles Times'a dayandırdığı 17 Mart tarihli haberine göre, ABD Merkezî Haberalma Teşkilatı (CIA), Suriye iç savaşıyla ilgili olarak gizlice yaptığı "ihtimaliyet planları" kapsamında ilk kez, insansız hava aracı (İHA) saldırılarıyla vurulabilecek aşırılık yanlısı İslamcı muhalifler hakkında istihbarat toplamaya başladı.

ACIG.info sitesinde yayınlanan bir araştırmaya göre, Mart 2012'den bu yana Suriye Hava Kuvvetleri çeşitli nedenlerle (vurulma, düşme, iltica, ele geçirilme) 47 adet savaş uçağı ve 56 adet helikopter kaybetti. Hava Kuvvetleri personelinden 60 - 80 arası pilot hayatını kaybederken 9 adedi isyancılar tarafından esir alındı, 43'ü ise kayıp durumda. Öte yandan Hava Kuvvetleri birimlerinden MiG-23 savaş uçaklarını kullanan Ebu ed Duhor'daki 678'nci ve Nasiriye'deki 680'nci ile Marc es Sultan'daki Mi-2 ve Mi-8 helikopterlerini kullanan 525, 532 ve 537'nci filolar lağvedildi. Ayrıca 77'nci Tugay'a bağlı iki filonun da söndürülerek helikopterlerinin diğer filolara dağıtıldığı iddia ediliyor. Suriye Hava Kuvvetleri, Mi-8 / Mi-17 genel maksat helikopter envanterinin yaklaşık 60% kadarını kaybetmiş durumda. İlaveten Halep ve Taftanaz'daki bakım - onarım tesislerinin tahribatı, mevcut Mi-8, MiG-21 ve MiG-23'lerin bakım onarımlarının yapılmasını engelliyor.

Jane's Missiles & Rockets'in 4 Mart tarihli haberine göre silahlı isyancı gruplardan Cafer'ül Tayyar Tugayı, Deyr ez Zor yakınlarındaki bir balistik füze tesisini ele geçirdi.

Air Forces Daily'nin 4 Mart tarihli haberine göre Suriyeli isyancılar 2 Mart günü rejim güçlerine bağlı bir Mi-17 genel maksat helikopterini Halep'teki Minah Hava Üssü yakınlarında makinalı tüfek ateşi ile düşürdü.

Brown Moses Blog sitesinde 23 Mart tarihinde yayınlanan bir makaleye göre, Nusra Cephesi örgütü militanlarında, Hırvat yapımı M79 Osa roketatar ve M60 geri tepmesiz top görüldü.[50]Sitede ayrıca isyancılardan ele geçirilen Rus yapımı Metis-M ve Fransız yapımı MILAN tanksavar ve Rus yapımı SA-7 uçaksavar füzelerinin fotografları da yayınlandı.[51]


Ukrayna

Jane's Defence Industry'nin 7 Mart tarihli haberine göre devlet silah ihracat şirketi Ukrspecexport'un 2012 cirosu USD1.024 milyar olarak gerçekleşti. Şirketin satışlarının 47%'si Asya, 23%'ü Afrika, 21%'i eski SSCB devletleri, 6%'sı Avrupa ile 3% kadarı Amerika kıtasına yapıldı.

RIA Novosti'nin 4 Mart tarihli haberine göre Ukrayna, Kırım'daki NITKA Donanma Pilot Eğitim Merkezi'nde diğer ülke pilotlarına da eğitim hizmeti vermeyi planlıyor. Halihazırda tesisi sadece Rusya, Su-27 yedek parçaları karşılığında kendi pilotlarının Su-33 ve Su-25UTG uçakları ile eğitimi için kullanıyor.[52] Ancak öte yandan yine RIA Novosti'nin 15 Mart tarihli haberine göre Rusya uçak gemisi pilotlarının eğitimi için kendi topraklarında bir eğitim üssü inşa ediyor.

Jane's Missiles & Rockets'in 4 Mart tarihli haberine göre KB Luch Tasarım Bürosu, Igla 1 (NATO kodu SA-16 "Gimlet") ve Igla 2 (NATO kodu SA-18 "Grouse") omuzdan ateşlenen uçaksavar füzelerini kullanabilen, Arbalet K adlı bir gemi konuşlu fırlatıcı sistem geliştirdi. İki kolunda ikişer füze taşıyan Arbalet K fırlatıcısı, +/- 150 derece yanal ve -25/+60 derece dikey yükselme açı zarfına sahip. Fırlatıcıda bulunan ısıl ve TV sensörleri ile uçak boyutundaki bir hedef 12km menzilden tespit ve 10km menzilden teşhis edilebilirken, helikopter boyutundaki hedefler için bu değerler sırasıyla 10km ve 7.5km.


Yunanistan

Hürriyet'in haberine göre 10 Mart günü 2 binden fazla muvazzaf ve emekli subay, maaşlarında peş peşe yapılan indirimleri protesto etti. Bazıları üniformalı subaylar, Atina şehir merkezindeki Sintagma Meydanı’nda bulunan Yunan Meclisi önüne yürüdüler. Parlamento önünde milli marşını söyleyen askerler, “Onurumuzun çalınmasına ve geleneklerimizin ipotek altına konulmasına itiraz ediyoruz” diye bağırdılar. Emekli üç Kara Kuvvetleri Komutanı’nın da (Yorgo Andonakopulos, Dimitris Vulgarakis ve Konstantinos Ziazias) da katıldığı protesto gösterisinde, Genelkurmay Başkanı general Mihalis Kostarakos’un, gösterilere katılacak aktif subayların üniforma giymemeleri uyarısında bulunmasına rağmen, bazı subayların buna uymadığı görüldü.

Kathimerini gazetesinin 9 Mart tarihli haberine göre ABD yönetimi Yunanistan'a, Yunan Deniz Kuvvetleri için dört adet Lockheed P-3 Orion deniz karakol uçağını, modernizasyon maliyetlerinin ödenmesi karşılığında ücretsiz transfer teklifi iletti. Teklifin mali boyutu, beş yıl için toplam yaklaşık USD250 milyon.

Anadolu Ajansı'nın 8 Mart tarihli haberine göre Yunan, İsrail ve ABD hava deniz kuvvetleri 8 Mart tarihinde Girit Adası açıklarında Noble Dina adlı bir tatbikat icra ettiler. Arama - kurtarma usüllerinin uygulandığı tatbikat 21 Mart günü tamamlandı.[53]

Tip 209/1200 modeli S119 Pontos denizaltısı, 25 Şubat – 8 Mart tarihleri arasında düzenlenen NATO müşterek deniz tatbikatı Proud Manta 2013’e katıldı.[54]

Yunan Hava Kuvvetleri'ne ait 358'nci Filo'ya bağlı 4511 kuyruk numaralı bir Agusta Bell AB-205 arama kurtarma helikopteri, 20 Mart günü Boeotia yakınlarında düştü.


[2]Ziyaretle ilgili Türk Dışişleri Bakanlığı’nın açıklaması için bkz: http://www.mfa.gov.tr/disisleri-bakanligi-mustesari-buyukelci-sinirlioglu-moskova-ya-bir-ziyaret-gerceklestirdi.tr.mfa
[4]Ayrıntılar için bkz: “"Iran confirms secret nuclear 'Quds' site": http://www.wnd.com/2013/03/iran-confirms-secret-nuclear-quds-site/
[12]Özür süreci ile ilgili olarak "Görüşmeler 'kritik 3 alanda' yoğunlaştı": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22878094.asp
[13] Ayrıntılar için bkz: "U.S., Israel to Negotiate Military Aid Extension": http://www.defensenews.com/article/20130326/DEFREG04/303260024
[14]"İsrail Suriye’yi Tamuz ile vurdu": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22890290.asp
[15]"Improvements to the F-15I “Ra'am”": http://www.israeldefense.com/?CategoryID=483&ArticleID=2002
[23]Ayrıntılar ve gemilerin fotografları için bkz: http://turkishnavy.net/2013/03/15/russian-warships-in-beirut/
[25] "Putin 04.00’te emretti": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22922408.asp
[26] "Putin Orders A Surprise Military Exercise In The Black Sea": http://turkishnavy.net/2013/03/28/putin-orders-a-surprise-military-exercise-in-the-black-sea/
[27] "Tatbikatta karaya 7 bin asker çıkarıldı": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22924062.asp
[28] Tatbikatla ilgili bir değerlendirme için bkz: "Rusya'nın düşman algısı değişti": http://www.hurriyet.com.tr/planet/22930259.asp
[29]"Russia Needs Million Under Arms Says Kremlin Chief of Staff": http://en.ria.ru/military_news/20130305/179825588.html
[31]Ayrıntılar için bkz: "Russia to replace current bombers with subsonic flying wing": http://www.flightglobal.com/news/articles/russia-to-replace-current-bombers-with-subsonic-flying-wing-383065/
[34]"Russia to Open Carrier Pilot Training Site by Fall": http://en.ria.ru/military_news/20130315/180041642.html
[35]“Russia to deliver 10 Sukhoi engines to India this month”: http://www.domain-b.com/defence/air_space/iaf/20130316_sukhoi_engines.html
[36] "Bangladesh Plans to Buy 24 Russian Jet Trainers": http://en.ria.ru/world/20130327/180281752.html
[37]"New Il-476 Cargo Plane Tests Stalled by Weather": http://en.rian.ru/military_news/20130313/179988421.html
[38]Ayrıntılar için bkz: "Russia to Resurrect Titanium Submarines": http://en.rian.ru/military_news/20130305/179831565/Russia-to-Resurrect-Titanium-Submarines.html
[39]"Russia Plans to Keep 10 Warships in Mediterranean": http://en.rian.ru/military_news/20130301/179746429.html
[41]"Russian Navy Tug Launched, Soon to Join Black Fleet": http://navaltoday.com/2013/03/11/russian-navy-tug-launched-soon-to-join-black-fleet/
[43]Şoygu'nun Vietnam ziyareti ile ilgili bir değerlendirme için bkz: "Russia's return to Vietnam": http://english.pravda.ru/russia/economics/04-03-2013/123963-russia_vietnam-0/
[47] Suriye ordusu sevk ve idare organizasyon şeması için bkz: http://www.understandingwar.org/press-media/graphsandstat/graphic-syrian-military-command-structure
[53]Ayrıca "U.S.-Israel-Greek Navies Drill in Med": http://www.defensenews.com/article/20130308/DEFREG04/303080013



Evdeki Hesap Çarşıya Uymayınca

$
0
0

Northrop firması tarafından 1984 yılında
yayınlanan bir F-20 reklamı. F-20 savaş uçağı,
savunma projelerinin siyasi gelişmelere ne kadar
bağlı olduklarını göstermesi açısından ibretliktir.
(Kaynak: ebay)
Clausewitz, meşhur deyişi ile savaşı, siyasetin farklı araçlarla icrası olarak tanımlar. 20. yüzyılda, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki dönemde dış politika icrasında savaş kavramının yanına terörizm ile birlikte savunma sanayii de, artan bir oranda girmeye başlamıştır. Sadece cephede yürütülen savaş değil, bu savaşı yürütmek için kullanılacak askeri mekanizmanın nitelik ve niceliği de bir dış politika aracı haline gelmiştir.

Bu yüzden mesela Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin kaç batarya S-300 hava savunma sistemi siparişi verdiği değil, bu sistem için verdiği siparişin ta kendisi uluslararası bir krizin öznesi olmuştur.

Benzer şekilde savunma sistemi geliştirme projeleri ile birlikte bunların satışı (ya da satışının engellenmesi), uluslararası ilişkilerde önemli bir konu durumunda. Belli bir ihtiyaca yönelik sistemin geliştirilmesi (ya da geliştirilmesine izin verilmemesi), satışı (ya da satışına izin verilmemesi) gibi kararlar, devletlerarası ve sektörel çok ciddi yan etkiler doğurabilmekte. A400M, JSF F-35 gibi projeler sadece birer sistem geliştirme projesi değil, aynı zamanda paktların, müşterek politikaların sembolleri haline geldi.

Bir uçağın üretildiği fabrikanın, bir siyasetçinin seçim bölgesinde yer alması (V-22 örneğindeki gibi), ihtiyaç miktarı ve teknik analizlerin önüne geçebilmekte. Ya da sırf iki ülke arasındaki ilişkilerin seviyesinin yükseltilmesi için hiç ihtiyaç olmayan bir sistemin alımı için onay verilebilmekte.

Bazen de savunma sanayii firmaları, ticari risk alarak, piyasa araştırmaları ve teknolojik yönelimler doğrultusunda kendi kaynak ve inisiyatifleri ile sistem geliştirmeyi tercih edebiliyorlar. Oldukça riskli bir yöntem bu ve bazen sonuçları son derece ağır olabiliyor.

1980'li yıllardan bu konuda
iki ibret hikayesi var. Dikkatle incelenmeleri gerekir, zira günümüz için de geçerli olabilecek dersler barındırıyorlar satır aralarında.



Northrop F-20 Tigershark


SSCB, 1960’ların başından itibaren MiG-19, MiG-21 gibi küçük, ucuz, hafif, çevik ve kullanımı ve bakımı kolay savaş uçaklarını Doğu Bloku ve müttefiki ülkelere hızla yaymaya başladı. Satın alması, bakımı ve onarımı kolay ve düşük maliyetli bu uçaklardan Varşva Paktı ve Üçüncü Dünya Ülkeleri bol miktarda tedarik etti. Bu durum karşısında ABD, NAO ve müttefik ülkelere sağlayabileceği benzer niteliklere sahip bir savaş uçağı arayışına girdi. NATO bünyesinde hizmete giren Lockheed F-104 Starfighter ve Northrop F-5 Tiger, bu felsefenin ürünü olarak aynı dönemde çok sayıda NATO ve ABD müttefiki ülke hava kuvvetlerinde hizmete girdi. [1] [2]

1970’lere gelindiğinde aynı stratejinin devamı olarak, bu uçakların yerini alacak, ilkalım, işletme ve idame maliyetleri düşük, ABD envanterindeki uçaklar kadar olmasa da Rus yapımı rakipleri ile mücadeleye yetecek kadr gelişmiş aviyonik ve silah sistemlerine sahip uçak ihtiyacı ortaya çıktı. Dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter’ın uygulamaya koyduğu doktrin uyarınca söz konusu uçak, ABD hizmetindeki ön hat savaş uçaklarının bir türevi olacak ancak bunların sistemlerine sahip olamayacaktı. 1980 yılında Carter tarafından verilen izin ile çalışmalarına başlanan ve FX olarak adlandırılan bu uçak için hedef piyasa, NATO ülkeleri, Japonya ve Avustralya haricindeki dost ülkeler olarak belirlendi.

FX projesi kapsamında General Dynamics, J79 motoru ile dona
tılan F-16 türevi olan F-16/79, Northrop ise, daha önce Tayvan’a önerdiği F-5G modeli ile yanıt verdi.

F-5G, Tayvan’ın Çin uçaklarını uzun mesafeden önleyebilecek bir av – önleme uçağına duyduğu ihtiyaca cevap olarak geliştirilmiş bir F-5 türevi idi. Tayvan tarafınd
an özellikle uzun menzilden önleme yapabilma, dolayısıyla AIM-7 Sparrow havadan havaya füze ateşleme kabiliyeti istenmekteydi. Bu kapsamda Tayvan ABD nezdinde McDonnell Douglas F-4 Phantom II, Northrop F-18L ve General Dynamics F-16A uçakları için girişimlerde bulundu. Ancak Çin ile gelişmekte olan ilişkileri göz önüne alan Carter yönetimi bu uçakların satışına izin vermedi. Müteakiben, Northrop firması, AIM-7 füzesi atabilen ve tek bir F404 motoruna sahip bir F-5 türevi olan F-5G’yi teklif etti. Ancak bu uçağın satışı, Carter yönetiminin Çin’le ilişkilerin bozulması endişeleri nedeniyle engellendi. Ne var ki Ancak F-5G'nin Tayvan'a satışını, Çin ilişkilerini bahane göstererek engelleyen ABD hükümeti, bu ülkenin General Dynamics ile ortaklaşa savaş uçağı üretmesine yeşil ışık yaktı. Bu işbirliğinden Ching Kuo doğdu. [3] [4]

İki F-20 prototipi kol uçuşunda
FX projesi başlangıçta Northrop için önemli bir fırsat olarak görülüyordu. F-5G kağıt üstünde F-16A'dan performans ve yetenek açısından daha iyi bir noktada idi. Aviyonikleri daha gelişmişti ve bakım, işletme ve idame maliyetleri çok daha düşüktü. Tayvan hayal kırıklığından sonra FX programının ve "kerhen" verilen ABD Hava Kuvvetleri desteğinin momentumundan faydalanmak isteyen Northrop, F-5G'nin adını "F-20 Tigershark" olarak değiştirerek, yeni bir imajla piyasaya çıktı.

ABD Hava Kuvvetleri, başlangıcından itibaren hiç bir tasarım ve geliştirme aşamasında dahli olmayan bu uçağı, ne kadar gelecek vaat ederse etsin, hiç bir zaman sevmedi. Hükümet tarafından kendisinden istenen pazarlama ve tanıtım desteğini de asla sağlamadı. Bunun yerine F-16 ön plana çıkarıldı. Nitekim Avrupa ve Asya'da arka arkaya satış başarıları sağlayan F-16'nın yıldızı bir anda parladı. Türkiye'nin de dahil olduğu çok sayıda ihalede F-20, F-16'ya karşı kaybetti. Güney Kore ve Bahreyn'de satışa çok yaklaşıldı ancak hem F-16'ya karşu bu ülkelerde (de) kaybedildi, hem de Güney Kore'de patlak veren rüşvet skandalı projeye ve Northrop'a daha da zarar verdi.

ABD Ulusal Muhafızları için av - önleme uçağı tedarik ihalesi, F-20 için son şans idi. Bu ihalede reaksiyon süresi yüksek, işletme - idame ve bakımı ucuz, uçuş maliyeti düşük, AIM-7 atabilen bir av uçağı tanımlanmıştı. F-20, neredeyse tüm kriterlerde F-16A'yı geride bırakıyordu ancak ABD Hava Kuvvetleri engelini aşması mümkün değildi: Hem kendisi hem de müttefik ülkeler için olabildiğince fazla F-16 üretimi ve satışı gerçekleştirerek maliyeti düşürmek ve lojistik ve yedek parça altyapısını güçlendirmek isteyen kuvvet, açıkça F-16 yönünde ağırlığını koymuştu. Ne kadar fazla F-16 üretilirse birim maliyetler o kadar düşecek, yedek parça, eğitim ve lojistik zinciri de o kadar rahatlayacaktı. Sonuç kaçınılmazdı: 1986'da F-16 seçildi.

Bu seçim de, 6 yıldır F-20'ye bir müşteri bulmak için çabalayan Northrop'u yolun sonuna getirdi. Proje iptal edildi. Zaten üretilen üç prototipin ikisinin düşmesi de firmayı zora sokmuştu. Yeni başlayacak olan ATF (Advaced Tactical Fighter; Gelişmiş Taktik Savaş Uçağı) projesi için hazırlıklara başlandı. YF-23 ile teklif verilen bu projede de sonuç olumsuz olacaktı.


ENGESA EE T1 / T2 Osório


Suudi heyeti, ENGESA firması yetkilileri ile birlikte
Osorio tankını incelerken. (Kaynak: forte.jor.br)
Brezilyalı özel sektör savunma sanayii şirketi ENGESA (Engenheiros Especializados S/A), 1970'li yıllardan itibaren fiyatı ve bakım maliyeti düşük zırhlı personel taşıyıcı araç üretiminde büyük başarı kaydetmişti. Özellikle Üçüncü Dünya ülkelerine çok sayıda araç ihrac eden firma, 1980'lerin başında tonaj ve kabiliyet açısından daha ileri araçların tasarımına soyundu. [5] [6]

ENGESA'nın bu atılımının ateşleyicilerinden biri de Suudi Arabistan oldu. Kara kuvvetleri hizmetindeki Fransız yapımı AMX-30 ana muharebe tanklarını değiştirmek isteyen Suudi Arabistan, Almanya'dan yeni nesil Leopard 2 tanklarını almak istemiş, ancak bu ülkenin kapris derecesine varan ihracat politikaları sonucu girişimi sonuçsuz kalmıştı (heyhat, bugünlerde Leopard 2'nin son versiyonunun satışı yine gündemdedir)

Leopard 2 alımının gerçekleşmemesi üzerine ENGESA bir piyasa araştırması yaparak bu alana girmeye karar verdi. 1980'lerde yeni geliştirilen ya da kısa vadede hizmete girecek ana muharebe tanklarının büyük kısmı 60t civarı ağırlığa sahipti. Bu tonaj da bu tankların mevcut köprü ve yollarda hareketini zorlaştırmakta, manevra ve intikâl kabiliyetini sınırlamaktaydı. Çağdaşlarından daha hafif ama aynı zamanda benzer ateş gücü ve beka imkânlarına sahip bir tankın dünya çapında çok sayıda müşterisi olabilirdi. ENGESA yine bütçesi ve imkânları çok geniş olmayan ülkeleri hedeflemekteydi.

Bu tespitler doğrultusunda başlayan projede Brezilya Kara Kuvvetleri'nin dahli neredeyse hiç yoktu. Zira ordunun bütçesinde böyle bir tank için pay ayrılmamıştı. Dahası Brezilya Kara Kuvvetleri'nin tanklar için belirlemiş olduğu belli başlı sınırlayıcı isterler bulunmaktaydı. Bu isterler ana muharebe tankının azami ağırlığını 36t, azami genişliğini ise 3.20m olarak belirlemişti. Ülkenin kara ve demiryolu altyapısı göz önünde bulundurularak oluşturulan genel isterlerden sadece genişlik kalemi ele alındı; ENGESA Brezilya ordusunun tanımladığından daha ağır bir tankı tasarlamaya girişti.

Herhangi bir tank tasarım ya da üretim tecrübesi olmayan ENGESA'nın böyle bir projenin altından tek başına kalkamayacağı bir sır değildi. Firma Alman üreticiler ile temasa geçti, ancak yine Alman hükümetinin engeline takılındı. Bunun üzerine ENGESA, daha cesur bir karar alarak farklı alt sistem ve teknoloji kalemleri için çok sayıda yerli ve yabancı farklı firma ile işbirliği geliştirdi: Hidropnömatik süspansiyon için İngiliz Dunlop, taret için Vickers, motor için ise Alman MWM ile çalışıldı.

1982 yılında başlayan tasarım ve geliştirme çalışmaları sonucunda, daha önce bu alanda hiçbir tecrübesi olmayan ENGESA, ortaya gelecek vaat eden oldukça modern bir tank çıkarmıştı. Osório olarak adlandırılan tankın iki türevi vardı: 105mm toplu EE T1 ve 120mm toplu EE T2. EE T1'de, çok sayıda ülkenin tankında kullanılan, İngiliz British Ordnance üretimi L7A3 105mm/52 yivli top bulunmaktayken, EE T2'nin ana silahı Fransız GIAT üretimi 120mm G1 yivsiz - setsiz top idi. T1'in ilk prototipi 1985, T2'nin ilk prototipi ise 1986 yılında tamamlandı.

EE T2 1987 yılında Suudi Arabistan'ın açtığı ihaleye katıldı. Oldukça gelişmiş bir atış kontrol sistemi ile donatılan bu tank Fransız AMX-40, İngiliz Challenger ve Amerikan M1 Abrams'a karşı üstün gelerek tüm denemeleri birinci sırada tamamladı. [7] Akabinde Suudi Arabistan ile sözleşme görüşmelerine başlandı. Görüşmeler 1989 yılında sonuçlandı ve Ağustos ayında Suudi hükümeti USD7.2 milyarlık bir sözleşmenin imzalanacağını açıkladı. Sözleşme kapsamında Suudi Arabistan'da kurulacak bir tesiste toplam 318 adet
Osório tankı, "El Fahd" adı ile üretilecekti. Bu sözleşme, diğer Körfez ülkelerinin de dikkatini tanka çevirdi. ENGESA müthiş bir başarının eşiğindeydi.

Ne varki sözleşme imzası bir türlü gerçekleşmedi. Tankın geliştirilmesi için USD100 milyondan fazla harcayan firma ekonomik darboğaza girdi. Geniş çaplı işten çıkarmalar başladı. Derken hiç beklenmedik bir şey oldu.

İran - Irak Savaşı'nın ağır mali yükü altında ezilmekte olan Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak, küçük komşu Kuveyt'i 1990 Ağustos ayında işgal etti. Bir sonraki hedefin Suudi Arabistan olduğunu hissettiren Saddam, Riyad'da alarm zillerinin çalmasına sebep oldu. Suudi kralı derhal ABD birliklerini ülkesine davet etti. ABD öncülüğünde büyük bir askeri koalisyon kuruldu ve ertesi sene Körfez Savaşı'nda Irak birliklerini püskürterek Kuveyt'ten çıkardılar. Irak'ın ENGESA'yla yüzmilyonlarca dolarlık sipariş ve bakım anlaşmaları bulunuyordu. Mağlubiyet ve ağır ambargolar, bu sözleşmelerin üzerini çizmiş oldu.

Kuveyt'in işgali ve Körfez Savaşı sonucunda başta Suudi Arabistan olmak üzere Körfez ülkeleri savunma mekanizmalarını neredeyse tamamen ABD'ye bağımlı bir şekilde yeniden tasarladılar. Bu durum hemen hemen tüm savunma alım programlarını etkiledi. İhale testlerinde açık ara galip gelen
Osório da kurbanlar arasındaydı. Suudi Arabistan ihalesiz M1 Abrams siparişi verdi. Bu ikiyüzlü hareket, ENGESA için idam fermanı anlamına geliyordu. Firma daha fazla dayanamadı ve Ekim 1993'te iflasını açıkladı. Tesislerin bir kısmı diğer yerli savunma sanayii şirketleri tarafından devralındı. Üretilmiş iki prototip ise Brezilya Kara Kuvvetleri'ne teslim edildi.


Değerlendirmeler

Her iki projenin tarihçesinde de bazı dikkat çekici ortak noktalar bulunuyor. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

1. Her iki tasarım da, muadillerinden çoğu alanda daha iyi teknik özelliklere ve performansa sahip.

2. Her iki firma da projeleri özkaynakları ile geliştiriyorlar. Hükümetin maddi desteği neredeyse hiç yok.

3. Her iki tasarım da, kendi ülkelerinin belirttiği bir ihtiyaca cevap olarak değil, uluslararası piyasa koşulları ve öngörülere istinaden geliştirilmiş.

4. Her iki projede de bel bağlanılan kritik önemde ihale / ülkeler bulunuyor (Tayvan ve Suudi Arabistan).

5. Her iki tasarımı da, kendi ülkeleri sipariş vermemiş.

6. Her iki firma da, kendi kontrolleri dışındaki siyasi gelişmeler neticesinde ya tamamen desteksiz kalmalarıi ya da verilen desteğin yeterli olmaması nedeniyle projeleri durduruyor.

7. Her iki ürünün de kaderinde, devlet - hükümet seviyesinde, verilen sözlerin tutulmaması, ikiyüzlülük, tutarsızlık gibi "oyun dışı" etkenler ağır rol oynamış.

Bu iki ibretlik hikayenin ortak anafikri, savunma sistemlerinin, münferit kabiliyet ve teknolojileri ne kadar ileri olursa olsun ticari başarılarının çok sayıda farklı etkene bağlı olduğudur. Sistemin tek başına kabiliyeti ayrı konudur, bir ürün olarak başarısı ayrı konudur.

Savunma sanayii gibi hem ileri teknolojileri kapsayan hem de yüksek ArGe ve üretim maliyetlerine sahip bir sektörde devamlılığı sağlayabilmek için devlet desteği şarttır. Devlet desteğinin sadece silahlı kuvvetler ihtiyacı kapsamında ele alınmaması gerekir. Zira Soğuk Savaş sonrası dönemde savunma sanayiinin sürdürülebilirliğini sağlamak sadece iç piyasa / ulusal ihtiyaçları karşılayabilecek bir yapı ile mümkün değildir. Başka bir deyişle elde edilen birikimleri korumak ve geliştirmek için ihracat şarttır.

İhracat pazarında başarılı olmak için, ülkenin ulusal dış politikası ile uyumlu bir şekilde ürün geliştirmek ve mevcut ürünleri tadil edebilmek gerekmektedir. Bu da, sanayiinin sürdürülebilirliğini sağlama sorumluluğunu asker, sanayici ve bürokrat sınıfları arasında eşit olarak paylaştırmaktadır.

Benzer şekilde kısa vadeli siyasi kararlar doğrultusunda başlatılan alım ya da geliştirme projeleri, ortaya çıkarılan ürün ne kadar başarılı olursa olsun birer israftan öteye geçemeyecektir. Zira bu tür kararlar, doğaları gereği, geliştirme ve tedarik sürecinin bileşeni olan maliyet ve piyasa analizi, teknik isterlerin belirlenmesi gibi çalışmaların üstünü örter, baskılar. Bu tür kritik analiz ve hesapları göz ardı ederek verilen siyasi kararlar sonucunda çok kıymetli insan ve makine altyapısı boşa harcanabilir.

Savunma sanayiinin, bir ülkenin kendi silahlanma ihtiyaçlarını karşılayan "askeri fabrikalar bütünü"  olarak değil, ülke savunmasının tümleşik bir bileşeni olarak algılanması gerekmektedir. Sektör, ülkenin kendi ihtiyaçlarını siparişleri teslim ederek karşılayan bir edilgen yapı olarak değil, teknoloji ve konsept geliştiren bir mekanizma olarak çalıştırılırsa ancak ülke savunmasına katma değer sağlayabilir. Bu da ancak devlet ile sektör arasında sağlıklı ve dürüst bir iletişim ile mümkündür.


Kaynaklar

[1]: "F-20A Tigershark Home Page": http://www.f20a.com
[2]: "Northrop F-20 Tigershark": http://en.wikipedia.org/wiki/Northrop_F-20_Tigershark
[3]: "Ejder ve Kaplan - II: Tayvan'ın Özgün Savaş Uçağı": http://www.siyahgribeyaz.com/2005/05/ejder-ve-kaplan-ii-tayvann-zgn-sava-ua.html
[4]: "AIDC F-CK-1 Ching-kuo": http://en.wikipedia.org/wiki/AIDC_F-CK-1_Ching-kuo
[5]: "EE-T1 Osório": http://en.wikipedia.org/wiki/EE-T1_Os%C3%B3rio
[6]: "EE-T1 Osório Main Battle Tank": http://www.fprado.com/armorsite/EE-T1-Osorio.htm
[7]: "The Technology of Tanks": Ogorkiewicz, R, Jane's Information Group, London, 1991, S/63


Ya İçindesindir Sistemin Ya Dışında...

$
0
0
Can Dündar Milliyet gazetesinde bugün (18 Nisan) yayınlanan yazısında, Afganistan'ın Kunar eyaletinde düzenlenen NATO hava saldırısı sonucunda hayatını kaybeden 11 çocuk ile, 16 Nisan günü ABD'nin Boston kentindeki maraton sırasında düzenlenen bombalı terörist saldırıda ölen 8 yaşındaki Martin Richard'ın basında ve kamuoyunda yarattığı tepki farkını gündeme taşımış. 8 yaşındaki Martin için gösterilen tepkinin 11 çocuk için gösterilmeyişini eleştirmiş ve sorgulamış.

Halbuki ortada sorgulanacak pek fazla bir durum yok. Dünya çapında binlerce insanın Martin için, Kunarlı 11 çocuktan daha fazla üzülmesi, Martin'in ölümünün basında daha fazla yer alması son derece normal ve beklenmesi gereken bir sonuç.

Zira Martin'in ekonomik, sosyal ve kültürel etki alanı, Kunarlı 11 çocuğun toplamından çok daha fazla idi. Hem de bu yaşında. Küresel sisteme -ki sistemden kastım sadece ekonomik mekanizma değil- bağı, o 11 çocuktan daha kuvvetli idi.

Playstation ve iPhone alarak, özel okulda okuyarak, lüks bir semtte, mortgage kredisi ile alınmış country tarzı evde oturarak, twitter/facebook vs ile akraba, eş dost ile iletişim kurarak, alışveriş merkezindeki mega menüyü yiyerek, babasının preimum sağlık sigortası kapsamında bu yaşında check up olarak, belki 18 yaşında kullanmaya hak kazanacağı kendine ait bir fona sahip olarak.... sistemin içinde ve sisteme bağlı bir hayatının 8'inci yılındaydı. Martin ve ailesi sistemi, bir parçası olarak, kültürel, ekonomik, sosyal vb çok boyutlu bir şekilde kullanmaktaydı.

Halbuki o 11 çocuğun, sistemle herhangi bir bağı yoktu. Ailelerinin de öyle. Ürettikleri ancak kendi karınlarını doyurmaya ancak yetiyordu belki. Bunun da sisteme herhangi bir faydası yok. O 11 çocuğun bulunduğu köyün bile belki toplamı, 8 yaşındaki Martin kadar fayda sağlamamıştır sisteme.

Martin ölünce sistem bir bireyini kaybetti. Çünkü Martin büyüyünce koleje gidecek, vergi verecek, sigorta yaptıracak, banka hesabı olacak, kredi kartları olacak, binlerce insanla "sosyalleşecek", borçlanacak, şirket kuracak, yani sistemin bir parçası olarak sisteme bir katma değer kazandıracaktı. Bu yüzden Martin'in ölümü ağır bir travmadır sistemin tüm diğer fertleri için.

Halbuki o 11 çocuk, eğer 11'i de aynı derecede şanslı ise en fazla belki ilkokul seviyesinde eğitim alıp ya çiftçi olacak ya da intihar bombacısı olacaklardı. İkinci durumda belki sistem için kısa bir kullanım ömürleri olurdu ama sonuçta varlıkları ya da yoklukları, bu satırları yazan ve okuyanların da dahil olduğu sistem için bir anlam ifade etmiyor.

Bu yüzden o 11 çocuğun ölümü, ne kadar şerefsizce öldürülmüş olurlarsa olsunlar, ses getirmiyor. En fazla Can Dündar gibilerine malzeme oluyorlar ne yazık ki.

Siyah Gri Beyaz 8 Yaşında

$
0
0
Eser: "Okuyan Genç Adam"
Ignat Bednarik

Kaynak: readingandart.blogspot.com
8 yıl önce Siyah Gri Beyaz'a ilk yazılarımı yazarken savunma teknolojileri, jeopolitik ve strateji konularında bildiklerimi paylaşma hevesim vardı. Bir çeşit "bildiklerini paylaşma ve yayma sorumluluğu" taşıyordum sanki.

Aradan geçen yıllar boyunca, ilgilendiğim konularda ayakları yere sağlam basan yorum ve değerlendirmeler yapmak için bilgi birikimimin aslında ne kadar yetersiz olduğunu anladım. Bunda yaklaşık bir buçuk yıldır çıkardığım Dört Deniz Bülteni'nin de büyük katkısı oldu. Siyah Gri Beyaz sitesine bu adı neden verdiğimi tekrar keşfettim.

Ve Siyah Gri Beyaz benim not defterim oldu. Üzerinde düşündüğüm, yazmak istediğim her konu, bir kılcal damar sistemi gibi, başka konulara bağladı beni. Araştırdıkça ve okudukça öğrendiklerimi de Siyah Gri Beyaz'la paylaştım, paylaşıyorum.

Ve Siyah Gri Beyaz benim öğretmenim oldu. Fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmayı öğretti. Doğru bilgiye ulaşmanın çok zor ama sonucu bir o kadar da haz veren bir çaba olduğunu öğretti.

Umarım okur da benimle aynı hazzı alıyordur.

Simülasyon Teknolojileri ve İnsansız Hava Araçları

$
0
0
Giriş (*)

Teknolojideki gelişmeler doğrultusunda İnsansız Hava Araçları'nın (İHA) kullanımı yaygınlaşmaya başlamıştır. Çok farklı faydalı yük ve motor donanımına sahip, farklı görev ve kabiliyetlere sahip İHA'lar kullanıma girmiştir. Bunlar arasında elden atılan ve birkaç metre çapındaki bir bölgede uçabilen mini İHA'lardan, atmosferin üst katmanlarında 24 saatten fazla havada kalabilen stratejik İHA'lara kadar, çok sayıda farklı tip ve görevde hava aracı tasarlanıp üretilmeye başlanmıştır.

Görev ve kullanım alanına göre İHA'larda çok farklı tiplerde faydalı yükler taşınabilir hale gelmiştir. 1970'li yıllarda silahlı kuvvetler hizmetine giren ilk İHA'larda sadece elektrooptik sensörler bulunurken günümüzde ayrıca çeşitli tiplerde radar, elektronik istihbarat (ELINT; Electronic Intelligence) ve sinyal istihbaratı (SIGINT; Signals Intelligence) donanımı, telsiz ve uydu muhabere (SATCOM; Satellite Communications) gibi farklı sistemler kullanılmaktadır.

Kullanılabilecek faydalı yüklerin sayı ve çeşidindeki bu artış, ihtiyaca uygun görev sistemi seçimini, İHA tasarım ve üretim sürecinin en önemli aşaması haline getirmiştir. Mümkün olan en maliyet – etkin İHA platformunun tasarımı için, modelleme ve simülasyon teknolojilerinin kullanımı öne çıkan bir çözüm yöntemi olmuştur. İHA platformunun ve görev sistemlerinin isterlerinin belirlenmesi, prototiplenmesi ve karşılaştırılması için, analiz ve simülasyon araçları, objektif, düşük maliyetli ve düşük riskli bir ortam sunmaktadır.

Simülasyon Teknolojileri


Simülasyon kavramı genel olarak, bir sistem, süreç ya da durumun taklit edilmesi olarak tanımlanabilir. Dolayısıyla simülasyon, söz konusu sistem, süreç ya da durumu temsil edecek bir modeli içerir. Bu model, temsil edilen sistem ile ilgili, gerçek hayatta gerçekleştirilmesi riskli, pahalı ya da zaman gerektiren deneme, inceleme ve çalışmaların gerçekleştirilmesine olanak sağlar. Başka bir deyişle simülasyon, risk, maliyet ve zaman etkenleri açısından tasarruf edici bir kuvvet çarpanı olarak öne çıkmaktadır.

Matematik ve grafik işlemci kapasitelerindeki gelişmeler, birim zamanda yapılabilecek hesaplamalarda büyük artış sağlamıştır. Bu da dolaylı olarak karmaşık sistem ve durumların benzetiminde kolaylık sağlamıştır. Kişisel bilgisayar seviyesindeki bir donanım ile bir sensörün kapsama alanı analizi ya da bir uçuş dinamik modellemesi yapılabilir hale gelmiştir.

Kullanım alanına özgü geliştirilen hazır ticari ürünlerin (Commercial Off the Shelf; COTS) yaygınlaşması ile, entegrasyon ve geliştirme süreç ve maliyetlerinden tasarruf mümkün hale gelmiştir. Böylelikle kendini kanıtlamış araç ve geliştirme ortamları ile, asgari seviyede geliştirme zamanı harcanarak istenen hassasiyet ve sadakat (fidelity) seviyesinde sistem modellemesi gerçekleştirmek olanaklı hale gelmiştir.

Günümüzde simülasyon uygulamaları Live (gerçek), Virtual (sanal) ve Constructive (yapısal) olmak üzere üç ana grupta incelenir. Bu grupları şu şekilde tarif etmek mümkündür:

Live:
Gerçek (insan) operatörlerin, gerçek sistemleri kullandığı uygulamalar (Ör.: Atış poligonunda sahte hedefe gerçek silah ile ateş edilmesi)

Virtual:
Gerçek (insan) operatörlerin simüle edilmiş sistemleri kullandığı uygulamalar (Ör.: Uçuş simülatörü)

Constructive:
Simüle edilmiş sistemlerin yapay zeka tarafından idare edildiği uygulamalar (Ör.: harp oyunu uygulamaları)


Sistemler Sistemi Olarak İnsansız Hava Araçları


İHA’lar, kullanıldıkları görev ve sahip oldukları ekipman dolayısıyla salt bir hava platformu olarak değil, bir sistemler bütünü olarak ele alınmaktadırlar. Bu sistemler bütünü, genel hatları ile şu bileşenlerden oluşur:

Hava aracı


Yer kontrol istasyonu

Yeri terminali

Destek / bakım birimi

Diğer birimler

Dolayısıyla İHA’lar, birden fazla bileşenin uyumlu ve eşgüdümlü çalışmasını gerektiren sistemlerdir. Hava aracı platformu bu mimarinin odağındadır ancak sağlıklı çalışması için diğer unsurların tam ve etkin desteğine ihtiyaç duymaktadır.

Bu sistemler sistemine dair ihtiyaç belirleme, kavramsal tasarım, tasarım doğrulama, ölçme ve değerlendirme süreçlerinde kullanılabilecek bir karar destek aracı, anılan süreç ve işlemler için harcanacak zaman ve maliyetlerde büyük tasarruf sağlayabilmektedir. Öyle ki, İHA sistem tasarım ve analiz süreçlerinde modelleme ve simülasyon teknolojilerinin kullanımı ile 50%’den fazla maliyet tasarrufu ve 100%’e varan oranlarda yatırım geri dönüşü (Return of Investment; RoI) elde etmek mümkündür.

İHA’nın bir sistemler sistemi olarak ele alınması, anılan proje sürecine yönelik modellenmesini de kolaylaştıracaktır. İHA sistem simülasyonunun temel bileşenleri şu şekilde sınıflandırılabilir:


i. Uçuş Dinamiği


İHA sistem simülasyonunun en temel bileşeni, aracın hareketini tanımlayacak modeldir. Bu modelin bileşenleri şu şekilde özetlenebilir:

Performans modeli:
Tırmanma, alçalma, seyir, iniş/kalkış safhaları ivmelenme, hız ve irtifa değerleri vb

Temel aerodinamik parametreler:
Ağırlıklar, kanat yüzey alanı, sürükleme katsayıları, ivme değerleri vb

Manevra ve görev tipleri:
İniş, kalkış, seyir, eliptik yörünge vb

Motor:
Motor tipi, sayısı, platform üzerindeki konum, farklı uçuş rejimlerinde yakıt tüketimi vb


ii. Görev Sistemleri


İHA’larda kullanılan başlıca görev sistemleri şunlardır:

a. Seyrüsefer Sistemi:
İHA’nın belirlenen rota üzerinde uçuş yapmasını, rota üzerinde kalmasını ve gerekli düzeltme manevralarının gerçekleştirilmesini sağlayan alt sistemdir. Atalet seyrüsefer ve küresel konumlama sistemleri tarafından desteklenirler. Söz konusu sistemlerin seyrüsefer hassasiyetleri (Dillution of Precision) bir matematik model olarak simülasyona dahil edilebilir.

b. Elektrooptik Sensörler:
Hedef tespit, teşhis ve takibi için kullanılan termal (ısıl) sensör sistemleridir. Söz konusu sistemlerin çalışma parametreleri (dalga boyu, kapsama alanı hacmi, sensör gimbalinin hareket zarfları vb) modellenerek sensörün çalışma koşulları taklit edilebilir.

c. Radar:
Bazı İHA paltformlarında Sentetik Açıklıklı Radar (SAR) sistemi bulunmaktadır. Bu sistemlerin kapsama alanı, anten tasarımı, sinyal güç seviyesi gibi parametreleri, radar modelinde girdi olarak kullanılabilir.

d. Muhabere ve ELINT / SIGINT Sistemleri:
İHA platformunun diğer hava, uzay, yer ve deniz unsurları ile iletişimini sağlayan alt sistemler ile elektronik istihbarat sistemleri; çalışma frekansı, modülatör modeli, sinyal bant genişliği, filtre modeli, kayıp ve kazanç vb parametreler ile modellenebilir.


iii. Yer Kontrol Sistemi


İHA ile çift yönlü iletişim kurarak kontrol ve kumanda ile takibini gerçekleştiren yer kontrol istasyonu (YKİ), coğrafi konumu, rakımı ile sahip olduğu iletişim sistemleri ile tanımlanarak simülasyona dahil edilebilir. YKİ’nin iletişim sistemleri, İHA platformunda kullanılan iletişim sisteminin bir türevi gibi kabul edilerek, modeller arası uyumluluk sağlanabilir.


iv. Çevresel Faktörler


Gerek İHA, gerekse YKİ’nin görev performansına çevresel faktörlerin etkileri, belli sadakat seviyeleri dahilinde modellenebilir. Bu çerçevede görev ortamındaki üç boyutlu arazi modeli eklenerek, sensör ve iletişim sistemlerinin çalışmasına etkisi gözetlenebilir. Bu analiz için, simülasyonun görüş hattı (Line of Sight; LOS), arazi irtifası (Height over Terrain; HOT) gibi temel arazi sorgulamalarını gerçek zamanlı olarak yapabilmesi gerekir.

Arazi veritabanının oluşturulmasında standart veri biçemlerinin kullanılması, uyumluluk ve uyarlanabilirlik açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda DTED (Digital Terrain Elevation Data), DEM (Digital Elevation Model), HDR (High Dynamic Range) öne çıkan veri formatlarıdır.

Arazinin yanısıra atmosfer koşullarının görev performansına etkisinin eklenmesi de, simülasyonun sadakat seviyesini artırır. Bu doğrultuda yüzey ısısı, irtifaya bağlı olarak ısı değişimi, bulut / sis yapısı (alt sınır irtifası, yoğunluk, nem oranı vb), atmosferik emiş oranı vb parametrelerin sensör ve iletişim sistem performansına etkisi, modellenebilir.
Şekil 1. İHA Sistem Simülasyon Örnek Mimarisi

İHA’yı bir sistemler sistemi olarak ele alan bu yaklaşım doğrultusunda tasarlanan örnek bir simülasyon mimarisi Şekil 1’de verilmiştir.

Bu yapıda faydalı yük modeli, uçuş dinamik modeli ve yer kontrol sisteminden oluşan İHA simülatörü, senaryo üreteci, görsel veritabanı ve görüntü üretecinden oluşan sentetik ortam üzerinde çalışmaktadır.

Faydalı yük modeli, İHA platformu üzerinde taşınan görev sistemlerini kapsamaktadır. Modellenen her bir faydalı yük, uçuş dinamik modeli ile çift yönlü iletişim içinde çalışmaktadır. Söz gelimi elektrooptik sensör kapsama alanı analizi için gerekli olan platform konum, yönelim, irtifa, yatış açısı gibi parametreler uçuş dinamik modelinden alınmakta iken, platformun yönelim, konum ve hız düzeltmesi için gerekli rota düzeltme verileri seyrüsefer sistemi modelinden alınmaktadır.

Uçuş dinamik modeli ayrıca yer kontrol sistemi modeli ile de eşgüdüm içerisinde çalışmaktadır. Yer kontrol sistemi, faydalı yüklerin topladığı veriyi uçuş dinamik modeli üzerinden almakta, aynı zamanda platform konum ve durum bilgilerini operatör ekranına beslemektedir.

Söz konusu İHA Sistem Simülasyonun operatör eğitimi maksatlı bir simülatör olması durumunda, yer kontrol sistemine, uçuş kumanda kontrolleri eklenebilmektedir.

İHA platformu, senaryo üreteci modülü tarafından üretilen sentetik ortam içerisinde hareket etmektedir. Senaryo üreteci, taktik ortamın hazırlanması ve koşturulması, çevresel etkenlerin hesaplanması; sensör ve silah modellerinin oluşturulması ile rota ve karar alma / davranış paternlerinin hazırlanmasından sorumludur. Dolayısıyla senaryo üreteci, simülasyon ortamının çatısını teşkil etmektedir.

Senaryo üreteci, sanal (sentetik) ortamı oluştururken görsel veritabanından 3 boyutlu arazi ve obje verilerini alır. 3 boyutlu arazi veritabanı, sentetik ortamın sahnesi olarak değerlendirilebilir; tüm objelerin hareketleri ile görev sistemlerinin performanslarının analizinde altlık olarak kullanılmaktadır. Benzer şekilde simülasyon uygulamasındaki tüm hareketli ve sabit nesneler ile köprü, bina, bitki örtüsü vb nesnelerin görsel modelleri de bu veritabanı içinde yer almaktadır.

Senaryo üretecinin gerçek zamanlı olarak oluşturup koşturduğu sentetik ortam, görsel veritabanı üzerinden görüntü üretecine, görsel çıktıyı ulaştırmak için beslenir. Başka bir ifade ile görüntü üreteci, senaryo üretecinin çıktısını görselleştirmektedir. Görüntü üretecinin çıktısı, projeksiyon sistemi, ekran ya da başka bir kanaldan elde edilebilir. Görüntü üreteci aynı zamanda görsel efektlerin oluşturulmasından da sorumludur.

Söz konusu simülasyon mimarisi, modüler olması nedeniyle, sanal (virtual) ya da yapısal (constructive) simülasyon uygulamalarına kolayca uyarlanabilmektedir. Örneğin bir İHA pilot simülatör sistemi için yer kontrol sistemi bileşenine bir uçuş kumanda modülü eklenmesi yeterlidir. Benzer şekilde uçuş kumanda modülü yerine bir yapay zeka modülü konarak yapısal simülasyon elde edilebilir. Sistem mimarisi, uçuş operatör eğitiminden sistem performans analizine çeşitli ihtiyaçlar için uyarlanabilir bir niteliktedir.


İHA Operatör Simülatörü
Simülasyon Çıktıları



Tarif edilen mimari, İHA platformuna ait parametrelerin birbirlerine ve / veya çevresel koşullara göre değişiminin ölçülmesi için kullanılabilir. Böyle bir modüler simülasyon mimarisi ile elde edilebilecek çıktılar şu şekilde sıralanabilir:

a. Uçuş performansı:
Uçuş profili, faydalı yükün performansa etkisi, istenen görev profilinin başarımı, optimum rota ve görev profili belirlenmesi, planlanan ve gerçekleşen uçuş performansı arasındaki fark

b. Sensör ve iletişim sistemleri:
Kapsama alanı analizi, link bütçe analizi, elektronik harpten etkilenme, platform gövdesinin sensör performansına etkileri (kör bölge analizi), uçuş profilinin sensör performansına etkisi.

c. Görselleştirme:
Uçuş profili, faydalı yük performansı, taktik ortam, veri bağı (datalink) işleyişinin 2 boyut ve 3 boyutlu ortamda görselleştirilmesi; harita ve hava fotografı ile entegrasyonu


İHA Sistem Simülasyonunun Kullanım Alanları


Modüler bir yapıda hazırlanan İHA sistem simülasyonu, eğitim, analiz, komuta – kontrol ve değerlendirme alanlarında kullanılabilir. Başlıca kullanım ve çözüm alanları şu şekilde sıralanbilir:


i. Eğitim


Simülasyon uygulaması, İHA platformunun ve faydalı yüklerinin performansının gerçeğe yakın modellenmesini içereceğinden, pilot ve sistem operatörünün eğitiminde kullanılabilecektir. Farklı koşul, tehdit ortamı, coğrafi konum ve acil durum senaryolarında gerçekleştirilecek simülasyon senaryoları, ölçülebilir, kaydedilebilir ve tekrarlanabilir olacaktır. Bu da eğitimin nesnelliğine katkı sağlayacağı gibi eğitimde standardizasyonu da beraberinde getirecektir.


ii. Mühendislik Ve Analiz


Simülasyon uygulaması, İHA platform ve alt sistemlerine dair ihtiyaçların belirlenmesi amacıyla kullanılabilir. Bu kapsamda verilen görev bölgesi ve harekât senaryoları dahilinde farklı tasarım alternatiflerinin ölçülebilir ve ölçeklenebilir bir sentetik ortamda etkinlikleri analiz edilerek, ihtiyacın kapsamı ve nitelikleri belirlenebilir.

Benzer şekilde İHA sistem simülasyonu, belirlenmiş ister ve ihtiyaçları en iyi karşılayan platform ve/veya görev sisteminin belirlenmesinde kullanılabilir. Verilen görev senaryosunu farklı tasarım alternatiflerinin yerine getirme etkinliği, analitik bir ortamda ölçülerek karşılaştırılabilir. Simülasyon Tabalı Tedarik (STT) olarak da adlandırılan bu ölçme ve değerlendirme süreci, klasik tedarik süreçlerinin aksine kaynakların optimum kullanımını sağlayarak tedarik süreçlerini verimli kılmaktadır. STT ayrıca, çok sayıda farklı sistem içeren ve karmaşık bir görev ortamında çalışacak sistemin tedariğinde risk ve maliyet düşürücü bir yöntemdir. STT yaklaşımının en büyük avantajlarından biri, süreç boyunca oluşturulan ve çıktı olarak elde edilen modellerin, diğer tedarik programlarında da kullanılabilir olmasıdır. Bu ise, tedarik sürecinde esneklik ve ölçülebilirlik artılarını doğurduğu gibi, zaman ve maliyetten de büyük tasarruf sağlar. Ayrıca sistem ihtiyacının belirlenmesinden tedariğe ve kullanıma kadar geçen sürenin kısalması, bu süre içinde sistemin teknolojik olarak demode kalması riskini düşürür.

Bu doğrultuda, modelleme ve simülasyon teknolojilerinin artan oranda harekât konsepti (Concept of Operations; CONOPS) belirlemede kullanıldığının altını çizmek gerekir. Gerçek sistemlerle denenmesi riskli ve maliyetli olan harekât koşullarının benzetimi ve tehdit analizi için sentetik ortamda koşturulacak simülasyon uygulaması maliyet – etkin bir çözüm sunmaktadır.


iii. Görev Planlama Ve İcrası


Modelleme ve simülasyon altyapısı, harekât anında, envanterdeki görev ve ihtiyaca en uygun platformun seçimi, platformun taktik ortamda takibi, platformun faydalı yükü ile topladığı verinin görelleştirilerek eldeki mevcut taktik resme entegrasyonu gibi komuta – kontrol faaliyetlerinde kullanılmaktadır. Bu kapsamda son 10 yılda gündeme gelen bir kavram olan “savaşuzayı yönetimi” (Battlespace Management) süreci içinde, gerçek donanım ve sistemlerle entegre çalışan modelleme ve simülasyon çözümleri yaygınlaşmaktadır. Simülasyon uygulaması tarafından hazırlanan çıktılar, komuta – kontrol sürecinde karar destek girdisi olarak kullanılmaktadır. Söz gelimi bir insansız hava aracının rotası üzerinde bulunan bir hava savunma sisteminin sensör kapsama alanı, çevresindeki arazinin 3 boyutlu veritabanı ile birlikte hesaplanarak kör bölgeleri tespit edilebilmekte, İHA için en güvenli rota, gerçek zamanlı olarak belirlenip, uçuş operatörüne görsel ve sayısal veri olarak iletilebilmektedir.


iv. Ölçme Ve Değerlendirme


Simülasyon uygulamaları, gerçek harekât ve uçuş testi sonrası değerlendirme ve doğrulama işlemleri için yaygın olarak kullanılmaktadır. Yüksek sadakatte hazırlanmış uçuş dinamik modeli ve faydalı yük modelleri, uçuş sırasında kaydedilen veriler ile karşılaştırılarak, görev etkinlik ve başarım hesaplanmasında kullanılmaktadır. Böylelikle pilot / operatör performansı, uçuş testi başarımı ve analizi gibi konularda ölçülebilir ve nesnel data setleri elde edilmektedir.


Sonuç

Modelleme ve simülasyon teknolojilerindeki gelişmeler, kompleks sistem ve süreçlerin benzetimini mümkün kılmış, bu sistemlerin geliştirme, üretim, kullanım ve değerlendirmesinde nesnel, maliyet – etkin ve düşük riskli çözümlerin üretilmesini sağlamıştır.

Elektronik, bilgisayar ve iletişim teknolojilerinin en yoğun kullanıldığı sistemlerden olan insansız hava araçlarının ihtiyaç belirleme, tasarım, tasarım doğrulama ve analiz süreçlerinde modelleme ve simülasyon teknolojilerinin kullanımı neredeyse bir zaruriyet haline gelmiştir.

Bu kapsamda kendini kanıtlamış, denenmiş ve güvenilir COTS modelleme ve simülasyon çözümlerinin kullanımı, risk ve maliyetlerden tasarruf etmeyi sağlamaktadır. Ayrıca modüler ve esnek bir modelleme ve simülasyon mimarisi, çok farklı alanlarda çözümlerin hızlı ve etkin biçimde üretilmesini sağlamaktadır.



(*): Bu yazıyı, 7. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı'na sunmuş olduğum "İnsansız Hava Aracı Görev ve Performans İsterlerinin Tanımlanmasında Simülasyon Teknolojilerinin Kullanımı" başlıklı bildiriden derledim.


Dört Deniz Bülteni - Nisan 2013

$
0
0


Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]



Arnavutluk

Air Forces Daily sitesinin 13 Nisan tarihli haberine göre Arnavutluk için 2009 yılında imzalanan USD113.2 milyonluk sözleşme ile Eurocopter tarafından üretilen beş adet AS532AL Cougar helikopterlerinin ilki (kuyruk numarası FA-632), halen Marsilya'daki tesislerde uçuş testlerini tamamlayabilmiş değil. Helikopterlerden ikincisi (kuyruk numarası FA-631) 03.12.2012 tarihinde teslim edilmişti.


Azerbaycan

Dışişleri Bakan Yardımcısı Halaf Halafov 5 Nisan'da yaptığı bir açıklama ile, Gebele Radar Üssü'nün Rusya'dan devir - teslim işlemlerinin tamamlanma üzere olduğunu bildirdi. Halafov, demirbaş sayımını müteakip Rusya'nın üsten söktüğü teçhizat ve ekipmanlarını nakliye uçakları ile sevkettiğini söyledi.

AzeriDefence.com sitesinin 16 Nisan tarihli haberine göre Azerbaycan'ın başkenti Bakı'da önümüzdeki yıl Eylül ayında "ADEX 2014" adlı bir savunma sanayii fuarı düzenlenecek.       

APA haber ajansının 18 Nisan tarihli haberine göre Azerbaycan, EC-145 hafif genel maksat helikopteri tedariği için Eurocopter firması ile görüşmeler yürütüyor.

AzeriDefence.com sitesinin 17 Nisan tarihli haberine göre Azerbaycan yetkilileri Ukraynalı UKROBORONPROM şirketi ile VPR.308 ve VPR.308LM keskin nişancı tüfeklerinin satışı konusunda görüşmeler yürütüyor.


Ermenistan

Yeniden Devlet Başkanı seçilen Serj Sarkisyan, 9 Nisan günü yemin ederek ikinci dönem görevine resmen başladı. Yemin töreni, muhalefetin yoğun protesto gösterileri arasında gerçekleştirildi. Miras Partisi lideri Raffi Hovhanessian'ın başını çektiği muhalefet, seçimlere hile karıştırıldığını iddia ederek 18 Şubat'tan bu yana gösteriler ve eylemler düzenliyor.


Bulgaristan

Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR) Nisan faaliyetleri, Türk Deniz Kuvvetleri'ne bağlı F511 Heybeliada korvetinin liderliğinde 5 Nisan günü başladı. Görev grubuna Bulgaristan'dan Proje 1241.2E tipi Reşitelni korveti, Gürcü Sahil Güvenliği'nden MRTP-33 tipi Sohumi hücumbotu, Romanya'dan Proje 1048M tipi Contre Admiral Horia Macellaru korveti, Rusya'dan Proje 775 tipi Novoçerkassk tank çıkarma gemisi ile Ukrayna'dan Çerkasi mayın tarama gemisi katıldı. 23 Nisan'da sona eren faaliyetler kapsamında Türk Deniz Kuvvetleri ve TÜBİTAK tarafından geliştirilen FORESC muhabere sistemi denendi; arama - kurtarma, sahil tesislerinde simülasyon ile gemicilik, taktik manevra ve muhabere eğitimleri gerçekleştirildi. [1]


Filistin

Filistin Başbakanı Salam Fayyad, 10 Nisan günü istifasını Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a sundu.


Irak

15 Nisan günü Bağdat Uluslararası Havaalanı ile Selahaddin, Babil, Nasıriye ve Kerkük kentlerinde bomba yüklü araçlarla düzenlenen beş ayrı saldırıda 20'den fazla kişi hayatını kaybetti, 100'den fazla kişi de yaralandı.

Kerkük'te 23 Nisan günü güvenlik güçleriyle Sünni protestocular arasında çıkan çatışma sonucu en az 26 kişinin öldü. BBC Türkçe'nin aktardığına göre, Reuters Haber Ajansı'na konuşan görgü tanıkları, çatışmanın Havice’de kamp kuran silahsız eylemcilerin üzerine ateş açılmasıyla başladığını söyledi. Irak Savunma Bakanlığı ise, çatışmayı eylemcilerin kampındaki silahlı kişilerin başlattığını savundu. Bilim ve Teknoloji Bakanı Abdulkerim Es-Samarrai ise, Irak ordusunun Havice'ye düzenlediği saldırıyı protesto için aynı gün görevinden istifa etti. Öte yandan CNN Türk'ün 28 Nisan tarihli haberine göre Kerkük'te merkezî hükümet ordusu ile silahlı gruplar arasında yaşanan gerginliğin artması üzerine bölgeye 3,000'e yakın peşmerge sevk edildi. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'nin (IKYB) Kerkük Valisi Necmeddin Kerim ile yaptığı görüşmelerin ardından alınan karar üzerine peşmergeler kentin çevresine konuşlandırıldı.

CNN Türk'ün 16 Nisan tarihli haberine göre  Türk Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, Irak merkezî hükümeti yetkilileri ile 8 Nisan'da Londra'da gizli bir görüşme yaptı. Görüşmede enerji ve ikili ilişkilerin konuşulduğu bildirildi.

Air Forces Daily'nin 21 Nisan tarihli haberine göre Irak Kara Kuvvetleri Havacılık birimine ait bir Bell T407 helikopteri 19 Nisan günü Habbaniye Hava Üssü'nün 10km yakınında, Felluce kasabası güneyinde düştü. Helikopterdeki dört mürettebat ağır yaralandı.


İran

CNN Türk'ün 15 Nisan tarihli haberine göre İran'ın Paris Büyükelçisi Ali Aheni, ülkesindeki nükleer tesislere yönelik yapılacak her türlü saldırının 3'üncü dünya savaşına neden olacağını savundu. İranlı diplomat, "İran'ın nükleer tesislerini yok etme hedefiyle İsrail'in yapacağı olası saldırı, tam bir delilik olur ve kontrol edilmeyecek çok feci sonuçlar beraberinde getirir" dedi.

Fars haber ajansının 16 Nisan tarihli haberine göre Savunma Bakan Yardımcısı Mecid Bokayi, ABD askeri analistlerinin "kafası karışmış yorumlarının aksine", Şubat ayında kamuoyuna tanıtılan Kahir 313 savaş uçağının, gelişmiş özellikleri ve yerli silahları ile Basra Körfezi'nde güvenliği sağlayacağını iddia etti. Bokayi, uçağın geliştirilmesinin USD2-3 milyona mal olduğunu söyledi. [2]

Jane's Defence Weekly'nin 8 Nisan tarihli haberine göre Sanayi ve Araştırma İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Muhammed İslami, ülkesinin 22 Ağustos günü, yerli imkânlarla geliştirilen, 500t ağırlığında yeni bir denizaltıyı kamuoyuna tanıtacağını açıkladı.

PressTV sitesinin 13 Nisan tarihli haberine göre İran Deniz Kuvvetleri Komutanı Amiral Habibullah Seyyari, yerli imkânlarla yeni inşa edilen Şehid Bayandor sınıfı bir "destroyer"in kısa süre içinde hizmete gireceğini açıkladı. [3]

Fars Haber Ajansı'nın 23 Nisan tarihli haberine göre İran, hava kuvvetlerine bağlı savaş uçaklarına Kaem projesi altında 120km menzilli Nur gemisavar füzeleri takmaya başladı. Habere göre İran ayrıca 200km menzilli hassas güdümlü Kader füzesinin de seri üretimine başlamış durumda. [4]

Air Forces Daily'nin 21 Nisan tarihli haberine göre İran Hava Kuvvetleri'ne ait bir Northrop F-5F Tiger II tipi savaş uçağı, 21 Nisan günü Dezful Ardestani'deki 4'ncü Taktik Hava Üssü'nden kalkışından kısa süre sonra Irak sınırı yakınlarındaki Abdanam kasabası yakınlarında düştü. Uçaktaki iki pilot da hayatını kaybetti.

Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) 10 Nisan günü, Türkiye - İran ilişkilerinin son durumuna dair bir değerlendirme raporu yayınladı. [5]


İsrail

İngiliz The Sunday Times gazetesi 21 Nisan günkü haberinde, Mavi Marmara saldırısı nedeniyle Türkiye'den özür dileyen İsrail'in, Akıncı Ana Jet Üssü'nü kullanma izni isteyeceğini iddia etti. Gazetenin iddiasına göre, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Yaakov Admiror, İran’ın nükleer programına karşı Ankara’daki Akıncı Hava Üssü’nde eğitim izni ve Türk hava sahasının İsrail savaş uçaklarına açılması taleplerini Ankara'ya iletecek; buna karşılık olarak da Türkiye’ye hava savunma sistemi teklif edilecek. [6] Haber Türkiye tarafından kesin ve net bir şekilde yalanlandı. [7]

ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel'in İsrail ziyareti sırasında bu ülkeye KC-135 tanker uçakları ile V-22 tiltrotor satışı konuları görüşüldü. [8][9] Ancak New York Times gazetesinin haberine göre görüşmelerde GBU-57 MOP (Massive Ordnance Penetrator) adlı ağır tonajlı nüfuz edici bombanın satışı gündeme gelmedi. [10]

İsrail'in Almanya'ya sipariş verdiği Dolphin II tipi üç adet denizaltının ikincisi olan Rahav, 29 Nisan günü Almanya'nın Kiel kentindeki tersanede düzenlenen törenle hizmete girdi. İsrail Deniz Kuvvetleri hizmetinde halen üç adet Dolphin I tipi dizel elektrik ve bir adet Dolphin II tipi AIP (havadan bağımsız tahrik) dizel elektrik denizaltı bulunuyor. Dolphin II sınıfının ilk denizaltısı Tanin, 2012 Mayıs ayında hizmete girmişti. [11]

FlightGlobal sitesinin 9 Nisan tarihli haberine göre İsrail, Sina Yarımadası'ndaki güvenlik riskinin artması üzerine sınıra yakın Eilat kentine bir Iron Dome (Demir Kubbe) bataryası kaydırdı.

İsrail Hava Kuvvetleri, 25 Nisan günü ülkenin kuzey kesiminin açıklarında, Lübnan tarafından gelen bir İHA'yı düşürdü. Hizbullah, söz konusu uçağın kendisine ait olmadığını açıkladı. [12][13][14]

Radikal gazetesinin 22 Nisan tarihli haberine göre, Fransız Le Figaro gazetesi, Ürdün'ün hava sahasını İsrail insansız hava araçlarına açtığını iddia etti. Gazetenin haberine göre Suriye'ye gidip gelebilmek için Ürdün hava sahasını kullanmak durumunda olan İsrail İHA'ları artık Ürdün hava sahasını kullanabilecekler.[15]

Military.com sitesinin 22 Nisan tarihinde aktardığı bir habere göre İsrail, hava kuvvetlerini önümüzdeki 40 - 50 yıl içinde tamamen insansız uçaklarla donatmayı planlıyor. [16]

ABD Savunma Bakanlığı'na bağlı Savunma Güvenlik İşbirliği Dairesi (DSCA; Defense Security Cooperation Agency), ABD Kongresi'ne 17 Nisan günü İsrail'e USD2.67 milyar tutarında 864 milyon galon JP-8 uçak yakıtı, dizel ve kurşunsuz benzin satışı ile ilgili bir bilgi notu gönderdi. [17]

FlightGlobal sitesinin 9 Nisan tarihli haberine göre Elbit üretimi yeni nesil Skylark 1 LE elden fırlatılan mini İHA'nın Block 10 türevi, denemelerin tamamlanmasını müteakip önümüzdeki aylarda topçu birliklerinin hizmetine girecek. 7kg kalkış ağırlığına sahip olan Skylark 1 LE, 3 saat havada kalabiliyor ve elektrooptik kamera ile muhabere sistemleri taşıyor. [18]

Jane's Defence Weekly'nin 18 Nisan tarihli haberine göre Israel Military Industries firması, Mars adlı uzun menzilli, havadan ateşlenen ve sesüstü hızda uçan bir hassas güdümlü füze geliştirdiğini açıkladı. Katı yakıtlı roket motoru ile tahrik edilen ve parça tesirli harp başlığı taşıyan 4.4m uzunluğa ve 306mm çapa sahip Mars füzesinin menzili 100km'den fazla; toplam ağırlığı ise yaklaşık 500kg.

DefenseNews sitesinde 14 Nisan günü yayınlanan bir habere göre Almanya, İsrail'den silah taşıma kabiliyetine sahip İHA almayı planlıyor. Der Spiegel'in bir haberine dayandırılan makaleye göre Alman Savunma Bakanlığı, İsrail yetkilileri ile muhtemel bir satışa ilişkin sözleşme görüşmelerinin devam ettiğini açıkladı. [19]

Elbit, Güney Koreli havacılık bakım, onarım ve tamirat şirketi olan Sharp Aviation K ile, SESA (Sharp Elbit Systems Aerospace) adlı bir ortak girişim şirketi kurdu. Merkezi Güney Kore'nin Ansan kentinde olan SESA, gelişmiş askeri aviyonik sistem bakım onarım ve destek hizmetleri verecek.[20]

Globes.co.il sitesinin DefenseNews sitesine dayandırdığı 24 Nisan tarihli haberine göre Hindistan Savunma Bakanlığı, IAI şirketinin Heron İHA sisteminin gelişmiş bir türevini Hintli DRDO (Defence Research and Development Organisation; Savunma Araştırma ve Geliştirme Kurumu) ile birlikte geliştirme teklifini reddetti. Haberin aktardığına göre bu beklenmedik kararın en muhtemel sebebi, Hint hükümetinin, DRDO'nun yeni projelerden ziyade mevcut yürürlükteki projelerin tamamlanmasına odaklanmasını istemesi. [21]

FlightGlobal sitesinin 8 Nisan tarihli haberine göre IAI (Israel Aerospace Industries) yönetim kurulu başkanı Joseph Weiss, şirketinin ortaklıklar kurarak Brezilya pazarındaki varlığını güçlendirmeyi hedeflediğini açıkladı. Bu kapsamda şirket 11 Nisan günü, kendisine bağlı Elta üzerinden, Brezilyalı askeri elektronik üreticisi IACIT ile işbirliği anlaşması imzaladı. Öte yandan şirket Lockheed Martin ile, F-35 Lightning II uçaklarının kanatlarını üretmek için bir anlaşma imzaladı. [22]


Kıbrıs

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nın (TEPAV) 5 Nisan günü düzenlediği yuvarlak masa toplantısıyla, Güney Kıbrıs ekonomisinde yaşananları masaya yatırıldı. Ekonomist Dr. Angelo Santagostino’nun konuşmacı olduğu toplantıda, Ada’daki gelişmelere AB ve Türkiye perspektifinden bakıldı. [23]

Kıbrıs Postası'nın Rum Filelefteros gazetesina dayandırdığı 26 Nisan tarihli haberine göre, RMMO milislerinin yüzde 10'u uyuşturucu madde kullanıyor.

Bosphorus Naval News sitesinin haberine göre Fransız Deniz Kuvvetleri'ne ait Cassard sınıfı D615 Jean Bart destroyeri, 18 Nisan günü Rum Milli Muhafız Ordusu'na ait iki adet AW139 helikopteri ve polis devriye botları ile bir arama kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi. [24][25]


Mısır

DefenseNews sitesinin 14 Mayıs tarihli haberine göre İsrailli askeri ve sivil yetkililer, Mısır'ın Gazze Şeridi'ndeki ateşkesin korunması konusundaki hassasiyet ve çabalarını takdir ediyorlar. Habere göre son 5 aylık süreçte münferit roketli saldırılar haricinde Gazze Şeridi'nden İsrail topraklarına kayda değer bir saldırı düzenlenmedi. Bunda da Mısırlı istihbarat ve güvenlik birimlerinin çabası önemli rol oynamış durumda. [26]


Romanya

The Aviationist sitesinde 26 Nisan tarihinde yayınlanan habere göre Romanya Savunma Bakanı, Portekiz'den alınacak ikinci el F-16'larla ilgili anlaşmanın Mayıs ayı sonunda imzalanacağını ve uçakların Lockheed Martin yardımı ile modernize edileceğini açıkladı. Anlaşma 12 adet F-16'yı kapsıyor. Romanya uçak başına yaklaşık EUR10 milyon ödeyecek. Lojistik ve yedek parça maliyeti ile tüm paketin toplam tutarı EUR670 milyon olarak gerçekleşecek. [27][28]


Rusya Federasyonu

Jane's Intelligence Weekly'nin 11 Nisan tarihli haberine göre, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 11 Nisan günü ülkesinin Gürcistan'la ilişkileri geliştirmeye hazır olduğunu açıkladı. Gürcü Başbakanı Bidzina İvanişvili'nin pragmatik duruşundan etkilendiğini söyleyen Lavrov, Moskova'nın ticaret, kültür, spor ve insanî konularda karşılıklı ilişkileri geliştirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov 17 Nisan günü Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi'nin alt organı olan Ortak Stratejik Planlama Grubu'nun 3. Toplantısı'na katılmak üzere İstanbul'a gitti. [29]

Jane's Defence Weekly'nin 25 Nisan tarihli haberine göre Müşterek Güvenlik Anlaşması Örgütü (Collective Security Treaty Organization; CSTO), Kırgızistan merkezli ortak bir hava kuvveti kurmayı planlıyor. Genel Sekreter Nikolay Bordyuja tarafından yapılan açıklamaya göre söz konusu kuvvet, askeri havacılığın saldırı, av-önleme, bombardıman ve nakliye gibi tüm birimlerini içerecek. Bordyuja, kuvvetin ana unsurlarının Suhoy Su-25 (NATO kodu "Frogfoot") saldırı ve Suhoy Su-27 (NATO kodu "Flanker") av - bombardıman uçakları olacağını söyledi.

Jane's Intelligence Weekly'nin 18 Nisan tarihli haberine göre, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı sözcüsü Viktor Hosltov, Rusya'nın kimyasal silah stoğunun üçte ikisinin imha edildiğini, tüm stokların imhasının 2015 yılında tamamlanacağını açıkladı.

The Washington Times gazetesinin ABD hükümet kaynaklarına dayandırdığı 5 Nisan tarihli haberine göre Rus Hava Kuvvetleri'ne ait bombardıman uçakları Şubat ayında Japonya'daki ABD Füze Savunma Kalkanı unsurlarına simüle edilmiş saldırılar gerçekleştirerek eğitim icra ettiler. Habere göre Rus Tupolev Tu-22M3 (NATO kodu "Backfire") uçakları 26 Şubat günü Japonya yakınlarındaki AEGIS sistemi ile donatılmış bir gemiye havadan atılan gemisavar seyir füzeleri ile simüle edilmiş bir saldırı yaptılar. Diğer saldırı eğitimi ise, Japonya'daki, konumu açıklanmayan kara konuşlu bir füze savunma tesisine 27 Şubat günü gerçekleştirildi.[30]

The Aviationist sitesinin 27 Nisan tarihli haberine göre , İsveçli Svenska Dagbladet gazetesi Rus Hava Kuvvetleri'ne ait bir elektonik istihbarat (ELINT) uçağının 24 Nisan günü İsveç'e ait Oland ve Gotland adaları arasındaki uluslararası hava koridorunda uçtuğunu yazdı. İlyuşin Il-20 (NATO kodu "Coot") modeli olduğu belirtilen uçak Baltık istikametinden gelerek güneye doğru uçuşuna devam etti. İsveçli gazetenin haberine göre 20 Nisan'da başlayan "Combined Joint Staff Exercise" adlı NATO tatbikatını takip eden Rus uçağını önlemek için herhangi bir İsveç savaş uçağı kaldırılmadı.[31][32][33]

RussiaToday sitesinin 23 Nisan tarihli haberine göre Savunma Bakanı Sergey Şoygu, Belarus'ta 2015 yılında tamamlanacak yeni bir hava üssüne bir hava kuvvetleri alayının konuşlandırılacağını açıkladı. Şoyugu ayrıca bu ülkeye 2014 yılında dört S-300 (NATO kodu SA-10 "Grumble") hava ve füze savunma sisteminin konuşlandırılacağını söyledi.[34][35]

RIA Novosti'nin 10 Nisan tarihli haberine göre Lavoçkin firması Rus Savunma Bakanlığı ile, beş adet yüksek çözünürlüklü elektrooptik istihbarat uydusu için USD2.2 milyar tutarında bir sözleşme imzaladı. Firmanın genel müdürü Viktor Hartov, uyduların yerli olarak üretileceğini ancak elektronik sistemlerinin ithal edileceğini açıkladı.

AFP'nin 12 Nisan tarihli haberine göre Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin uzay alanındaki araştırma ve yatırımları için USD50 milyarlık yeni bir paket açıkladı. Paket kapsamında yeni bir uzay üssü kurulması da bulunuyor. [36]

RIA Novosti'nin 18 Nisan tarihli haberine göre, Stratejik Füze Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sergey Karavayev, modernize edilen kıtalararası balistik füze sistemi Yars M'nin bu sene sonuna doğru hizmete gireceğini açıkladı. [37]

RussiaToday sitesinin 23 Nisan tarihli haberine göre yeni nesil demiryolu konuşlu bir balistik füze sisteminin tasarımına başlanmış durumda. Söz konusu sistemin öncülleri, ABD ile imzalanan START anlaşması uyarınca imha edilmişti. Ancak yeni START II anlaşması, bu tip sistemlere cevaz vermekte. Habere göre tasarım çalışmalarına başlandığı bilgisi, Savunma Bakan Yardımcısı Yuri Borisov tarafından verildi. [38]

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 27 Nisan tarihli haberine göre Kara Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Vladimir Çirkin, yaptığı açıklamada sekiz Tigr (Kaplan) aracından oluşan ve Kornet tipi güdümlü füze taşıyan bataryanın bir tank taburunun yerini alabileceğini açıkladı. Interfax’ın haberine göre Korgeneral Çirkin konuyla ilgili açıklamasını, 106. Hava İndirme Tümeni poligonu ziyareti sırasında yaptı. Başbakan Yardımcısı Dmitriy Rogozin de poligona ziyarette bulundu. Korgeneral Başbakan Yardımcısı Rogozin’i bilgilendirirken yaptığı açıklamada “16 güdümlü füze taşıyan 8 adet Tigr, etkinlik açısından, örneğin M-12 tanksavar toplarından oluşan bir topçu taburunun yerini alabilir” dedi. Başbakan Yardımcısı Rogozin ise, böylesi bir aracın 16 tankı yok edebileceğini ve bir tank birliğiyle etkin bir şekilde mücadele edebileceğini belirterek “Tigr’ın yüksek ihracat potansiyeli olduğunu da düşünüyorum” dedi. Başbakan Yardımcısı Rogozin’in askeri araçları kontrolü sırasında açıklama yapan Konstruktorskoe Byuro Priborostroyenie (Tasarım Bürosu) Müdürü Nikolay Hohlov bu aracın helikopter ve insansız hava araçlarına atış yapabileceğini söyledi.

RIA Novosti'nin 16 Nisan tarihli haberine göre Savunma Bakanlığı İnşa Dairesi Başkanı Roman Filimonov, Fransa'dan satın alınan Mistral tipi helikopter çıkarma gemilerinin, Pasifik Filosu'na bağlı Vladivostok ve Petropavlovks - Kamçatski üslerinde konuşlanacağını açıkladı. İlk geminin 2014, ikinci geminin ise 2015 yılında hizmete girmesi planlanıyor. [39]

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun 27 Nisan tarihli haberine göre Karadeniz Filosu'na bağlı hücum gemi grubu kanatlı füze tatbikat atışı gerçekleştirdi. Tatbikat sırasında hava yastıklı füze gemisi Bora, gemi grubunun yönetimini üstlendi. Karadeniz Filosu Başkomutanı Amiral Viktor Çirkov ise tatbikatı Bora’nın güvertesinden izledi. Atış yapacak gemilere hedef gösterilmesi ve atış sonuçlarının kontrol edilmes amacıyla tatbikatta Karadeniz Filosuna bağlı Su-25, An-26 ve BE-12 uçakları kullanıldı. Atışların gerçekleştirilmesi amacıyla tatbikat alanının kapatılmasında filoya bağlı 10 gemi görev aldı.

RIA Novosti'nin 22 Nisan tarihli haberine göre Kuzey Filosu sancak gemisi Pıyotır Velikiy, Barents Denizi'nde düzenlenen bir tatbikat sırasında yabancı bir denizaltı tespit etti. Filo Basın Sözcüsü Vadim Serga'nın açıklamasına göre söz konusu kimliği belirlenemeyen denizaltı, Kildin Adası'nın kuzeyinde tespit edildikten sonra İlyuşin Il-38 (NATO kodu "May") ve Tupolev Tu-142 (NATO kodu "Bear") denizaltısavar muharebe uçakları tarafından takip edildi. [40]

Bosphorus Naval News sitesinde 7 Nisan günü yayınlanan bir makalede aktarıldığına göre Rus Deniz Kuvvetleri, Pasifik Filosu'na bağlı Proje 1155A sınıfı (NATO kodu "Udaloy I") Admiral Panteleyev destroyeri, Proje 775 (NATO kodu "Ropucha") Peresvet ve Admiral Nevelskoy çıkarma gemileri ile Fotiy Krilov römorkörünü Suriye'ye gönderdi. Gemiler 20 Nisan günü İran’ın Bandar Abbas limanını ziyaret etti. [41] Rusya Suriye'ye ikmâl ve destek için şimdiye kadar Baltık Karadeniz Filosu'na bağlı çıkarma gemilerini kullanmaktaydı. Pasifik Filosu'na bağlı unsurların intikâl ettirilmesi, söz konusu filolardaki gemilerin ve personelin yorgunluğuna bağlanabilir. [42][43]

Karadeniz Filosu'na bağlı Proje 775 (NATO kodu "Ropucha") sınıfı tank çıkarma gemileri Kaliningrad ve Aleksandır Şabalin, 11 Nisan günü İstanbul Boğazı'ndan geçerek Akdeniz'e açıldılar.

NavalToday sitesinin 25 Nisan tarihli haberine göre Rus Savunma Bakanlığı yıl sonuna kadar iki adet Proje 955 Borey sınıfı balistik füzeli nükleer denizaltı (Aleksandır Nevski ve Vladimir Monomah) ile bir adet Proje 885 Yasen sınıfı nükleer saldırı denizaltının (Severodvinsk) hizmete gireceğini açıkladı. Yaz aylarında Bulava balistik füze denemesi gerçekleştirecek olan Aleksandır Nevski'nin Eylül ayında hizmete girmesi planlanıyor.

Proje 1135.6M Admiral Grigoroviç sınıfı firkateynlerin dördüncüsü olan Admiral Butakov, 18 Nisan günü kızağa kondu. [44]

RIA Novosti'nin 14 Nisan tarihli haberine göre Proje 20380 sınıfı Boikiy korveti, deniz seyir denemelerini tamamladı. Geminin, son kabul denemelerinin de tamamlanmasını müteakip Mayıs - Haziran arasında Baltık Filosu'nda hizmete girmesi planlanıyor. [45]

RIA Novosti'nin 24 Nisan tarihli haberine göre, Savunma Bakan Yardımcısı Oleg Ostapenko, Morfey kısa menzil hava savunma sisteminin 2015 yılında teslim edilmeye başlanacağını açıkladı. 5km etkili menzile sahip Morfey'in geliştirilmesine 2007 yılında başlandı.

IndRus.in sitesinin RIA Novosti'ye dayandırdığı 25 Nisan tarihli habere göre Devlet Başkanı Vladimir Putin, PAK FA T-50 savaş uçağının 2016 yılında hizmete gireceğini açıkladı. [46]Öte yandan PAK FA 25 Nisan günü ilk kez Rus Hava Kuvvetleri'ne mensup bir pilot tarafından uçuruldu. Suhoy tarafından yapılan açıklamaya göre Çıkalov Uçuş Test Merkezi'nden bir pilot, PAK FA T-50 ile iki saat süren bir uçuş gerçekleştirdi. [47][48]

RIA Novosti'nin 11 Nisan tarihli haberine göre Hava Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Viktor Bondarev, MiG-31 (NATO kodu "Foxhound") av - önleme uçağının halefinin 2020'den itibaren hizmete girmeye başlayacağını ve tüm filonun 2028'de yenileştirilmiş olacağını açıkladı. [49]

RIA Novosti'nin 11 Nisan tarihli haberine göre Hava Kuvvetleri Komutanı Viktor Bondarev, PAK-DA yeni nesil bombardıman uçağı tasarımının kuvvet tarafından onaylandığını ve artık uçağı oluşturan bileşenlerin geliştirilmesine başlanacağını açıkladı. PAK-DA, Rus Hava Kuvvetleri hizmetindeki Tupolev Tu-95MS (NATO kodu "Bear) ve Tupolev Tu-160 (NATO kodu "Blackjack") uçaklarının yerini alacak. [50]

Zeenews.com sitesinin 23 Nisan tarihli haberine göre Russian Aircraft Corporation MiG (RAC MiG) şirketi, Hindistan'a MiG-35 gelişmiş taktik savaş uçağı teklif etti. Söz konusu uçak, Hindistan'ın orta sınıf yeni nesil savaş uçağı ihalesine girmiş, ancak bu ihaleyi Fransız Dassault Rafale modeli kazanmıştı. Hindistan'ın Dassault ile yürüttüğü sözleşme görüşmelerinin sıkıntıya girmesi ve Hindistan'ın hem hava hem deniz kuvvetlerinde MiG-35'in öncülü olan MiG-29'u kullanıyor olması, firmayı teklif vermek için teşvik etmiş olabilir. [51]

RIA Novosti'nin 10 Nisan tarihli haberine göre Rusya, Brezilya'nın 2008 yılında USD150 milyon tutarındaki sözleşme ile sipariş verdiği 12 adet Mil Mi-35 (Brezilya resmî sınıflandırması AH-2 Sabre) saldırı helikopterlerinin teslimatını bu sene sonbaharda tamamlayacak. [52]

APA haber ajansının 10 Nisan tarihli haberine göre ROSOBORONEXPORT şirketi bölge müdürlerinden Sergey Ladigin, şirketinin Venezüella'ya olan sözleşme yükümlülüklerini ve teslimatlarını yıl sonuna kadar tamamlayacağını açıkladı. Ladigin, söz konusu teslimatların toplam tutarının yaklaşık USD2 milyar tutarında olduğunu söyledi. [53]

Air Forces Daily'nin 1 Nisan tarihli haberine göre Rusya Bangladeş ile, 24 adet Yakovlev Yak-130 jet eğitim / saldırı uçağı satışı için görüşmeler yürütüyor.

İzmaş şirketi eski genel müdürü Vladimir Grodetski, yolsuzluk suçlaması ile 10 Nisan günü tutuklandı.


Suriye

CNN Türk'ün 6 Nisan tarihli haberine göre Devlet Başkanı Beşar Esad, "Rejimin düşmesi domino etkisi yaparak Ortadoğu'da yıllarca sürecek bir istikrarsızlığa neden olur" dedi. Katıldığı bir televizyon programında konuşan ve rejimin düşme ihtimali karşı komşu ülkeleri uyaran Esed, Suriye'de rejimin düşmesinin komşu ülkelerde "domino etkisi" yapacağını öne sürdü. Suriye'deki kargaşanın ülkeyi parçalanma noktasına getirdiğini belirten Esad, bölünme veya ülkenin muhaliflerin kontrolüne geçmesi durumunda bundan başta komşu ülkelerin etkileneceğini, daha sonra ise domino etkisi oluşturarak Ortadoğu ülkelerine sıçrayacağını iddia etti.

CNN Türk'ün 19 Nisan tarihli haberine göre Fransa ve İngiltere'nin Birleşmiş Milletler'deki diplomatları, Genel Sekreter Ban Ki-mun'a 25 Mart'ta Suriye rejimi tarafından gönderilen ve Han El-Assal bölgesinde muhaliflerin kimyasal silah kullandığını öne süren mektubu hatırlatarak, toprak numuneleri, görgü şahitleri ve muhaliflerle yapılan görüşmelerin rejimin kimyasal silah kullandığına yönelik inançlarını desteklediğini ifade ettiler. Mektubun kamuoyuyla paylaşılmadığına dikkati çeken diplomatlar, rejimin Halep, Humus ve muhtemelen başkent Şam'da kimyasal silahlar kullandığına yönelik güvenilir kanıtlar bulunduğunu kaydettiler. Öte yandan New York Times gazetesinin 23 Nisan tarihli haberine göre İsrail hükümet yetkilileri, Suriye hükümet güçlerinin isyancılara karşı kimyasal silah kullandığına dair ellerinde kanıtlar bulunduğunu açıkladılar. [54] Beyaz Saray da 25 Nisan günü Esad rejiminin kimyasal silah kullanmış olduğuna inanıldığını açıkladı. [55][56]

Jane's Intelligence Weekly'nin 25 Nisan tarihli haberine göre Lübnan'da Selefi Şeyh Ahmed el Assir'in liderliğini yaptığı silahlı grup, 22 Nisan günü Kataib'ül Mukaveme'ül Hurra (Özgür Direniş Tugayları) adlı bir örgüt kurarak Suriye rejimi ve Hizbullah'a karşı cihad ilan etti.

Jane's Intelligence Weekly'nin 19 Nisan tarihli haberine göre isyancılar, 18 Nisan günü El Dabaa yakınlarındaki El Kusayr hava üssünü ele geçirdi. MiG-21bis (NATO kodu "Fishbed") savaş uçaklarına ev sahipliği yapan üs, Humus ve çevresine düzenlenen hava saldırıları açısından büyük öneme sahipti.

The Long War Journal sitesinin 10 Nisan tarihli haberine göre El Nusra Cephesi lideri Ebu Muhammed el Culani, yayınlanan bir video kaydındaki konuşmasında, örgütünün El Kaide lideri Ayman el Zevahiri'ye biatını yineledi. Ancak el Culani, Irak El Kaide'si lideri Abu Bekir el Bağdadi'nin, "Irak ve Levant İslam Devleti" çatısı altında birleşme önerisini reddetti.[57]

İngiliz Times gazetesi, Suriye’deki Kürt kadınlarının Esad rejimine karşı silahlandığını ve Türkiye’den ayrılan 1,500'den fazla PKK militanının Kürt bölgelerini korumak için Suriye'ye girdiğini iddia etti. [58]

TheFirearmBlog adlı sitede 30 Nisan günü yayınlanan habere göre Suriye'deki isyancılar, Çin yapımı M99 12.7x108mm anti-materyal keskin nişancı tüfeği kullanırken görüntülendi. [59]

Luftwaffe A.S adlı sitede, Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait uçak ve helikopterlerin profil çizimleri yayınlandı.[60][61]

i-korotchenko.livejournal.com sitesinde, Suriye mekanize birliklerine ait fotograflar yayınlandı. Fotograflardan bazılarında, Pantsir alçak irtifa hava savunma sistemi de görülüyor. [62]


Ukrayna

Jane's Defence Industry'nin 12 Nisan tarihli haberine göre Antonov firması Baş Tasarımcısı Dimitro Kiva, Rus yetkililerin Rusya - Ukrayna ortak yapımı An-70 nakliye uçağının testlerine geçen Kasım ayından bu yana katılmadıklarını, öte yandan An-124 ağır nakliye uçağı modernizasyon projesine katılma konusunda bazı Alman şirketlerinin niyet beyan ettiklerini açıkladı. Öte yandan RIA Novosti'nin 12 Nisan tarihli haberine göre Ukrayna Başbakanı Mikola Azarov, ülkesinin Antonov An-70 nakliye uçağı projesine, Rusya projeden çekilse bile devam edeceğini açıkladı. Başbakan, Rus yetkililerin projeye devam konusunda mutabakata varılmış olunmasına rağmen kendi nakliye uçaklarını geliştireceklerini söyleyerek testlere katılmadıklarını söyledi. [63]

Jane's Navy International'ın 26 Nisan tarihli haberine göre UKROBORONPROM şirketi, sipariş edilen dört adet Proje 1232.2 Pomornik sınıfı hava yastıklı gemilerden ilkini Çin'e 12 Nisan günü teslim etti. Botlardan son ikisi Çin'de lisans altında üretilecek.


Yunanistan

Jane's Defence Weekly'nin 9 Nisan tarihli haberine göre Yunanistan, Sahil Güvenlik teşkilatının ihtiyacı kapsamında karakol gemisi ihalesi başlattı. USD52 milyon tutarındaki ihale bütçesinin 75% kadarı Avrupa Birliği kaynaklarından sağlanacak. İhalede teklif verme son tarihi 31 Mayıs. Botların en geç 30.06.2015 tarihinde teslim edilmesi isteniyor.

Jane's Defence Weekly'nin 9 Nisan tarihli haberine göre Yunan Savunma Bakanı Panos Panagiotopulos, 4 Nisan günü ABD'den yapılacak toplam USD17 milyon tutarında iki ayrı silah transfer paketini onayladı. Yaklaşık USD7 milyon tutarındaki ilk paket, Yunan Kara Kuvvetleri'ne ABD'den ikinci el 476 adet M113 türevi zırhlı personel taşıyıcı (225 adet M113A2 personel taşıyıcı, 145 adet M577A2 komuta yeri aracı, 106 adet M901A2 zırhlı TOW tanksavar aracı) aracın transferini içeriyor. Yaklaşık USD10 milyon tutarındaki ikinci paket ise, Kara Havacılık bünyesindeki 28 adet AH-64A+ Apache / AH-64DHA Longbow Apache ve 15 adet CH-47DG/SD Chinook helikopteri için yedek parça alımını kapsıyor. Söz konusu alımlar için ayrılan bütçe Yunan savunma bütçesinden değil, geçmiş yıllardan kalan kullanılmamış ABD askeri yardım paketlerinin bakiyelerinden karşılanacak. Yunanistan'ın ayrıca halen bekleyen 60 adet M548 yük taşıma aracı ve 80 adet M981 FIST-V topçu ileri gözetleme aracı talebi de bulunuyor.

Jane's Defence Weekly'nin 2 Nisan tarihli haberine göre Yunan Kara Kuvvetleri harbe tam hazırlık (FOC; Full Operational Capability) seviyesindeki ilk NH90 genel maksat helikopterini 28 Mart günü teslim aldı. 2'nci Kara Havacılık Tugayı'nda hizmete giren ve Sigma 847 kuyruk numaralı helikopter, Yunanistan'a teslim edilen beşinci NH90. Başlangıç seviyesi harbe hazırlık (IOC; Initial Operational Capability) durumundaki diğer dört helikopter müteakiben FOC seviyesine yükseltilecek. Yunan Kara Kuvvetleri'nin esasen 42 helikopteri kapsayan ihtiyacı için 2003 yılında USD847 milyon bedelle 20 NH90 siparişi verimişti. Kayda değer gecikmeler yaşanan projede ilk iki NH90 Haziran 2011'de teslim edilmişti.

CNN Türk'ün 15 Nisan tarihli haberine göre Yunanistan, bir Suriye vatandaşını Türk - Yunan sınırında gözaltına aldı. İddiaya göre sözkonusu kişi, taşıdığı omuzdan atılan roket ve tüfeklere takılan teleskopik görüş vizörleriyle Türkiye'ye geçmeye çalıştı. Türk gümrüğünden içeri alınmamasından sonra döndüğü Yunanistan'da yakalanan şahsın Belçika'da ikamet ettiği tespit edildi.

Naval-Technology.com sitesinin 18 Nisan tarihli haberine göre İngiliz Deniz Kuvvetleri'ne ait Tip 45 sınıfı D35 Dragon destroyeri, Girit'in Suda Körfezi'nde Yunan hava ve deniz unsurları ile müşterek tatbikat icra etti. [64]


[2] "Qaher 313 Home-Made Fighter Jet to Protect Persian Gulf ": http://english.farsnews.com/newstext.php?nn=9107161450
[3]"Iran Navy set to launch new Shaheed Bayandor destroyer": http://www.presstv.ir/detail/2013/04/13/298058/iran-navy-set-to-launch-new-destroyer/
[4] "Iran Equips Army Aircraft with Sophisticated Anti-Ship Cruise Missiles": http://english.farsnews.com/newstext.php?nn=9107163784
[8] "Israel to buy new missiles, refueling planes from US": http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-4369684,00.html
[12] "Israel Shoots Down Lebanese Drone": http://www.defensenews.com/article/20130425/DEFREG/304250015
[14] Konuyla ilgili İsrail Savunma Kuvvetleri'nden yapılan resmî açıklama için bkz: "UAV Attempted to Infiltrate Israeli Airspace": http://www.defense-aerospace.com/cgi-bin/client/modele.pl?shop=dae&modele=release&prod=144569&cat=3
[15] Ayrıca bkz: "Jordan opens airspace to Israeli UAVs": http://www.flightglobal.com/news/articles/jordan-opens-airspace-to-israeli-uavs-384972/
[19] "Report: Germany Looking To Buy Weaponized Drones From Israel": http://www.defensenews.com/article/20130414/DEFREG01/304140012
[20] "Elbit Systems Establishes Avionics JV with Sharp Avionics K of South Korea": http://defense-update.com/20130425_elbit-systems-establishes-avionics-jv-with-sharp-avionics-k-of-south-korea.html
[21] "India rejects Israel joint UAV development offer - report": http://www.globes.co.il/serveen/globes/docview.asp?did=1000838630&fid=1725
[22] IAI basın bildirisi için bkz: http://www.iai.co.il/32981-45275-en/MediaRoom_News.aspx
[23] Ayrıntılar ve sunum dosyası için bkz: http://www.tepav.org.tr/tr/haberler/s/3431
[24] "The Situation In The Eastern Mediterranean (Part 8)": http://turkishnavy.net/2013/04/18/the-situation-in-the-eastern-mediterranean-part-8
[25] "Cyprus and France to conduct aeronautical search and rescue exercise": http://famagusta-gazette.com/cyprus-and-france-to-conduct-aeronautical-search-and-rescue-exercise-p18996-69.htm
[26] "Egypt Lauded for Helping Maintain Israel-Gaza Cease-fire": http://www.defensenews.com/article/20130414/DEFREG04/304140006
[27] "Romanian Air Force to buy F-16 fighter jets": http://theaviationist.com/2013/04/26/romanian-vipers/#.UYl4QcpLnm4
[29] Lavrov'un ziyareti ile ilgili bir değerlendirme için bkz: "Türkiye'nin Rusya ile Suriye ayrılığı": http://www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=radikalyazar&articleid=1130022&yazar=murat-yetkin&categoryid=78
[30] "Russian bomber conducts practice strikes on U.S. missile defenses in Asia": http://www.washingtontimes.com/news/2013/apr/5/russian-bomber-conducts-practice-strikes-us-missil/
[31] "Russian intelligence gathering plane flies near Sweden. Swedish Air Force allegedly fails to intercept it": http://theaviationist.com/2013/04/27/il20-sweden/
[32] "20130422_Russian jets practised attacks on Sweden": http://www.thelocal.se/47474/20130422
[33] "Russian Tu-22M Backfire bombers escorted by Su-27 Flankers simulate night attack on Sweden": http://theaviationist.com/2013/04/22/backfire-sweden
[34] "Russia to deploy fighter jets, anti-aircraft missiles at new Belarus base - DM": http://rt.com/politics/dm-base-belarus-new-256/
[35] "Official: Russia To Open Air Base in Belarus by 2015": http://www.defensenews.com/article/20130423/DEFREG01/304230014
[36] Ayrıntılar için bkz: "Putin unveils $50 bn drive for Russian space supremacy": http://www.asdnews.com/news-48619/Putin_unveils_$50_bn_drive_for_Russian_space_supremacy.htm
[37] "Russia to Get New ICBM Later this Year": http://en.ria.ru/military_news/20130418/180717057.html
[38] "Russia prepares replacement for soviet-era railway-based missiles": http://rt.com/politics/redesigns-missiles-railway-based-soviet-era-243/
[39] "Russia to Base French-Made Assault Ships in Far East Ports": http://en.rian.ru/military_news/20130416/180666345.html
[41] "Russian Warships Dock at Southern Iranian Port": http://navaltoday.com/2013/04/23/russian-warships-dock-at-southern-iranian-port/
[42] "Russia Sends Pacific Fleet Warships To Syria": http://turkishnavy.net/2013/04/07/russia-sends-pacific-fleet-warships-to-syria/ 
[43] "RF Pasifik Donanmasına ait gemiler mayısta Suriye’nin Tartus limanına demir atacak": http://turkish.ruvr.ru/2013_04_06/RF-Pasifik-Donanmasina-ait-gemiler-mayista-Suriyenin-Tartus-limanina-demir-atacak/
[44] "Russia to Lay Keel for 4th Project 11356 Frigate": http://en.ria.ru/military_news/20130415/180651782.html
[45] "Russia’s Newest Warship Completes Sea Trials": http://en.rian.ru/military_news/20130411/180584081.html
[46] "New T-50 fighter let to enter service in 2016 – Putin": http://indrus.in/news/2013/04/25/new_t-50_fighter_let_to_enter_service_in_2016_putin_24197.html
[47] "Air Force Pilot Flew a PAK FA Test Mission for the First Time": http://www.defense-aerospace.com/cgi-bin/client/modele.pl?shop=dae&modele=release&prod=144588&cat=3
[49] "Russia to Field MiG-31 Replacement by 2020 - Commander": http://en.rian.ru/military_news/20130411/180584483.html
[52] Russia to Complete Helicopter Deliveries to Brazil in Fall": http://en.rian.ru/world/20130410/180562334.html
[53] "Russia to Fulfill Arms Contracts With Venezuela by Yearend": http://en.apa.az/news/190831
[57]"Al Nusrah Front leader renews allegiance to al Qaeda, rejects new name": http://www.longwarjournal.org/archives/2013/04/al_nusrah_front_lead.php
[58] Milliyet gazetesinin ilgili haberi için bkz: "Times: Türkiye'den ayrılan 1500 PKK'lı Suriye'de savaşıyor": http://dunya.milliyet.com.tr/times-turkiye-den-ayrilan-1500-pkk-li-suriye-de-savasiyor/dunya/dunyadetay/29.04.2013/1700378/default.htm
[59] "Syrian Rebels are using the Chinese M99 large-caliber Sniper  Rifle": http://www.thefirearmblog.com/blog/2013/04/30/syrian-rebels-chinese-m99-anti-material-rifle/
[63] "Ukraine Ready to Go Ahead With An-70 Project on Its Own - PM": http://en.rian.ru/world/20130412/180611737.html

VII. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliği Kurultayı

$
0
0

Makine Mühendisleri Odası (MMO) Eskişehir Şubesi tarafından düzenlenen VII. Ulusal Uçak, Havacılık ve Uçak Mühendisliği Kurultayı (UHUMK), 3 – 4 Mayıs tarihleri arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.

Düzenleme Kurulu’nda yer aldığım kurultaya, “İnsansız Hava Aracı Görev Ve Performans İsterlerlerinin Tanımlanmasında Simülasyon Teknolojilerinin Kullanımı” başlıklı bildiriyle katıldım.

MMO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Ünal konuşmasında, Türkiye’de havacılık ve uzay sektörünün, toplam isithdamdaki payının binde 5 olduğunu, bu oranın gelişmiş ülkelerde yüzde 1’den fazla olduğunu söyledi. AB üyesi ülkelerin havacılık ve uzay sektörlerinden elde edilen gelirin 10% kadarının ArGe çalışmalarına aktarıldığını söyleyen Ünal, bu oranın Türkiye’de 4% ile sınırlı kaldığını, ayrıca yeterli altyapı ve fizibilite çalışması yapılmadan, plansız ve programsız şekilde çok sayıda havacılık fakülte ve yüksekokulu açıldığını söyledi.

Açılış konuşmalarından sonra, “Özgün, Çağdaş ve Özgür Hava Aracı Tasarımında Yazılım Sorunları” başlıklı bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arsev Eraslan, ODTÜ’den Prof. Dr. İsmail Hakkı Tuncer, İTÜ’den Prof. Dr. Adil Yükselen, TOBB ETÜ’den Prof Dr. Ünver Kaynak ile TAI’den Gürsel Eraslanoğlu katıldı. Konuşmacıların değindikleri hususlar, ana başlıkları ile şöyle:




Adil Yükselen
“1979 yılında Çeşme’de düzenlenen bir AGARD konferansında (Advisory Group for Aerospace Research and Development; Havacılı ve Uzay ArGe Danışma Kurulu; NATO’ya bağlı bir bilim ve ArGe kurumu), deneysel çalışmaların yerini yavaş yavaş nümerik çalışmaların aldığının söylendiğini, kurulun bu konudaki düşüncesini sordum. Aldığım yanıtta bir tek dayak yemediğim kaldı. Ancak artık günümüzde nümerik metodlar büyük ölçüde deneysel çalışmaların yerini almış durumda”

“Tasarımda temel hedef yüksek performanslı, düşük maliyetli bir biçimde tüm elemanların bir araya getirilmesidir. Sistem seviyesinde uçağın tanımlanması kavramsal tasarım, konseptin dondurulup tasarımın detaylandırılması başlangıç tasarımı, üretime hazırlığın yapılıp alt sistem tasarımının yapılması ise ayrıntılı tasarım aşamasıdır. Bir uçağın ömrü boyunca gerçekleşen maliyetin 80%’i kavramsal tasarım aşamasında alınan kararlardan kaynaklanır.”

“Bilgisayarları etkin bir şekilde ancak son 4 – 5 senede kullanabiliyoruz. Literatür taramasını bile etkili bir şekilde yapamıyorduk.”

“Yazılım geliştirme konusunda motivasyon eksikliği söz konusu. En önemli motivasyon arz – talep ilişkisidir. Stratejik önemi haiz konularda devlet desteği gerekmekte. Milli yazılımlar konusunda devlet desteği lazım. Bu hususta gerekirse belli kritik alt konularda üniversite – sanayi – kamu ortak çalışma grupları ya da panelleri kurulabilir.”

“Üniversitelerde maalesef COTS (Commercial Off The Shelf; hazır ticari ürün) yazılımlar tercih ediliyor. Bu yazılımları öğrenmek öğrencilerin iş bulmasını kolaylaştırıyor, ancak bilimsel hakimiyetlerini zayıflatıyor”.

Gürsel Eraslanoğlu
Hürkuş projesinde 100’den fazla mühendisten oluşan bir ekip çalışmakta. Proje kapsamında TAI bünyesinde çok sayıda farklı yazılım geliştirildi. Bunların en önemlisi TLP (TAI Load Program). Özel olarak TAI mühendisleri tarafından ve Hürkuş için geliştirilen bu paket program, uçağın tüm ömrü boyunca maruz kalacağı yükleri, sonlu elemanlar yöntemi ile simüle ediyor. Hürkuş için 100,000’den fazla koşulu hesaplayan TLP, halen Anka projesinde de kullanılmakta. Bunun dışında Hürkuş projesi için geliştirilen Detay Yapısal Hesap aracı yazılımı, ODTÜ ile birlikte geliştirilen buzlanma analizi yazılımı ve bir dizi farklı projede kullanılan RKA radar kesit alanı simülasyon yazılımı da bulunuyor. Kurum bünyesinde ihtiyaca özel geliştirilen yazılımlar haricinde COTS olarak Fluent, Turbulent M5, CATIA V5 R18, Newmerical gibi yazılımlar da bulunuyor.

Ünver Kaynak
"Ticari (COTS) yazılımlar öğrencileri tembelliğe itiyor.  Bu duruma karşı genel bir strateji geliştirilmesi gerekli."

"Kısa süre önce, eğitim yılı başlangıcında yüksek lisans ve doktora tez konusu olarak kafamda belirlediğim tüm konuları, katıldığım bir konferansta tanıtılan bir COTS yazılımda menü olarak gördüm."

"COTS yazılımlarla mücadele mi? Yoksa işbirliği mi? Bazı alanlarda özgün yazılım geliştirilmesi gerekiyor. Öte yandan şirketlerdeki eleman sirkülasyonu, özgün yazılımların geliştirilmesi ve idamesi için bir risk ve tehdit. Ne var ki COTS yazılımlar da bilhassa bakım ve idame için kullanıcı şirketi kendine bağlıyor, büyük maliyetler çıkarabiliyorlar."

Arsev Eraslan

"Yazılımın değil, hava aracının özgün olması lazım. Bu konuda hakikaten tasarım ve üretim altyapımız var. Öte yandan öğrenim gören öğrencilerin genel kalitesi oldukça iyi ancak sayıları yeterli değil."

"ABD'de kanunlar gereği, yolcu ya da patlayıcı taşıyan uçaklarda kullanılan yazılımların kaynak kodlarına üretici sahip değilse, o uçak ABD'de uçamaz. Ayrıca ABD'de hiçbir yazılımın gerçekleme ve geçerlemesi (verification & validation) NASA tarafından yapılmadıkça kullanılamaz. Benzer bir hassasiyet ve uygulama gerekli."

"Hava araçlarının uçuş yönetim filozofisi tamamen değişti. Bu yenilik ve devrim, bize trene atlama şansı tanıdı. En büyük derdimiz, 'bu iş nasıl yapılacak' diye bir planımızın olmaması"

(Deneysel metodlar - nümerik metodlar karşılaştırması hakkında) "Gördük ki, rüzgar tüneli, son tasarımı gerçekleştirmekte asla yeterli değil, özellikle ölçeklenebilirlikten (scalability) dolayı. 1965'te ABD bunu gördü ve tamamen yazılıma yöneldi. Bunun yerine rüzgar tünelleri, yazılımların gerçekleme ve geçerlemesinde kullanılmaya başlandı."

Panelin ardından Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM) helikopter dairesinden yetkililer, "Döner Kanat Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi", "Özgün Helikopter Programı" ve "Geleceğin Helikopter Teknolojileri ve Türkiye için Öneriler" başlıklı bildirileri sundular. Ne yazık ki her üç bildiri de büyük birer hayal kırıklığı yarattı bende. Türkiye'nin uzun vadeli askeri ve sivil helikopter ihtiyacının, toplam nüfus üzerinden "uydurulan" bir oranla belirlenmiş olmasını görmek, en hafif tabiri ile beni hayrete düşürdü: SSM yetkilileri, belli başlı Batı ülkelerindeki toplam askeri ve sivil helikopter sayısını toplam nüfusa bölmüş, bir oran bulmuş, bu oranı Türkiye'nin toplam nüfusuna bölerek 450 - 500 gibi bir sayıya ulaşmıştı. Hiçbir bilimsel, ekonomik ya da teknik ciddiyeti olmayan bu yaklaşım karşısında büyük bir hayal kırıklığı ve öfke duydum (sunumda sonra bu konuda sorduğum soruya herhangi bir yanıt da alamadım). Merak ediyorum, 450 tane helikopterin tamamının CH-47 ta da Bell 206 olması bir fark yaratıyor mu bu analizde?

Söz konusu sunumlardan bilgi namına edinilebilecek yegâne şey, özgün genel maksat helikopter projesi ile ilgili idi:

Aktarılan bilgiye göre söz konusu program, başlangıçta Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın (KKK) UH-1 helikopterlerinin yerini alacak yeni nesil bir hafif genel maksat - eğitim  helikopteri ihtiyacına binaen başlatılmı. Ancak planlama aşamasında SSM yetkilileri, başlangıçta salt askeri kriter ve standartlara göre tasarlanıp üretilecek bir helikopterin, uzun vadede uluslararası piyasalarda satış başarısının düşük olacağını, hem sivil hem askeri kullanıcılara hitap edebilecek bir helikopterle başlangıç yapmanın daha makûl olduğunu belirtmişler. Bu yaklaşımı KKK kabul etmiş. Sonuçta şu anki hali ile programda, ilk olarak sivil standartlara uygun, 120kts sürat ve 6,000ft irtifa kabiliyetli hafif bir eğitim helikopterine yeşil ışık yakılmış.

Söz konusu hafif helikopterin ilk uçuşunu, proje başlangıcının 5. yılında yapması planlanıyor. Askeri versiyon ise hemen ardından geliştirilecek. Bu helikopter, "Özgün genel maksat helikopteri" programının ilk aşaması olacak. Başka bir deyişle söz konusu program, bir dizi farklı askeri ve sivil helikopter geliştirme ve tasarım projesini kapsıyor.

Kurultayın ikinci gününün sonunda düzenlenen panelin konusu ise "Uçak, Havacılık ve Uzay Mühendisliğinde Eğitim / İstihdam Planlaması ve Yeni Açılan Bölümler" idi. Bu panele konuşmacı olarak TEI'den Erhan Tayyar, TAI'den Kılıç Ali Temiz, İTÜ'den Prof. Dr. Adil Yükselen ve Anadolu Üniversitesi'nden Mehmet Şerif Kavsaoğlu katıldı.

Panelin odağında, yaklaşık son 5 yıldır muazzam bir hızla ve ölçüsüz, plansız bir şekilde açılan bölümler ile, Uçak Mühendisliği ünvanının bakım / teknisyenlik bölümü mezunlarına da verilmesi yönündeki hükümet kararı bulunuyordu. Panelistler, Türkiye'deki yetişmiş ara eleman / teknisyen kıtlığına dikkat çektiler. Öte yandan öğrenci seçme ve yetiştirme süreçlerinin, yetkin mühendis yetiştirmekten uzak olduğu vurgulandı.


Değerlendirme

MMO'nun konumu ve duruşundan olacak, ne yazık ki UHUM'ların sesi ve etki alanı, olması gerektiği kadar güçlü değil. Bu, Türkiye'de uçak, havacılık ve uzay mühendisliği mesleğini icra edecek genç mühendislerin meslek bilinci edinmeleri, haklarını savunmaları ve ülkenin ilgili kurum ve kuruluşlarının bu alanda geleceğe yönelik net bir görüşe sahip olabilmelerinin önünde ciddi bir engel.

Öte yandan kurultayın vurguladığı çok ciddi bir sorun, ülkemizde uçak, havacılık ve uzay mühendisliği eğitiminin, tamamen plansız, programsız ve öngörüsüz bir şekilde yönetiliyor olduğudur. Son dönemde mantar gibi türeyen ve çoğunun doğru dürüst akademik kadrosu ya da altyapısı olmayan fakülte ve yüksekokullar, uzun vadede Türkiye'deki askeri ve sivil havacılık sektörü için son derece büyük bir tehlike arz etmektedir. Öte yandan mühendislik ünvanının, tamamen siyasi bir araca dönüştürülüp, teknisyen katmanının öldürülmekte oluşu da, sektörün insan kaynağı için bir risktir.

Havacılık sektörü, içerdiği ileri teknolojiler nedeniyle sık sık "tekerleği yeniden icat etmeyi" gerektirebilmekte. Bunda, stratejik önemi haiz teknoloji ve birikimlerin elde edilmesi zorunluluğu yatıyor. Ancak burada hassas bir dengeyi göz önünde bulundurmak gerekli. Özgün tasarım ve üretim ile, maliyet - etkin / kanıtlanmış teknolojileri harmanlayabilme kabiliyeti, Türkiye gibi trene sonradan atlayan ülkeler için elzem.

IDEF 2013 İzlenimleri

$
0
0
IDEF 2013 11. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı, 7 - 10 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'daki TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlendi.

Fuara 52 ülkeden toplam 794 firma katıldı. Bu firmalardan 255'i yerli, 539'u yabancı idi. IDEF'e çeşitli ülkelerden 22 Bakan, 4 Bakan Yardımcısı, 5 Genel Kurmay Başkan Yardımcısı, 6 Kuvvet Komutanı ve 8 Müsteşar katıldı.

Fuarın tamamına katıldım. Bu açıdan oldukça yorucuydu. 1999'dan bu yana katıldığım IDEF, farkettim ki artık eskisi gibi heyecan vermiyor bana. Belki de yaşlanıyorumdur.

Fuarda dikkatimi çeken firmalara ilişkin notlarımı en sona ekledim, öncesinde gözlemlerimi paylaştım. Bu sefer fuar yazısını tek seferde yazmak istedim, biraz uzun oldu bu yüzden. Sabrı veya gözleri yorulan ya da bu yazıyı iki haftadır beklemekten sıkılan okuyucudan peşinen özür dilerim.

Not: Fuarda çekmiş olduğum fotograflara buradan erişebilirsiniz.



Gözlemler, Notlar, Değerlendirmeler

Son sözü baştan söyleyim: IDEF 2013 sönük değildi ama kesinlikle heyecanlı da değildi. Bu hal ve gidişatı ile kesinlikle küresel ölçekte, ilk beşe girebilecek bir savunma fuarı niteliği taşımamakta. Uluslararası niteliği sadece Türkiye'nin ihaleleri ve sektörel işbirliği gündemi ile sınırlı; uluslararası ve çok boyutlu bir kimliği mevcut değil.

Fuarın bu kısır döngüsünün sebeplerinden biri de organizasyonu şüphesiz. Yurtdışı çok sayıda fuar gözlemleme şansı buldum bugüne kadar. Hele hele Almanya'da Berlin Messe'yi gördükten sonra, IDEF oldukça ilkel kalmakta. Güvenlik, ulaşım (hem ziyatetçi hem katılımcı - malzeme ulaşımı), konaklama, yeme - içme servisleri, iç mekan ferahlığı gibi kriterler açısından oldukça vasat bir fuar.

IDEF'in deniz boyutu (!) tam bir fiyaskoydu. Büyükçekmece koyuna demirlemiş askeri gemilere düzenlenen gezinin, tabiri caizse ne idüğü belirsizdi. Ulaşım ve organizasyon sorunları nedeniyle ilgi yüksek olmadı. Hatta gemilere gezi düzenleyen bir kafile "unutularak" geride bırakıldı.

Fuarın iç avludaki açık mekanı hiç olmasa daha iyi bir görüntüye sahipti. Bu alanda sergilenen sistemler, sanki iç mekana sığmadıkları için mecburen dışarı konmuş gibiydiler.

Sözün kısası, Türkiye, doğru dürüst bir fuar alanı ve doğru dürüst bir fuar organizasyon şirketi olmamasının acısını çekiyor.

IDEF 2013'te hangi sistem ve ürün aileleri öne çıktı?

Kara araçları (zırhlı muharebe araçları, taktik tekerlekli araçlar, zırhlandırma çözümleri, silah istasyon ve kuleleri, araç komuta kontrol ve görüş sistemleri)

Piyade / tek er silah ve donanımları (piyade silahları, silah donatım ekipmanları, üniforma ve benzeri ekipmanlar, gece görüş ve muhabere sistemleri, balistik yelek, miğfer vb ekipmanlar)

Anayurt güvenliği, polis ve kamu güvenliği çözümleri (komuta kontrol ve haberleşme sistemleri, güvenlik kamera ve sensörleri, intikal ve olaylara müdahale araçları)

Alt sistem, aksam ve yan sanayi.

Askeri deniz sistem ve çözümleri ikinci plandaydı. Bunda Türkiye'deki belli başlı büyük çaplı askeri gemi projelerinin ya sözleşmelerinin imzalanmış olması ya da belli bir istikamete oturmuş olması, başka bir deyişle rekabet ortamının azalmış olması rol oynamışa benziyor. Aynı durum geçen sene sonlarında düzenlenen Deniz Sistemleri Semineri'nde de söz konusu idi.

Öte yandan yan sanayi ve KOBİ'lerin katılımındaki büyük artış dikkat çekici idi. Bu, Türkiye'de savunma sanayiinin artık diket ve yatay yayılma evresine girmiş olduğunun, sevindirici bir göstergesi idi. Batılı firmaların ürettiği yedek parça ve aksamların ticaretini yapan bir firmanın sahibi olan dostumla yaptığım ayaküstü sohbet de bunun kanıtı idi adeta: Dostum, "eskiden Amerikan firmalarının ürünlerini bölgeye satardım. Görüyorum ki artık gerek kalmamış, bizimkiler her şeyi üretecek kabiliyete gelmiş. Yerli firmaların parçalarını artık bölge ülkelerine pazarlıyorum" dedi.

Yabancı katılım açısından en dikkat çekici ülkeler Güney Afrika ve Polonya idi. Güney Afrika 23, Polonya ise 21 kurum ve kuruluş ile katılım gösterdi. Karşılaştırma açısından Almanya'nın fuarda 23 firma ile temsil edildiğini belirtmek faydalı olabilir. Öte yandan Türkiye, SSM önderliğinde bu sene Eylül ayında Polonya'da düzenlenecek MSPO 2013 fuarına çok geniş kapsamlı bir katılım gösterecek. Bu ülke, savunma ihracat ve işbirliği için hedef olarak belirlenmişe benziyor. Dolayısıyla IDEF 2013, Türkiye - Polonya savunma işbirliğinin dönüm noktalarından birini teşkil etti. Aynı durum Güney Afrika için de geçerli. Bir önceki fuarda konuştuğum Güney Afrikalı yetkililer oldukça karamsar bir tablo çizmişlerdi, özellikle ATAK ihalesinin kaybedilmesinden dolayı. Ancak bu fuarla birlikte manzaranın değiştiği anlaşılıyor. Sanayi bazında iki ülke firmaları arasında iletişim ve işbirliklerinin geliştirilmekte olduğuna tanık oldum.

TAI'nin Alenia Aermacchi ile imzaladığı anlaşma ile gördüm ki, offset sadece Türk firmalarının iş alması için değil, artık yurtdışı pazarlara açılmasının da bir yolu olmuş. Bu kanal etkin bir biçimde  kullanılarak yurtdışı başarıları artırılabilir.

IDEF'teki bir başka gözlemim ise, özellikle Ortadoğu - Körfez ülkelerinin yakın gelecekteki eğitim ihtiyaçlarına ilişkin. Son dönemde çok yoğun askeri gemi ve uçak yatırımı yapan bu ülkeler, envanterlerine yeni nesil, modern savaş gemileri, taktik savaş uçakları, helikopterler vb gibi sofistike sistem ve ekipmanları almaya başladılar. Bu sistem ve araçları kullanabilecek personelin de aynı şekilde, modern, NATO standartlarında eğitime artan bir şekilde ihtiyacı olacak. Bu durumda Türkiye, bölgede doğal bir aday olarak öne çıkabilir.


Fuarda Olmayanlar

Fuardaki firma, ürün ve sistemler ile ilgili gözlemlerimi aktarmadan önce, fuarda olmayanları paylaşmak isterim. Zira orada olanlar kadar olmayanlar da çok şey anlatmakta.

BMC: BMC başına getirilenlerden sonra doğal olarak fuarda yoktu. Savunma sanayii tarihimizin kara bir sayfası olmaya namzet bu firma, fuardan bir süre önce yolun sonuna gelmişti. Üretim hattı durduğu için Kirpi mayına karşı korumalı araçların teslimatları eksik kaldı, firmanın web sitesi bile kapalı durumda. SSM sözleşme feshi için firmaya yazı gönderdi, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu da kısa süre önce firma yönetimine el koydu. Bu durum, Otokar'ın işine yarayabilir. Zira ihtiyacın karşılanması için muhtemelen yeni bir ihale açılması gerekecek. Otokar, ilk ihalede kaybetmesine rağmen MRAP tipi araç geliştirme faaliyetlerini durdurmadı. Kaya, Kaya II ve Kale tipi araçlarla yoluna devam etti. Eğer SSM yeni bir tedarik ihalesi açarsa, geliştirilmesi tamamlanmış ve üretime hazır bu araçlar, en doğal adaylar olarak öne çıkacaktır.

IRIS-T: Hemen hemen her fuarda IDAS ile birlikte Diehl standında gösterilen IRIS-T havadan havaya füzesi bu fuarda yoktu. Yakın geçmişe kadar Türkiye pazarında hem havadan havaya türevi hem de yerden havaya türevi ile yoğun bir pazarlama faaliyeti içinde bulunan firma, bu sefer IDAS ve LaGS füzelerini getirmeyi tercih etmişti. Bunda, IRIS-T konsorsiyumu içinde Yunanistan'ın da bulunuyor olmasından dolayı Türkiye'nin başından beri bu füzeye mesafeli durmasının, ve nitekim Hisar A ve Hisar O sistemleri için kendi tasarımı füzeyle devam etmeyi tercihinin rol oynadığını iddia etmek mümkün.

İsrail: Fuarda İsrail'den tek bir tane bile firma bulunmuyordu. Mavi Marmara baskını dolayısıyla Türkiye'den resmen özür dilenmiş olmasının, ilişkilerin normalleşmesini sağlamaya yetmemiş olduğu söylenebilir. İsrailli firmaların Türkiye pazarını nerdeyse tamamen kaybetmiş olmalarının da bir göstergesi sayılabilir bu durum.

DCNS: Fransız askeri gemi üreticisi DCNS de bu fuarda yoktu. Türkiye - Fransa savunma sanayii ilişkilerinde belli bir soğukluğun olduğu, bazı istisna projelere rağmen aşikar. Öyle anlaşılıyor ki, hem DCNS hem de genel olarak Fransa, Türkiye'yi bölgesel bir rakip olarak görmekte.

RMK: Fuarda en dikkat çekici noksanlık, RMK standındaydı. Neredeyse tüm gemi ve bot maketlerini getiren firma, LPD ihalesindeki önerisini getirmemişti. Bu durumu sorduğum firma yetkilileri bana LPD  posterini göstererek "getirdik ya işte bakın" dediler. Ancak bu yanıt tatmin edici değildi: MilGem S ile birlikte en iddialı oldukları projeye ilişkin tanıtımlarını neden sadece tek bir posterle sınırlı tutmayı tercih etmişti RMK? İhalede kararın verilmiş olmasından dolayı olabilir mi? Eğer bu karar firmanın rakiplerinden birinin lehine idi ise, bu durum anlaşılabilir. Çinliler'in çok ciddi fiyat indirimine gittikleri duyumları ile birleşince daha da anlaşılabilir.
 

Atmaca ve Akya: Yıllardır isimleri duyulan ama cisimleri görülmeyen Atmaca gemisavar füzesi ile Akya ağır torpidolarının en azından maket ya da çizimlerini görmek için ufak da olsa bir umut vardı, fuarın ilk günü bu umutlar suya düştü.


Sözleşme İmzaları


LockheedMartin, JSF projesine Türkiye'den katılan 10 firma ile son derece özel bir imza töreni gerçekleştirdi. Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar ile LockheedMartin, Alp Havacılık, AYESAŞ, HAVELSAN, MİKES, TAI, ASELSAN, Fokker Elmo, Kale Havacılık , ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE yetkilileri, üzerinde F-35 resmi bulunan büyük bir panoyu imzaladılar.

SSM ile TAI arasında Göktürk 3 SAR radar uydu kavramsal tasarım sözleşmesi imzalandı. ASELSAN ve TÜBİTAK Uzay'ın TAI'nin alt yüklenicisleri olduğu projede Göktürk 3'ün tasarımı gerçekleştirilecek. Üretim için ayrıca sözleşme imzalanacak. Bu yaklaşımın artık SSM tarafından belli başlı tüm büyük projelerde uygulanacağı belirtiliyor.

ASELSAN ile Endonezya Savunma Bakanlığı arasında, Endonezya Silahlı Kuvvetleri için PRC-9651 el ve PRC-9661 araç tipi yazılım tabanlı telsiz satışı için sözleşme imzalandı. Anlaşma kapsamında ASELSAN, Endonezyalı Pt Len firmasına teknoloji transferi gerçekleştirecek. Öte yandan FNSS, Endonezyalı PT Pindad ile orta sınıf bir ana muharebe tankı geliştirmek üzere işbirliği anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında yaklaşık 1 yıl içinde prototipinin üretilmesi planlanan tankın, ortaklaşa üçüncü ülkelere pazarlanması da öngörülüyor

Nurol Makina ile BAE Systems arasında askeri hava ve eğitim sistemleri konusunda işbirliğine ilişkin bir Mutabakat Muhtırası imzalandı.

SSM ile ASELSAN arasında Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar (ÇAFRAD) projesinin Faz 1 kısmına ilişkin sözleşme imzalandı. Proje kapsamında ASELSAN, faz dizinli çok fonksiyonlu radar, füze aydınlatma radarı ve IFF geliştirecek.

FNSS ile Hollandalı DSM Dyneema arasında, Malezya için üretilecek AV8 araçlarında kullanılmak üzere BT10 balistik bant tedariği sözleşmesi imzalandı. Firma ayrıca AmSafe firması ile roketlere karşı koruyucu fileler için bir işbirliği Mutabakat Muhtırası imzaladı.

SSM, ASELSAN, ROKETSAN, MİLSOFT, Meteksan Savunma, TÜBİTAK SAGE; Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi (Hisar A) ve Orta İrtifa Hava Savunma Sistemi (Hisar O) projeleri kapsamında bir işbirliği mutabakat muhtırası imzaladılar. ASELSAN'ın ana yüklenicisi olduğu projelerde ROKETSAN füzenin üretimini, TÜBİTAK SAGE harp başlığı ve ısıl pili, Meteksa Savunma - ASELSA birlikte data link sistemini, MİLSOFT ise Link 16 altyapısını sağlayacak.

Kara Kuvvetleri hizmetindeki araçların radyo frekans uzaktan kumandalı patlayıcılara karşı güvenliğinin sağlanması için Aktif / Pasif Konvoy Koruma Sistemi tedarik projesi sözleşmesi, SSM ile ASELSAN arasında imzalandı.

T129 saldırı helikopteri pilot ve personel eğitiminde kullanılacan ATAKSim proje sözleşmesi, SSM ile HAVELSAN arasında imzalandı. Proje kapsamında bir adet T129 tam görev simülatörü, bir adet T129 kısmî görev simülatörü, bir adet aviyonik ve silah sistem eğitim simülatörü, üç adet değerlendirme / debriefing sistemi, bir adet bilgisayar tabanlı eğitim sistemi, bir adet sanal bakım simülatörü (virtual maintenance trainer) ile bir adet bakım ve arıza simülatörü geliştirilecek. Ayrıca ATAKSim kapsamında SimSoft firması ile yerli görüntü üreteci yazılımı geliştirilmesi için de bir sözleşme imzalandı.

SSM ile Savronik arasında, Özel Kuvvetler Komutanlığı için Atış Eğitim Simülatörü (ATESİM) proje sözleşmesi imzalandı.

TAI ile Alenia Aermacchi, bu firmanın SSM'ye karşı yükümlü olduğu offset'ler kapsamında bir işbirliği muhtırası imzaladı. Muhtıra kapsamında iki firma yetkililerinin bir araya gelere oluşturduğu bir komite, ihrac pazarlarının geliştirilmesi için birlikte çalışacak.

S
uudi Arabistanlı Atheed Group, STM ile bir işbirliği anlaşması imzaladı.


Firma Notları


ASELSAN

Bir IDEF klasiği olarak fuarın en büyük stand alanlarından birine sahip olan ASELSAN, çok geniş bir yelpazeye yayılan çok sayıda ürün ve projeyi tanıttı. Ürün ailesine şöyle bir bakında ASELSAN'ın "C4ISR'ye dair her şey ve biraz daha fazlası"nı üreten, dünya çapında bir şirket olduğunu söylemek mümkün.

ASELSAN'ın sergilediği tüm ürünleri aktarmak ve bunu okuyucuyu yormayacak, diğer firmalara da yer kalacak şekilde yapmak zor. Ancak belli başlı alt gruplar halinde toplamak gerekirse muhabere, elektrooptik algılayıcılar, radarlar, aviyonikler ve silah sistemleri şeklinde sıralanabilir:

ASELSAN'ın askeri telsiz ailesinin en son ve modern üyesi, 9600 serisi yazılım tabanlı telsizler. Bu ailenin 9651 yazılım tabanlı el telsizi, 9661 V/UHF 10W sırt telsizi ile 50W sabit merkez telsizi sergilendi. Bu ailenin manga içi haberleşmede kullanılan küçük versiyonu ise PRC-5712. Bu üç sistem aynı zamanda ASELSAN'ın ihracat başarısında da önemli rol oynamakta. Söz konusu sistemler, kriptolu ya da kriptosuz şekilde ses, veri ve video haberleşmesi sağlayabiliyor; istenilen haberleşme moduna ayrıca herhangi bir yükleme yapmaksızın sadece telsiz menüsünden ilgili modun seçimi ile geçilebiliyor.

Standda geniş yer tutan ürün ailelelerinden biri de taktik elektrooptik sistemlerdi. ASELSAN uzun süredir elde taşınabilen, kaska ya da silaha monte edilen elektrooptik gözetleme, görüş ve işaretleme sistemleri üretmekte. Bu alanda çalışmaya L-3 EOS şirketinin ürünlerini lisans altında üreterek başlayan şirket, zaman içinde hem lisansını aldığı ürünleri geliştirdi hem de özgün ürünler ortaya koydu. Sergilenen söz konusu ürünler şunlardı:


A360-V2 6x gece görüş silah nişangahı (L-3 EOS M994/M995 serisi)
A340-V2 4x gece görüş silah nişangahı (L-3 EOS M992/M993 serisi)
A940 1x - 4x gündüz nişangahı
A500 pilot gece görüş gözlüğü (L-3 EOS AN/AVS-6 ANVIS)
A100 monoküler gece görüş gözlüğü (L-3 EOS M982/M983 serisi)
A230 gece görüş el dürbünü (L-3 EOS M977)
Piton ve Mini TSD soğutmasız termal silah dürbünü
Göz-Mobil soğutmalı termal el dürbünü

Gözcü II elde taşınabilir elektrooptik sensör sistemi
Gezgin elde taşınabilir elektrooptik sensör sistemi
Öncü soğutmasız termal el dürbünü

Bunların yanısıra sergilenen diğer taktik elektrooptik sistemler arasında Şahingözü direğe monteli keşif gözetleme ve işaretleme sistemi ile Rus yapımı Kornet E tanksavar güdümlü füzesi için geliştirilen ve Ürdün'e 100 adet ihrac edilen SAGER termal nişangâhını vurgulamak gerekir. Üçayak, sabit tesis ya da araç monteli olarak kullanılabilen Şahingözü, lazer işaretleyici ve GPS alıcısına sahip tümleşik bir sistem. Türk ve Azeri kara kuvvetlerinde hizmete giren Şahingözü ile 20km menzile kadar hedef işaretlemesi yapılabiliyor.

ASELSAN'ın radar sistemleri arasında bu fuarda dikkat çeken iki ürün, geliştirilmesine yeni başlanan ÇAFRAD (Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar) ile Hazar idi. TF-2000 hava savunma firkateyni projesi kapsamında başlatılan proje kapsamında ASELSAN bir adet sabit çok fonksiyonlu faz dizinli radar, bir adet IFF dost - düşman tanımlama sistemi anteni, bir adet aydınlatma radarı geliştirilmesi ile güdümlü füze entegrasyonundan sorumlu. Fuar sırasında Jane's Defence Weekly'ye açıklama yapan Deniz Araçları Daire Başkanı Mustafa Şeker'in beyanatına göre [1] Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, TF-2000'de kullanılacak ana hava savunma füzesi olarak Standard SM-2'yi seçmiş durumda. Dolayısıyla ASELSAN'ın, güdümlü füze entegrasyonu kapsamında SM-2 üzerinde ve bu füzenin üreticisi Raytheon ile birlikte çalışacağını öngörmek mümkün.

ÇAFRAD'ın hemen yanında sergilenen bir diğer önemli radar ise Hazar idi. İlk kez bu fuarda sergilenen radar, halen MilGem sınıfı, Barbaros sınıfı ve Gabya sınıfının dört gemisinde kullanılmakta olan Thales üretimi SMART-S Mk2'nin halefi. 3 boyutlu arama yapan Hazar'ın SMART-S'den en önemli farkı X ve S bandlarında çalışması.


ASELSAN'ın deniz uygulamalarına yönelik sergilediği diğer sistemler arasında ise Thales ile birlikte geliştirilen ve bir sahil güvenlik teknesi maketi üzerinde, arkada elektrooptik tespit - takip sistemi ile birlikte sergilenen LMM füze atıcı sistemi, Muhafız 30mm uzaktan kumandalı stabilize top platformu, Piri kızıl ötesi arama ve takip sistemi (Infra Red Search and Track; IRST), Milli deniz elektronik harp süiti, ARES-2SC denizaltı elektronik destek sistemi, denizaltı periskop termal kamerası, SAK sarfedilebilir akustik aldatıcı / karıştırıcı, Şahingözü'nün deniz versiyonu sayılabilir.

ASELSAN standında hacmiyle dikkat çeken bir ürün, Korkut kundağı motorlu uçaksavar sistemi idi. FNSS tarafından geliştirilen ZMA-30 paletli zırhlı aracı üzerine monte edilen ve iki adet Oerlikon 35mm top ile atış kontrol radarından oluşan Korkut SSA (Silah Sistem Aracı) ve Korkut KKA (Komuta Kontrol Aracı) birlikte Korkut sistemini oluşturuyor. Kullanıcı tarafından aracın amfibik kabiliyete sahip olması istendiği için aracın her iki tarafında yüzmeye yardımcı şişen aparatlar ile arka tarafında birer su jeti bulunuyor. Bu hali ile oldukça hacimli ve geniş bir profili olan aracın testleri halen devam etmekte.

Korkut'un bir başka önemli özelliği, son derece güçlü atış kontrol sisteminin de yardımıyla, ufak uyarlamalar ile deniz platformlarına özsavunma sistemi olarak uyarlanabilme potansiyeline sahip olması. Nitekim Korkut'un atış kontrol radarının deniz versiyonunun geliştirildiğine dair emareler mevcut. Korkut sistemine ayrıca eğer istenirse Igla-S (NATO kodu SA-16 "Grinch") alçak irtifa uçaksavar füzesi de entegre edilebiliyor. [2]

Fuardaki "şaşırtıcı olmayan sürprizler"den biri de, TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen hassas güdümlü silah sistemlerinin akıbeti ile ilgiliydi. Artık resmiyet kazandı ki, SAGE tarafından geliştirilen Kanat Güdüm Kiti (KGK) ve Hassas Güdüm Kiti (HGK) akıllı bomba kitlerinin seri üretimi ASELSAN tarafından geliştirilecek. ASELSAN standında, Mk82 ve Mk83 bombaları için KGK ve Mk84 bombaları için HGK tanıtılıyordu (TAI standında HGK'nın Mk82 bomba versiyonu gösterilmişti; ayrıca SAGE standında da ayrıntıları verilmeyen HGK-2, HGK-3 bomba maketleri bulunuyordu. Kuvvetle muhteme HGK'nın Mk82, Mk83 ve Mk84 bombalarına takılan modellerinin isimleri bunlar). ASELSAN standında HGK ile birlikte ayrıca Lazer Güdüm Kiti (LGK) takılı bir Mk84 de vardı. Fuarla ilgili haberlerde, INS/GPS güdüm sistemi kullanan KGK'ya ileride ayrıca lazer güdümünün de ekleneceği bilgisi geçmekte.

ASELSAN'ın hava platformları için geliştirdiği aviyonik sistemleri arasında en dikkat çekeni, helikopterler için oluşturduğu sayısal kokpit çözümü idi. S-70A-28A helikopterlerinin 28D'ye modernizasyonu, ArGe2004 ve HeliMod projeleri ile bu alanda büyük tecrübe ve altyapı kazanan şirket artık genel maksat, saldırı ve diğer görevler için tasarlanan helikopterlere komple aviyonik sistem geliştirebilecek bir noktaya ulaşmış görünüyor. Bu noktanın sayısal kokpit ile birlikte bir diğer nişanesi, Sikorsky S-70 BlackHawk üzerinde gösterilen elektronik harp ve özsavunma süiti idi. IDEF 2011'de de aynısı gösterilen bu maket ve çözümler esasen T-70 genel maksat helikopteri için geliştirilmiş. Bu projede SSM ile Sikorsky arasındaki sözleşme görüşmeleri bir türlü nihayetlendirilebilmiş değil. Konu ile ilgili son haberler, sözleşmenin yaz aylarında imzalanacağı şeklinde. ASELSAN'ın standda gösterdiği maket, muhtemelen ancak özel kuvvetler ya da ELINT/SIGINT görevli bir helikopter olabilir, zira bu kadar çok sayıda ve çeşitte sistemi bir arada taşıyacak bir hava aracında ciddi güç ve soğutma sistemi ihtiyacı vardır. Artan ağırlık da cabası.

S-70 üzerinde sergilenen sistemler şunlar idi:

ÖzIşık karşı tedbir atma sistemi
(Counter Measures Dispensing System; CMDS)
Süit Merkezî Yönetim Birimi (Suite Central Processing Unit; SCPU)
Füze İkaz Sistemi (Missile Warning System; MWS)
Lazer İkaz Alıcısı (Laser Warning Receiver; LWS)

ATAK projesi kapsamında geliştirilen Avcı kaska monteli görüş sistemi, bir kokpit maketi içinde sergilenmişti. Thales TopOwl'dan sadece görüntü modülünün kullanıldığı Avcı'da IMU ünitesi, muadillerinin aksine kask üzerinde bulunuyor. IMU'ya ilaveten pilotun kafa hareketleri, kokpit içindeki optik sensörler tarafından takip ediliyor. Kaskın tasarımında önemli ölçüde iyileştirme yapılmış: Gece görüş sistemi hariç toplam ağırlığı 1.95kg, sistem dahil ise 2.3kg.

ASELSAN'ın aviyonik alanındaki en önemli projelerinden olan ASELPOD'da ise tünelin sonundaki ışık görünmüş durumda. Halihazırda CN-235 test uçağı ile testleri devam eden hedefleme ve seyrüsefer podunun kısa süre içinde F-4E 2020 ve F-16 Block 40 uçakları ile uçuş testleri başlayacak. ASELSAN ayrıca Lockheed Martin ile birlikte bu podu F-16 Block 50+ uçaklarına entegre etmek için çalışmalara başlamaya hazırlanıyor. [3]

Altay projesinin ana paydaşlarından olan ASELSAN'ın, zırhlı muharebe araçlarına yönelik geliştirdiği tüm ürünleri bir arada görmek mümkündü. İlk kez IDEF 2011'de kamuoyuna tanıtılan Leopard 2A4 tankları için geliştirilen Leopard 2NG modernizasyon çözümü, testlerin tamamlanması ile birlikte "Verified" (doğrulandı) etiketi yapıştırılmış taret ile yerini almıştı. Buna ilaveten zırhlı araçlar için geliştirilen ATS-10 zırhlı araç termal nişangah sistemi, ATS-30 zırhlı araç termal nişangah sistemi, kompakt komutan periskobu ve kompakt atış kontrol sistemi ayrıca sergilenmişti. Söz konusu sistemler modülerlik, uyarlanabilirlik, yedeklilik ve küçük hacme sahip olmaları ile birlikte piyasada ASELSAN'a büyük avantaj sağlayacak gibi görünüyor. Nitekim şirketin dünya çapındaki çeşitli tank modernizasyon projelerinde önemli mesafeler katetmiş olduğunu öğrendim.

Altay ve Leopard 2NG'de kullanılan Sarp stabilize uzaktan kumandalı silah platformu, 40mm bombaatar monteli olarak sergilenmişti. Bunun yanı sıra, zırhlı araç mürettebatı için yeni geliştirilen ZAMBAK Zırhlı Araç Mürettebat Başlığı da ilk kez kamuoyuna tanıtıldı. Form faktör olarak biraz Amerikan CVC kaskını andırsa da, bu alanda yerli bir çözüm geliştirilmiş olması sevindirici.

ASELSAN standına biraz uzaktan bakınca çok net görülebilen bir şey var. Bu şirket, geliştirdiği ve ürettiği sistemlerle çok rahat bir şekilde bir ELINT / SIGINT / elektronik harp gemisi ya da uçağı görev süiti ortaya koyacak hale gelmiş. ASELSAN'ın elindeki sistem entegrasyon, modernizasyon ve uyarlama tecrübesi, hava ya da deniz platformu modernizasyonu için bir paket çözüme yetebilir gibi görünüyor. Buradan hareketle, SSM'nin gündemindeki söz gelimi Stand Off Jammer, istihbarat gemisi gibi projelerin şirketi fazla zorlamaması beklenebilir.


BAE Systems


Deniz alanında Türkiye'de istediğini bulamayan ve Tip 26 Global Combat Ship işbirliği teklifi reddedilen BAE Systems'in standında ilgimi çeken iki ürün vardı: Bunlardan Q-Sight 150, özellikle helikopter pilot ve mürettebatları için geliştirilmiş yenilikçi bir görüş sistemi. Mevcut pilot kasklarına monte edilen yaklaşık 113gr ağırlığındaki bir holografik görüş aparatından oluşan sistem, kritik bilgilerin personelin gözüne yansıtılmasını sağlıyor.

BAE Systems'ın sergilediği bir diğer sistem ise, 155mm Long Range Land Attack Projectile (LRLAP) mühimmatı baz alınarak geliştirilen ve Mk45 Mod4 deniz toplarında kullanılan 127mm'lik SGP (Standard Guided Projectile) güdümlü top mühimmatı idi. SGP ile BAE Systems, 70km menzilde 10m'den düşük bir saçılım oranı (CEP) ile vuruş vaat ediyor.


Boeing


Boeing standının iki dikkat çekici "oyuncağı", ScanEagle-A insansız hava aracı ile deli kızın bohçası misali silahlandırılmış bir F-15E Strike Eagle maketi idi.

Mancınıktan fırlatılan ve azami 6,000m irtifada 24saatten fazla havada kalabilen ScanEagle ile bir dönem Türk Deniz Kuvvetleri de ilgilenmiş, Birleşik Görev Kuvveti (CTF) 151 dönem komutanı Tuğamiral Caner Bener'in 07.06.2009 tarihinde gerçekleştirdiği USS Bainbridge ziyareti sırasında kendisi ve beraberindeki heyet için bu uçakla bir gösteri uçuşu yapılmıştı. [4Bener, Balyoz Davası kapsamında tutuklanmış ve 16 yıl hapis cezası almıştı. DzKK'nın bu tipteki araç ihtiyacı için ise henüz yürürlüğe girmiş herhangi bir proje mevcut değil; gemi konuşlu döner kanatlı GİHA projesinde halen Teklife Çağrı Dosyası hazırlık çalışmaları devam ediyor. [5]

Sayabildiğim kadarıyla 1 x AGM-88E, 1 x AGM-84, 3 x AIM-9X, 2 x AIM-120C, 6 x Mk82 JDAM, 2 x Mk84 JDAM, 3 x JDAM ER, 8 x SDB, AN/AAQ-13 LANTIRN seyrüsefer podu ve SNIPER hedefleme podu gibi mütevazi bir silah donanımı ile gösterilen F-15E maketi başında, firma yetkilisi ile ufak bir sohbet yaptım. Yetkili, Türkiye'nin hızla eriyen F-4 filosu ve tüm hava kuvvetinin belkemiğini sadece tek motorlu F-16'ların üstlenmesinden dolayı daha büyük bir uçağa ihtiyaç olduğunu değerlendirdiklerini söyledi. F-15E ya da F-15SE modelleri ile ilgili Türkiye'den herhangi bir talep gelip gelmediğini sorduğum yetkili, bu yönde bir talep gelmediğini, kendi inisiyatifleri ile F-15'i önerdiklerini söyledi. Güney Kore FX III ihalesi ile ilgili ısrarlı sorularımı ise yanıtsız bıraktı.



Dearsan


Türk Deniz Kuvvetleri için Tuzla sınıfı yeni tip karakol botu (YTKB) teslimatlarına devam eden, Türkmenistan'da da ciddi bir ihracat başarısı kazanan Dearsan, YTKB'nin gemisavar füzeleri ve arama radarı gibi eklentileri ile tadil edilmiş bir türevinin maketini sergiledi. Şirket, Tuzla sınıfının teslimatlarını 2015 ilk çeyreğinde tamamlamayı planlıyor. Sınıfın dokuzuncu botu P1208 Kaş, 03.05.2013 tarihinde hizmete girdi; onuncu bot P1209 Kilimli Temmuz ayında hizmete girecek. P1210 Türkeli ise halen kabul testlerinde. Türkmenistan'ın sipariş verdiği toplam 10 YTKB'den ise dördüncüsü Nisan ayında teslim edildi. Türkmenistan botları Tuzla sınıfından farklı olarak Thales Scout 2B hava arama radarı ve ASELSAN 25mm STOP stabilize uzaktan kumandalı silah platformu ile donatıldı.

Dearsan standında ayrıca küçük bir karakol botu ve çıkarma teknesi maketleri vardı. Ancak bu ürünlere ait herhangi bir tanıtıcı ibare ya da broşür yoktu. Güncel bir proje ya da ihaleye teklif kapsamında önerildiklerini tahmin ediyorum ancak bilgi alacak da herhangi bir yetkili bulamadım. Bu durumu oldukça garipsediğimi belirtmeliyim.


Denel

Fuara en yoğun katılım gösteren ülkelerden Güney Afrika'nın önde gelen savunma şirketi Denel, Umkhonto IR hava savunma ve Mokopa uzun menzilli havadan karaya tanksavar füzelerini sergiledi. Umkhonto IR, kızılaltı güdümlü bir uçaksavar füze. Yaklaşık 12km menzile sahip füze dikey fırlatıcıdan ateşleniyor. Mokopa ise, aşağı yukarı ROKETSAN UMTAS muadili bir füze ve Denel Rooivalk saldırı helikopterinin ana silahı. Firmanın bu füzeler ya da türevleri konusunda Türkiye'ye işbirliği önerdiği konuşuluyor.

Denel standında ayrıca LCT30 30mm top ve tanksavar güdümlü füze ile donatılan zırhlı araç taret sistemi ve SS77 7.62x51mm genel maksat makinalı tüfek ile NTW20 20mm anti materyal tüfek dikkat çekiyordu.



Diehl

Alman Diehl Gruppe standının en dikkat çekici iki sistemi, LaGS (Laser Guided Sidewinder) ile IDAS (Interactive Defence and Attack System for Submarines) füzeleri idi.

Türk Deniz Kuvvetleri'nin, Tip 214TN yeni tip denizaltı projesi kapsamında IDAS gibi bir denizaltıdan fırlatılan hava savunma füzesine ilgisi biliniyor (Nitekim firma IDAS'ı IDEF 2007'den bu yana Türk pazarında yoğun biçimde tanıtmakta). Bu konuda atılan ciddi bir adım, ROKETSAN'ın fuar sırasında Diehl ve Thyssen Krupp Marine Systems (TKMS) ile imzaladığı işbirliği anlaşması oldu. [6] Bu işbirliği sonucunda IDAS, Türk Tip 214TN'leri için de üretilebilir ya da Türk savunma sanayii, bu işbirliğinden edineceği tecrübe ile muadil bir füzeyi kendisi geliştirebilir.

Diehl'in bir başka dikkat çekici ürünü, mevcut AIM-9 Sidewinder kısa menzilli havadan havaya füzeleri, lazer güdümlü havadan karaya füzelere dönüştüren LaGS idi. LaGS çözümünde, AIM-9L tipi füzenin kızılaltı güdüm kontrol sistemi, yarı aktif lazer güdüm sistemi ile değiştiriliyor. Böylelikle ortaya, düşük maliyetli ve hassas güdümlü bir füze çıkıyor. AGM-114'ün 8 - 9kg harp başlığına sahip olduğu düşünülecek olursa, envanterdeki havadan havaya etkinlikleri artık çok yüksek olmayan, benzer harp başlığı ağırlığına sahip AIM-9L gibi bir füzeye eklenecek kaliteli bir lazer güdüm sistemi ile son derece maliyet - etkin bir çözüm elde edilebileceği ileri sürülebilir. Böyle bir sistem, ağır zırhlı araçlar haricindeki yumuşak ve yarı-yumuşak hedeflere karşı ucuz ve etkin bir alternatif olabilir.



EADS

EADS standının sıkıcılığını bozan tek ayrıntı, gruba ait Cassidian şirketinin sergilediği ve herhangi bir ismi olmayan insansız hava aracı sistemi idi. "Future MALE UAS" (Yeni Nesil Orta İrtifa Uzun Havada Kalış İHA) olarak adlandırılan uçakta iki adet turbojet motor, SATCOM uydu muhabere sistemi, SAR yapay açıklıklı radar, elektrooptik sensörler, burun kısmında hangi sensörleri barındırdığı belli olmayan radom ve özsavunma sistemleri bulunuyor. Firma, uçağın maketinin altındaki bilgi plaketinde, söz konusu İHA'nın "kontrolsüz hava sahası uçuşlarına yönelik olarak dizayn edilmiş ilk insansız sistem" olduğunu iddia ediyor.

Sistemler ilgili herhangi bir broşür ya da bilgi sahibi bir yetkili bulamadım. Dolayısıyla Cassidian'ın bu proje için Türkiye'ye ortaklık mı teklif ettiğini yoksa sadece bir konsept gösterimi mi yaptığını anlayamadım. Ancak tahminim, Libya ve Mali gibi harekatlardan alınan dersle ışığında, hasım hava sahası üzerinde uzun süre görev yapabilecek ve hasmın hava savunma sistemlerine karşı kendini belli bir dereceye kadar koruyabilecek bir İHA gereksinimine yanıt olarak tasarlandığıdır. [7]


EMBRAER


Fuar alanının diplerinde, sessiz, mütevazı bir standda bulunan EMBRAER, KC-390'ın bir maketi ve gösterişsiz görselleri yanı sıra, son derece başarılı EMB-314 Super Tucano'nun bir maketini sergiliyordu. EMBRAER'in henüz kavramsal tasarım sürecinin en başında KC-390 için Türkiye'ye ortaklık teklif ettiğini, bu teklifin biraz da altyapı ve tecrübe eksikliği nedeniyle reddedilmek zorunda kalındığını büyük bir üzüntü ile öğrendim. Firma yetkilileri, KC-390'ı doğrudan doğruya C-130J ve C-130J-30 Super Hercules'in rakibi olarak konumlandırdıklarını söylüyorlar. Şimdiden ArGe maliyetlerinin yarısını amorti etmiş olan uçağın ilk uçuşunu önümüzdeki sene gerçekleştirmesi, 2016 yılında da hizmete girmesi planlanıyor.


Fincantieri

Fincantieri FREMM ASW, San Giusto LPD, FREMM ASW, Sirio karakol gemisine ilaveten bu fuarda yeni olarak "Theater Ballistic Missile Defense Surface Combatant" adlı bir hava savunma firkateyni konsept tasarımının maketini sergiledi. 127mm baş topun hemen arkasında 6 tane sekizli dikey fırlatıcı tüp (VLS) ve kıç tarafta bir RAM fırlatıcısı, orta kesimde de iki adet dörtlü gemisavar füze fırlatıcı tüp görülen, köprüüstü üzerindeki sütunda dört yönde monte edilmiş aktif sıralı dizinli radara sahip geminin tasarımını sıradan ve sıkıcı buldum.



FNSS

FNSS'in bu fuardaki öne en çıkan ürünü, Kaplan STA-Px (Silah Taşıyıcı Araç - Prototip) adı verilen, paletli zırhlı hafif muharebe / keşif aracı prototipi idi.

STANAG 4569 4. seviyeye kadar koruma sağlayan alüminyum zırhı bulunan Kaplan aracı 350bg'lik bir motora ve Allison X200 otomatik aktarma organına sahip. Standart ağırlığı 9t olan aracın güç ağırlık oranı yaklaşık 30bg/t. C-130 tipi bir nakliye uçağı ile havadan nakledilebiliyor.

Fuarda sergilenen Kaplan prototipinde iki adet ikişer ROKETSAN OMTAS orta menzilli tanksavar güdümlü füze ve bir adet 12.7mm makinalı tüfek ile donatılmış uzaktan kumandalı kule bulunuyordu. Kaplan ayrıca ASELSAN ile birlikte geliştirilen Pençe insansız silah tareti ile de donatılabiliyor. Aracın bu hali ile tasarımı, tekerlekliden paletli araca dönülmesi beklenen Silah Taşıyıcı Araç projesi için de bir hazırlık olduğu izlenimini uyandırdı. Kaplan'ın dikkat çekici özelliklerinden biri de, Soucy üretimi yekpare lastik paletleri. Lastik yekpare paletler, araç gürültüsünü azaltmada faydalı olabilir.

FNSS standındaki bir başka dikkat çekici araç, AmSafe firması üretimi Tarian koruma kafesi ile çepeçevre sarılmış bir Pars 6x6 idi. Görünüm olarak kale filesine benzer bir yapıda olan Tarian kafesi, Hummer tipi jiplere dahi monte edilebilen ve firmanın iddiasına göre slat tipi kafes zırhlardan 98% oranında daha hafif bir yapıya sahip. Yakından incelediğimde, naylon benzeri bir liften sıkıca örülmüş bir file yapısında olduğunu gördüm. Pars'a monte edilmiş fileler oldukça gevşekti, tahminimce harekatta kullanıldığı sırada belli bir gerginlik veriliyordur.

Silah Sistem Aracı ASELSAN standında sergilenen Korkut'un Komuta Kontrol Aracı ise FNSS standındaydı. ZMA-30 olarak adlandırılan ve iri cüssesi ile dikkat çeken araç 600bg'lik bir motora ve 29.5t muharebe yüklü ağırlığa sahip. Amfibik yeteneğe zahip ZMA-30'un alüminyum zırhı STANAG 4569 Seviye 4 balistik koruma sağlayabiliyor. Genel dış görünüş itibari ile AIFV aracının büyütülmüş hali gibi görünüyor.



Gate Elektronik


Gate Elektronik'in öne çıkan ürünü, kendi imkânları ile geliştirdiği ER-LINK piyade taktik veri bağı sistemi idi. Tek er modernizasyonu kapsamında önerilen ER-LINK, piyadenin muharebe sahasında diğer dost unsurlarla video ve ses haberleşmesini sağlayan kriptolu bir muhabere sistemi üzerine inşa edilmiş. Muhabere sistemi AES şifreleme algoritmasına sahip UHF tabanlı bir sistem. Muhabere, kaska monteli görüş ve kamera sistemi ile bileğe takılan el bilgisayarı ile de destekleniyor. Piyadenin giydiği taktik yelek üzerinde ise cayro, GPS alıcısı, merkezî işlemci gibi birimler bulunuyor. Yelek aynı zamanda piyadenin temel yaşamsal değerlerini de ölçen bir yaşam destek ünitesi vazifesi de görüyor. Tüm sistemi 
yöneten ve çalıştıran komuta kontrol yazılımı GATE tarafından geliştirilmiş.


GIDS

Pakistanlı Global Industrial Defence Solutions (GIDS) firmasının standında, çeşitli İHA maketlerinin hemen yanında bir köşede Takbir adlı bir kanat güdüm kiti maketi dikkatimi çekti. Firmanın internet sitesinde bu bomba ile ilgili bir bilgi olmadığı gibi tanıtıcı bir broşür de yoktu. Dış görünüş ve tasarım özellikleri itibariyle Çin yapımı LS-6 kanat güdüm kitinin birebir kopyası olan Takbir, muhtemelen bu bombanın lisans altında üretim versiyonunun adı. Nitekim LS-6 halihazırda Pakistan Hava Kuvvetleri envanterinde olan JF-17 Thunder uçağı için de sertifiye edilmiş durumda.


HAVELSAN

HAVELSAN'ın standa epey ziyaretçi çeken sanal gerçeklik piyade atış simülatörü ve F-16 alıştırma simülatöründen ziyade benim ilgimi, HIPOD (HAVELSAN Instrumentation Pod) adlı pod çekti. Zira söz konusu pod, halen kullanımda olan EHUD ACMI (Air Combat Maneover Instrumentation) podlarının yerli halefi olabilir. Bu podlar, hava - hava ve hava - kara eğitimlerinde füze atış simülasyonunda kullanılıyor. Söz konusu podlar vasıtası ile uçakların performansları, manevra ve konumları takip edildiği gibi, hangi durumda hedefi vurdukları ya da vuramadıkları da hesaplanıyor. HIPOD, bu konudaki dışa bağımlılığı ortadan kaldırabilecek ve önemli ihracat başarısı getirebilecek bir sistem olabilir.



HEMA

Fuarda sürpriz yapan firmalardan biri de HEMA idi. Henüz hiçbir zırhlı muharebe aracı üretim tecrübesi olmayan firma, beş ayrı muharebe ve personel taşıyıcı araç birden getirmiştir IDEF'e.

Yakından incelendiklerinde, söz konusu araçların, HEMA'nın işbirliği kurduğu Kanadalı Streit Group'a ait tasarımlar olduğu anlaşıldı. Farkları, araçların önünde orijinal logoların üstüne yapıştırılmış HEMA logoları ve Varan adlı aracın üstündeki Yüksel Savunma YAK uzaktan kumandalı silah kulesi idi.

Sergilenen araçlar ve gerçek isimleri şunlar:

Bora 4x4 çok maksatlı zırhlı personel taşıyıcı: Cobra
Şimşek 4x4 silah taşıyıcı araç: Scorpion
Tayfun 4x4 çok maksatlı zırhlı personel taşıyıcı: Typhoon
Varan 6x6 özel maksatlı taktik tekerlekli araç: Veran
Kasırga 4x4 çok maksatlı zırhlı personel taşıyıcı: Cyclone


Yabancı araca Türkçe isim verip devşirme döneminin geride kaldığını sanıyordum, yanılmışım.

Bu milliler millisi araçların hemen önünde ise HEMA'nın Altay projesi için önerdiği milli güç grubu modeli bulunuyordu. Sergilenen model, ABD'li Continental firması üretimi 1,500bg gücündeki AVDS-1790 motoruydu. HEMA'nın Milli Güç Grubu Projesi kapsamındaki yaklaşımı, hava soğutmalı olan bu motoru kısmen yerlileştirip su soğutmalı hale dönüştürerek 1,700bg güç elde etmek.


ITWL


Fuara katılımı en dikkat çeken ülkelerden olan Polonya'nın standında, ITWL (Instyut Techniczny Wojsk Lotniczych; Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü) kurumu, çeşitli ArGe projelerini tanıttı. Bunlar arasında Pszczoła (Arı) minyatür İHA'sı, boyutları ile dikkat çekici: 0.8kg ağırlığındaki bu İHA'nın 5cm kanat açıklığı bulunuyor. İHA, 20dakika havada kalabiliyor ve azami 5km menzile, azami 300m irtifada ve 10 - 100km/saat süratte ulaşabiliyor. Pszczoła, bölük seviyesi unsurların sütre gerisi keşif - gözetleme ihtiyaçları için geliştirilmiş. 

Türkiye ile, özellikle İHA konusunda işbirliği olanaklarını araştıran ITWL'nin ürün ve projeleri arasında F-16 görev destek sistemi SIWESF-16, uçak bakım personelinin eğitimi için simülatörler, direğe monteli sabit tesis gözetleme sistemi, Orion kaska monteli görüş sistemi bulunuyordu. ITWL ayrıca Grot 2 adlı ileri jet eğitim uçağı projesi üzerinde de çalışıyor. Kurum, tek motorlu, çift kuyruk dikmeli ve omuzdan kanatlı bir uçak olan Grot 2'nin tırmanma oranının çift motorlu M-346'dan "çok az" daha düşük olduğunu vurgulamış broşürde. Kurum ayrıca uçağın kobra manevrası yapabileceğini, muadilleri arasında en düşük maliyete ve yakıt sarfiyatına sahip olacağını vurgulamış


Kockums


IDEF'in kenarda köşede kalmış bir başka katılımcısı, Thyssen Krupp Marine Systems'a (TKMS) bağlı Howaldtswerke-Deutsche Werft'e ait Kockums idi. Kockums IDEF'te, FLEXPatrol karakol botu ve MCMV 52 mayın tarama / devriye botu tasarımlarını tanıttı.

FLEXPatrol, Visby esintileri taşıyan, helikopter hangarına sahip bir hücumbot. 57mm ya da 76mm baş topa, üst yapı içine saklanan hava savunma ya da gemisavar füzelerine, mayın dökme tertibatına ve kıç tarafında motorbot hangarına sahip FLEXPatrol, hangarı içinde bir 
helikopter de saklayabiliyor. MCMV 52 ise, 53m uzunluk, 500t tam yük deplasman ve 22 deniz mili azami sürate sahip bir mayın tarama / devriye botu tasarımı.


Nurol


Nurol, bir önceki IDEF'te 3 boyutlu konsept tasarım çizimini göstermiş olduğu Ejder 4x4 aracın prototipini getirmişti. Toplam azami 9 kişi taşıyabilen Ejder 4x4, 12 - 14t arası muharebe ağırlığına sahip. 300bg Cummins motora sahip olan araçta ASELSAN Sarp uzaktan kumandalı silah istasyonu bulunuyor.


OTOKAR


Açılışından iki gün önce düzenlediği basın toplantısı ve tanıtım ile, tabiri caizse "rol çalan" Otokar,  fuarın yıldızı idi. Firma Altay ana muharebe tankı prototipi ile birlikte çok sayıda özgün tasarım aracı sergiledi. Bunlar arasında kamuoyuna ilk kez gösterilen Tulpa paletli zırhlı muharebe aracı, Cobra II 4x4 zırhlı personel taşıyıcı, Ural 4x4 zırhlı personel taşıyıcı, Kaya II mayına karşı dayanıklı araç ve çeşitli özgün tasarım uzaktan kumandalı silah sistemleri bulunuyordu.

Altay: Otokar'ın fuara getirdiği Altay prototipi, testlerden yeni çıkmış gibiydi; paletlerde yoğun yıpranma izleri belli oluyordu. Ayrıca IDEF 2011'de kamuoyuna gösterilen prototip ile arasında bazı ufak tasarım değişiklikleri belli oluyordu. Otokar yetkilisi, sadece Altay projesinde yer alabilmek için maaş vb konuları önemsemeden onlarca iş başvurusu aldıklarını, halihazırda proje ile ilgili yan sanayi işbirliği konusunda bir sıkıntıları olmadığını söyledi.

Tulpar: Fuardan hemen önce ilk kez tanıtılan Tulpar, en az 3 senelik bir araştırma ve geliştirme sürecinin ürünü. 32 - 42t arasında muharebe ağırlığına sahip olan Tulpar, A400M Atlas nakliye uçağı ile havadan nakledilebiliyor. Fuarda sergilenen Tulpar, 30mm toplu OTOKAR Mızrak 30 insansız kulesi ile donatılmıştı. Bunun dışında farklı silah ve sensör sistemleri de takılabiliyor. Aracın arka kısmında ise 8 adet piyade taşınabiliyor.

810bg Scania V8 dizel motorla tahrik edilen Tulpar'ın aktarma organı SAPA SG-850; hidrolik süspansiyonu ise Horstman üretimi. OTOKAR yetkilisi zaman içinde motor hariç tüm alt aksam ve sistemlerin OTOKAR tarafından millileştirileceğini söyledi.

OTOKAR'ı Tulpar için tebrik etmek gerekir. Sadece modern ve yüksek performanslı (görünen) bir zırhlı muharebe aracını bu kadar kısa sürede ve kamuoyuna hiç sızdırmadan geliştirdiği için değil, aynı zamanda bu konuda başlatılmış herhangi bir ihale olmadan böyle bir projeye özkaynakları ile giriştiği için. Firmanın daha önec Cobra 4x4 ile, Yonca Onuk'un da MRTP ile yaşadığı tecrübeler malum: Eğer firma, hem teknik / askeri hem de ticari olarak iyi bir analiz yapıp, ihtiyacı başarılı bir şekilde tespit ederse, başka bir ifade ile ihtiyacı kendisi yaratırsa, satış başarısı eninde sonunda geliyor. Nitekim Cobra aracı çok uzun süre TSK tarafından tercih edilmemiş, bu aracı OTOKAR'ın kabul ettirmesi zor olmuştu. Halen ana muharebe tankı yanında görev yapabilecek bir zırhlı muharebe aracı konsepti olmayan Türk Kara Kuvvetleri'nin bu aracı yakından incelemesi, belki testlere tabi tutması ve ikna edilmesi, muhtemelen OTOKAR açısından meşakkatli bir süreç olacak. ABD'nin M1 Abrams - M2/M3 Bradley, İngiltere'nin Challanger 2 - Warrior, Almanya'nın da Leopard 2A6 - Puma ile kurduğu düzenin bir benzerini, Türkiye Altay - Tulpar ikilisi ile gecikmeli de olsa hayata geçirebilir.


Ural:
İlk kez gösterilen araçlardan Ural 4x4, 10 personel taşıyabilen 6t sınıfı bir araç. OTOKAR üretimi Üçok uzaktan kumandalı silah istasyonu ile gösterilen araca çok farklı görev sistemleri takılabiliyor. Cobra ve Cobra II'nin bir boy büyük ağabeyi gibi bir pozisyonda bu araç.

Cobra II: Hem Türkiye hem de yurtdışında büyük satış başarısı yakalayan üç kapılı Cobra'nın beş kapılı ve daha büyük bir versiyonu olan Cobra II, 12t ile selefinin neredeyse iki katı ağırlığa sahip ve 9 personel taşıyabiliyor. C-130 ile havadan nakledilebilen Cobra II, aynı Cobra ve Ural gibi OTOKAR üretimi çeşitli insanlı ve insansız silah istasyonları ile donatılabiliyor. Firma Cobra II'yi, Cobra ile aynı hareket kabiliyetine ancak daha geniş taşıma kapasitesine sahip olarak tanıtıyor ancak amfibik yeteneği mevcut mu emin değilim.

Arma: 6x6 ve 8x8 versiyonları sergilenen Arma'nın dikkat çeken versiyonu, Cockerill CT-CV 105HP 105mm top kulesi ile donatılmış zırhlı muharebe aracı idi. OTOKAR yetkilileri, yerli bir 105mm kule tasarımı için MKEK ile birlikte çalıştıklarını söylediler. Bu aracın bir başka ilgi çeken özelliği, top geri tepmesinin önlenmesi için, lisanslı bir sönümleme teknolojisinin kullanılıyor olması.


OTOKAR'ın bu fuardaki bir başka sürprizi ise kendi tasarım ve üretimi çok çeşitli insanlı ve uzaktan kumandalı stabilize silah istasyonları idi. Bu tasarımlar şu şekilde sınıflandırılmış:

Bozok stabilize uzaktan komutalı silah platformu (25mm)
Bozok stabilize tek kişilik kule sistemi (12.7mm, 25mm)
Keskin uzaktan komutalı silah platformu (7.62mm, 12.7mm, 40mm, 14.5mm)
Başok stabilize uzaktan komutalı silah platformu (7.62)
Mızrak stabilize uzaktan komutalı silah platformu (30mm + 7.62mm UKSS, 30mm + ATGM, 30mm)
Üçok stabilize uzaktan komutalı silah platformu (7.62mm, 12.7mm, 40mm)


RMK

MilGem korveti seri üretim işini alan RMK, Sahil Güvenlik Arama ve Kurtarma gemi projesinde de sona nihayet yaklaşabilmiş olmanın rahatlığını taşıyor gibiydi. Firma, Katar'a önerdiği C-1600 tasarımını sergiledi.

MilGem S ile ziyadesiyle meşgul olacak olan firmanın, LPD projesini alması durumunda altyapısının zorlanıp zorlanmayacağı yönündeki soruma firma yetkilileri, "Şu an için bir sıkıntımız yok ancak eğer zorlanırsak Tuzla'da çevremizde genişleyecek alan da çok" şeklinde bir yanıt verdiler.

Firma standında LPD maketinin noksanlığı dikkat çekici idi. Diğer tüm gemilerin maketleri getirilmişken LPD'nin neden getirilmediğini sorduğumda bana LPD'nin posteri gösterildi.



ROKETSAN

IDEF'in benim için en büyük hayal kırıklığı ROKETSAN idi.

Nereden başlasam bilemiyorum. Tamamen sahipsiz gibi görünen, son derece kötü bir kalitede, laf olsun diye hazırlandığı belli broşürü ile SOM füzesi, sanki son anda oraya konmasına karar verilmiş gibiydi. Bu kadar önemli, prestijli bir sistemin, firma standındaki ağırlığı neredeyse yok gibiydi.

Bir başka çok önemli proje olan Alçak İrtifa Hava Savunma Füzesi, standın arkasında, sanki özellikle gözlerden saklanmak için ve kel alaka bir şekilde OMTAS füzesi ile birlikte sergileniyordu. İlgili ve bilgili personel ve broşür noksanlığı (eksikliği değil!) burada da vardı.

Standın bir cephesi boyunca uzanan maketler ise çileden çıkartıcı idi. Firma, elindeki 107mm, 122mm ve 300mm roket fırlatıcı tüplerini  bir kenara, çeşitli kamyon ve zırhlı araç maketlerini de diğer kenara koymuş, sonra da bunlardan farklı farklı kombinasyonlar denemiş gibiydi. Firma sanki amatör ve profesyonel ziyaretçilerine "benim yapabildiğim inovasyon en fazla bu kadardır" mesajı vermişti, niyeti bu olmasa bile. Yıllardır çeşitli topçu roketleri üreten, Cirit, UMTAS, OMTAS geliştiren, SOM üretecek bir firma bunu nasıl yapabilir, aklım havsalam almıyor. Bir bu standdaki manzarayı düşünüyorum, bir de fuardan kısa süre önce okuduğum İsrail'in MARS projesini: 306mm topçu roketine güdüm kontrol sistemi takıp, F-16'nın kanat altına monte edip, uzun menzil süpersonik hassas vuruş kabiliyeti geliştirmeyi hayal ediyorlar. Veyahut fuardaki LaGS füzesini ele alalım: Ne kadar basit ama bir o kadar da gelecek vaat eden bir yaratıcılık! ROKETSAN standında hiç bir teknolojik kazanımı olmayan, atla deve olmayan bir denizaltısavar havanın "özkütlesi", SOM'dan, AİHSFS'den çok daha fazlaydı!

Fuarlar sektör profesyonelleri için toplantı ve temas fırsatlarıdır. Standlardaki maket ve ürünler basın ve amatörler içindir. Başka bir deyişle, firmalar fuarlarda iş geliştirmez, satış yapmazlar; bunu zaten fuar dışı zamanda da gerçekleştirmektedirler. Ancak fuarların asıl önemi, firmaların kabiliyetlerinin amatör ve profesyonel çevrelere gösterimidir: Firmaların üretim, geliştirme ve daha da önemlisi hayal kurabilme kabiliyetleri sergilenir standlarda.

Ben olsam ne yapardım? (Gerçekten böyle bir proje olmasa bile) 300mm roket maketinin ucuna dört kanatçık takar, burnuna cam yarı küre koyar, "INS/GPS + elektrooptik güdümlü 300mm topçu roketi" diye de bir plaket koyardım önüne. Ya da AİHSFS'nin ufak bir tadilatla havadan - havaya füzeye dönüştürülmüş bir versiyonunun 3D grafiğini iliştirirdim bir broşüre (ki ROKETSAN yetkilileri için bu son derece zor bir işmiş! Yerçekimini yenip bir uçağı vurabilecek füzeyi, yerçekimini zaten yenmiş uçan bir uçağa koymanın nesi zor, anlayabilmiş değilim).

Ama bunun yerine fuarda ne vardı? Harp başlığı ve roket yakıtı geliştirmekten ve bunların fırlatıcılarını çeşitli sayı ve kombinasyonlarda kamyon ve zırhlı araçlara koymaktan başka hiç bir yaratıcılığı olmayan, elindeki muazzam potansiyeli kullanmayı hayal etmeyen bir şirket profili.

Sezar'ın hakkı Sezar'a: Bu nahoş durumun tek istisnası, Mini Akıllı Mühimmat idi. Temel olarak roket motoru olmayan bir L-UMTAS olarak nitelendirilebilecek MAM, 1m uzunlukta ve toplam 22.7kg ağırlıkta. 8km'ye kadar menzile ulaşabilen MAM'ın, İHA'larla kullanılması öngörülmüş.

IDEF'te görüldüğü (daha doğrusu gösterdiği) şekliyle ROKETSAN'ın yaratıcılığı bundan ibaret: UMTAS füzesinin motor kısmını çıkarıp mini bombaya dönüştürmek.



Selex


İtalyan Selex, IDEF fuarında ilk kez, Rus yapımı R-27T (NATO kodu AA-10 "Alamo") kızılaltı havadan havaya füzeleri için geliştirdiği yeni arayıcı başlık tasarımını sergiledi. R-27T'lere doğrudan uyabilecek sensör, farklı tipte havadan havaya ve havadan karaya füze modernizasyonları için de teklif ediliyor.



TAI

TAI standının ağır toplatı Anka İHA prototipi, T129 saldırı helikopteri ile Hürkuş kokpit maketi idi. Ancak esas sürpriz, standın uzak köşesindeki bir duvarı kaplayan FX milli savaş uçağı kavramsal tasarım alternatiflerinin sergilendiği çizim idi. Çizimde, üçü de çift kuyruk dikmeli farklı tasarımlar bulunuyordu: Çift motorlu konvansiyonel kanat yapısına sahip tasarım, önkanat (canard) ve delta kanatlı, kuyruk dümensiz, tek motorlu tasarım ile konvansiyonel kanat yapısına sahip tek motorlu tasarım. Uçaklardan çift motorlu olanı, Japonya'nın ATD-X projesine, önkanatçıklı olanı ise Saab'ın FS2020 tasarımına hatırı sayılır ölçüde benziyor.

FX projesinde kavramsal tasarım aşaması bu sene sonuna doğru tamamlanacak. Bundan sonra projeye devam kararının Aralık ayındaki Savunma Sanayii İcra Komitesi toplantısında alınması bekleniyor. Ancak öyle görünüyor ki, projenin kaderinde esas rol oynayıcı etken, motor sayı ve tipi olacak. Hava Kuvvetleri'nin zorlayıcı isterleri ile sanayinin altyapı ve kapasitesi ve öte yandan da tekno - politik etkenler arasında hassas bir denge kurulması gerekecek. FX projesinin Türkiye'yi esas zorlayacağı yer de muhtemelen bu dengeyi kurmak olacak, uçağın kendisini üretebilmek değil.

TAI, bu fuarda Hürkuş'un silahlı yakın hava destek versiyonu olan Hürkuş C'yi öne çıkarmıştı. Önünde milli geliştirilen Cirit, Umtas, HGK Mk82 gibi güdümlü silahlar bulunan Hürkuş ile, Kara Kuvvetleri Komutanlığı ciddi olarak ilgileniyor. 20 yıl sonra da gelse kaydedilen bu devasa aşama mutluluk verici.

Standda Anka'ya komşu olan R300 Sivrisinek rotorlu İHA'sı, her ne kadar TAI'nin bir uçan laboratuarı olsa da, bu aracın satışı da yavaş yavaş gündeme gelebilir gibi görünüyor.

Standın diğer köşesindeki helikopter sayısal kokpit simülatörü ilgi çekici idi. TAI mühendisleri, tamamen dokunmatik ekranlardan oluşan bir kokpit hayal etmişler. Ekranda gösterilen bilgilerin yeri ve şekli isteğe bağlı değiştirilebiliyor. İlginç bir çözüm ancak sertifikasyon ve donanım - yazılım hususları nedeniyle kısa vadede pratiğe dönüştürülmesi zor olabilir. Yine de ROKETSAN örneği ile karşılaştırıldığında güzel bir örnek oldu. Öte yandan hem ASELSAN hem TAI'nin aynı anda birbirlerinden bağımsız olarak sayısal kokpit teknolojileri üzerine çalışıyor olmalarını, kaşlarım hafif çatılmış bir şekilde not ettim.



TÜBİTAK SAGE

HGK ve KGK'nın seri üretimi için ASELSAN, SOM'un seri üretimi için de ROKETSAN'la anlaşmış SAGE'nin standında çok ön planda olmasa da bazı dikkat çekici ayrıntılar vardı:

HGK-3 ve HGK-4 olarak adlandırılmış HGK türevleri

"Çoklu taşıma" adı ile sergilenen MER (Multiple Ejector Rack) tipi, birden çok mühimmatı aynı anda taşıyabilen bombasalan ünite tasarımı

HGK'nın F-16'dan deneme atışlarının videosu.


Öte yandan TÜBİTAK'a bağlı bir başka enstitü olan BİLGEM'in geliştirdiği DRT iz takip masasının, Tuzla sınıfı karakol botlarında kullanıldı bilgisini eklemek gerek.


United Technologies Corporation


UTC, kendisine bağlı Goodrich üretimi DB110 elektrooptik keşif podunu, Türk Hava Kuvvetleri renklerindeki bir F-16 maketinin gövde altına monteli şekilde sergilemişti. TARP projesinin kara talihini hatırlayınca çok fazla bakamadım makete, sadece birkaç fotografını çektim. Türkiye'nin gerçek zamanlı taktik IMINT kabiliyeti büyük ölçüde bu podun teslimatına bağlı zira.


WZM


Polonya standındaki WZM firma yetkilisi ile ilginç bir sohbet yaptım. Firma yetkilisi, Polonya ordusu tarafından Afganistan ve Çad'daki operasyonlarda yoğun olarak kullanılan AMV (Polonya'daki adı Rosomak) aracı üzerinde 200 farklı tadilat ihtiyacı tespit ettiklerini ve bunları kendi imkânları ile gerçekleştirdiklerini söyledi. Patria tasarımı olan AMV, 8x8 sınıfında oldukça başarılı bir zırhlı personel ataç. Buna rağmen, gerek operasyonel şartlar gerekse kullanıcının kendine özgü ihtiyaçları, kendini kanıtlamış bu araç üzerinde çok sayıda tadilat ve değişiklik yapılmasını gerektirmiş. Bu durum, kara araçlarında büyük bir ivme yakalayan Türk savunma sanayiine örnek olmalıdır. Yeni araç tasarımı ortaya koymak değil, bunu kullanıcının ihtiyaçlarına uyarlayabilmek ve kullanıcı ile uyum içinde çalışabilmek son derece önemlidir.

Aracı üretmek ya da üzerine firma logosu çakmak değil, özgün kullanım ve harekat konsepti yaratabilmek esas hedef olmalıdır.






Kaynaklar

[1]: "IDEF 2013: Turkey moves forward on future frigate programme": Jane's Defence Weekly, 10.05.2013
[2]: "Aselsan dispays three new air defence systems": Jane's Defence Weekly, 10.05.2013
[3]: "Aselpod targets F-16 Block 50+": Jane's International Defence Review, 08.05.2013
[4]: http://www.dzkk.tsk.tr/ctf151/arsiv/ctf151_ussbainbridge_ziyareti.php
[5]: "Türk Deniz Kuvvetleri'ne Rotorlu İHA": http://www.siyahgribeyaz.com/2011/09/turk-deniz-kuvvetlerine-rotorlu-iha.html
[6]: "Turkish Industry Joins Common Submarine Missile Project": http://www.defense-aerospace.com/articles-view/release/3/144973/roketsan-joins-diehl-submarine-missile-project.html
[7]: Konu ile ilgili olarak bkz: "Havada Asimetrik Savaş: İnsanlı Uçaklar İnsansızlara Karşı": http://www.siyahgribeyaz.com/2012/11/havada-asimetrik-savas-insanl-ucaklar.html







Doğu Akdeniz'de Kim Daha İyi Görüyor, Kim Daha İyi Duyuyor?

$
0
0
Doğu Akdeniz'de yeni bulunan enerji kaynakları ve bunların paylaşımı konusundaki ihtilaflar, bölgeyi yeni bir potansiyel "sıcak nokta" haline getirdi. Arap Baharı sürecinin devamında 2011'den bu yana devam eden iç savaş ile mahvolan Suriye'nin oluşturduğu jeopolitik kara delik, Türkiye - İsrail gerginliği, İsrail'in bölgedeki askeri - politik açılımları gibi etkenler de bu noktanın sıcaklığını artırdı.

Bilhassa münhasır ekonomik bölge paylaşım krizi ile ortaya çıktı ki, kıyıdaş ülkelerin askeri - istihbari kaynakları, iddialarını savunmada son derece hayati öneme sahip. Bu önem, 2012 Haziran'ında Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir RF-4ETM keşif uçağının Suriye tarafından düşürülmesi olayı ile daha da dramatik şekilde vurgulandı.

Anlaşıldı ki, Doğu Akdeniz'deki stratejik resmi tam ve net gören ülke, bu bölgedeki hak ve hukukunu korumada tartışmasız güce sahip.

Peki bu konuda durum nedir? Doğu Akdeniz ülkelerinin hava ve deniz konuşlu istihbarat, keşif ve gözetleme (İGK; Intelligence, Surveillance, Reconnaissance; ISR) kabiliyetleri ne seviyede? Açık kaynakları tarayarak, Mayıs 2013 itibariyle bölge ülkelerinin elindeki aktif hizmette bulunan İGK kabiliyetlerinin bir dökümünü çıkardım.

Umarım bölge dengeleri ve jeopolitiğen ilgi duyan okura yardımı olur.

Açıklamalar

1. Döküm, hava ve deniz unsurları ile bu unsurların taşıdığı İGK sistemleri kapsamakta. Jandarma ya da sahil güvenlik gibi kolluk kuvvetlerinin sistem ve unsurları ile kiralık vb geçici sistemler kapsam dışında. Aynı şekilde sipariş verilmiş, üretimi, geliştirmesi ya da denemeleri devam eden ve dolayısıyla resmî hizmete girmemiş sistem ve unsurlar da kapsam dışında.

2. Kara konuşlu sistemler ile kara havacılık unsurları (taarruz / taktik keşif helikopterleri gibi) kapsam dışında.

3. Telsiz, veribağı (datalink), SATCOM gibi muhabere sistemleri ile komuta kontrol sistemleri dökümün kapsamı dışında.

4. Taramanın konusu olan ülkeler: Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Yunanistan, Mısır, İsrail, Lübnan ve Suriye. Bu ülkelerden, İGK sistem envanterleri ile öne çıkan dört ülke, Mısır, İsrail, Türkiye ve Yunanistan'ı tabloya aldım. İGK envanterleri oldukça kısıtlı olan GKRY ve Lübnan ile neredeyse tüm İGK altyapısı iç savaş nedeniyle tahrip / kullanılamayacak durumda olan Suriye'yi tablo sonuna bilgi notu olarak ekledim.

5. Unsur tablosundaki özellikle uçak sayıları yaklaşık olup, bu konuda kesin ve 100% gerçek verilere ulaşmak mümkün değil.

6. Özellikle İsrail'in envanterinde bulunan sistemlere ait net ve doğrulanabilir bilgilere ulaşmak son derece zor. Iskalanan ya da hata yapılan bilgilerin olması muhtemeldir. Zaten çalışmanın amacı net ve gerçek verileri sunmak değil, gerçeğe en yakın resmi çekebilmek. Tablo ile ilgili ekleme, çıkarma, düzeltme vb her türlü geribeslemeye açığım.

7. Tablodaki başlıkların açıklamasını yazının en sonuna ekledim.



İstihbarat, Gözetleme, Keşif (ISR) Unsurları

İsrailMısırTürkiyeYunanistan
Taktik Savaş Uçağı320+ x F-16
90 x F-15
220 x F-16
45 x Mirage 5
12xMirage 2000EM
80 x MiG-21 / F-7B
239 x F-16
48 x F-4E 2020
155 x F-16
34 x F-4E AUP
18 x Mirage 2000EG/BG
24 x Mirage 2000-5 Mk2

Gözetleme / Taktik Keşif / Fotogrametri Uçağı5 x King Air 200CT Tsofit 3
3 x King Air 200T Tsofit 4
5 x Mirage 5SDR
16 x RF-4ETM(?)
2 x King Air 200
? x C-160D Gören
15 x RF-4E
1 x CL415MP
Deniz Karakol / DSH Uçağı5 x AS565SA
3 x IAI-1124N
10 x SH-2G(E 24 x S-70B-28
8 x AB212ASW
1 x CN-235MPA
6 x AB-212ASW
11 x S-70B-6
Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı2 x G550 CAEW
1 x Boeing 707 Phalcon (?)
7 x E-2C -4 x EMB-145AEW Erieye
Elektronik Taarruz UçağıArava 202 EW4 x Mi-8MV --
ELINT / SIGINT / COMINT UçağıArava 201 SIGINT
3 x Gulfstream 500 Shavit
2 x
RC-12K Guardrail
5 x RC-12D Guardrail
2 x EC-130H
2 x Beechcraft 1900C-1E
4 x Sea King Commando Mk2E
3 x AB-212ASW EW
2 x CN-235EW
2 x AB-212ASW EW
Keşif Gözetleme UydusuOfeq 5
Ofeq 7
Ofeq 9
-Göktürk 2-
İHA - TaktikAerolight
Aerostar
Searcher 2
Hunter
Scout
Teledyne 324 Siksak
Chukar III Telem
Hermes 450
R4E SkyEye
Teledyne 324 Scarab
ASN-209
--
İHA - MALEHeron 1
Heron TP Eitan
Hermes 900
-10 x Gözcü 1 (Heron)-
İHA - HALE----
Suüstü Gemisi - Muharip3 x Sa'ar 5
8 x Sa'ar 4.5
2 x FF1052
2 x Tip 053H
4 x FFG7
2 x Descubierta
6 x Vosper Mk56
4 x MEKO 200TN I
4 x MEKO 200TN II
4 x FFG7
4 x FFG7+
1 x MilGem
6 x A69
8 x FPB57
2 x FPB57+
9 x FPB62
4 x MEKO 200HN
3 x Kortenaer
6 x Kortenaer MLM
4 x Roussen
10 x Combattante III
Denizaltı3 x Dolphin
2 x Dolphin II
-6 x Atılay (Tip 209 / 1200)
4 x Preveze (Tip 209 / 1400)
4 x Gür (Tip 209 / 1400+)
3 x Glavkos (Tip 209 / 1100)
4 x Okeanos (Tip 209 / 1200
1 x Papanikolis (Tip 214)


İstihbarat, Gözetleme, Keşif (ISR) Sistemleri

İsrailMısırTürkiyeYunanistan
Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi
(Uçak, pod)
EL/L-8222 (F-15, F-16)
EL/L-8251 (F-16)
AN/ALQ-131 (EC-130H, F-16)
AN/ALQ-184 (F-16)
EL/L-8222 (F-4E 2020)-
Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi
(Uçak, tümleşik)
SPS-3000 (F-15I, F-16I)
EL/L-8240 (F-16A, F-16C)
ACES (F-16)
R-949 (Mi-8MV)
AN/ALQ-178(V)3 (F-16, F-4E 2020)
AN/ALQ-178(V)5 (F-16)
AN/ALQ-211 AIDEWS (F-16)
ASPIS II (F-16)
AN/ALR-68(V)2 (F-4E AUP)
ICMS (Mirage 2000-5 Mk2)
Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi
(Suüstü gemisi)
NS-9005A-V2 (Sa'ar 4, Sa'ar 4.5, Sa'ar 5)Sidekick (FFG7)
Triton (Tip 053H)
Beta (FF1052)
Cygnus (Vosper Mk56)
Scorpion B (MEKO 200TN I, MEKO 200TN II)
Sidekick (FFG7)
ARBB 33 Salamandre B3 (Kortenaer MLM)
ELT 715 (Kortenaer)
APECS II (MEKO 200HN)
ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi
(Uçak, tümleşik)
EL/L-8382 (G550 CAEW)
EL/I-3001 AISIS (Gulfstream 500 Shavit)
EL/K-7071 (Heron)
SKYFIX (Hermes 450)
EL/L-8310 (Arava 201 SIGINT)
EL/K-1250 (Arava 201 SIGINT)
EL/K-1150 (Arava 201 SIGINT)
TOP Scan
RAF-5100
EL/K-7032
ES5000 (Beechcraft 1900C-1E)Colibri (AB-212ASW EW)Colibri (AB-212ASW EW)
ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi
(Uçak, pod)
--MILSIS-2U (CN-235EW) ASTAC (RF-4E)
ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi
(Suüstü gemisi)
NS-9003A-V2 (Sa'ar 4.5, Sa'ar 5)
NATACS 2000 (Sa'ar 5)
AN/SLQ-32 (FFG7, FF1052)
Cutlass (Vosper Mk56)
Cutlass B1 (MEKO 200TN I, MEKO 200TN II, FPB62)
AN/SLQ-32(V)2 (FFG7, FFG7+)
DR2000S (A69)
ELDES-21 (FPB57)
ARES-2N (FPB57+, MilGem)
DR3000SLC (Kortenaer MLM)
Sphinx (Kortenaer)
AR700 (MEKO 200HN)
Telegon (MEKO 200HN)
DR3000 (Roussen)
DR2000S (Combattante III)
ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi
(Denizaltı)
TIMNEX II (Dolphin, Dolphin II)-SeaLion (2 x Atılay, Gür)
DR2000U (4 x Atılay)
Porpoise (Preveze)
AR-700-S5 (Glavkos)
DR2000U (Okeanos)
TIMNEX II (Papanikolis)
Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi
(Uçak, tümleşik)
AMPS (King Air 200CT Tsofit 3, Hermes 900)
MSIS (AS565SA)
MOSP (Hunter, Searcher, Heron 1, Heron TP Eitan, Hermes 450)
POP200 (HAROP)
EL/I-3100 AMRES
SAFIRE II (SH-2G(E))ASELFLIR-200T (S-70B-28, CN-235MPA)
ASELFLIR-300T (Gözcü 1, C-160D Gören)
AN/AAQ-22 (S-70B-6)
Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi
(Uçak, pod)
AN/AAQ-13 (F-15I)
AN/AAQ-14 (F-15I)
Litening (F-16C, F-16I)
AN/AAQ-13 (F-16)
AN/AAQ-14 (F-16)
ATLIS II (Mirage 2000EM)
AN/AVQ-23 PAVE Spike (F-4E 2020)
AN/AAQ-13 (F-16)
AN/AAQ-14 (F-16)
AN/AAQ-33 SNIPER (F-16)
AN/AAQ-13 (F-16)
AN/AAQ-14 (F-16)
Litening (F-4E AUP)
Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi
(Suüstü gemisi)
MSIS (Sa'ar 5, Sa'ar 4.5)Mk24 (FFG7)
Naja (Tip 053H)
ASIR (MEKO 200TN I, FPB57+)
GÜNGÖR (MEKO 200TN I, FPB57+)
Albis (MEKO 200TN II)
Mk24 (FFG7, FFG7+)
ASELFLIR 300T (MilGem)
LIOD Mk2 (FPB57)
LIROD (FPB62)
Mirador (Kortenaer MLM, Roussen, Combattante)
Panda (Combattante)
Elektrooptik Keşif / IMINT Sistemi
(Uçak, pod)
Condor 2 LOROP (F-16)
ElOp EO/IR-LOROP (F-16)
RecceLite (F-16)
TARS (F-16)
DB110 (F-16)
-DB-110 (F-16)
Keşif / RADINT Radar Sistemi
(Uçak, pod)
EL/M-20600 RTP (F-16)---
Arama / Tarama, Hedef Tespit / Teşhis / Takip Radarı
(Uçak, tümleşik)
AN/APG-68(V)2 (F-16)
AN/APG-68(V)9 (F-16I Sufa)
AN/APG-70 (F-15I)
EL/M-2055 (Searcher II, Hunter, Heron 1)
EL/M-2022U (Heron 1)
AN/APS-145 (E-2C)
AN/APG-68(V)2 (F-16)
AN/APG-68(V)8 (F-16 Block 50)
AN/APG-68(V)9 (F-16 Block 52+)
RDM (Mirage 2000EM)
AN/APG-68(V)2 (F-16 Block 30, Block 40)
AN/APG-68(V)9 (F-16 Block 50+)
EL/M-2032 (F-4E 2020)
EL/M-2055 (Gözcü 1)
Erieye (EMB-145AEW)
AN/APG-68(V)2 (F-16 Block 30)
AN/APG-68(V)8 (F-16 Block 50)
AN/APG-68(V)9 (F-16 Block 52+)
AN/APG-65GY (F-4E AUP)
RDM (Mirage 2000EG/BG)
RDY2 (Mirage 2000-5 Mk2)
Arama / Tarama Radarı (Suüstü gemisi)AN/SPS-55 (Sa'ar 5)
EL/M-2218S (Sa'ar 5)
EL/M-2258 ALPHA (Sa'ar 4.5)
TH-D 1040 Neptune (Sa'ar 4.5)
AN/SPS-55 (FFG7)
AN/SPS-49(V)4 (FFG7)
Tip 354 (Tip 053H)
Tip 352 (Tip 053H)
Tip 517 (Tip 053H)
AN/SPS-67 (FF1052)
AN/SPS-40B (FF-1052)
S820 (Vosper Mk56)
AWS 6 (MEKO 200TN I, MEKO 200TN II, FPB57+)
DA08 (MEKO 200TN I)
SMART S Mk2 (MEKO 200TN II, FFG7+, MilGem)
AN/SPS-55 (FFG7)
AN/SPS-49(V)4 (FFG7)
DRBV 51A (A69)
MW08 (FPB62)
Scout Mk2 (Kortenaer MLM, Roussen, Combattante III)
LW08 (Kortenaer MLM, Kortenaer)
ZW06 (Kortenaer)  
SMART L (Kortenaer MLM, Kortenaer)
DA08 (MEKO 200HN)
MW08 (MEKO 200HN, Roussen)
Triton (Combattante)
Arama / Tarama Radarı (Denizaltı)Elta ? (Dolphin, Dolphin II)-C63B (2 x Atılay)
DECCA 926 (4 x Atılay)
Scanter 2014X (Preveze, Gür)
MILNAV (Glavkos)
Calypso II (Okenaos)
Sphinx (Papanikolis)


Notlar

1. GKRY Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) envanterinde bir adet BN2B-21 Maritime Defender deniz gözetleme uçağı ile 2 adet Searcher 2 tipi taktik İHA sistemi bulunmakta.

2. Lübnan ordusu envanterinde üç adet Cessna 208B Caravan gözetleme uçağı bulunuyor.

3. Suriye Hava Kuvvetleri hizmetinde bulunan MiG-25RB (NATO kodu "Foxbat") taktik keşif jetlerinin, iç savaş nedeniyle tahrip ya da kullanılamaz durumda olması muhtemeldir. Ülkenin iç savaş öncesinde bunun dışında kayda değer bir İGK unsuru bulunmamaktaydı.


Değerlendirmeler

1. Tablo dikkatlice incelendiğinde, İGK sistem ve teknolojilerine bölgede en yoğun yatırımı yapan ülkenin İsrail olduğu görülmekte. Bu durum, İsrail'in, bölgenin en küçük yüzölçümüne sahip ülkelerinden biri olması nedeniyle ayrıca dikkat çekicidir. Uzun menzilli İGK sistem ve unsurları ile İsrail'in, istihbarat ve operasyonel faaliyetleri sınırlarından çok uzak bölgelere, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'nun derinliğine yayma imkân ve kabiliyetini kazandığını söylemek mümkün. Öte yandan ABD'den her yıl alınan büyük meblağlardaki askeri yardımın, ülkeye bu tip pahalı ve karmaşık sistemleri geliştirebilmesi için fırsat yaratmış olması da söz konusudur.

2. Bölgede İHA sistemlerine envanterinde en fazla ağırlık veren ülkenin yine İsrail olduğu görülüyor. Bu çalışmanın kapsamı dışında olan mini / mikro İHA sistemleri ile birlikte bu ülke, en geniş kapsamlı İHA envanterine sahip.

3. Bölgedeki dört önemli ülke arasında İHA sistemleri açısından en zafiyette olan ülkenin Yunanistan olduğu görülüyor. Bu ülkenin az miktardaki Sperwer mini / taktik İHA'sı gayrı faal durumda.

4. Türkiye, 3 sistem - 10 uçak Gözcü 1 (Heron) ile, bölgedeki dört ana ülke arasında "kötünün iyisi" bir konumda değerlendirilebilir. Ne var ki söz konusu sistemlerin Batman konuşlu olması ve neredeyse tamamen Güneydoğu Anadolu'da sınır güvenliği ve terörizmle mücadele kapsamında yoğun biçimde kullanılıyor olmaları, Doğu Akdeniz üzerinde Türkiye'nin İHA konuşlu İGK kabiliyetinden mahrum kalması sonucunu doğurmakta. Öte yandan İsrail, Heron, Heron TP Eitan ve Hermes 900 İHA sistemlerini öncelikli olarak deniz gözetleme görevlerinde kullanılmak üzere tadil etmekte.

5. Yunanistan'ın, coğrafi konumu nedeniyle Doğu Akdeniz üzerinde etkin bir İGK kabiliyeti tesis etmesi son derece zor görünmekte. Ülkenin en stratejik İGK sistemi olan EMB-145AEW erken ihbar ve kontrol uçaklarının esas görev alanı Ege Denizi. GKRY ile mevcut olan savunma ve stratejik işbirliği kapsamında Baf Havaalanı'nın kullanılması mümkün.

6. Türkiye'nin, deniz kuvvetlerinin muharip unsurlarının sayısal ezici üstünlüğü öne çıkmakta. Bu alanda İsrail'in, özellikle suüstü gemi envanteri açısından zafiyeti söz konusu. Ancak İsrail'in denizaltı filosuna verdiği ağırlık dikkat çekicidir.

7. Türkiye'nin herhangi bir elektrooptik ya da radar taktik keşif kabiliyetine sahip olmaması dikkat çekicidir. RF-4ETM filosu için elektrooptik ve radar keşif podlarının tedariğini kapsayan TARP projesi, İsrail ile ilişkilerin kopması akabinde iptal edilmişti. RF-4ETM filosunun, 2012'deki kriz sonrasında uçuştan çekildiğine dair, henüz doğrulanmamış haberler mevcuttur. Söz konusu uçaklar hala uçuşta olsalar bile, IMINT kabiliyetleri ıslak film kameraları ile kısıtlı durumda.

8. Türkiye'nin sahip olduğu elektrooptik gözetleme ile ELINT / SIGINT / COMINT uçakları, aynı İHA filosu gibi, ağırlıklı olarak Güney - Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kullanılmakta. Doğu Akdeniz'deki ELINT / SIGINT faaliyetlerinde ana yük suüstü ve denizaltı filosunun üzerine binmiş görünüyor.

9. Türkiye'nin havadan erken ihbar ve kontrol ile elektronik harp uçak konularında zafiyeti söz konusu. Barış Kartalı HEİK projesinde 5 yıllık bir gecikme söz konusu. Bölgedeki dört ana ülke arasında HEİK kabiliyetine sahip olmayan tek ülke Türkiye.

10. ELINT / SIGINT platformları ve sistemleri açısından İsrail'in ezici bir üstünlüğü söz konusu. Bu alanda Türkiye'nin iki adet CN-235EW gibi cüssesine göre son derece mütevazi bir kabiliyeti var ve bu kabiliyet belirtildiği üzere öncelikli olarak Güney - Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne odaklanmış durumda.

11. Deniz karakol ve DSH uçağı konusunda Türkiye'nin bölgedeki en güçlü helikopter filosuna ancak en cılız uçak envanterine sahip olduğu görülüyor. Deniz Kuvvetleri için yürütülmekte olan Meltem projesi kapsamında 6 adet düşük performanslı CN-235MPA uçağının ilki, büyük gecikmelerden sonra henüz hizmete girebildi. 10 adet daha güçlü ve modern ATR-72ASW uçağının tedarik edileceği Meltem 3 projesinde zincirleme beceriksizlikler sonucu tedarik mitarı 6 adet deniz karakol ve iki adet nakliye türevi ATR-72 olarak yeniden belirlendi. 2005 yılında sözleşmesi imzalanan projede ilk deniz karakol uçakları en erken 2017 yılında, yani sözleşme imzasının 12. (onikinci) yılında hizmete girecek.

12. Keşif gözetleme uydusu bakımından aktif ve etkin kabiliyete sahip tek ülke İsrail. Onu Türkiye takip ediyor. Yerli imkânlarla geliştirilen Göktürk 2 uydusu henüz test aşamasında. Proje serisinin ilk uydusu olan Göktürk 1, henüz fırlatma aşamasına gelebilmiş değil.

13.İGK unsur ve sistem envanterinde yerli çözümlerin en ağırlıkta olduğu ülke İsrail. İsrail'i Türkiye takip ediyor. Türkiye'de özellikle elektrooptik sistemlerde belli bir yerlilik oranının sağlanmış olduğu görülüyor ancak elektromanyetik sistemler konusunda dışa bağımlılık, MILSIS 2U istisnası haricinde, dikkat çekici. Her ne kadar bu çalışmanın kapsamı dışında olsa da, kara konuşlu İGK sistemlerinde Türkiye'nin çok daha ileri bir konumda olduğu hususunu eklemek gerekir. Dolayısıyla kara konuşlu kabiliyetin hava ve deniz sistemlerine sirayetinde gecikme ya da sıkıntı olduğu düşünülebilir.

14. Türkiye'nin İGK alanındaki projelerde çok ciddi gecikmelerin yaşanıyor olması bir sıkıntı olarak öne çıkıyor. Öte yandan milli çözümleri içeren projelerin büyük kısmı ya geliştirme ya da Teklife Çağrı Dosyasının hazırlanması aşamasında bulunmakta. Gündemdeki "sıcak" projelerin hayata geçip etkili bir şekilde kullanılmaları 5 ila 10 yıllık bir süreci gerektirecektir.

15. Sonuç olarak, Doğu Akdeniz havzasında İGK kabiliyetlerinin "cüssesi" ile orantısızlığı dikkat çeken iki ülkenin olduğu söylenebilir: İsrail ve Türkiye. İsrail, cürümünden çok daha büyük, gelişmiş ve sofistike bir İGK kabiliyetine sahip iken, Türkiye, boyutu ve jeopolitik özkütlesi ile ters orantılı bir envanter bulunduruyor. Zaten çok güçlü olmayan İGK kabiliyetinin hava unsurlarını zaten terörizmle mücadele ve sınır güvenliğine kaydırmış olan Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de etkin bir hava - deniz konuşlu İGK gücünden mahrum olması, bölgesel güç iddiaları önündeki ciddi bir engeldir.

Türkiye, Doğu Akdeniz'de yarı kör - yarı sağır - yarı dilsiz bir deve benzemektedir.





Tabloda Kullanılan Terimler

İstihbarat, Gözetleme, Keşif (İGK) Unsurları

Taktik Savaş Uçağı: Gövde içerisinde ya da haricen faydalı yük olarak İGK sistemi taşıyabilen sabit kanatlı muharip uçak.

Gözetleme / Taktik Keşif / Fotogrametri Uçağı: Esas amacı İGK görevi ifa etmek olan sabit ya da döner kanatlı uçak.

Deniz Karakol / DSH Uçağı:Öncelikli görevi deniz üzerinde devriye, suüstü muharebe ya da denizaltı savunma harbi (DSH) görevi icra etmek olan sabit ya da döner kanatlı uçak.

Havadan Erken İhbar ve Kontrol Uçağı: Uzaktan hedef tespit, teşhis, takibi, erken ikaz ve ihbar ile komuta kontrol görevlerinde kullanılan uçak.

Elektronik Taarruz Uçağı: Elektronik karıştırma / taarruz görevlerinde kullanılan sabit ya da döner kanatlı uçak.

ELINT / SIGINT / COMINT Uçağı: Elektronik / sinyal / muhabere dinleme, kestirme görevlerinde kullanılan sabit ya da döner kanatlı uçak.

Keşif Gözetleme Uydusu:Üzerindeki sensörler ile İGK maksatlı olarak kullanılan uydu.

İHA - Taktik: Azami 160km menzil ve 5,500m hizmet tavanına sahip, taktik seviye insansız hava aracı.

İHA - MALE: 200km'den fazla menzile ve 24 saatten fazla havada kalış süresine sahip, operatif seviye insansız hava aracı.

İHA - HALE:
9,000m'den fazla irtifa ve 48 saatten fazla havada kalış süresine sahip, operatif / stratejik seviye insansız hava aracı.

Suüstü Gemisi - Muharip: Suüstü muharebesi, hava savunma harbi ve denizaltı savunma harbi görevlerinden en az ikisini icra edebilecek ve İGK sistemleri ile donatılmış muharip suüstü gemisi.

Denizaltı: İGK sistemleri ile donatılmış denizaltı gemisi.


İstihbarat, Gözetleme, Keşif (İGK) Sistemleri


Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi (Uçak, pod): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağa haricen takılan elektronik harp - özsavunma sistemi.

Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi (Uçak, tümleşik): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağın gövdesine takılan elektronik harp - özsavunma sistemi.

Elektronik Harp / Karşı Tedbir Sistemi (Suüstü gemisi): Muharip suüstü gemisinde bulunan elektronik harp - özsavunma sistemi.

ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi (Uçak, tümleşik): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağın gövdesine takılan elektronik / sinyal / muhabere dinleme, kestirme sistemi.

ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi (Uçak, pod): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağa haricen takılan elektronik / sinyal / muhabere dinleme, kestirme sistemi.

ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi (Suüstü gemisi): Muharip suüstü gemisinde bulunan elektronik / sinyal / muhabere dinleme, kestirme sistemi.

ELINT / SIGINT / COMINT Sistemi (Denizaltı): Denizaltı gemisinde bulunan elektronik / sinyal / muhabere dinleme, kestirme sistemi.

Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi (Uçak, tümleşik): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağın gövdesine takılan ve seyrüsefer desteği, hedef tespit, teşhis ve takibinde kullanılan elektrooptik sistem.

Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi (Uçak, pod): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağa haricen takılan ve seyrüsefer desteği, hedef tespit, teşhis ve takibinde kullanılan elektrooptik sistem.

Elektrooptik Seyrüsefer / Hedefleme Sistemi (Suüstü gemisi): Muharip suüstü gemisinde bulunan ve seyrüsefer desteği, hedef tespit, teşhis ve takibinde kullanılan elektrooptik sistem.

Elektrooptik Keşif / IMINT Sistemi (Uçak, pod): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağa haricen takılan ve taktik keşif, görüntü istihbaratı görevlerinde kullanılan elektrooptik sistem.

Keşif / RADINT Radar Sistemi (Uçak, pod): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağa haricen takılan ve radar görüntü istihbaratı görevlerinde kullanılan radar sistemi.

Hedef Tespit / Teşhis / Takip Radarı (Uçak, tümleşik): Sabit / döner kanatlı insanlı / insansız uçağın gövdesine takılan ve hedef tespit, teşhis ve takibinde kullanılan radar sistemi.

Arama / Tarama Radarı (Suüstü gemisi): Muharip suüstü gemisinde bulunan ve satıh ya da hava arama / taramasında kullanılan radar sistemi.

Arama / Tarama Radarı (Denizaltı): Denizaltı gemisinde bulunan ve satıh ya da hava arama / taramasında kullanılan radar sistemi.







Dört Deniz Bülteni - Mayıs 2013

$
0
0


Karadeniz, Akdeniz, Kızıldeniz ve Gökdeniz havzasında savunma ve güvenlik gündemi
[PDF]




Azerbaycan

APA haber ajansının 27 Mayıs tarihli haberine göre ROKETSAN'ın katkıları ile Azerbaycan'da kurulan üretim hattında, 107mm ve 122mm topçu roketleri üretilecek. Üretime ilişkin sözleşme IDEF savunma sanayii fuarı sırasında, 8 Mayıs günü imzalandı. Ortak üretim anlaşması kapsamında ROKETSAN roketlerin motor kısımlarını sağlayacak, üretim ve montaj kalan kısmı Azerbaycan tarafından gerçekleştirilecek.

FlightGlobal sitesinin 22 Mayıs tarihli haberine göre İsrailli Aeronautics şirketi, Azeri Azad Systems ile birlikte kurduğu ortak girişim şirketinde ürettiği Aerostar taktik İHA (insansız hava aracı) sistemini teslim etmeye başladı. [1]


Bulgaristan

SofiaGlobe sitesinin 7 Mayıs tarihli haberine göre Bulgaristan'da geçici hükümet, hava kuvvetleri için ikinci el F-16 alım konusunu gündemden çıkarmış değil. [2]

Fransız Deniz Kuvvetleri'ne ait Cassard sınıfı D615 Jean Bart destroyeri, Nisan ayı sonunda Bulgaristan'ın Varna limanını ziyaret etti.


Irak

ABD Savunma Bakanlığı 30 Nisan günü, Lockheed Martin ile Irak Hava Kuvvetleri için Yabancı Askeri Satışlar (Foreign Military Sales; FMS) kapsamında 18 adet F-16IQ üretimi için USD830 milyonluk bir sözleşme imzaladı.

RIA Novosti'nin 21 Mayıs tarihli haberine göre Irak Merkezî Ceza Mahkemesi, Rusya ile imzalanan USD4.2 milyarlık silah alım anlaşması ile ilgili yolsuzluk soruşturmasını yeniden başlattı. Konuyla ilgili bilgi veren Irak Meclis Dürüstlük Komitesi Başkanı Baha el Araci, anlaşmanın halen yürürlükte olduğunu ancak uygulamaya geçilmediğini söyledi.

Jane's Defence Industry'nin 23 Mayıs tarihli haberine göre Çek Aero Vodochody firmasının Irak ile sürdürdüğü L-159 jet eğitim ve saldırı uçağı satışına ilişkin sözleşme görüşmeleri donma noktasına geldi. Habere göre firma yöneticileri, Irak hükümetinin Güney Koreli KAI üretimi T-50 Golden Eagle uçağına meyletmesi nedeniyle görüşmelerin durduğunu kabul ettiler. Görüşmeler, Çek Hava Kuvvetleri depolarından 4 adet az kullanılmış L-159T1 uçağı ile 24 adet yeni üretim L-159B'yi kapsamaktaydı.

Air Forces Daily'nin7 Mayıs tarihli haberine göre Irak Hava Kuvvetleri için sipariş verilen altı Lockheed Martin C-130J-30 Super Hercules nakliye uçaklarından son üç tanesi (seri numaraları YI-307, YI-308 ve YI-309), 6 Mayıs günü Bağdat'taki El Mutenna Hava Üssü'ne indi.


İran

İran içişleri Bakanlığı 21 Mayıs günü, 14 Haziran'da düzenlenecek devlet başkanlığı seçimlerine katılmasına izin verilen 14 adayın isimlerini açıkladı. Aday adaylarından İsfendiyar Rahim Maşei ile Ali Elber Haşimi Rafsancani'nin adaylığına izin verilmedi.

JNS.org sitesinin 2 Mayıs tarihli haberine göre İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Danışmanı Ali Ekber Velayeti, Filistin İslami Cihad örgütüne 80km menzilli Fecr-5 roketleri sağladıklarını açıkladı. [3]

Kokpit.aero sitesinde 13 Mayıs tarihinde yayınlanan ve Hürriyet gazetesine dayandırılan habere göre GKRY - İran ilişkileri, GKRY'nin ABD'nin İran aleyhindeki bir istihbarat operasyonuna verdiği destek nedeniyle kopma noktasına geldi. Habere göre uluslararası ambargo nedeniyle savaş uçakları için yedek parça bulmada sıkıntı çeken İran'ın istihbarat servisine mensup bir ajan, ABD istihbarat servisi CIA'in kurduğu tuzak neticesinde yakalandı. Ajan'ın, kimliklerini gizleyen CIA ajanları ile buluştuğu GKRY'de yakalanması, burada yargılanıp üzerindeki elektronik donanım ile birlikte ABD'ye hızlı bir şekilde iade edilmesi sonucu İran, GKRY'deki büyükelçisini geri çağırdı. [4]

PressTV sitesinde 12 Mayıs tarihinde yayınlanan habere göre Devrim Muhafızları Birliği yeni uzun menzilli gemisavar füzeleri hizmete alacak. Habere göre Havacılık ve Uzay Sanayii Kurumu Başkanı General Mehdi Farahi, 300km menzilli olanları da dahil çeşitli füzelerin hizmete girmeye hazır olduğunu söyledi. [5]

Fars Haber Ajansı'nın 26 Mayıs tarihli haberine göre Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Başkanı Alaeddin Borucerdi, ülkesinin "cesur askerlerinin" ele geçirdiği RQ-170 üzerinde çalışmalar ve deneyler yapıldığını ve bu İHA’nın İran'a özgü türevini yakında uçuracağını söyledi.

İran 9 Mayıs günü Herz 9 adlı kısa menzilli hava savunma füze sistemini kamuoyuna tanıttı. Herz 9, Fransız Crotale'nin Çin yapımı kopyası olan HQ-7'nin İran yapımı kopyası olan Ya Zahra'dan türetilmiş.

İran, "Hamaseh" adlı yeni bir İHA sistemini kamuoyuna tanıttı. Tasarım özellikleri bakımından oldukça sıradışı görünen Hamaseh, gövde altında gemi seyrüseferinde kullanılan Furuno üretimi bir radar sistemi taşıyor. [6][7]

Jane's Navy International'ın 9 Mayıs tarihli haberine göre İran, yeni tasarım olduğunu iddia ettiği bir helikopterden çekilen deniz mayını imha sistemini tanıttı. Dış görünüş itibariyle ABD'den Şah döneminde alınan Mk105'in aynısı olan sistem, yine aynı dönemde alınmış olan RH-53D helikopterleri ile kullanılıyor.

Jane's Defence Weekly'nin 29 Mayıs tarihli haberine göre İran 26 Mayıs günü Devrim Muhafızları için geliştirilen çeşitli yeni çekili balistik füze fırlatma rampalarını (Transporter - Erector - Launcher; TEL) sergiledi.

Fars Haber Ajansı'nın 24 Mayıs tarihli haberine göre İran Deniz Kuvvetleri 2. Komutanı Amiral Rıza Hadem Bikam, helen bakım, onarım ve yenileme işlemlerinin devam ettiği Bayandor "destroyerinin" kısa süre içinde denize indirileceğini söyledi. [8]


İsrail

İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait savaş uçakları, 3 ve 5 Mayıs tarihlerinde Suriye'ye karşı uzun menzilden hassas güdümlü silah sistemleri ile bombardıman düzenledi. Suriye devlet televizyonu, saldırılarda Şam'daki Camraya'daki bir bilimsel araştırma merkezinin vurulduğunu ve can kaybı olduğunu açıkladı. İsyancı unsurlar ise, saldırıların hedefinin, Lübnan'a sevkedilecek İran yapımı Fateh 110 roketlerinin saklandığı depolar olduğunu iddia ettiler. İsrail uçaklarının bomba ve/veya füzeleri Lübnan hava sahasından ateşlediği iddia edildi. [9][10][11][12][13][14]

DefenseNews sitesinin 13 Mayıs tarihli haberine göre Başbakan Netanyahu hükümeti, 2013 - 2014 bütçesindeki savunma payında yaklaşık USD1 milyar kesinti yaptı. [15]

İsrail Hava Kuvvetleri'ne ait bir İHA’sı, 11 Mayıs günü Akdeniz üzerinde iken yaşanan teknik arıza sonrasında kumanda mürettebatı tarafından kontrollü bir biçimde denize düşürüldü. Kırım soruşturması kapsamında tüm Heron İHA'lar uçuştan çekildi. [16]

Air Forces Daily'nin 7 Mayıs tarihli haberine göre Elbit, ABD Özel Harekât Komutanlığı (USSOCOM) denemeleri için, bu komutanlık bünyesindeki Sikorsky MH-60L/M helikopterlerinden kullanılmak üzere GATR 2.75" lazer güdümlü roket üretecek.

Defense-Update.com sitesinin 16 Mayıs tarihli haberine göre Israel Shipyards, Singapur'daki IMDEX 2013 fuarında, İsrail Deniz Kuvvetleri için önerdiği Saar S-72 korvet tasarımını tanıttı. Bütçe sıkıntısı yaşayan ve deniz kuvvetleri modernizasyonu için yeterli kaynak ayıramayan İsrail için düşük bütçeli bir alternatif olarak önerilen S-72, 800t deplasmana sahip. AW139 muadili orta sınıfı helikopterleri destekleyebilen bir pist ve hangara sahip olan korvetin donanımı arasında 76mm baş top, sekiz adet gemisavar füze, EL/M-2258 ALPHA aktif faz dizinli radar bulunuyor.[17]

DefenseNews sitesinin 7 Mayıs tarihli haberine göre Rafael firması, SPICE hassas güdümlü bombasının hareketli hedeflere karşı kullanılabilen 250lb ağırlığındaki bir türevini geliştirdi. SPICE250 adlı bomba, elektrooptik sensöre ve profil eşleştirerek hassas güdümleme kabiliyetine sahip. [18]

Defense-Update.com sitesinin 13 Mayıs tarihli haberine göre Rafael firması IMDEX 2013 fuarında MLS-ER ve MLS-NLOS isimli iki yeni sistem tanıttı. Typhoon isimli gemi konuşlu stabilize uzaktan kumandalı silah istasyonu tasarımı üzerine şekillendirilen sistemlerden MLS-ER, Typhoon kundağının Spike ER, MLS-NLOS ise Spike NLOS füzesi entegre edilmiş hali. [19] IAI firması ise IMDEX fuarında münhasır ekonomik bölge koruması yönelik tümleşik istihbarat çözümü, Skimmer deniz helikopteri görev sistemi, deniz görev sistemleri ile donatılmış Heron İHA ve Mini Dvora süratli devriye botu tasarımlarını sergiledi. [20]

ABD Savunma Bakanlığı'ndan 10 Mayıs günü yapılan bir açıklamaya göre Yabancı Askeri Satışlar (Foreign Military Sales; FMS) kapsamında Cubic Simulation firması ile İsrail Silahlı Kuvvetleri için EST2000 Plus (Engagement Skills Trainer) piyade atış simülatör sistemi tedariğini kapsayan USD21 milyon tutarında bir sözleşme imzalandı. [21]

Defense-Update sitesinin 3 Mayıs tarihli haberine göre IAI üretimi Heron ve Elbit üretimi Hermes 900 İHA sistemleri, Kanada'nın kutup bölgelerinde keşif ve gözetleme görevlerinde kullanılacak İHA tedarik ihalesinde yarışıyorlar. Projenin toplam bütçesi yaklaşık USD1 milyar dolayında. [22]Öte yandan Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) yayınladığı bir rapora göre 2001 - 2011 yılları arasında tüm dünyada satılan tüm İHA sistemlerinin %41'i İsrail üretimi. İsrail, ABD dahil toplam 24 ülkeye İHA ihrac etmiş. [23] DefenseNews sitesinin 20 Mayıs tarihli haberinde ise, Frost & Sullivan danışmanlık şirketinin yayınladığı bir rapora göre İsrail'in İHA ihracatının 2005 - 2013 arasında yıllık ortalama USD578 milyon olarak gerçekleştiği kaydedildi. Rapora göre bu dönemdeki toplam İHA sistem ihracat tutarı USD4.62 milyar. [24]


Kıbrıs

Dünya Gazetesi'nin 19 Mayıs tarihli haberine göre Rum Savunma Bakanı Fotis Fotiu, Güney Kıbrıs'ın tek yanlı olarak ilan ettiği Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içerisindeki egemenlik haklarının garanti altına alınması amacıyla iki tane açık deniz devriye gemisi alma yönünde çalışmalar yaptıklarını açıkladı.

Kıbrıs Postası'nın 9 Mayıs tarihli haberine göre Rum Milli Muhafız Ordusu’na (RMMO) ait kışlalarda, mühimmatlar için altı yeni depo inşa edilmesi çalışmaları tamamlanmak üzere. Toplam bedeli yaklaşık EUR1.1 milyon olan inşaatların Mayıs ayı içinde tamamlanması planlanmıştı ancak inşaat sektöründeki grev nedeniyle Haziran ayına ötelendi.

Öte yandan Kıbrıs724 sitesinin 13 Mayıs tarihli haberine göre Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO), mühimmatların kontrol edilmesi amacıyla kimya laboratuarı kurmaya hazırlanıyor. İlaveten GündemKıbrıs sitesinin 22 Mayıs tarihli haberine göre de, Rum Savunma Bakanlığı, RMMO'ya ait mühimmat ve diğer malzemelerin fek - fesih işlemleri için hizmet alım ihalesine çıktı. İhalede son başvuru tarihi 28 Haziran.

Star Kıbrıs gazetesinin 12 Mayıs tarihli haberine göre Savunma Bakanı Fotiu, ekonomik krizin kötü etkilerinden dolayı, güvenlik ve savunma konularında taviz vermelerinin gündemde olmadığını söyledi. Evangelos Florakis Deniz Üssü’nün, doğal gaz sıvılaştırma terminali inşası planlaması dolayısıyla, başka bir yere taşınması konusuna da değinen Fotiu, bu konunun ilk önce siyasi aşamada ele alınacağını sözlerine ekledi.


Mısır

FlightGlobal sitesinin 10 Mayıs tarihli haberine göre Mısır Türkiye ile, TAI Anka İHA’nın satışı için görüşmeler yürütüyor. 10 adet Anka'nın satışını kapsayan sözleşmenin Haziran ayı içinde imzalanması bekleniyor. Anlaşma kapsamında Mısır Anka için parça da üretecek. [25]

Sina Yarımadası'nda 16 Mayıs günü dört asker ve üç polis, Mısır basınının Selefi olduğunu iddia ettiği bir grup tarafından kaçırıldı.

NavalToday sitesinin 22 Mayıs tarihli haberine göre ABD Deniz Kuvvetleri'ne ait DDG107 USS Gravely destroyeri, Mısır Deniz Kuvvetleri'ne ait FFG906 Toushka firkateyni ile 20 Mayıs günü geçiş ve müşterek seyrüsefer usüllerinin icra edildiği bir PASSEX tatbikatı icra etti.

The Firearm Blog sitesinin 28 Mayıs tarihinde aktardığına göre Mısır İçişleri Bakanlığı, emniyet güçleri için Çek silah üreticisi CZ (Ceska Zbrojovka) firmasına 50,000 adet 9mm P-07 Duty tabanca, "birkaç yüz" adet 9mm Scorpion EVO III makinalı tabanca ve bir miktar CZ805 BREN A1 piyade tüfeği sipariş verdi.[26]


Rusya Federasyonu

Jane's Intelligence Weekly'nin 29 Mayıs tarihli haberine göre Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü üye ülkelerin devlet başkanları 27 - 28 Mayıs tarihleri arasında Bişkek'te gayrıresmi bir zirvede bir araya geldi. Zirvenin gündemi, Afganistan'daki uluslararası koalisyon güçlerinin 2014 yılındaki geri çekilmelerini müteakiben oluşabilecek bölgesel güvenlik sorunları idi.

Vatan Gazetesinin 31 Mayıs tarihli haberine göre, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkiye’den El Kaide terör örgütüyle irtibatlı El Nusra üyesi şüphelilerde ele geçirilen sarin gazı olayı ile ilgili açıklama beklediklerini söyledi. Adana Emniyeti 30 Mayıs günü yaptığı açıklamada, Reyhanlı saldırısı kapsamında El Kaide ve bu örgütle irtibatlı El Nusra Cephesi'ne yönelik operasyonlarda tutuklanan 12 şüpheliden 5’inin serbest bırakıldığını, zanlılara ait adreslerde de 2 kilogram sarin gazı ele geçirildiğini açıklamıştı. [27]

Rusya'nın Sesi Radyosu'nun RIA Novosti'ye dayandırdığı 29 Mayıs tarihli haberine göre Rusya Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolay Patruşev, Kuzey Kafkasya’da terörün düşüşte olduğu ilk kez bu yıl belirgin bir şekilde görüldüğünü açıkladı. Patruşev, “Kuzey Kafkasya’da terörün düşüşte olduğu ilk kez bu yıl belirgin bir şekilde kaydedildi. Terörle bağlantılı suçların sayısı yüzde 43 oranında azaldı.” dedi. Başkan, bu durumun, güvenlik ve kolluk güçlerinin yürüttüğü dev bir çalışmanın iyi bir sonucu olduğunu söyledi.

Jane's Defence Weekly'nin 9 Mayıs tarihli haberine göre Rosoboroneksport Genel Müdürü Anatoli İsaykin, Rusya'nın savunma ihracatının artışının altı yıl sonra ilk kez 2013'te durabileceğini ve hatta düşüşe geçebileceğini söyledi. İsaykin, Rus savunma ürünlerinin ihracatı için tek yetkili olan şirketin 2013 dış satımlarının USD13 milyar dolayında gerçekleşmesinin beklendiğini söyledi. Rusya'nın 2012 savunma ihracatı USD15 milyar dolayında idi. Öte yandan aynı kaynağın 15 Mayıs tarihli haberine göre İsaykin, Brezilya ile modelini açıklamadığı bir hava savunma sistemi satışına dair sözleşme görüşmelerinin tamamlanmak üzere olduğunu, sözleşmenin Haziran ayı içinde imzalanmasını beklediklerini söyledi.

NavalToday.com sitesinin 27 Mayıs tarihli haberine göre Başbakan Yardımcısı Dimitri Rogozin, ülkesinin askeri gemi inşa sanayiindeki krizi çözmek için çeşitli önlemleri almaya hazır olduklarını söyledi. Rogozin, askeri tersaneleri, eğer gemi inşa ve geliştirme projelerinde yerli yetişmiş uzman sıkıntısına düşülürse, yabancı mühendis ve teknisyen istihdam etmeye çağırdı. Rogozin ayrıca, gemi inşasına şimdiden büyük miktarda para gömüldüğünü, daha fazlasının gömülmesinin planlandığını ancak şimdiye kadar herhangi bir dönüş görülmediğini söyledi. [28]Öte yandan Jane's Defence Weekly'nin 29 Mayıs tarihli haberine göre Rogozin, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı ve önde gelen savunma şirketlerinin, Askeri - Sınai Komisyon altında bir baş tasarımcılar konseyi teşkil etmesi talimatını verdi.

Jane's Defence Industry'nin 22 Mayıs tarihli haberine göre Devlet Başkanı Vladimir Putin, United Shipbuilding Corporation (USC) firmasının genel müdürünü görevden alarak yerine Vladimir Şmakov'u atadı.

Proje 20380 sınıfı Boykiy korveti, 16 Mayıs tarihinde Baltık Filosu'nda hizmete girdi. [29]

NavalToday.com sitesinin 8 Mayıs tarihli haberine göre Proje 1164.1 (NATO kodu "Slava") sınıfı güdümlü füzeli kruvazör Varyag üzerinde, FESRC'ye ait Dalzavod Tersanesi'nde yürütülen bakım, onarım ve yenileştirme çalışmaları tamamlandı.

Jane's Defence Weekly'nin 13 Mayıs tarihli haberine göre Rus Savunma Bakanlığı, 2013 yılında üç nükleer tahrikli denizaltının, bakım - onarım çalışmalarının tamamlanmasından sonra hizmete geri döneceğini açıkladı. Bakanlık açıklamasına göre denemelerinin tamamlanmasını müteakip, Proje 949B Antey (NATO kodu "Oscar II") sınıfı K410 Smolensk denizaltısı Kuzey Filosu'nda, aynı sınıftan K150 Tomsk ise Pasifik Filosu'nda hizmete girecek. Halihazırda Rus Deniz Kuvvetleri envanterinde toplam altı adet Oscar II sınıfı denizaltı bulunuyor. Sınıfın ilk denizaltısı K119 Voronej, 2010 yılında Zvezdoçka Tersanesi'nde bakım onarıma girdi. Öte yandan bu yıl içinde yeniden hizmete girmesi planlanan üçüncü denizaltı ise, Proje 971 Sçuka B (NATO kodu "Akula") sınıfı K419 Kuzbass. 2010 yılında başlayan tamiratının tamamlanmasından sonra yıl sonuna doğru Pasifik Filosu'na katılması öngörülüyor. Öte yandan IndiaToda.in haber sitesinin 22 Mayıs tarihli haberine göre Proje 941 (NATO kodu "Typhoon") sınıfı balistik füze atan nükleer denizaltılardan ikisi, Severstal ve Arhangelsk, 2018 yılına kadar hizmetten alınıp sökülecek. [30]

Karadeniz Filosu'na bağlı savaş ve destek gemileri ve Mayıs ayı boyunca da Boğazlar üzerinden Akdeniz'e giriş - çıkış yapmaya devam ettiler. [31] Geçiş yapan gemilerden Azov tank çıkarma gemisi, 1 Mayıs günü İsrail'in Hayfa limanını ziyaret etti. Bu, br Rus savaş gemisinin İsrail'e ilk ziyareti. [32]Öte yandan Jane's Defence Weekly'nin 16 Mayıs tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri Pasifik Filosu'na ait görev kuvveti Süveyş Kanalı'nı geçerek Akdeniz'e ulaştı. [33]Görev kuvveti Proje 1155.1 (NATO kodu "Udaloy II") sınıfı Admiral Panteleyev destroyeri, Proje 775 (NATO kodu "Ropucha") sınıfı Peresvet ve Admiral Nevelski tank çıkarma gemileri ile bir yakıt tankeri ve bir açık deniz römorköründen oluşuyor. Öte yandan RIA Novosti'nin 12 Mayıs tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Viktor Çirkov, oluşturulacak Akdeniz Görev Gücü'nde nükleer denizaltıların da bulunacağını açıkladı. Çirkov'a göre görev gücünde toplam 5 - 6 savaş gemisi bulunacak. [34]

Rus istihbarat servisi FSB Moskova'da bir CIA ajanını, bir FSB çalışanını devşirmeye çalışırken yakaladı. Ayrıntıları basın ile paylaşılan operasyonda, ABD Moskova Büyükelçiliği'nde 3. Katip olarak görev yapan Christopher Fugle, taşıdığı ekipman ve dokümanlar ile birlikte, karşı istihbarat birimleri tarafından, FSB teması ile buluşacağı parkta yakalandı. [35][36]

RIA Novosti'nin 24 Mayıs tarihli haberine göre Savunma Bakanı Sergey Şoygu, biri Kaliningrad'da, diğeri ise Irkutsk'taki iki füze savunma erken ihbar radar sisteminin 2014 sonundan önce tamamlanması gerektiğini söyledi. Şoygu, ulusal savunma programı dahilinde 2018'e kadar entegre bir füze saldırı erken ihbar sisteminin tam teşekküllü olarak hizmete alınmasının öngörüldüğünü ekledi. [37]

Jane's Missiles & Rockets'in 29 Mayıs tarihli haberine göre, Savunma Bakan Yardımcısı Oleg Ostapenko, geliştirilmekte olan 42S6 Morfey kısa menzilli hava savunma füze sisteminin hizmete girişinin 2015 yılına ertelendiğini söyledi. Öte yandan aynı habere göre Ostapenko, S-300 (NATO kodu SA-10 "Grumble") hava ve füze savunma sisteminin yeni türevi olan S-300V4 50R6 Vityaz'ın, halen hizmette olan S-300PS sisteminden hatırı sayılır ölçüde daha iyi performansa sahip olacağını da iddia etti. Öte yandan aynı yayının yine 29 Mayıs tarihli bir başka haberine göre Pantsir S  (NATO kodu SA-22 "Greyhound") alçak irtifa hava savunma sisteminin yeni nesil türevi olan Pantsir SM'nin geliştirilmesi için Tula'daki üretim tesislerinin geliştirilmesi ve 1,300 yeni personel istihdam edilmesi gerekmekte. Haberin, Voyenno Promyişlenni Kuryer gazetesinde 15 Mayıs günü yayınlanan bir makaleye dayandırdığı bilgilere göre halen üretimde olan Pantsir S sistemi, Rus Kara Kuvvetleri'nin isterlerini karşılamaktan uzak: Sistemin hareket kabiliyeti zayıf, kullanımı zor ve uzun menzilden saldırılara karşı savunmasız. Yine aynı makaleye göre Pantsir S, arazideki hareket kabiliyetinin zayıflığından dolayı Rus ordusu tarafından reddedildi.

9 Mayıs Zafer Günü, törenlerle kutlandı. Moskova'daki törenlerde, 68 uçaktan oluşan bir selamlama kolu geçiş yaptı. Air Forces Daily'nin haberine göre kolda uçan uçaklar 1 x Mi-26, 4 x Mi-17, 4 x Mi-28N, 4 x Ka-52, 1 x An-22, 1 x An-124, 1 x A-50, 3 x Il-76, 4 x MiG-29, 4 x MiG-31, 4 x Su-24M, 4 x Su-34, 3 x Tu-22M, 1 x Il-78, 1 x Tu-160, 3 x Tu-95MS ile 25 x MiG-29 / Su-27 / Su-34.

Rus Hava Kuvvetleri Askeri Eğitim ve Araştırma Merkezi'ne ait Mi-8 tipi bir genel maksat helikopteri, 28 Mayıs günü eğitim uçuşundayken yerel saatle 1200 sularında Ivanovkskoye köyü yakınlarında düştü. Pilot ve eğitmen pilot yaralı kurtulurken uçuş teknisyeni hayatını kaybetti.

Air Forces Monthly'nin 26 Mayıs tarihli haberine göre Savunma Bakanlığı ile Beriyev şirketi arasında 6 adet Be-200 amfibi uçak satışı için USD269 milyon tutarında bşr sözleşme imzalandı. Uçaklardan iki adedi Be-200ÇS yangın söndürme türevi, dört adedi ise Be-200PS türevi olacak.

Air Forces Monthly'nin 7 Mayıs tarihli haberine göre Suhoy firması, Rus Hava Kuvvetleri için sipariş verilen Su-34 taktik bombardıman uçaklarının 2013 sipariş paketinin teslimatını tamamladı. Rus Savunma Bakanlığı bugüne kadar iki pakette toplam 124 Su-34 siparişi vermiş durumda. 32 uçağı kapsayan ilk paketin sözleşmesi Aralık 2008'de, 92 uçağı kapsayan ikinci paketin sözleşmesi ise Şubat 2012'de imzalanmıştı.

AINonline sitesinin 3 Mayıs tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri sekiz adet Antonov An-140-100 hafif nakliye uçağından ilkini teslim aldı. Ostafievo deniz hava üssünde hizmete giren uçaktan kısa süre önce de üç adet Rus Hava Kuvvetleri'ne teslim edilmişti. [38]

Jane's Defence Weekly'nin 22 Mayıs tarihli haberine göre Aviastar firması 21 Mayıs günü İlyuşin Il-476 nakliye uçağı firma testlerinin tamamlandığını duyurdu. Firmanın açıklamasına göre uluslararası piyasalarda Il-76-MD-90A olarak tanıtılan uçakla toplam 22 test uçuşu gerçekleştirildiğini, RA-79650 kayıt numaralı uçağın ileri testler için Rus Savunma Bakanlığı'na devredildiğini açıkladı.

AINOnline sitesinin 24 Mayıs tarihli haberine göre Savunma Bakanlığı, İlyuşin ile Il-38 (NATO kodu "May") deniz karakol uçaklarının modernizasyonu için bir sözleşme imzaladı. Kaç uçağı kapsadığı açıklanmayan projede uçaklara Novella görev sistemi takılacak. Rus Deniz Kuvvetleri hizmetinde halen 18 civarında Il-38 bulunuyor. [39]

RIA Novosti'nin 10 Mayıs tarihli haberine göre Hava İndirme Kuvvetleri komutanı Vladimir Şamanov, hava indirme birliklerinin önümüzdeki üç ila beş yıl içinde keşif İHA'ları hizmete alacağını açıkladı. [40]

Bosphorus Naval News sitesinin 13 Mayıs tarihli haberine göre Rus Deniz Kuvvetleri Donanma Komutan Yardımcısı Amiral Aleksandır Fedotenkov, Karadeniz Filosu'nda 20 yeni gemi ve denizaltının hizmete gireceğini iddia etti. [41]

Naval Today sitesinin 28 Mayıs tarihli haberine göre Nevskiy Tersanesi, 22 Mayıs günü askeri gemi inşa, bakım ve tamir sertifikası aldı. [42]

RIA Novosti'nin 18 Mayıs tarihli haberine göre, Russian Technologies firması yetkilisi Sergey Goreslavski, ülkesinin Latin Amerika'da önümüzdeki on yıl içinde oluşması beklenen USD50 milyarlık savunma pazarından daha fazla pay almak için faaliyetlerini artıracağını açıkladı. [43]

Rosoboroneksport firması Başkan Danışmanı Anatoli Aksenov, basına yaptığı açıklamada Türkiye'nin uzun menzil hava ve füze savunma sistemi projesi (T-LORAMIDS) kapsamında Antey 2500 savunma sisteminin ihaleyi kazanması durumunda, iki ülke arasında füze ve uçaksavar sistemleriyle ilgili sıkı işbirliğine zemin hazırlayacağını söyledi. [44]

Proje 1239 (NATO kodu "Dergach") sınıfı hava yastıklı hücumbot Bora, 7 - 10 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da düzenlenen IDEF uluslararası savunma fuarına katılarak Büyükçekmece Koyu'na demirledi. [45]

Jane's Defence Industry'nin 24 Mayıs tarihli haberine göre Rus Federal Askeri - Sınai İşbirliği Hizmetleri Dairesi Başkan Yardımcısı Konstantin Biryulin 21 Mayıs günü, Mısır'ın NT Ametex firmasına verdiği USD20 milyon tutarındaki Santimetr M hassas güdümlü top mermisi siparişini, firmanın teslimat tarihini 9 kez ötelemesi nedeniyle iptal ettiğini açıkladı. Habere göre firma, 152mm çapındaki obüslerden kullanılan mermiyi, Mısır ordusunda bulunan ABD yapımı M109 kundağı motorlu obüslerin 155mm çaplı namlularına göre tadil etmek için bugüne kadar USD79.5 milyoon harcamış durumda.

RIA Novosti’nin 6 Mayıs tarihli haberine göre Rusya, Sırbistan ile bu ülkeye sekiz adet MiG-29M2 taktik savaş uçağı satışı için görüşmeler yürütüyor. Habere göre Sırp Savunma Bakanı Aleksandır Vucic, 23 - 24 Mayıs'taki Moskova ziyareti sırasında Rus mevkidaşı Sergey Şoygu ile konuyu görüştü. [46]

RIA Novosti'nin 20 Mayıs tarihli haberine göre Rusya Peru ile, bu ülkenin MiG-29 (NATO kodu "Fulcrum") savaş uçaklarının modernizasyonu için anlaşmaya vardı. İki ülke arasında ayrıca 100 adet T-90S ana muharebe tankının satışı için de görüşmeler devam etmekte. [47][48]

Jane's Defence Weekly'nin 8 Mayıs tarihli haberine göre Rusya, Uruguay hükümetine uygun mali ödeme şartları ile Suhoy Su-30 (NATO kodu "Flanker") taktik savaş uçağı teklifi iletti.

Thanh Nien News haber sitesinin 21 Mayıs tarihli haberine göre Vietnam'ın deniz kuvvetleri için Rusya'ya sipariş verdiği altı Proje 636 (NATO kodu "Kilo") sınıfı denizaltıdan ikincisi olan Ho Chi Minh City'nin personelinin eğitimine Temmuz ayında başlanacak. [49]Öte yandan NZweek sitesinin 10 Mayıs tarihli haberine göre Vietnam Başbakanı Nguyen Tan Dung 12 - 17 Mayıs tarihleri arasında Rusya ve Belarus'a resmî bir ziyaret gerçekleştirdi. Başbakan'ın gündeminde Vietnam'ın her iki ülke ile savunma işbirliğini geliştirmesi de bulunuyordu.[50]

Jane's Defence Industry'nin 20 Mayıs tarihli haberine göre Rosoboroneksport şirketi genel müdürü Grigori Kozlov 17 Mayıs günü, ABD devlet kurumları ile Afganistan için Mi-17 genel maksat helikopteri satışına dair sözleşme görüşmeleri yürüttüklerini açıkladı. Kozlov, Mayıs sonu gibi sonuçlandırılmasını bekledikleri görüşmelerin 21 + 12 helikopter için yürürüldüğünü belirtti. [51]

Jane's Defence Weekly'nin 22 Mayıs tarihli haberine göre Rostec firması 20 Mayıs günü, Bolivya'ya 10 adet Mi-8 genel maksat helikopterinin kiralanması ile ilgili görüşmelerin yürütüldüğünü açıkladı.

The Firearm Blog sitesinin 6 Mayıs tarihli haberine göre İzmaş firması VS-121 adlı bull-pup şarjör düzeneğine sahip bir keskin nişancı tüfeğini kamuyouna tanıttı. [52]


Suriye

Suriye'nin Rusya'dan 2011 yılında aldığı Yahont (NATO kodu SS-N-26) kıyı konuşlu gemisavar füzeleri için kullanılan hedef tespit ve aydınlatma radarları ile S-300 (NATO kodu SA-10 "Grumble") uzun menzilli hava savunma füzelerinin teslimatı, küçük çaplı bir krizi tetikledi. Beşar Esad, S-300'lerin ilk parti teslimatının yapıldığını açıkladı. ABD'li Wall Street Journal gazetesi, Suriye'nin toplam USD900 milyon tutarındaki sözleşme bedelinin ilk taksit ödemesini gerçekleştirdiğini yazdı. Konuya ilişkin açıklama yapan Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ülkesinin Suriye'ye karşı sözleşme yükümlülüklerini yerine getireceğini açıkladı ancak S-300 teslimatına ilişkin bilgi vermedi. Ayrıca Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, söz konusu füzelerin Suriye'nin caydırıcılığını artırarak bölgede güç dengesini sağlayacağını açıkladı. Mayıs ayı sonu itibariyle konu netleşmiş değildi. [53][54][55][56][57][58]

ABD Dışişleri Bakanı John Kerry 10 Mayıs günü, Suriye rejiminin isyancılarla mücadele sırasında kimyasal silah kullandığına ilişkin güçlü kanıtlar bulunduğunu söyledi. [59] Ayrıca Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ) mayıs günü NBC News kanalına verdiği mülakatta, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın muhaliflere kimyasal silahlarla saldırarak kırmızı çizgiyi aştığını iddia etti. [60]

22 Mayıs günü, ABD Senatosu Dış İlişkiler Komitesi, Suriyeli muhaliflere silah, askeri eğitim desteği ile daha fazla insani yardım yapılmasını öngören tasarıyı onayladı. [61] Bu kararın ertesi haftası 27 Mayıs günü de Avrupa Birliği, üye ülkelerin muhaliflere silah sevkiyatını serbest bıraktı. [62]

Long War Journal sitesinin 9 Mayıs tarihli ve The Guardian gazetesine dayandırılan haberine göre Özgür Suriye Ordusu'ndan çok sayıda militan El Nusra Cephesi örgütüne geçmekte. Haberin aktardığına göre son birkaç ayda El Nusra'ya geçen ÖSO militanı sayısı 3,000'i buldu. [63]

Understandingwar.org sitesinde 10 Mayıs günü Elizabeth O'Bagy imzası ile yayınlanan bir makalede, Beşar Esad'ın Suriye'de bir Alevi (Nusayri) devleti kurmaya yönelmiş olabileceği iddia edildi. Makaleye göre Esad, ileride sahil şeridinde kuracağı bir Nusayri devleti için hazırlık yapıyor olabilir. Tartus yakınlarındaki kıyı kentleri olan Banyas ve Bayda'daki geniş çaplı Sünni katliamları bu hazırlığın bir parçası olarak değerlendirilmekte. [64]

Jane's Intelligence Weekly'nin 13 Mayıs tarihli haberine göre, Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el Zoubi, 11 Mayıs'ta Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde gerçekleşen bombalı saldırı ile ilgili Türkiye'nin Suriye rejimini suçlayan iddialarına sert yanıt verdi. El Zoubi, ülkesinin böyle bir eylemi asla gerçekleştirmeyeceğini, inandıkları değerlerin buna izin vermediğini söyledi.

Defense-Update.com sitesinde 5 Mayıs tarihinde yayınlanan bir makalede, geçtiğimiz sene 21 Haziran günü Ürdün'e iltica eden Hava Kuvvetleri Albayı Hassan Merei el Hamade'nin kullandığı MiG-21 savaş uçağının, uzaktan kumandalı olarak kimysal silah taşıyabilecek şekilde tadil edilmiş olduğu iddia edildi.[65]

UnderstandingWar.org sitesinde, Institute for the Study of War tarafından hazırlanmış, Suriye Hava Kuvvetleri ve hava savunma kabiliyetinin güncel durumunu inceleyen bir araştırma raporu yayınlandı. [66]

Ukrayna

Jane's Defence Industry'nin 29 Mayıs tarihli haberine göre Ukrayna Başbakan Yardımcısı Yuri Boyko Rus mevkidaşı Dimitri Rogozin'in ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada, Ukrayna ile Rusya'nın Antonov An-124 ağır nakliye üretimini tekrar başlatmak üzere bir ortak girişim şirketi kuracağını açıkladı.

UPI haber ajansının 21 Mayıs tarihli haberine göre Dnipropetrovsk şehrinde bir roket motoru imha tesisi açıldı. Tesis, RS-22 (NATO kodu SS-24 "Scalpel") füzelerinin söküm ve imhasında kullanılacak. [67]

Air Forces Daily'nin 22 Mayıs tarihli haberine göre Ukrayna Kara Havacılık unsurları 10 - 11 Mayıs tarihleri araasında Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde düzenlenen, Uruguay Hava Kuvvetleri'nin de yer aldığı bir tatbikata katıldı.


Yunanistan

Air Forces Daily'nin 14 Mayıs tarihli haberine göre Yunan Hava Kuvvetleri'ne bağlı 360MEA filosuna ait 69-7196 seri numaralı bir T-41D Mescalero tipi eğitim uçağı 13 Mayıs günü yerel saatle 0855 sularında Oropos yakınlarında bir tarlaya yaptığı mecburi iniş sonrası kırım geçirdi. Olayda pilot hafif yaralandı.

Air Forces Daily'nin 17 Mayıs tarihli haberine göre, 15 Mayıs günü İskoçya, Glasgow'daki Prestwick havaalanına inişinden sonra arızalanan HAF356A çağrı kodlu C-130H nakliye uçağına yedek parça ulaştırmak için 16 Mayıs günü 354'üncü Filo'ya ait, HAF354E çağrı kodlu ve 4120 seri numaralı bir C-27J gönderildi. Parçanın ulaştırılması ve tamiratın ardından 16 Mayıs gecesi C-130H, 17 Mayıs sabahı ise C-27J, Elefsis'e doğru havalandılar.


[2]"Bulgaria’s caretaker cabinet keeps pot boiling on fighter jet purchase": http://sofiaglobe.com/2013/05/07/bulgarias-caretaker-cabinet-keeps-pot-boiling-on-fighter-jet-purchase/
[3] "Iranian missiles sent to Palestinians to target Israel, officials admit": http://www.jns.org/news-briefs/2013/5/2/iranian-missiles-sent-to-palestinians-to-target-israel-officials-admit
[4] Ayrıntılar için bkz: "İranlılara yedek parça tuzağı": http://kokpit.aero/cia-den-fantom-tuzagi
[5] "Iran to equip IRGC Navy with advanced cruise missiles: Official": http://www.presstv.ir/detail/2013/05/12/303075/irgc-to-receive-advanced-cruise-missiles/
[7] "Iran unveils new “indigenous stealth reconnaissance, combat drone” that will never evade radars": http://theaviationist.com/2013/05/09/hamaseh-new-uav/
[8] "Iran to Launch Overhauled Destroyer Soon": http://english.farsnews.com/newstext.php?nn=9202243572
[9] "What kind of target did the Israeli Air Force really hit in Syria?": http://theaviationist.com/2013/05/08/targets-hit-by-iaf
[10] "Israel strikes weapons convoy in Syria to halt shipment of “game changing” missiles to Hezbollah": http://theaviationist.com/2013/05/04/new-air-strike-syria
[11] "Israeli Air Force strikes Syria for the second time. Syrian air defenses unable to react": http://theaviationist.com/2013/05/05/syria-israeli-war-escalates
[13] "Examining Israeli Air Force Weaponeering in the Damascus Strike": http://theaviationist.com/2013/05/06/israeli-weapons-syria
[15]"Netanyahu Reduces Defense Cuts by 1 Billion Shekels": http://www.defensenews.com/article/20130513/DEFREG04/305130013
[17] "Israel Shipyards Introduces the SAAR 72 Mini-Corvette Design": http://defense-update.com/20130516_saar-72.html
[18] "Rafael Readies New PGM For Fixed, Moving Targets": http://www.defensenews.com/article/20130507/DEFREG04/305060014
[20] "Israel Aerospace Industries Will Display Its Advanced Maritime Technological Solutions At The 2013 IMDEX Exhibition": http://www.defense-aerospace.com/cgi-bin/client/modele.pl?shop=dae&modele=release&prod=144862&cat=3
[22] "Heron, Reaper and Hermes 900 Compete for Canada’s Arctic mission": http://defense-update.com/20130503_iais-heron-will-compete-in-canada-for-arctic-missions.htm l 
[23] "Israel – an unmanned air systems (UAS) super power": http://defense-update.com/20130503_israel-as-unmanned-air-systems-super-power.html
[24] "Consultancy Forecasts Israeli UAS Export Growth": http://www.defensenews.com/article/20130520/DEFREG04/305200018
[26] "Egypt Goes Czech: Adopts CZ P-07 Duty pistols, CZ Scorpion EVO III SMG and CZ 805 BREN A1 Rifle": http://www.thefirearmblog.com/blog/2013/05/28/egypt-czech-adopts-cz-p-07-duty-pistols-cz-scorpion-evo-iii-smg-cz-805-bren-a1-rifle/
[28] "Russian Govt to Sort Out Crisis in Its Naval Shipbuilding": http://navaltoday.com/2013/05/27/russian-govt-to-sort-out-crisis-in-naval-shipbuilding/
[29] "Russian Navy to Receive Newest Baltic Fleet Warship": http://navaltoday.com/2013/05/08/russian-navy-to-receive-newest-baltic-fleet-warship/
[30] Ayrıca bkz: "Three Russian Nuke Subs to Be Recommissioned in 2013": http://en.rian.ru/military_news/20130501/180936810.html
[31] Rus askeri gemilerinin geçişlerinin ayrıntıları için bkz: http://turkishnavy.net/2013/05/28/russian-warship-movements-through-turkish-straits-part-12/
[32] "Russian Amphibious Support Ship Arrive at Haifa for a First Visit in an Israeli Port": http://defense-update.com/20130502_russian-warship-on-a-first-visits-to-an-israeli-port.html
[34]"Russia’s Mediterranean Task Force to Include Nuclear Subs – Navy Chief": http://en.ria.ru/military_news/20130512/181098977/Russias-Mediterranean-Task-Force-to-Include-Nuclear-Subs--Navy.html
[35] "Rusya istihbaratı FSB, Moskova’da CIA ajanı yakaladı": http://www.cihan.com.tr/caption/Rusya-istihbarati-FSB-Moskova-da-CIA-ajani-yakaladi-CHMTAzMDMzNi80
[36] "Cloak, dagger and a blond wig? FSB says CIA agent nabbed in Moscow": http://rt.com/news/fsb-detain-cia-agent-253/
[37] "Russian Minister Urges Completion of 2 New Radars": http://en.rian.ru/military_news/20130524/181329710.html
[40] "Russian Paratroopers to Get Drones by 2018": http://en.ria.ru/military_news/20130510/181066871.html
[41] "Russia Plans To Add 20 Ships To The Black Sea Fleet, As It Turns 23": http://turkishnavy.net/2013/05/13/russia-plans-to-add-20-ships-to-the-black-sea-fleet-as-it-turns-230/
[42] "Russia: Nevsky Shipyard Gets Certificate for Production of Naval Ships": http://navaltoday.com/2013/05/28/russia-nevsky-shipyard-gets-certificate-for-production-of-naval-ships/
[43] "Russia Seeks New Arms Deals on Growing Latin American Market": http://en.rian.ru/world/20130518/181219365.html
[46] "Serbia Looks to Buy Several MiG-29 Fighters From Russia": http://en.rian.ru/military_news/20130506/180999564.html
[47] "Russia, Peru to Sign MiG-29 Jet Upgrade Deal": http://en.rian.ru/world/20130520/181255021.html
[50]"Vietnamese PM to visit Russia, Belarus to boost ties": http://www.nzweek.com/world/vietnamese-pm-to-visit-russia-belarus-to-boost-ties-64245/
[51] Ayrıca bkz: "Russia to Deliver 12 More Mi-17 Helicopters to Afghanistan": http://en.ria.ru/military_news/20130516/181189483/Russia-to-Deliver-12-More-Mi-17-Helicopters-to-Afghanistan.html
[53] Suriye'nin hava savunma ve hava kuvvetlerinin güncel durumuna ilişkin bir rapor için bkz: "Updated Syrian Air Force and Air Defense Capabilities": http://understandingwar.org/press-media/graphsandstat/updated-syrian-air-force-and-air-defense-capabilities
[56] "Kerry warns against Russian missile sales to Syria": http://www.asdnews.com/news-48993/Kerry_warns_against_Russian_missile_sales_to_Syria.htm
[58] "Suriye’ye S-300 Rus uçaksavar füze sistemlerinin ilk partisi geldi": http://turkish.ruvr.ru/2013_05_30/Esad-Suriyeye-S-300-Rus-uchaksavar-fuze-sistemlerinin-ilk-partisi-geldi/
[60] "Turkey says Syria crossed US chemical weapons red line": http://www.trust.org/item/20130509203028-z3ihr
[61] Konu ile ilgili bir değerlendirme için bkz: "Cenevre Arifesinde ABD’nin Muhaliflere Silah Desteği": http://www.turksam.org/tr/a2861.html
[62]"EU countries free to ship arms to Syria": http://euobserver.com/foreign/120273
[64]İlgili makale için bkz: "Syria Update: Assad Targets Sunni along Syria’s Coast": http://www.understandingwar.org/backgrounder/syria-update-assad-targets-sunni
[65]"Unmanned Syrian Mig-21 fitted for chemical warfare?": http://defense-update.com/20130505_syrian-mig-21-were-fitted-for-chemical-warfare.html
Viewing all 500 articles
Browse latest View live